Suriye'ye girmek an meselesi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Gündem (Dünya\/Türkiye) kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Suriye'ye girmek an meselesi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,784 kez görüntülenmiş, 12 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Gündem (Dünya\/Türkiye)
Konu Başlığı Suriye'ye girmek an meselesi
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan asil

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Al-Monitor'dan Metin Gürcan, Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesinin artık ‘an’ meselesi olduğunu yazdı.Gürcan ordu ile hükümet arasındaki "Suriye" anlaşmazlığını da analiz etti.

Ana mesajı en baştan verelim. Türkiye’nin Suriye’ye bir askeri müdahale ile Suriye Kürtlerinin Kobani ile Afrin kantonlarını birbirine bağlayan Cerablus bölgesinde güvenli bir bölge oluşturulması artık ‘an’ meselesi.
Bunun için 15 gün sayacağız. Eğer önümüzdeki 15 gün içinde böyle bir harekat olursa bileceğiz ki Türk ordusunun Suriye’ye girme konusundaki her türlü çekincesine rağmen almış olduğu siyasi direktifi uygulamaktan başka yolu kalmadı ve tüm belirsizliğe rağmen harekatı yapmak zorunda. Eğer bu 15 gün içinde bir harekat olmaz ise yine bileceğiz ki o zaman Türkiye’de generallerin temkinli tavrı ağır bastı ve Türk ordusu Suriye bataklığına saplanmaktan kurtuldu. Şimdi gazetecilerin yapmaları gereken artık Ankara’yı bir kenara bırakıp bu muhtemel harekatta görev alacak olan Özel Kuvvetler Komutanlığı, Gaziantep’teki Beşinci Zırhlı Tugay, Urfa’daki Yürminci Zırhlı Tugay ve Diyarbakır’daki İkinci Hava Taktik Jet Üssündeki askeri hareketliliğe yoğunlaşmaları. Çünkü artık ‘kesin’ gözüyle bakılan Suriye’ye askeri müdahale için doğrudan sahaya yoğunlaşma zamanı.
Türkiye’nin Suriye’ye olası askeri müdahalesi ile Türk ordusu askeri hedefi pek de belli olmayan bir maceraya hazırlanıyor.
Konunun geçmişini daha iyi anlamak için son 1.5 aydaki gelişmeleri özetlemek faydalı olabilir. Al-Monitor’da 4 Mayıs’ta yayımlanan “Türkiye’nin tek fren mekanizması: Türk ordusunun realizmi” yazımda da anlattığım gibi AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’ye askeri müdahale konusundaki ısrarına rağmen askerin realizmi bu siyasi hesapların önünde bir fren mekanizması rolü üstlendi. Peki 4 Mayıs’tan bu yana ne değişti de ibreler askeri müdahale seçeneğine doğru kaydı?
İbrelerin askeri müdahale seçeneğine doğru kaymasında hem Türkiye’nin iç siyasetindeki gelişmeler hem de Suriye’deki gelişmeler ve ABD ile kötüleşen ilişkiler önemli rol oynadı.
Türkiye’deki kritik önemdeki 7 Haziran genel seçimleri Türk karar alıcılara çok farklı bir gerçeklik dayattı. Bu gerçeklik bu seçimlerde 6 milyona yakın kişinin (bu oylardan 1.1 milyonu Kürt olmayanların oylarıydı) oyunu alıp yüzde 13 oy oranı ile parlamentoda 80 milletvekili çıkaran HDP’nin seçim başarısı. 11 Haziran tarihli “Asker genel seçimlere nasıl bakıyor?” başlıklı yazımdan sonra Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği’nden bir görevliyle yaptığım sohbette görevlinin ilk sorusu bu yazının başlığı oldu. Acaba seçim sonuçları hakkında askerin ne düşündüğü niçin önemliydi? Askerin hala ‘PKK terör örgütünün meclisteki siyasi uzantısı’ olarak gördüğü HDP’nin bu başarısını nasıl karşılayacağı benim için büyük merak konusuydu. İçinden geldiğim kurum tepkisi de beni yanıltmadı. Şu an geldiğimiz aşamada net olarak anlıyoruz ki Türk ordusunun bilinçaltında geleneksel olarak mevcut olan ‘Kürdofobi’ bu seçim sonuçları ile ortaya çıktı. Bir de özellikle Türkiye’nin merkez medyasında ve liberal çevrelerde giderek güçlenen bir HDP hayranlığı olgusu ortaya çıkınca bu fobi iyice belirginleşti. Bu nedenle AKP hükümetinin Suriye’ye askeri müdahale konusundaki isteği önünde duran askerin fren mekanizmasında bir miktar boşalma meydana geldi.
AKP hükümeti önündeki fren mekanizmasını daha da boşaltan bir diğer gelişme ise Suriye’de yaşandı. Suriye’nin Tel Abyad kenti koalisyon hava güçleri ile desteklenen ve askerin hala ‘PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı’ olarak gördüğü PYD’nin kontrolüne geçmesi oldu. Çünkü Tel Abyad PYD kontrolüne geçince PYD’nin Suriye’deki Cezire ve Kobani kantonları birleşmiş oldu. “Tel Abyad’dan sonra nereye: Halep mi Raqqa mı?” adlı yazımdaki başlığın sorusu aslında tam da Türk ordusunun beklemediği Tel Abyad şokundan sonra cevabını aradığı soruydu. Bu sorunun cevabı konusunda Salih Müslim’in kritik Ankara ziyaretinde Türk güvenlik bürokrasisini pek de rahatlatamadığını gelinen aşamada anlıyoruz. Bir de Tel Abyad şokundan sonra Ankara’ya gelen istihbarat raporlarında PYD güçlerinin Suriye kuzeyindeki son Kürt kantonu olan Afrin’e ulaşmak için batıya yöneldiği ve PYD’nin nihai hedefinin Türkiye’yi kuşatır şekilde denize de çıkışı olan bir ‘Kürt koridoru’ kurmak olduğu bilgisi yer alınca AKP hükümetinin önündeki ‘Türk ordusunun realizmi’ olarak adlandırdığımız fren mekanizması iyice boşalmış oldu.
Fren mekanizmasının boşaltan son husus ise Türk ordusunun ABD’nin Suriye’ye yönelik planları konusunda bir güven bunalımı yaşaması. Al-Monitor’un Ankara’da konuştuğu güvenlik kaynakları son günlerde ABD ile Türk güvenlik bürokrasisi arasında giderek artan gerilime dikkat çekiyor. Bu kaynaklara göre Ankara’nın en büyük korkusu; Esad rejimi ile anlaştığı düşünülen ABD’nin İslam Devleti’ni (İD) vurarak boşaltılan yerleri PYD’ye (yani aslında PKK’ya) teslim edecek olması. Ankara’ya göre ‘Made in the US’ etiketli ‘Kürt Koridoru’ projesi, Türkiye ile ABD arasındaki geleneksel müttefikliğin sınırlarını oldukça zorluyor.
Özetle artık Türk ordusu yukarıdaki üç nedenden dolayı Suriye’ye askeri müdahale ile bir güvenli bölge oluşturma konusunda 45 gün öncesi kadar güçlü fren koymuyor.
Zaten son 3-4 gündür özellikle hükümete yakın medyada sık sık Suriye’de bir askeri güvenlik bölgesi oluşturulması konusunda AKP hükümetinin siyasi direktifinin Türk Genelkurmay başkanlığına iletildiği, askerin harekat için hazırlığa çoktan başladığı, Suriye'nin kuzeyinde Cerablus ve 30 km. güneyini kapsayan 'Mare' hattı olarak adlandırılan bölgenin güvenli hale getirilmesi için başlatılacak operasyonun ‘eli kulağında’ olduğuna dair haberler manşetleri süslüyor. Son olarak basında çıkan haberlere göre Cerablus bölgesinin PYD’nin veya İD kontrolüne geçmesini önlemeye kararlı olan Türkiye’nin hem PYD’nin silahlı kanadı olan YPG güçleri hem de İD’e karşı bir güvenlik kuşağı oluşturacağı, bu harekat için önce 18 bin askerin Suriye’ye gireceği, bölgenin emniyete alınmasını müteakip sınır bölgesinde konuşlu bulunan 40 kilometre menzilli toplar ve kara ve havadaki diğer ateş gücüyle bölgenin askeri kontrol altında tutulacağına yönelik haberler manşetleri süsledi.
Yine medyada özellikle olası harekatın hukuki meşruiyeti için İsrail’in Güney Lübnan’da uyguladığı model olan tek yanlı güvenli bölge ilanı ve gerektiğinde bu bölgeye askeri müdahale seçeneğinin (BM kararına ihtiyaç duymayacak şekilde) de emsal gösterilerek kuzey Suriye’de uygulanabileceğine dair yorumlara da rastlanıyor. Ayrıca son günlerde hükümete yakın medyadakiköşe yazarlarının askeri strateji konusunda epey bilgi sahibi olduklarını öğrendiğimiz yazılarına da rastlıyoruz. En son Yeni Şafak’tan İbrahim Karagül’ün ‘Türkiye’yi imha planı: Askeri müdahale şart’ başlıklı yazısı bu tür yazılara güzel bir örnek.
Diğer yandan Ankara’da Al-Monitor’a konuşan güvenlik kaynaklarının vurguladığı ilginç noktalar da var. Bunlardan ilki olası bir Suriye harekatının AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından erken seçim ve yeni bir başkanlık kampanyasına alet edilmesi riski. Bir kaynak şöyle diyor: ‘Bu risk asker için büyük bir endişe kaynağı’ ve sözlerine şöyle devam ediyor “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP Hükümeti olası bir Suriye harekatı ile birlikte ellerindeki büyük medya gücü ile büyük bir zafer algısı yaratıp bu algının üzerine bir erken seçim kurguluyor olabilirler.’ Aynı kaynak şöyle sözlerini tamamlıyor ‘Bu nedenle asker hali hazırda düşmüş bir siyasi hükümetten gelen direktif yerine yeni kurulacak bir hükümetin direktifini bekliyor.”
Bir diğer kaynak özellikle Gaziantep ve Urfa’ya artan üst düzey komutan ziyaretlerinin zaten harekat hazırlığına dair önemli ip uçları verdiğini vurgulayarak başladığı konuşmasına şöyle devam ediyor ‘Böyle bir harekatta net operasyonel emirler, net bir stratejik hedef, net angajman kuralları, net dost ve düşman tanımlamaları ve net bir zaman takvimi gerekir. Ancak bunların hepsi çok belirsiz. Böylesine yüksek belirsizlik altında siz birliklerinize nasıl operatif ve taktik harekat emirleri yayımlayabilirsiniz?’ Bu sözlerden askerin kafasında hala göreve ve harekatın taktik ve tekniğine yönelik soru ve endişelerin olduğunu söylemek mümkün. Her iki kaynağın da bu sözlerinden askerin AKP hükümeti önündeki fren mekanizmasını oldukça gevşettiğini ancak siyasi ve teknik nedenlerle tam olarak boşaltmadığını söylemek mümkün.
Burada Suriye’ye askeri müdahale konusundaki Türkiye’deki tartışmaların aynen Şubat 2015’deki Süleyman Şah Türbesinin tahliyesi olayına benzer olduğunu not etmek gerekiyor. Hatırlanacağı üzere Süleyman Şah Tahliyesi Operasyonu öncesinde de Türk medyasında benzer tartışmalar yapılmış ve sonrasın operasyon gelmişti. Bu süreç de şaşırtıcı derecede türbe operasyonuna benzerlik gösteriyor.
Sonuç olarak şu anda AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan çok istemesine rağmen Suriye’ye Türk ordusunun realizminin olası askeri müdahale için fren mekanizması vasfını koruduğunu söylemek mümkün. Ama yukarıda sıralanan nedenlerden dolayı bu fren mekanizması Mayıs ayına nazaran gücünü epey yitirmiş durumda ve önümüzdeki 15 gün çok kritik. Şu anki bu tabloyu iki faktör etkileyebilir. Bunlardan ilki ABD’nin bu gelişmeleri nasıl okuyacağı ve nasıl tepki göstereceği, diğeri ise PYD’nin Ankara’yı ikna kabiliyeti.




Türkiye bu gece Suriye’ye girebilir
Durgun bu iddiayı twitter hesabından paylaştı.

Sputnik’in sınırdaki muhabiri Hikmet Durgun, “Bu gece Türkiye'nin Suriye'ye gireceğine yönelik çok ciddi bilgiler alıyoruz. Rejim karşıtı muhalifler 2 hafta önce bilgilendirilmiş” dedi.
Durgun bu iddiayı twitter hesabından paylaştı.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bu işin şakası yok, türbe taşımaya benzemez ve bir bilinmezliğe doğru sürükleniyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin!
 

X

FAdmin
Onursal Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
693
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Gulermisin, aglarmisin.
 

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İçerideki ve dışarıdaki düşmanların gözü aydın.

Allah Türkiye'yi korusun ve başarılı kılsın.

Düşmanlarını kahr ve helak etsin İNŞAALLAH.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Buradaki atasozu "camiyi calan kilifini hazirlar"

Buradaki soru da "madem kilifi hazir degil di, camiyi neden caldin?" diye sorarlar bu gidisata destek verip te, bugun olmasin diye "dua edenlere"
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Bu memleket ISID dan kormadi, Kurtten korktugu kadar.

Utanc duyulmasi gereken bir durum...
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bu memleket ISID dan kormadi, Kurtten korktugu kadar.

Utanc duyulmasi gereken bir durum...

IŞİD; nedir ?Açılımı değil aslı?

Oyunlar,oyuncaklar.Gerçekler,hayaller.

Ya da hainlikten gerçekleri görmezden gelenler.

Bu memlekete ne olduysa bundan olmadı mı?

Ve ayrıca Kürt'ten korkan olduğunu ben hiç sanmıyorum.

Ha Türk,ha Kürt ne farkı var ki?
 

X

FAdmin
Onursal Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
693
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Neye gülünecek anlamadım?

Ordunun durumunu bilmeyen, hatta savas cikarsa neden olecegini dahi bilmeyecek olan gencecik binlerce cocuk var.. Sen su son 2-3 yilda askerlik yspmis kisilerle biraz konus bence imkanin varsa.

Amerika dedigin dunyanin super gucu 3 trilyon dolar para harcadi buna ragmen o batakliktan cikmak zorunda kaldi. Ekonomileri 2009'da resesyona girdi Dunya'nin en buyuk bankasi city bank az daha batiyordu vs.

Paranin buyuklugu ile alakali mizansen, bkz :

Simdi ortada boyle bir gercek varken, yasal olarak hicbir hukmu kalmamis gorevini kerhen surduren bir hukumet bu kadar vahim bir karari hangi hakla alabilir?

Ulkeyi boyle bir cukurun icine sokmaya haklari yok, kimse kusura bakmasin.
 

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Suriye

Ordunun durumunu bilmeyen, hatta savas cikarsa neden olecegini dahi bilmeyecek olan gencecik binlerce cocuk var.. Sen su son 2-3 yilda askerlik yspmis kisilerle biraz konus bence imkanin varsa.

Amerika dedigin dunyanin super gucu 3 trilyon dolar para harcadi buna ragmen o batakliktan cikmak zorunda kaldi. Ekonomileri 2009'da resesyona girdi Dunya'nin en buyuk bankasi city bank az daha batiyordu vs.

Paranin buyuklugu ile alakali mizansen, bkz :

Simdi ortada boyle bir gercek varken, yasal olarak hicbir hukmu kalmamis gorevini kerhen surduren bir hukumet bu kadar vahim bir karari hangi hakla alabilir?

Ulkeyi boyle bir cukurun icine sokmaya haklari yok, kimse kusura bakmasin.

Ahh sen bunları yeni mi zannediyordun?

Ya biraz akılcı düşünün ya!

Bırakın siyaset yapmayı şimdi,

Dünyadan haberiniz var mı sizin?

Bu kadar safdilliliğe inanmak mümkün değil.

Ordunun durumunu bilmeyen, hatta savas cikarsa neden olecegini dahi bilmeyecek olan gencecik binlerce cocuk var.. Sen su son 2-3 yilda askerlik yspmis kisilerle biraz konus bence imkanin varsa.

Amerika dedigin dunyanin super gucu 3 trilyon dolar para harcadi buna ragmen o batakliktan cikmak zorunda kaldi. Ekonomileri 2009'da resesyona girdi Dunya'nin en buyuk bankasi city bank az daha batiyordu vs.

Paranin buyuklugu ile alakali mizansen, bkz :

Simdi ortada boyle bir gercek varken, yasal olarak hicbir hukmu kalmamis gorevini kerhen surduren bir hukumet bu kadar vahim bir karari hangi hakla alabilir?

Ulkeyi boyle bir cukurun icine sokmaya haklari yok, kimse kusura bakmasin.

Değil mi ya?Aynen öyle.

Askerlik çağına gelmiş genci bu kadar küçümsemek!(Dünyadan bi haber, salak demek anlamına gelir bu) BU KADAR MI?Ki,kim ister gencecik canlar heba olsun?

Yasal olarak hiç bir hükmü kalmamış,görevini kerhen sürdüren bir hükümet ülkesi ;TR...

Heyyyyt ulan, geri durun ben feth edicem Türkiye'yi,nasıl olsa sahipsiz,başıboş.

Canım isterse size de pay veriririm.

Muhalefet yaparken de biraz akıl,biraz izan,biraz vicdan.

YAHU!

Bu ülke,bu vatan hepimizin.

Bakmayın sürdüğümüz sefaya ve nankörlüklerimize.

Ne canlar feda edildi,ne kanlar döküldü bu vatan için,dedene piyangodan çıkmadı anlayacağın!!!

Kaostan,savaştan,kandan beslenmek isteyenlere Allah lanet etsin!
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

X

FAdmin
Onursal Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
693
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Durum analizi yapmak, gerceklerden bahsetmek kimseyi kizdirmasin. Bu ulkeyi yonetenler Suriye'nin suanki durumundan en az ABD kadar mesuldur. Emevi camiinde cumayi kilacam diyen benmiyim?

Suriye'de uyguladiklari politika coktu, basarisiz oldu maaliyeti ulkeye cok agir oldu. Gozu kor olmayan herkesin bunu gormesi gerek.
 

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Doğru analizlere,rasyonel yorumlara saygım sonsuz benim.

Derdim de o parti, bu parti değil TÜRKİYE.

Ama,bazı gerçekler de öylesine saptırılıyor ki,bir TC Vatandaşı olarak içimin acımaması olanaksız kalıyor.

A'nın intikamını B' den alma zamanı değil,gerçekçi olup birlik olma zamanı.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst