Şey mi? Hiç!

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Nejdet Evren tarafından oluşturulan Şey mi? Hiç! başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,701 kez görüntülenmiş, 6 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Şey mi? Hiç!
Konbuyu başlatan Nejdet Evren
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Salome_

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
ŞEY

“şey” temelde “bilinçsiz varlık” olarak tanımlanmakta/benimsenmektedir. Gerçekte “şey” i bir nesne olarak görmek mümkün müdür? Yada “şey” den anlaşılması gereken sınırları belirli biçimler midir? “şey” nesnelerin tümü olarak kullanılabilir mi?

Bu konuda düşünce tarihinde değişik anlamlar yüklendiği görülen “şey”in ağırlıklı olarak nesneler ve cansız varlıklar ile, biçimleri belirgin algılanabilir cisimleri anlatmak için kullanıldığı görülmektedir.

Gerçekte “şey” nedir?

“şey” kullandığımız ve yüklediğimiz anlama göre farklılaşan bir durumdur aslında. Algılanabilir olanların tümünü kapsaması için kullanılmış bir soyutlamadır. Somut gerçeğin dışındaki bir kendinden var-olma olmadığı gibi, bunun karşıtı da değildir. İçinde çelişkili gibi görünse de “şey” eğer bir soyutlama ve genelleme olarak kullanılmıyorsa tanımlanmasında ve ögelerine ayrıştırılmasında kesin olarak bilinmeyen için kullanılan bir kavramdır. Tanımlanabilen ve unsurları bilinebilen nesne ya da olgu adlandırılır “şey” olarak
tanımlanmaz. Bu aslında bilinebilir ile bilinemez arasındaki ince bir denge durumudur. Bilinemez olarak tanımlanan “şey ile bilinebilir olgu,durum nesne –canlı,cansız- açıklanamaz. Bir masa nesne olarak doğaya yabancılaşmış insan yaratması olarak adlandırıldığında masayı oluşturan unsurlar tanımlanabilmektedir. Ve o cismin diğerlerinden ayırt edilmesi için yine dilin kültürel devinimine bağlı olarak tanımlanırken isimlendirilmesi akılcı bir yaklaşımdır. Yaratıcı akıl bunu sentezleyebilmektedir. Masa olarak tanımlanan cisim artık şey olarak işaretlenemez. Masa “şey” olarak tanımlandığında ise gerçekte o şey değildir, yalnızca o an için isimlendirilmediği için o şekilde anlatılmaktadır.

“evrende hiçbir “şey” bir diğerinin aynı değildir”tanımı bilinmeyenden bilineni açıklamaya ve karşılaştırmaya yönelik bir değerlendirmedir. “Evrende hiçbir süreç diğerinin aynı değildir” değerlendirmesi ile çok farklılaşmaktadırlar. Olgu zaman boyutundan soyutlanarak tanımlanamayan “şey” ler arasında anlık durumlarına göre değerlendirme yapıldığında soyutlanan “şey” değişmez olarak alınmaktadır. Oysa ki evrenin bilinen ve algılanan tüm süreçleri sürekli devinim ve dönüşüm halindedir.
Böyle olunca somuta indirgendiğinde tanımlama o zaman “zaman” boyutu ile süreçler açığa çıkacağından süreçlerin benzeşmedikleri görülecektir. Süreçlerin benzeşmediği bu açıdan hiçbir “şey”in diğeri ile aynı “süreci yaşamadığı” söylenebilir ki bu nesnel bir açıklamadır. Daha somuta doğru geliştirdiğimizde örneğin tek atomlu olan Hidrojen elementi evrenin a noktasında da b noktasında da aynıdır. Kütlelerin çekimleri yasası da evrenin tüm atom altı ve astronomik ölçeklerinde aynıdır. Işığın saniyede kat ettiği mesafe de aynıdır. Şimdi denebilir mi Hidrojen elementi a noktasında ayırı b noktasında ayrıdır,benzeşemezler diye? Bunu çoğaltabiliriz. Maddeyi oluşturan moleküllerin atom sayıları ki nicel olarak farklılaştıklarında kimyasal tepkimeler ile o maddeyi şekillendirirlerken elbette süreçler her zaman ayrı olarak yaşanmaktadır. Bu bir yönüyle “akan suda iki kez yıkanılamaz” anlatımının başka bir ifade şekli olsa gerek. Her ikisi de özde aynı değerlendirmeyi yapmaktadırlar. İki anlatım da zaman boyutundan ayrıştırılmayan durum aynılığı içerisinde değerlendirilmektedirler.

Kavramların farklılaşması ve soyutlanmaları açısal bir algılama şeklidir
ve soyutlansalar bile tanımlanabilir olanın “şey” olarak açıklanmasına gereksinim göstermez. Örnek olarak verilecek olursa betonarme binaların içinde büyüyen birine odanın kaç duvarı vardır diye sorulduğunda dikey duvarları sayarak dört diyecektir. Oysa taban ve tavan duvarları da oda kavramı için zorunludur ki o zaman altı duvar olduğu gerçeği ile karşılaşırız. Çadırda göçebe yaşayan birine bu soru yöneltildiğinde ise gizli bir alandan söz edecektir duvarlardan değil. Görüleceği üzere “oda”bir sosyolojik belirlemedir ve temelinde dışa kapalı olan bir alanı ifade etmek üzere kavramsallaştırılmış ve kuşaklar arası aktarılan bir değerlendirmedir. Öyle olduğu içindir ki pencereler dışarıdan içerisinin görülmesi için değil içeridekinin dışarıyı görmesi için bırakılmaktadır. Oda tamamen dışa kapatılmış bir alandır ve donanımı buna dahil değildir. Kapalı ve boş bir alanı da oda olarak tanımlamak mümkün iken donanım olmadan oda sayılmaz demek de mümkündür. Bu bir açıdan olguya yaklaşım ve değer yargısını içerdiği için böyledir. Genel anlamda oda-dan ne anlaşıldığı ile özel anlamda oda-dan ne anlaşıldığı bir birleriyle çelişebileceklerdir. “oda” bir şey değildir.


Şekilsiz olan sonsuz öz bilinçten bağımsız olarak var-olandır. Genel “öz”ün şekilsiz olması onun “şey” olarak bilinmez olduğu anlamına gelmez. Başka bir deyişle genel öz bir “şey” değildir. “öz”ün belirginleştirdiği ve birlikte sonsuzlaştığı zamanla örtüşen “biçim”ler de tanımlanabildikleri için bir “şey” değildirler. Buradan hareketle ne “öz” ün ne de “biçim” in bir “şey” olmadığı sonucu rahatlıkla çıkartılabilmektedir. Ve tersinden hareketle –ki buna zıt kavramı da diyebiliriz- “şey” aslında gerçeklik değildir. Şey bir “hiç”tir. Dilin devinimine bağlı olarak geliştirilen bir soyutlama olarak tüm algılanabiliri kapsayan geniş açıdan bir kullanım olsa bile tanımlamakta zorlanılanı açıklamak için yaratılmış bir dil oyunudur. Bu dil oyunu tümden kaldırıldığında algılanabilen her süreç artık “şey” olmaktan çıkacaktır.

Küçüksu,
ekim 2007
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: Şey mi? Hiç!

“şey” dediğimizde karşımızdakine bir mesaj göndeririz; “anla”!; neyi anlayacak? Karşımızdakini baskıladığımızın bir şeklidir bu. Tanımsızlığın içerisinde tanımlanmak, yersizlik içerisinde yer bulmak telaşıdır yaşanan. “şey” tanımı ile kendi yetersizliğimizi karşımızdakine yükleyerek bir örtü oluştururuz. Tanımlanamayan “şey” yoktur. “şey” tanımlanamayandır bir açıdan. Tanımlayamayanın bu tanımı/tanımsızlığı tanımlayanın boynunda bir halka olmamalıdır. “şey” tanımsızlığın ötelenmesi ise bu anlaşılırdır. Ancak, “şey” tanımsızlığın gizli bir tanımı ise adı konmalıdır. Demek ki “şey” her durumda gizlenen bir “şey” olmaktadır. “şey” nedir?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: Şey mi? Hiç!

tanımlanamayan bir olgudan söz-edildiğinde hemen "şey" olduğu tanımını yapmak mümkündür. "şey" tanımlanamayan ve tanımlanmasından kaçınılandır. "şey" aslında "hiç" bir olgu değildir.
 

Fairy

Üye
Yeni Üye
Katılım
6 Nis 2009
Mesajlar
111
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Şey mi? Hiç!

" şey” kullandığımız ve yüklediğimiz anlama göre farklılaşan bir durumdur aslında. Algılanabilir olanların tümünü kapsaması için kullanılmış bir soyutlamadır. Somut gerçeğin dışındaki bir kendinden var-olma olmadığı gibi, bunun karşıtı da değildir."

Cümleyle şekillenmekle görevli bulunan herşeyin herkesin yerine geçebilicek sahte bi kelimedir..
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: Şey mi? Hiç!

Kullanıldığı yere göre “hiç” bir sığınak, bir soluklanma, bir zaman kazanmadır. Bu gün parçacıklar arasında bir boşluk olduğu düşünülmektedir. Ve bu boşluk tanımlanmamış olmasına göre bu bir “hiç” olduğu varsayımına dayanır. On-üzeri çok sayıdaki rakamlarla ifade edilebilen mikro düzeydeki alan bilgisi, gözle görülen alan bilgisinden daha küçük değildir. Mikro ölçeklerle makro düzeydeki alan ölçümlenmeye, tanımlanmaya çalışıldığına göre, bunun tersinin de mümkün olması gerekir. Boşluk bir “hiç” ise bunun hem mikro hem de makro ölçeklerde gösterilebilmesi/kanıtlanması gerekir. Doğrusu kozmolojinin geldiği düzey açısından bilginin devasa büyüklüğü ve çokluğu sonsuzluk karşısında bir nokta kadar olsa gerek. Bu tanımlamanın ürpertici olduğunu söylemek mümkündür. Sonsuzluğu bir işaret olarak ifade etmek/çağrıştırmak olanaklı ise de, sonsuzluğun resmini çizmek, onu tüm ögeleriyle tanımlamak olanaklı değildir. Bu belirleme ile belki de tersinden sonsuzluğun tanımı yapılmış olacaktır. “hiç” yoktur. Yoktan hareketle var olan tanımlanamaz.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Ynt: Şey mi? Hiç!

“hiç” yalın olarak bir anlam ifade etmez. Onun “öteki” olana gereksinimi vardır. Öteki ise, “her-şey” ve “hep-si” dir. “hiç” –her ve hep- in zıttı gibi görünse de aslında zıt değillerdir. “hiç” dışta olmayı olumsuzlayarak olumlar. Başka bir anlatımla, ötekini dışlayan bir olumsuzluktur. “hiç” varlığın tersinden olumlanmasıdır. “hiç” bu yönü ile “şey”den ayrılır. Bu nedenledir ki, “hiç” bir olguyu tersinden açıklarken “şey” açıklayamaz. Buradan hareketle rahatlıkla söylenebilir ki, “hiç bir şey” tanımı bir tanımsızlığa denk düşer ve asla açıklanamaz. Açıklanamayan olgu nedir? Açıklanamayan bir olgu var mıdır? Gerçeklik açıklanabilir olanlar ile sınırlıdır. Bu nedenle açıklanamayan bir olgudan söz edilemez. Bilinememek ile açıklanamamak ayrıdır. Bilinen tüm olgular açıklanabilirdir. Ancak bilinmedikleri için açıklanamayan olgular bir “hiç-bir-şey” değildirler. “Hiç-bir-şey” bundan çok farklıdır. Parçacıkların belirsizliğine ilişkin bilgi, onların hareket tarzının bir “hiç-bir-şey” olduğu anlamına gelmez. “bir-şey” olup da tanımlanamamak bir açıdan sezgisel bir düşünce gibi görünebilir. Ancak, sezgisel düşüncenin kaynağında da bir olgu ve devinim vardır. Olmayanın sezgisi asla olamaz. Demek ki, “hiç” ve “şey” in asla örtüşmedikleri söylenebilir. Bilinebilirliğin farkında olmak ile yetersizlik açıklanmaya muhtaç bir olgusal varlığı gösterir. Bu açıdan da “hiç” kavramının olgusal olmadığı ve yetersizliğin bilincinde olmanın “şey” kavramını ötelediği söylenebilir.

“Hiç” yeri geldiğinde bir vurgu, kuvvetlendirme olarak dillendirilir. “önemli değil” önermesi yeterli iken “hiç önemli değil” önermesi bir vurguyu içerir. “hiç” bir tanım olmasa da anlatım zenginliği için kullanılabilen bir kavram olmakla “her-hep-çok” kavramlarını çağrıştıran tersinden bir anlam içermektedir. Bu olumsuzluk “hiç” in pasif olduğunu gösterir. “hiç önemlidir, hiç değerlidir” gibi önermeler bu nedenle bir anlam ifade etmezler. “şey” in tanımlanamayan olgusal çağrışımı “hiç” te görülmez. Bu nedenledir ki, “hiç-bir-şey” anlatımı ile edilgen/pasif ve tanımlanamayan bir çağrışım yaratılır. “Hiç-bir-şey” insan düşüncesinin kendisi ile oynadığı belki de en büyük düşünsel oyun/illizyonudur.
 

Salome_

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Eyl 2009
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Şey mi? Hiç!

kim bilir belki de cidden "pıt"tır "şey".yıllar önce keşfettiğimizin farkında olmadan gülüp geçmişizdir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst