Sizler Cennette neler olmasını dilersiniz?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde serdarkip tarafından oluşturulan Sizler Cennette neler olmasını dilersiniz? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,475 kez görüntülenmiş, 11 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Sizler Cennette neler olmasını dilersiniz?
Konbuyu başlatan serdarkip
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

serdarkip

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
9 Ara 2012
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
65
Birçok dinde hayatımızın sona ermesinden sonra ikinci bir hayata geçişin olacağı, sevap ve günahlarımıza göre cennet veya cehenneme geçiş yapılacağı inancı bulunmaktadır. İnsanlar yaşarken cennet veya cehennem hayatı yaşadıklarını ifade ederler, ölümden sonraki hayatta da bu anlamdamı cennet veya cehennem olacaktır? Cennete gönderildiğinizi hayal ettiğinizde orada nelerin olmasını istersiniz hiç düşündünüzmü?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Bunu tasavvur etmek bu boyutta mümkün değildir denilebilir. ölüm küçük kıyamettir. kıyametse yok oluşu ve yeniden dirilişi ifade eder. ölümle insan ilk olarak bedenen ve nefsen değişime uğrayacaktır. bu değişime uğramadan dünyaya bağımlı zekası ve düşünüş sistemleri ile yeni bir dünyayı tasavvur etmesi/tasarlaması bir çok yönden eksik kalacaktır.

Kendi anlayışıma göre Cennet(*) gerçek bir ödül, Cehennemde gerçek(*) bir tehdit değilidir. (inançsal anlamda değil felsefi anlamda söylüyorum). İnsan maddecidir ve peşincidir. işte bana göre imanın temel esaslarından biride budur. gördüğünü, görmediğine değişmek /gerçek bir tehdit olmadığı halde günahtan korkmak/ gerçek bir vaad olmadığı halde gerçekliği kesin olanlardan vazgeçebilmek. vb.

(*) gerçekten kastım; Tanrının insana ve bu dünyaya direkt (beşeri ve doğal olmayan yöntemlerle) mudahalesinin olmamasıdır.
 

IdeaFante

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Kas 2011
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
30
Bunu tasavvur etmek bu boyutta mümkün değildir denilebilir. ölüm küçük kıyamettir. kıyametse yok oluşu ve yeniden dirilişi ifade eder. ölümle insan ilk olarak bedenen ve nefsen değişime uğrayacaktır. bu değişime uğramadan dünyaya bağımlı zekası ve düşünüş sistemleri ile yeni bir dünyayı tasavvur etmesi/tasarlaması bir çok yönden eksik kalacaktır.

Kendi anlayışıma göre Cennet(*) gerçek bir ödül, Cehennemde gerçek(*) bir tehdit değilidir. (inançsal anlamda değil felsefi anlamda söylüyorum). İnsan maddecidir ve peşincidir. işte bana göre imanın temel esaslarından biride budur. gördüğünü, görmediğine değişmek /gerçek bir tehdit olmadığı halde günahtan korkmak/ gerçek bir vaad olmadığı halde gerçekliği kesin olanlardan vazgeçebilmek. vb.

(*) gerçekten kastım; Tanrının insana ve bu dünyaya direkt (beşeri ve doğal olmayan yöntemlerle) mudahalesinin olmamasıdır.

Sayın donkişot

İnsanlığın en eski zamanlarından beri büyük ölçüde başarıya ulaşmış bir durumdan bahsetmeliyiz burada. İnsan bilgi sahibi olmadığı/olamayacağı bir konu hakkında çok kolay korkutulabilir ve bu konu hakkında her şeye inandırılabilir. Bu etkiye ve dayatmaya bir de çocukluktan itibaren başlanırsa başarıya ulaşmama olasılığı çok düşük. Uzun nesilleri kapsayan salgın hastalık olarak devam edecektir bu durum.

İnsan dediğiniz gibi maddeci ve peşincidir. Ama tanrı öyle değildir. İnsan istediği her şeyi bulacağı, ırmaklar, bahçeler bulunan bir yeri cennet ateşi de cehennem olarak maddeci bir şekilde tanımlayacaktır, bu kaçınılmazdır. İnsanın buna inanması tanrıyı da maddeci yapar. Tanrı insanı madde ile madde için yarattı ve ödül/ceza olarak madde kullanacak.

Ufak bir şey daha. Klasik bir gününüzü aklınıza getirin. Bir de cennette olduğunuzu varsayın. Ve o günü cennete uyarlayın, normal gelecek mi? Ahiretle/kaderle/kıyametle yüzleşildikten sonra gittiğiniz bir yerde bir 'lan' dediğinizi, bir espri yaptığınızı, bir maçtan veya araba markasından bahsettiğinizi bir düşünün.

Biz bunlarla yaşadık; ateşle, suyla, doğayla, insanla baş başa kaldık. Eğer bunlar eksik kalacaksa biz ölümden sonraki yaşamımızda artık 'biz' olmayacağız. Ne anlamı kaldı şimdi?

Her şeyi göründüğü gibi klasik biçimde ele almak da çok doğru değil. Cennet cehennem kavramı da zıtlıktan geliyor iyi/kötü şeklinde. Bu bizim düşünce sistemimiz. Cennet ve cehennemde olanları tanımlayamayız diyorsak cennet ve cehennem olgularını tanımlayabilmemiz nereden temel alıyor? Cennet ve cehennem kavramlarını yaratan da biziz, zıtlık insanın maddesel dünyasının ürünü sonuçta.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Ufak bir şey daha. Klasik bir gününüzü aklınıza getirin. Bir de cennette olduğunuzu varsayın. Ve o günü cennete uyarlayın, normal gelecek mi? Ahiretle/kaderle/kıyametle yüzleşildikten sonra gittiğiniz bir yerde bir 'lan' dediğinizi, bir espri yaptığınızı, bir maçtan veya araba markasından bahsettiğinizi bir düşünün.

Biz bunlarla yaşadık; ateşle, suyla, doğayla, insanla baş başa kaldık. Eğer bunlar eksik kalacaksa biz ölümden sonraki yaşamımızda artık 'biz' olmayacağız. Ne anlamı kaldı şimdi?

Anlıyorum. Biz biz olmayacağız diyorsunuz, ya da ben ,ben olmayacağım.diğer boyutta ben ben olmazsam öyleyse ne anlamı kaldı diyorsunuz? İnsanın olduğu gibi diğer tarafa taşımasını istiyorsunuz. psikolojik olarak haklısınız ve bende size bu yönü ile katılıyorum ancak bu varoluş şekli mümkün değildir. ki bunun bu dünyada bile mümkün olmadığını görüyoruz.

Siz 10 yaşındaki benle şu an aynı ben misiniz? Ya da 32 yaşındaki beniniz ile 52 yaşındaki beniniz aynı ‘’ben’’ midir? ne demek istediğini anladığınız düşünerek devam ediyorum

Öyleyse gerçek ‘’ben’’ kimdir/nedir? böyle bir ben var mıdır /var olabilir mi?

3 kutsal dinde de ‘’ben ‘hakkındaki asli unsur /dayanak aynıdır. Gerçek ‘’ben’’imiz cennetteki benimizdir. İnsan cennetten kovularak dünyaya düşmüştür. Tanrıya karşı ilk günahında insan Cennetten kovulmuştur. İlk günah insanın Tanrı iradesine karşı kendi iradesinin ilk ortaya çıkışıdır. bu İnsanın kendi varlığının/varoluşunun farkına varışıdır. (dünyada olduğu gibi).... cennette günah olamaz, günahların alanı bu dünya dediğimiz alandır. dinlerde burada geçerlidir. cennette dinde yoktur. (bahsettiğiniz zıtlıklar dünyasını salt maddeye bağlamadan birde böyle düşünmek gerekir)


Aile, ekonomi,politika,din,bilim vb hiçbir beşeri kurum diğer boyutta var olmamaz. Psikolojik faktörlerin çoğuda böyle. bunları diğer tarafa taşıyamayız. Kısaca sınırlı dünya ve sınırlı insan şartları sınırsız boyutta varolamazlar. Ama senin bunları istemen gayet normaldir ve bunların olmadığı yerde kendini yabancı hissetmen ve başka biri olacağını düşünmen de nomaldir.

Asıl sen kimdir? Öyleyse ilk önce anlaşılması gereken budur. Yoksa dinler tabiki masal anlatıyormuş gibi gelir..

Ayrıca birde madalyonun öbür yüzene bak bakalım… yokluk/hiçlikle sonuçlanan bir varoluş ne kadar rasyoneldir? Hiçbir felsefi akım bu duruma karşı rasyonel düşünce gelişteremez geliştirmeyecektir bu duruma asla pozitif cevaplar veremeyeceklerdir. Kısacası irrasyonel olmakla suçladığın dinler kadar bu felsefi akımlarıda aynı ölçüde suçlamalısın o zaman..
 

IdeaFante

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Kas 2011
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
30
Anlıyorum. Biz biz olmayacağız diyorsunuz, ya da ben ,ben olmayacağım.diğer boyutta ben ben olmazsam öyleyse ne anlamı kaldı diyorsunuz? İnsanın olduğu gibi diğer tarafa taşımasını istiyorsunuz. psikolojik olarak haklısınız ve bende size bu yönü ile katılıyorum ancak bu varoluş şekli mümkün değildir. ki bunun bu dünyada bile mümkün olmadığını görüyoruz.

Siz 10 yaşındaki benle şu an aynı ben misiniz? Ya da 32 yaşındaki beniniz ile 52 yaşındaki beniniz aynı ‘’ben’’ midir? ne demek istediğini anladığınız düşünerek devam ediyorum

Öyleyse gerçek ‘’ben’’ kimdir/nedir? böyle bir ben var mıdır /var olabilir mi?

3 kutsal dinde de ‘’ben ‘hakkındaki asli unsur /dayanak aynıdır. Gerçek ‘’ben’’imiz cennetteki benimizdir. İnsan cennetten kovularak dünyaya düşmüştür. Tanrıya karşı ilk günahında insan Cennetten kovulmuştur. İlk günah insanın Tanrı iradesine karşı kendi iradesinin ilk ortaya çıkışıdır. bu İnsanın kendi varlığının/varoluşunun farkına varışıdır. (dünyada olduğu gibi).... cennette günah olamaz, günahların alanı bu dünya dediğimiz alandır. dinlerde burada geçerlidir. cennette dinde yoktur. (bahsettiğiniz zıtlıklar dünyasını salt maddeye bağlamadan birde böyle düşünmek gerekir)


Aile, ekonomi,politika,din,bilim vb hiçbir beşeri kurum diğer boyutta var olmamaz. Psikolojik faktörlerin çoğuda böyle. bunları diğer tarafa taşıyamayız. Kısaca sınırlı dünya ve sınırlı insan şartları sınırsız boyutta varolamazlar. Ama senin bunları istemen gayet normaldir ve bunların olmadığı yerde kendini yabancı hissetmen ve başka biri olacağını düşünmen de nomaldir.

Asıl sen kimdir? Öyleyse ilk önce anlaşılması gereken budur. Yoksa dinler tabiki masal anlatıyormuş gibi gelir..

Ayrıca birde madalyonun öbür yüzene bak bakalım… yokluk/hiçlikle sonuçlanan bir varoluş ne kadar rasyoneldir? Hiçbir felsefi akım bu duruma karşı rasyonel düşünce gelişteremez geliştirmeyecektir bu duruma asla pozitif cevaplar veremeyeceklerdir. Kısacası irrasyonel olmakla suçladığın dinler kadar bu felsefi akımlarıda aynı ölçüde suçlamalısın o zaman..

Biz nasıl biz oluyoruz? Düşüncemiz, açık bilinçteki 'ben'imiz ve farkındalığımız dünyaya geldiğimiz andan itibaren aldığımız duyumlar ve genetik etkilerle şekillenmiş ortak beynimizle ...

Şimdi bir şeyi düşünebiliyorsak beş duyu organımızla algıladıklarımız temelindedir. Şu anki açık bilincimiz çevreye, maddeye bağlı. Yani 30 yaşında bir insan 30 yıl önce kullanmaya başladığı beyin ve 30 yıl boyunca çevreden aldıklarıyla şekillenen bir düşünce yapısıyla kendisidir. Nereden kovulmuş bilemem ama bu kovulmayla insan benliği açıklanamaz, bilmle/maddeyle açıklanır.

Madde ile şekillenen bir düşünce yapısı, bir insan, bir bilinç maddeden bağımsız bir ortamda nasıl bir anlam taşır? Eğer insan olduğu gibi diğer tarafa transfer olmayacaksa bu taraf niye var? Madem tanrı ve ödül/ceza ları maddeci değil, sorgulama neden madde ile yapılıyor? İşi daha da karıştırmak istemem ama sorgulamanın da manasını ele almak gerek.

İnsan zamanla değişir hiçbir zaman statik bir benliği yoktur ama bunlar kopuk da değildir. İnsan yaşı değiştikçe maddeye bağlılığı değişmez. Kendini etrafından soyutlayıp düşüncelere dalması da ayrı bir materyal gerektirmez, algısındaki eski maddeler ve bunların sistemleşmiş kombinasyonlarıdır kendisi sonuçta.

Bu yazdıklarımla katı bir materyalist gibi görünmek istemem. Ama insanın tüm düşünceleri, tüm kararları, tüm farkındalığı karmakarışık bir nörokimyasal süreç ve algıların yine aynı şekilde karmaşık bir harmanınyla oluşur ve bizim bu karmaşıklıktan hissettiğimiz benliğimizdir diye düşünürüm. Bu konuda fikir yürütmenizi istiyorum.

Yokluk/hiçlik konusuna gelince. İnsan ne kadar 'beyin' maddesinin bir bilinç yarattığını savunsa da bu bilinç ile çaresizce bir çözüm ararken, bir sorgulama yaparken bulur kendisini. Umut ve hayallerin verdiği karmaşık duygularla tanrısal bir parçayı hisseder. Yani bu farkındalığın hiçlik gibi bir sonu olamaz gibi gelir insana. İnsanlar öyle hissetmeselerdi, yok olma kaygısı taşımasalardı, din kavramı olmazdı günümüzde. Bu konuda haksız olmadığınızı söylesem de buradan tanrı, din ve ahiret sonuçlarını çıkaramam.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Bu yazdıklarımla katı bir materyalist gibi görünmek istemem. Ama insanın tüm düşünceleri, tüm kararları, tüm farkındalığı karmakarışık bir nörokimyasal süreç ve algıların yine aynı şekilde karmaşık bir harmanınyla oluşur ve bizim bu karmaşıklıktan hissettiğimiz benliğimizdir diye düşünürüm. Bu konuda fikir yürütmenizi istiyorum

ama öyle görünüyorsunuz :) herşeyi maddeden yola çıkarak değerlendiriyorsunuz.

Dünyaca ünlü bir nöroloji profesörü '' beyin konusunda emekleyen bir çocuk gibiyiz'' demişti. Şimdi bizler bilmediğimiz beynimiz ile bilmediğimiz maddeyi algılıyoruz ama aynı zamanda beynimizde madde.

Evrendeki tüm maddeyi sıkıştırırsak bir portakal büyüklüğünde oluyor diyor bilim. yani bu evren ve insan ,çok çok çook büyük büyük oranda boşluktan oluşuyor.

Kısacası ; karmakarışık beyin ve karmakarışık madde 'nin toplamından oluşturuyor bu algılar dünyası.

Matrix filmini izlemişsindir. bana en mantıklı gelen olasılık şu anda budur ; the matrix :) (eskiden en saçması bu gelirdi)

evet kestiğimiz yerimiz kanıyor, içtiğimiz su susuzluğumuzu gideriyor, bazen sinirden yolduğum sakalım aynı yerden gene çıkıyor, attığım çorabımı 3 gün sonra aynı yerde bulabiliyorum, evler yaptık duruyor, arabalar yaptık gidiyor,uçaklar yaptık uçuyor, arpa ekersem bugday biçmiyorum vs vs. ama yinede burada garip olan birşeyler var dostum:)

Not: bilimsel metodoloji ve düşünce; bu dünya vardır ve maddi bir dünyadır İNANCI üzerine kurulu ve bu taban üzerinde geçerlidir.
 

IdeaFante

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
21 Kas 2011
Mesajlar
76
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
30
Bilinci/ruhu/benliği madde ile açıklamaktan başka yol bulamıyorum :) Bu konuda fikrime körü körüne bağlandığımı düşünmeyin sizin bakış açınız algılayan insanın algılamadığı ve atalarından kalan bilgilere inanmaya dayalı, oysa bir insan olarak kökensiz iletileri benimsemek benim doğamda yok.

Garip bir şeyler var diyorsunuz. İnsanlık tarihinde bu garip şeyler her zaman oldu ve bu şeylerin gariplik niteliklerinin azalması bilimle oldu. Bu gariplikleri bilimle çözmeye çalışmaktan uzak duranlar katı düşünelere sahip kişilerdi ve neden-sonuç ilişkisiyle açıklanmış gariplikleri garip olarak nitelemekten gurur/kararlılık gibi dürtüler yüzünden vazgeçmediler ama sayıları azaldı. Aynı senaryo hep vardı, hala var ve olacak. Ön yargıyı gerçekten kaldırmak her şeyi çözebilir.

Konu içeriğiyle ilgili olarak daha fazla şey söylemek istemiyorum.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Garip bir şeyler var diyorsunuz. İnsanlık tarihinde bu garip şeyler her zaman oldu ve bu şeylerin gariplik niteliklerinin azalması bilimle oldu.
Gariplikten kastım bu maddi olarak algıladığımız dünyanın ve nesnelerin olmama ihtimali ile ilgiliydi. matrix derken bunu kasdetmiştim. filmi izlememişsiniz galiba:) yoksa bilimle,nedensellikle ilgisi yok. evet konuyu dağıttık ama yinede bunu belirtmek istedim.
 

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
Bu dünyada sınırlandırıldığım konuları yapmak isterdim:

1)İçki içmek isterdim.

2)Gözümü kapatırdım ve içimden hangi meyveyi yemek istiyorsam onun önüme gelmesini isterdim.

3)Hiçbir sorumluluk altına girmeden başarı elde etmek isterdim.

4)Seks yapmak isterdim.

5)Uçmak isterdim.

6)Nefesimi 10 dakika tutabilmek isterdim.

7)Gözümü kırpmadan 1 saat durabilmek isterdim.

8)Fikirlerimi özgürce dile getirebilmek isterdim.

9)İstisnasız çevremdeki herkesi mutlu yapabilmek isterdim.

10)Yüz kaslarım ağrımadan sınırsız gülebilmek isterdim.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bu dünyada sınırlandırıldığım konuları yapmak isterdim:
.
.
.
10)Yüz kaslarım ağrımadan sınırsız gülebilmek isterdim.

istekler bile sınırlı idi ama bu güzeldi...

-------------------------

cennet değil ama yeni bir gerçeği tasavvur etmeyi öneriyorum

cennet değil ama yeni bir/başka bir -açık- gerçeği -açık- tasavvur etmeyi-düşünmeyi- öneriyorum

----------------------

yeni ve başka sınırları olmayan bir gerçek
sınırları çizilecek bir gerçek ya da sınırları sınırlamalar ile çizilecek
sınırlama zaten tarif edildiğinde/sınırlandığında (isteklendiğinde) başlıyor

tasavvuru zaten onun sınırlanması ve belirlenmesi/çizilmesi ama bu gerçeğe bağımlı koşullar dışında özgünlük/gerçeklik düşünme yönelimi

isterdim kipi bir olağan ama istemin bir sonu ya da dibi ve doyumu var mı ve olmalı mı?
tüm elmaları_ ne kadar elma yemeye kanacaksınız ya da doyacaksınız_ sonsuz'a kadar elma yiyerek devam mı etmek istiyorsunuz?
sınırlı koşullar düşünmek _anlıyorsunuz ya_ sınırlı koşullar_ sınırlanmış koşullar düşünmektir

tüm yasaklı elmaları yedikten sonra ne halt yiyeceğiz_ ama bu değil anlatacağımı kaçırdım_

gerçeğin mekaniğine ilişkin ters bir bakış, ilişki ve kaçırmalar dizisi burda yatıyordu

-----------------------

yemesiz bir gerçek antidir (anti gerçektir-hiç içermeyen)
ve elmasız bir gerçek antidir (ve elma yemesiz gerçekte yasak elmanın olmadığı yer/biçim ise bir ilginçleme çeşidi)
ve istemesiz bir gerçek mümkündür (se kimse onu istemezdi-istemeyle çelişir durur bu)

-
ama ben bunları istiyorum kipi_?
-

------------------

bunların bi çoğunu bu dünyaya da yapabiliriz_ zaten bu dünya olmayan anti dünya da bunların işi ne?

9)İstisnasız çevremdeki herkesi mutlu yapabilmek isterdim

bunu eleştireceğiz çünkü mutlu yapmak ve mutlu olmak fikri
mutlu yapıcı sizsiniz ve mutlu yapıcı varsa-
mutlu yapan -varsa- onlar mutlu mudur?
onlar kendileri/kendilerinden mutlu olmuş mudur?

mutlu olma? mutlu olmasını isteme ve herkesin mutlu olmasını istemek
ama sizin yapmanız -olması- farkı


1)İçki içmek isterdim..

içki içmek sadece içki nesnesine ihtiyaç duyuyor ve objektif içki sizden hesap sormaz
yemenin sonu var ve yok -doyumun da öyle

3)Hiçbir sorumluluk altına girmeden başarı elde etmek isterdim.

sorumsuz başarıları sevmeyeceksiniz-eksiyi arzulayacaksınız ya da arardınız

4)Seks yapmak isterdim..

seks yapabilirsiniz_ teorik olarak cennetiniz burası .Kısıtlamadan arzu oluşturulamaz çünkü tam yeri burası
cennetiniz burası ve kaçırdığınız yer burası ve tam yeri de burasıydı
(kısıtlanmış doyumun arzu ve erek tatmini)
cenneti_nizi kaçırdığınızı, ertelediğinizi söyleyebilirdim

5)Uçmak isterdim.

uçmaya hiç ihtiyacınız kalmayacak ya da olmaz ya da yok.. mekan? görece
mekan izafi ve mekana izafe edilende_ gerek yok ki buna .bi anlamı yok yani uçmanın

Yeterince yer var -Gidilen, gidilebilecek başka bir yer
uçarak nereye gitmeyi planlıyorsunuz?
Herkes uçarsa sorun olur-Herkes uçmazsa bi anlamı yok-gerçeğin mekaniğine ters
Herkes uçarsa bi anlamı kalmaz-mekan göreceleşir-Buluşma yeri yerdir

yer fikri bu ama gökyüzüyle çok şey yapılabilir-gökyüzü algısıyla
hem kuşlar uçabiliyor _bir ejderhaya binmek mesela iyi bir algı..
bunun dışında kendinizi uçmaktan sınırladınız mı?
inanın sınırlama olmayan bi dünya da uçmak/mekan işe yaramayacaktır
bunları -oraya-başka bir yere de- uygulayamazdınız/taşıyamazdınız...
sınırlara bağımlı varoluşlar

6)Nefesimi 10 dakika tutabilmek isterdim.

nefesinizi 10 dakka tutarsanız 11. dakkaya ihtiyaç olur
su altında mı yaşamak istiyorsunuz-balık mı avlamayadınız? bunda amaç ne?

7)Gözümü kırpmadan 1 saat durabilmek isterdim..

göz kırpma mekanik bi eylem ve kendi oluşur-kendi sürer
-bunda takılacak ne var
hem bu size ne getirecek ve sağlayacak ki

8)Fikirlerimi özgürce dile getirebilmek isterdim.

fikirleriniz? kendinizi duyuyorsunuz sanırım- bu yeterli_ eğer kendi fikirlerinizi duyuyorsanız, yeterince özgür dile gelebiliyor/getirebiliyorsunuz demektir şimdilik
eğer kendi suskunluğunuz ve çelişkilerinizle çelişmiyorsanız fikirleriniz özgürdür

istem özgürdür arkadaşlar
istem yönünü bulmalı

Bu dünyada sınırlandırıldığım konuları yapmak isterdim:
1)İçki içmek isterdim..

içki içmenin yasak olmadığını bir dünyada içki içmenin tadı olmayacak -a
içki içmenin yasak/kısıtlanmadığı dünyada içki içmenin bi anlamı yoktur
içmenin bi anlamı yoktur
doyum ve ereki anlamıyorsunuz
sizi uyutmasınlar-onlar uyuyor dikkat edin-kanmayın

içki içmek zararsızsa ve sonsuz içilip bi şey olmuyorsa ,dereden ırmak akması, içinden su geçmesi gibi olur.
Aynı sınırlamalara özgürlük istiyoruz
Özgürlük zaten özgürlüktür-özgürleştiricidir
Sınır kalmazsa özgürlük zevkli olmaz
sınırları anlamıyorsunuz

Aynı sınırlamalara koşullu sınırlı özgürlük istiyoruz
aynı sınırlamalara -a- izinli, bilir, özgürlük istiyoruz (bu zaten gerçeğin ta kendisi)

buradaki arzuyu oraya taşımak -bu koşulları uyuşturmak

bir anti gerçekte bu gerçeğin (birebir nerseyse) arındırılmış/uyarlanmış koşullarını bekliyorsunuz ve umarsınız
sa
,-bu gerçeği tekrar yaratır ve döner -öğrenene kadar ya da yapana kadar döngülersiniz-aşana kadar
gerçeği tekrar ediyorsunuz ve döngülüyor

(çoğunun bir zevki kalmaz-arzulamadan sevişmek) -böyle bi olgu olmaz-çelişik ters

--
bakın arkadaşlar çoğu-muz evleniyor düşük vasat tatminsiz uyuşmamış seks ya da kıstlı arzular , ya da dizginlenemeyen/kapatılmış-kıstırılmış arzular ve kısıtlarla yaşıyoruz ve ölüyoruz-boğuşuyoruz
seks kısıtlaması ve seks ifadesi kısıtlaması ise kimimizin (cenneti ve) cehenememi ne yazık ki?
türdeşini bulamamak, seksel ifadeyi aşamamak-insan olmamak başta kendini ifade edememek,
yeterince deneyime girmemek-toplumsal sınırlamalar ve ikilemler
boğucu ve yorucu şeyler -bi de tanrı eklendi

sırf bu yüzden işe sırf bu yüzden cenneti ve cehennemi yaşıyoruz...

dikkat edin.. arzularınızı ifade edin ve doyurun, rahat olun korkmayın...

kimimiz ne arayacağını bilmezken de kimimiz düzenini ve uyumunu bulamıyor ya da yaratamıyor-
başkalarından beklemek ikilemdir..
ya da seks mutluluğu rahatlığı ve düzeni bulamıyor
sekse kıstırılmışız-bunu itiraf edin..

seksi yıllarca düşündük_ne olacağını_ne olduğunu (bulunabilecek bi şey yok mekanik biçimde incelenmeli ve arzuya, arzu doğaya, varoluşa indirgenmeli)
seks yapmanında sonu başı yok. özgür seks yapanlarımız ne oldu ve?
farklı ilişki biçimlerine giriyorlar, daha derinin başkasını izlemini arıyorlar-bitmiyor...
altında bi gizem/gizlem, özem- özlem ar mı? nere-ye indirgenmeli tamamlanmalı

fiziksel mekanik bir arcımız var ve _?

seks ve arzu ne kadar şiddetli olursa doyumu o kadar yüksek olur
ve yüksek kısıtlanma deneyimine arzu yükseltisi gebedir ve bu ve çekicidir
eğer arzuda doyum arıyorsak...

arzuların özgürlüğü nerde?
istemsizlik

istemsizlik nedir?
bir anti

--
cenneti_nizi kaçırdığınızı, ertelediğinizi söyleyebilirdim (ama değil yaşayanlar var olmalı _arzuyu tümelleyin ve bakalım neler oluyor)
bireysel edimlere yüklem var
ve bu öyle değil...
bi şey kaçırmadınız-yaşayanlar yaşamıştır -a -

-gerçek deneyimlemiştir siz değil -bi de burda düşünün-bi de tersten
gerçek gerçekleştirmiştir özleminizi siz bireysel öznenize çağrışıyorsunuz . o halde gidin alın...

birileri bu seksi yaşadı mı? bu dünyada yaşadı mı?
tamam onları cehenneme atın siz devam edin. adına cennet denen yerde _kolaylıkla_ az çelişkili_? devam edin_
bu mu tuhaflik

----

4)Seks yapmak isterdim..
bir anti gerçekte ya da seksin kısıtlanmamış -arzulanmış _sayılacağı_ bir gerçekte bu işe yaramayacak

bir deneyime dönüşür-bir çözüme dönüşür ;ağacın kabuklarını soymak gibi bir şey olur--mekanik olur türkçesi tamemen bunun...

Bu dünyada sınırlandırıldığım konuları yapmak isterdim:.

aslında -bir- gerçeğin -bir- özütü gibi bu ifade

sınırlamalar aşıldığında özgürlük ve ,istem yeni bir sınırlamaya gebe midir?
daha aşkın bir çaba ya da istem
bunun çözümü nedir?
anti varoluş anti varoluş

---
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cennetin olmasını isterdim.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
kimin için ve ne için ve neye göre?_
özgürleşemeyenlerin konakladığı yer mi? ve özgürleşemeyenlere sınırsız ayrıcalık tanındığı (sevgi kuşağı belgeseli mi?) ve zekanın kendini inkar ettiği bir yer, ya da uyutma ve toplama/toplanma kampı olarak mı? ne için

-enerji deviniyor-

uyuşmuş enerjiye kolay tatmin ve servis izgesi bir doyum yaratmazdı

cennet hiç bitmeyen çocukluktur o halde;

cennetten anladığımız ne?

ikilemlerden arınırsak göreceğiz ki cennet diye bi yer var ve yok

ve bir cennete, sahte ve sınırlı bir cennet fikrine, ihtiyacımız yok

cennet olarak kurguladığınızın milyar kere katrilyar katında kompleks varoluşlar düşünmeye başlasaydınız iyi ederdiniz

sınırlı paradigmalarla yürünmez-düşersiniz ve ilerisi var..

-
insanlığın cennet fikrinden daha büyük/gelişmiş ya da kompleks bir varoluşu zaten barındıran bu evren ya da zeka fikrine hiç sıcak bakmıyoruz diyenlerimiz olabilir ancak?

-------------

arka yer _öte yer taraf ve cennet kapaması bir arkaya kapamadır. arkayı kapatmadır
üstünü örtme-düşündürmeme
-zihninizi boşaltın ve açın hapsetmeyin-
zekanızı hapsetmeyin ve görün kullanın bakalım neler olacak

gerçekler-anti gerçekler bu yüzde de olabilir -başka yüzler ve yerler taraflar ..
gerçeklik yüzü

başka gerçekte yaşayan başkaları/diğerleri-biz- (biz diğer gerçek paydaşı) fikrinden doyum sağlamayı/doyumlanmayı öğrenin.

arkada tek ve sınırlı sınırlanmış yerli/kapalı ve tek taraflı tek yer , tek (taraflı tek) gerçek fikri düşünerek kendinizi köreltmeyin artık...

gerçeklik kendi orjini/neliği ya da dinamiğiyle sınırlıdır

gerçeklik fikrinin yapamayacağı bir şey var mı şimdi kafanızda ve bu size yetmiyor mu?
hayal ötesi mi arıyorsunuz

gerçeklik fikrinin yapacağı-yapabileceği şeyler size -özgensel- yetmiyor mu ve tatmin etmiyor mu?
sınırlamalar aşılır ya da zeten aşılmıştır
vardır ve yoktur

gerçeklik fikrinin türetemeyeceği bir gerçek-lik mi?
sınırla-n-malar görecedir..

------------------
------------------

elma bizim cennetimiz bayım dikkat edin cennet arıyorsanız

ve balıklar ve kuşlar bizim cennetimiz-yiyiş cennetimiz

cennete razılanırken ve körelirken neye dönüşüyorsunuz buna dikkat edin
birinin mutlak yemi olmaktan haz ya da haz paylaşımı...

ceylan olsanız seviş duyardınız
aynı anda kendinizi insan yiyen ceylan ve ceylan yiyen insan olarak düşünün

--
sonsuz haz bile bir sınırlamadır-ötesine bakın; diğerine bakın; dışarı bakın ve çıkın bundan artık

------------------------------

cennet diye bir gezegen olabilirdi ve adını cennet koyardık .böylesi bir gerçeklik kurun ve deneyin.. lütfen kurun ve deneyin

cennet diye bir gezegen olabilirdi ve adını cennet kurardık-koyardık (sadece bir gezegen ama bu dikkat edin lütfen) bir gerçeklik kurun lütfen kurun ve deneyin

bıkana kadar ölümsüz olsun gerçeği siz tasarlayın
başını ve sonunu _

onu bu koşullara getirin hadi...
bunu yaratıyorsunuz zaten başlangıçta gerçeği değillemiyorsunuz

(bu paradigmaları oraya (cennet denen anti yere ve gerçeğe) taşıyacaksınız, nasıl, kopya mı? kendinizi mi?)
(bu koşullaru orada sıfırdan oluşturmak nedir? bu arzuyu -arzu dinamiği _şimdiyi_ burayı_ tanımlanamaz mı?)

dünya koşulları içermeyen bir yerde dünyanın paradigmalarını oluşturun -ki bu mümkün değil ya da mümkün mü-
ve bunu deneyimci olan bene dayatın hadi bunu yapabiliyor musunuz?

siz gerçeği bu gerçeğe nazaran istiyorsunuz farketmediniz mi? ve cenneti buradaki gerçeğe nazaran türetiyor ve imgeliyor ve seçiyor olduğunuzu söylüyoruz ..

--
bu arzu dinamiği _sıfırdan dinamiksiz_ yaratamıyor ya da getiremiyor olduğunuzu göreceksiniz
bunu arzulayacaksınız ya da tersi
ya da bu paradigmayı (ve zinciri) oraya taşıyacaksınız ve ama bura var daha baştan bunu anlamıyorsunuz

acı kalmadığında haz erirdi ve (kıstırılamda) açıklık onu eritirdi..
amaçsızlaştırır
dünya diye bi yer (orda cennette) bu zaman ve yer koşullarında bir süre sonra bir hafıza bulutu-imgesi olurdu
bunu daha önce de iddia ettim ama oradak iataletten ve bitmeden, hazsızlıktan sonra dünyaya gitmeye gönüllü olanlarımız çıkacaktır
bin milyon yıllarca hazlar mı yaşayacaktınız

buna özgürlük verin şimdi -adı cennet olan yer ve ülke olsun-
---

başlangıç ya da köken teması olarak buraya gelme
ya da benzer bir gerçek getirme oluşturma fikri sizi karşılayacak olmalı

arzu ve istem koşullarında bu paradigmaları nasıl _sıfırdan_ canlandıracaksınız ve gerçeklendireceksiniz,
ölüm işkence ve zorluk olmadan arzuyu ve diğer fiziksel temasın canlılığını ve zindeliğini nasıl kuracaktınız?

---
hani demiyormuyuz insanları aç bırakmasak hepsi sorgular/başkalaşır başkaldırır -öğrenir- toplum çöker -istemsizleşir vb. sorgu x

sizin belirttiniz cennet insanı ne yapar? hazza mı tapar? hazza uyuşuklar tapar ya da kandırılmışlar /sınırlı tapar
ya da haz vardır -a- tapınçlıdır -b-
doyumsuzdur
ilerimsizdir-nedir?

lütfen düşünün bir kere artık

eski paradigmaları taşıyorsunuz _burdan oraya

bir anti gerçeğe kökensiz ya da başka bir gerçeğe kendinizi burda-ki olarak

-----------------------

hepsi bi yana cehennemin olmamasını isterdim

---
istemiştim_

cenneti bilmiyorum
cennet bi yere sanırım hiç ummadım---

---

hiç cennet ummadım hep başka şeyler umdum
çoğu bu dünyada-n olan şeyler umdum ya da başka hayaller -bulutu

---

cennet diye bi yer ummadım
gerçeğin mekaniği? dinamik
burda yapmayı çalıştım hepsini ya da azını-elimden gelebileni

ve başka gerçeklere postaladığım şeyler/umular ve cerehatler var
cennet bütünü değil onlar. başka safsatalı şeyler...

---

cennet diye bi yere beni kimse tıkamazdı.çok saçma bi şey-yer
zevklerim var tamam ama başka arayışlarım var-daha fazla ve büyük
sürprizlere de açığım--

---------- Mesajlar Birleştirildi at 12:12 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 12:09 ----------

tanrıya başkaldırsam ne olur?
başkaldıracak kimse var -a

ben otorite istemiyorum -b
başkaldıracak kimse olmasın-dı c

yok-hiç-

----------

cennetin bizi tatmin etmeyeceğini çocuklar bile söyleyebilir
bunun adı cehennem mi?
kolay yaşam seçimi ama hayali küçümseme?

bi şey olmaya kalksam tanrı olmaya kalkarmıydım bilmiyorum-tanrılık çok zor -boş bulut -o yokedilmeli

---

tanrı hiç bi şeyi vermeyen bi ağlamaç

0 la 6 yaş ya da ay arasındakinin istekleri ebevynlerince doğrudan karşılanır-sanırım büyümüyoruz
-bu bize (ne?) anlatıyor
vericiler arıyoruz-isteklerimizi direk ve doğrudan karşılayan şeyler işte;
--

açık doğaya açık olamıyoruz-isteklerimizi erteliyoruz
hayallerimiz kum çukuruna gömüyoruz;
hayallerimizi ve erdemlerimiz kül bulutuna dönmüş

--
güçsüzüz-zayıfız ve yılgınız -şimdi--

korkağız umarsız ve umursuza dönüşmüş
kaçmış hayaller trenini boşa takip ederken ve izlerken yaşamımızı kaçırıyoruz bile diyemiyoruz çünkü bizden bin mil uzakta ,yetişilemez ve bi daha gelmeyecek , buraya uğramayacak bir tren gibi ve varolanın hayaletine ya da kendini yaşayan deliye dönüşmüşüz..
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst