Parlementer Karsi Devrim/Resmin Kendisi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Siyaset Meydanı kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Parlementer Karsi Devrim\/Resmin Kendisi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,531 kez görüntülenmiş, 21 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Siyaset Meydanı
Konu Başlığı Parlementer Karsi Devrim\/Resmin Kendisi
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bugun farkinda olmadan ve hatta bilincsizce, hem toplum hem farkli haklari basta insan haklari, evrensel hukuk ve hak ve ozgurlukler olarak Parlementer bir yapilanmanin uygulanirliga koydugu ve surekli bir sekilde de planli olarak uyguladigi ve parlementerlestirdigi bir sekilde karsi degisim/donusum ile karsi karsiyadir.

Bunu bir ulusalci/milliyetci/Ataturkcu v.s. ile demokratik ozgurlukcu, libos cekismesi olarak almak ve gostermek tam da bu parlementer degisimin istedigidir.

Burada artik boyle bir kutuplasma yoktur, TC'nin tarihsel olarak bir osmanli'ya ve onun dini onculugune, ve her turlu cemaat/ummet yapisina olan bir donusum soz konusudur.

O yuzden toplum ve farkli halklari ve ulke aydinlari, ilericileri, medyasi, her turlu kitlesel platformu; bunun farkina ve bilincine varamazsa; ulke bu guya politik fark cekismesinde ucuruma dogru suruklenmektedir.

O yuzden konu kimin ne oldugu, hangi izmi savundugu degil; ulkenin bu gidisatindan memnun olup olmadigini ortaya koyma ve bu gidisata yonelik ve karsi bir platform olusturma durumundadir. Cunku her turlu ic cekisme ve orgutsuz, ortak noktasiz bir konumsal, bolgesel baskaldiri artik yeterli degildir.

O yuzden herkes kendi izmini unutup, bu gidasata karsi olup olmadigina once karar vermek ve bunun bilinc ve farkina varmak durumundadir.

Kisaca ya karsi parlementer devrim den yana olunacak, ya da karsi cikilacaktir.

Iste byle bir bakis acisi, eminim bir muslumani bile bir sosyalist ile birlestirebilir.

O yuzden parlemento eli ile yerlestirilecek bu karsi devrime ya razi olunacak, ya da karsi cikilacaktir.

Su andaki tarih Turkiye toplumuna, farkli halklarina, medyasina, aydinina, ilericisine her kim ise ona boyle bir ikilem sunmaktadir.

Eger ortak bir noktada orgutlenilemez ve herkes kendi izm inadini birakmaz ve birbiri ile savasmaya devam ederse, kaybaden onlar olacaktir.

Ya karsi devrim tarafligi, ya da bertaraflik ve bu karsi devrime karsi cikma, orgutlenme ve planli programli hareket etme, dusunme, davranma taraftarligi.

Herkes etegindeki tasi doksun ve bu parlementer gelen karsi devrime karsi, tavrini ortaya koysun. Gun izm kavgasi gunu degildir, gun milliyetciligin v.s. one cikarilacak gunu degildir. Gun, Ulkeyi, toplumunu, farkli halklarini, bu karsi devrime karsi uyarma, bilgilendirme, bilinclendirme ve bu bilinc ve farkindaliga sahip olma ve bunun icin dusunce, davranis ve planli/programli eylemsel davranma gunudur. Gun her koldan gelen karsi devrime karsi cikma gunudur.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
evrensel-insan sorunda orada zaten çoğunluk geriye gidişi istiyor.Yani senin belirttiğin sorunların tamamı toplum tarafından sorun olarak algılanmıyor.Bakın bunun cahillikle de alakası yok.Bugün Türkiye'de üniversitede kürsü sahibi birçok hukukçu Türkiye'de hukukun çok iyi işlediğini iddia ediyor.Bugün Türkiye'de üniversitede kürsü sahibi birçok iktisatçı Türkiye'nin ekonomisinin çok iyiye gittiğini iddia ediyor.

Bende iktisat teorisinin argümanlarını önüme koyuyorum durum felaket.Hukuk felsefesinin argümanlarını önüme koyuyorum durum felaket ötesi.(Birde ben herhangi bir siyasi görüşe sahip değilim.Hiçbirini kabullenecek değerde bulmuyorum yani değerlendirme pencerem kendim).

Sonra diyorum ki :'ya ben bir öğrenciyim bilgim ve algım bu hocalar kadar geniş olamaz.Ya bunlar hukuk okumadan hukukçu oldu.Ya da ben hukuk felsefesini yanlış okuyorum.Galiba tersten okuyorum.Alıp bundan sonra sağdan sola okuyacağım,belki o bilim adamlarının anladıklarını anlarım'.

İşte koskoca bilim adamlarının gözlerini kör eden nedir ? Para değil,bizzat ders aldığım ve dürüstlüğünden zerre kadar şüphe etmediğim hocalar o kadar akıl dışı(hükümetin faaliyetleri) şeyleri savunuyorlar ki anlatamam.E para değilse nedir bu ilaç ? Merak ediyorum(!), sizin tecrübeniz benden fazla,biliyorsanız bana anlatın da bende öğreneyim.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
evrensel-insan sorunda orada zaten çoğunluk geriye gidişi istiyor.Yani senin belirttiğin sorunların tamamı toplum tarafından sorun olarak algılanmıyor.Bakın bunun cahillikle de alakası yok.Bugün Türkiye'de üniversitede kürsü sahibi birçok hukukçu Türkiye'de hukukun çok iyi işlediğini iddia ediyor.Bugün Türkiye'de üniversitede kürsü sahibi birçok iktisatçı Türkiye'nin ekonomisinin çok iyiye gittiğini iddia ediyor.

Bende iktisat teorisinin argümanlarını önüme koyuyorum durum felaket.Hukuk felsefesinin argümanlarını önüme koyuyorum durum felaket ötesi.(Birde ben herhangi bir siyasi görüşe sahip değilim.Hiçbirini kabullenecek değerde bulmuyorum yani değerlendirme pencerem kendim).

Sonra diyorum ki :'ya ben bir öğrenciyim bilgim ve algım bu hocalar kadar geniş olamaz.Ya bunlar hukuk okumadan hukukçu oldu.Ya da ben hukuk felsefesini yanlış okuyorum.Galiba tersten okuyorum.Alıp bundan sonra sağdan sola okuyacağım,belki o bilim adamlarının anladıklarını anlarım'.

İşte koskoca bilim adamlarının gözlerini kör eden nedir ? Para değil,bizzat ders aldığım ve dürüstlüğünden zerre kadar şüphe etmediğim hocalar o kadar akıl dışı(hükümetin faaliyetleri) şeyleri savunuyorlar ki anlatamam.E para değilse nedir bu ilaç ? Merak ediyorum(!), sizin tecrübeniz benden fazla,biliyorsanız bana anlatın da bende öğreneyim.

Nedeni uc kalem; Toplumsal kisilik, suru psikolojisi ve korku felsefesi. Dusunmeyen ve dusundurtulmeyen, birey olamayan, hak ve ozgurluk talebinden mahrum birakilan ve "vardir, bir bildikleri/sen onlardan daha iyi mi bileceksin?" "senin aklin ermez/sen karisma" toplumun klasik yanasimlari.

Eger bir doktor, yaz gunu ramazan ayinda; bilimsel olarak insanoglu vucuduna olumcul derecede gerekli suya karsi cikabiliyor ve susuz kalmanin bir sorun yaratmadigini soyluyebiliyorsa, bunun nedeni yukaridaki uc kalemdir.

Peki, aydinlar, ilericiler, devrimciler, elit ve "okumus" kesim nerde?
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
evrensel-insan,65 yaşına gelmiş AÜ birincilikle bitirmiş,bütün tezleri Dünya'da kabul gören,25 yıldır Prof ünvanı taşıyan bir adam neden sürü psikolojisinde olsun.Ya da neden korksun.Paraya da tamah etmeyen bir adam onuda biliyoruz.Bu adamın gözünü kör eden bir şey var.Biliyorsan söyle,çekinme.O saydığın aydınlarda bu aynı körlüğün içinde.Anlamak mümkün değil.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Aslinda toplumun ne dediginden ve ne yaptigindan ziyade, bilimsel olarak qua felsefesi ile gozlemlediginde her bir ferdin nasil bir psikolojik bunalim icinde oldugunu gormen kacinilmazdir. Cunku insanoglu eger isyanini disari veremiyor ve vermesine izin verilmiyorsa, kendi icine verir ve her turlu psikolojik bunalimin hastaligin pencesine tutulur. Bu oyle bir hal alirki, her turlu "anormal" gelen her turlu dusunce ve davranis "normallesir" Iste senin hukuk proflarinin da durumu budur.

Guvendigi sistem ve kurumlar "13. yasindaki bir kiz cocugunun 26 kisi ile birlikte isteyerek beraber oldugunu" soylerlerse, senin normalin ile anormalin biribirine karisir. Kadinin giyiminin erkegi tahrik ettigi topluma soylenirse, kadinlar buna karsi cikacagina, kendilerince kendilerine ceki duzen verirler. Yani "seni senden alirlar ve istedikleri bir sen yaparlar" iste suru psikolojisinin, korku felsefesinin ve toplumsal kisiligin yaptirdigi budur.

Isin acisi, sen bunu disaridan gorebildigin halde kendindeki degisimi o hukukcu goremez. Cunku degisim, bilincli ve isteyerek farkina vararak olmaz. Sadece toplumsal medya, tanitim ve baski ile olur.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
evrensel-insan,65 yaşına gelmiş AÜ birincilikle bitirmiş,bütün tezleri Dünya'da kabul gören,25 yıldır Prof ünvanı taşıyan bir adam neden sürü psikolojisinde olsun.Ya da neden korksun.Paraya da tamah etmeyen bir adam onuda biliyoruz.Bu adamın gözünü kör eden bir şey var.Biliyorsan söyle,çekinme.O saydığın aydınlarda bu aynı körlüğün içinde.Anlamak mümkün değil.

Bu bir psikolojik tikanikliktir. Kendi zaten farkinda degildir. Cunku kendini kendi degil; kendi disindaki hersey yonlendiriyor ve yonetiyor. Zaten buna da toplumsal kisilikten dolayi alisik. Bunun tek caresi birey olabilmektir. Iste o zaman siginak sadece kendin olursun. Senin anlayamaman da gayet dogal, cunku bu uc kalem sende senin kontrolunde. Bahsettigin profta degil.

Konu bilissel bilimin konusudur ve psikolojiktir. Zaten psikolojik durum sosyallige otomatikman yansir ve sosyoloji ile psikolojiikiz kardestir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Bunu yapanda o sizin yaşadığınız ülkeler galiba...Ben zaten hocalara soru sorup sıkıştırmaya devam ediyorum.Ama öyle marjinal solcular gibi değil bilimsel argümanlarla.Kimine cevap alıyorum,kimine alamıyorum.Ama her neden ve oluş benim(!) insan üzerine düşüncelerimi tekrar tekrar doğruluyor.Nietzsche çok büyük bir filozof...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Aslinda burada sana gozlemin verecegi sonuc, ortada bir tutarsizligin oldugudur. Yani su an bir sey dersin, daha yapmadan fikrini degistirirsin. Bir karar alirsin, kisa bir sure sonra kararini degistirirsin. Iste biyle durumlarda, suru psikolojisi ve korku felsefesi; kisinin kendi beyin duzeyine paralel olarak tutarsizlik seklinde yansir. Yani bir dedigi bir yaptigi, bir dedigini yaptigini tutmaz ve bu normallesir. Bilirsin, S.Demirel'in bir lafi vardi "dundundur, bugun bugundur" diye.

Mesela RTE'yi ele al. Once "Nato'nunLibya'da ne isi var?" derken; bir ay gecmeden"Nato Libya'ya girmelidir" diyebiliyor. Iste bu tutarsizlik artik toplumda normallesmeye basliyor ve kimse kimsenin tutarsizligini dile getirmiyor.

Aslinda pragmatizmin yararciliginin bir tezahurudur, tutarsizlik. Ama,m burada bu tutarsizligi yapan acisindan bir sorun yoktur, Demirel'in sozu gibi. Sorun bunun sorgulanmamasi ve her kes tarafindan kabullenir hale gelmesi ve herkeste bas gostermesidir. Herkes te bu tutarsizlik ile yasamayi bir an gelir, normal karsilar. Sen kisiye donup ona bu tutarsizligini gostersen de algilayamaz.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bunu yapanda o sizin yaşadığınız ülkeler galiba...Ben zaten hocalara soru sorup sıkıştırmaya devam ediyorum.Ama öyle marjinal solcular gibi değil bilimsel argümanlarla.Kimine cevap alıyorum,kimine alamıyorum.Ama her neden ve oluş benim(!) insan üzerine düşüncelerimi tekrar tekrar doğruluyor.Nietzsche çok büyük bir filozof...

Bunu yapan emperyalist zihniyetin ikili ve ic ikili politikasi. Kendi ulkelerinde teknik robotlar yetistirmek, TC gibi ulkelerde de cemaat/ummet toplumlari yetistirmek. Kisaca her turlu dusunmeyen, sormayan, arastirmayan bir teslimiyet toplumu. Cunku teknik robotlar da batida yetisiyor. Iste bu yuzden nerede yasarsan yasa, birey bilinci ve dusunmek ve kendini dusundurtmek, sorgulamak v.s. en azindan kendi kendinin ne dediginin ve ne yaptiginin farkinda ve bilincinde olmak icin cok onemli.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Aslinda burada sana gozlemin verecegi sonuc, ortada bir tutarsizligin oldugudur. Yani su an bir sey dersin, daha yapmadan fikrini degistirirsin. Bir karar alirsin, kisa bir sure sonra kararini degistirirsin. Iste biyle durumlarda, suru psikolojisi ve korku felsefesi; kisinin kendi beyin duzeyine paralel olarak tutarsizlik seklinde yansir. Yani bir dedigi bir yaptigi, bir dedigini yaptigini tutmaz ve bu normallesir. Bilirsin, S.Demirel'in bir lafi vardi "dundundur, bugun bugundur" diye.

Mesela RTE'yi ele al. Once "Nato'nunLibya'da ne isi var?" derken; bir ay gecmeden"Nato Libya'ya girmelidir" diyebiliyor. Iste bu tutarsizlik artik toplumda normallesmeye basliyor ve kimse kimsenin tutarsizligini dile getirmiyor.

Aslinda pragmatizmin yararciliginin bir tezahurudur, tutarsizlik. Ama,m burada bu tutarsizligi yapan acisindan bir sorun yoktur, Demirel'in sozu gibi. Sorun bunun sorgulanmamasi ve her kes tarafindan kabullenir hale gelmesi ve herkeste bas gostermesidir. Herkes te bu tutarsizlik ile yasamayi bir an gelir, normal karsilar. Sen kisiye donup ona bu tutarsizligini gostersen de algilayamaz.


Pragmatizmden bahsederek bana bir gönderme yaptınız galiba :).

Ama unutmayın ki siyaset pragmatizm üzerine kuruludur.Pragmatist olmayan yok olur yani siyasete girmiş bir sosyalistte,kemalistte,islamcı da vs pragmatist olmak zorundadır.Demokrasi teorisinin kılgısalı bunu gerektirir.O nedenle ben bugünün iktidarına neden pragmatisttir diye bir şey demem ya da Demirel'e.Pragmatizmi halkına kullanacak.Benim istediğim bu.Bunu kullanırken de öyle inançla,ahlakla,dinle değil nesnellikle kullanacak.Yani parayla ölçülebilir bir refah toplumu yaratacak.Bunu yapsın hangi inanışı savunursa savunsun.Benim siyasette ki pragmatist kavrayışım da böyledir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Pragmatizmden bahsederek bana bir gönderme yaptınız galiba :).

Ama unutmayın ki siyaset pragmatizm üzerine kuruludur.Pragmatist olmayan yok olur yani siyasete girmiş bir sosyalistte,kemalistte,islamcı da vs pragmatist olmak zorundadır.Demokrasi teorisinin kılgısalı bunu gerektirir.O nedenle ben bugünün iktidarına neden pragmatisttir diye bir şey demem ya da Demirel'e.Pragmatizmi halkına kullanacak.Benim istediğim bu.Bunu kullanırken de öyle inançla,ahlakla,dinle değil nesnellikle kullanacak.Yani parayla ölçülebilir bir refah toplumu yaratacak.Bunu yapsın hangi inanışı savunursa savunsun.Benim siyasette ki pragmatist kavrayışım da böyledir.

Yoo hic beynimden oyle bir dusunce gecmedi. Pragmatizm Amerika da yesermis bir felsefi ideolojidir. Aslinda nihilizm sonrasi yukumsuzluk algisinin getirdigi bir akilciliktir. "Banane, ben kendime ne uygunsa onu dusunur/davranirim" temelli egosal ve bencil bir temele dayanir. En tehlikelisi de bireyci akilciliktir.

Oyuzden ben bir "elestiri" olarak degil; bir gozlem olarak sundum. Cunku bu hem bireyi robotlastirmaya, hem de suru psikolojisine uygundur. Birinde teknik olanaklar rol oynarken, digerinde korku felsefesi devrededir.

Mesela Ataturk'te toplumsal kisilik olarak pragmatistti. Yani kendi icin degil; kendince ulke ve toplum icin.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Yoo hic beynimden oyle bir dusunce gecmedi. Pragmatizm Amerika da yesermis bir felsefi ideolojidir. Aslinda nihilizm sonrasi yukumsuzluk algisinin getirdigi bir akilciliktir. "Banane, ben kendime ne uygunsa onu dusunur/davranirim" temelli egosal ve bencil bir temele dayanir. En tehlikelisi de bireyci akilciliktir.

Oyuzden ben bir "elestiri" olarak degil; bir gozlem olarak sundum. Cunku bu hem bireyi robotlastirmaya, hem de suru psikolojisine uygundur. Birinde teknik olanaklar rol oynarken, digerinde korku felsefesi devrededir.

Yok bende şaka yaptım zaten.

Ben siyasette ve ülke yönetiminde iktidarların sıfır kırmızı çizgiyle pragmatist olmasından yanayım.Çünkü eğer sınırlar varsa demek ki fayda da sınırlar vardır.İktidarlar da toplum faydasını düşünmesi gerekiyorsa pragmatist olmak zorundadır.Ama bu faydanın ölçülebilirliği nesnel olmalıdır.Onun dışında inançlar,ahlak,din vs bunların hepsi her birey için farklı değerlendirilir.Ama fiziki şartlarla fayda ölçümü herkes için aynıdır.

Açıkça söylemeliyim bizim ülkenin Avrupalı emperyalist ülkeler gibi olmasını isterim.Dışarıdan alıp bana(bize) getiren.Siz buna karşı çıkarsınız ama bu kaçınılmazdır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Yok bende şaka yaptım zaten.

Ben siyasette ve ülke yönetiminde iktidarların sıfır kırmızı çizgiyle pragmatist olmasından yanayım.Çünkü eğer sınırlar varsa demek ki fayda da sınırlar vardır.İktidarlar da toplum faydasını düşünmesi gerekiyorsa pragmatist olmak zorundadır.Ama bu faydanın ölçülebilirliği nesnel olmalıdır.Onun dışında inançlar,ahlak,din vs bunların hepsi her birey için farklı değerlendirilir.Ama fiziki şartlarla fayda ölçümü herkes için aynıdır.

Açıkça söylemeliyim bizim ülkenin Avrupalı emperyalist ülkeler gibi olmasını isterim.Dışarıdan alıp bana(bize) getiren.Siz buna karşı çıkarsınız ama bu kaçınılmazdır.

"Tasima su ile degirmen donmez" TC topraklari kendi tarihi, kendi degerleri ve kendi farkli halklarinin toplumu ile, hic bir yer gibi olamaz. Turkiye'yi de toplumunuda eger bir yerlere getirecekse, gene kendinden yetisen evlatlari getirebilir.

Zaten Osmanli'yi da yikia surukleyen bu "bati hayranligi" olmadi mi? Birak Avrupalilasma ve araplasmayi, biz Anadolululasalim bu bize yeter. Cunku biz onlar gibi akilci olamayiz, cunku duygusaliz. Biz onlar gibi vicdansiz da olamayiz, cunku vicdanimiz var. Biz, onlardan evrensel hukuk, insan haklari ve hak ve ozgurlukleri kendi toplumumuz ve farkli halklarimiz adina kendimize uyarliyalim; bu yeter. Bu da politika ile degil; Toplumu, ulkeyi dusunmek ile ve hic bir tarafin tarafi olmamak ile mumkundur.

Sonucta bir toplum eger cag olarak "geri" ise, insanlik olarak ondedir. Bizdeki aile, akraba, komsu, mahalle, sulale v.s. baglari onlarda yoktur.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
"Tasima su ile degirmen donmez" TC topraklari kendi tarihi, kendi degerleri ve kendi farkli halklarinin toplumu ile, hic bir yer gibi olamaz. Turkiye'yi de toplumunuda eger bir yerlere getirecekse, gene kendinden yetisen evlatlari getirebilir.

Zaten Osmanli'yi da yikia surukleyen bu "bati hayranligi" olmadi mi? Birak Avrupalilasma ve araplasmayi, biz Anadolululasalim bu bize yeter. Cunku biz onlar gibi akilci olamayiz, cunku duygusaliz. Biz onlar gibi vicdansiz da olamayiz, cunku vicdanimiz var. Biz, onlardan evrensel hukuk, insan haklari ve hak ve ozgurlukleri kendi toplumumuz ve farkli halklarimiz adina kendimize uyarliyalim; bu yeter. Bu da politika ile degil; Toplumu, ulkeyi dusunmek ile ve hic bir tarafin tarafi olmamak ile mumkundur.

Sonucta bir toplum eger cag olarak "geri" ise, insanlik olarak ondedir. Bizdeki aile, akraba, komsu, mahalle, sulale v.s. baglari onlarda yoktur.



Sorunda orada zaten.Akrabacılık,kardeşçilik,milliyetçilik almış başını gidiyor.Görev bölgelerine zeki ve çalışkanlar değil akrabalar,kardeşler,hemşehriler dolmakta.Kimse bireyci değil,yani kimse kendini kurtaramamış ki toplumu kurtarsın.Bugün Almanya o güçlü ekonomiye,güçlü topluma nasıl ulaştı.Bireycilikten,toplumculuğa geçerek.Yani önce herkes kendini kurtaracak sonunda kurtarılması gereken bir toplum kalmayacak.Onun dışında ki tüm yöntemler devletleri 'muz cumhuriyeti' milletleri 'onursuz,değersiz' millet bireyleri de 'dalkavuk' yapar.Tıpkı Türkiye gibi...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Sorunda orada zaten.Akrabacılık,kardeşçilik,milliyetçilik almış başını gidiyor.Görev bölgelerine zeki ve çalışkanlar değil akrabalar,kardeşler,hemşehriler dolmakta.Kimse bireyci değil,yani kimse kendini kurtaramamış ki toplumu kurtarsın.Bugün Almanya o güçlü ekonomiye,güçlü topluma nasıl ulaştı.Bireycilikten,toplumculuğa geçerek.Yani önce herkes kendini kurtaracak sonunda kurtarılması gereken bir toplum kalmayacak.Onun dışında ki tüm yöntemler devletleri 'muz cumhuriyeti' milletleri 'onursuz,değersiz' millet bireyleri de 'dalkavuk' yapar.Tıpkı Türkiye gibi...

Aslinda ben bu bag orneklerini birlik/beraberlik algisi olarak vermistim. Sense bunu bugunku anlamina yani pragmatizme tasimissin. Aslinda farkta bu. Anadolu'ya birey bilinci de gelse bunun toplumsallasamamasi sorun olacaktir. Yani toplumsal kisilik "biz/oteki" diye bolunurken; gelecekteki birey kisilik pragmatisizmi getirecektir. Ikisi de istenen degildir ve Anadolu tarihine ayak uyduramaz.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Aslinda ben bu bag orneklerini birlik/beraberlik algisi olarak vermistim. Sense bunu bugunku anlamina yani pragmatizme tasimissin. Aslinda farkta bu. Anadolu'ya birey bilinci de gelse bunun toplumsallasamamasi sorun olacaktir. Yani toplumsal kisilik "biz/oteki" diye bolunurken; gelecekteki birey kisilik pragmatisizmi getirecektir. Ikisi de istenen degildir ve Anadolu tarihine ayak uyduramaz.

Anadolu eski sosyolojik yapısının tamamen dışına çıkmıştır.Sizin 'Anadolu' kavrayışınız çok gerilerde kaldı.Aslında Anadolu şuan da her ideolojiyi alabilecek algıya sahiptir.Çünkü artık internetten tutunda televizyon programlarına kadar her unsur Anadolu'nun o eski bilindik kültürünü alt-üst etti.

Yani bundan kısa bir süre sonra bilindik sosyolojik 'Anadolu Kültürü' tamamen yok olacak.İşte burada verilmesi gereken birey bilinci benim dile getirdiğim hiyerarşide olursa,hem bireyler hem toplum büyük fayda görecektir.Ama şuan buradan çok uzaktayız.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Anadolu eski sosyolojik yapısının tamamen dışına çıkmıştır.Sizin 'Anadolu' kavrayışınız çok gerilerde kaldı.Aslında Anadolu şuan da her ideolojiyi alabilecek algıya sahiptir.Çünkü artık internetten tutunda televizyon programlarına kadar her unsur Anadolu'nun o eski bilindik kültürünü alt-üst etti.

Yani bundan kısa bir süre sonra bilindik sosyolojik 'Anadolu Kültürü' tamamen yok olacak.İşte burada verilmesi gereken birey bilinci benim dile getirdiğim hiyerarşide olursa,hem bireyler hem toplum büyük fayda görecektir.Ama şuan buradan çok uzaktayız.

Anadolu tarihte gostermistir ki; hic bir etik teklestirme yonlendirimini Anadolu kabullenemez. Bu ne bir din ve/veya mezhep, ne de bir milli/etnik koken olamaz. Cunku Anadolu tarihinin her doneminde her turlu farkliliklarin topragi olmustur. Anadolu'yu Anadolu yapan, iste bu farklarin mozayigidir.

Zaten kaos ve karmasa da bu Anadolunun etik yonlendirim olarak teklestirilme politikalarindan dogar. Cunku Anadolu bunun tarihinin hic bir doneminde yasamamistir ve kimse de ne yaparsa yapsin, boyle bir yapay sistem ya da duzeni Anadolu'da kuramaz. Anadolu; her turlu rengin, cesninin, karisimin, kulturu, tarihi ve topragidir. Ustelik bu her turlu baglarla ic ice gecmistir.

Iste burada olmasi gereken, emperyalist zihniyetin soros ideolojisinin mikroayrimci her turlu soguk savasina karsi; Anadolu tum farklariyla anti ayrimci butunlugunu ve beraberligini farklarin farkinda olarak ortaya koyacaktir. Anadolu, ne ayrilir, ne de teklestirilebilir. Tum farklari ile birlikte yasar. Aksi Anadolu, Anadolu olmaz.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Anadolu tarihte gostermistir ki; hic bir etik teklestirme yonlendirimini Anadolu kabullenemez. Bu ne bir din ve/veya mezhep, ne de bir milli/etnik koken olamaz. Cunku Anadolu tarihinin her doneminde her turlu farkliliklarin topragi olmustur. Anadolu'yu Anadolu yapan, iste bu farklarin mozayigidir.

Zaten kaos ve karmasa da bu Anadolunun etik yonlendirim olarak teklestirilme politikalarindan dogar. Cunku Anadolu bunun tarihinin hic bir doneminde yasamamistir ve kimse de ne yaparsa yapsin, boyle bir yapay sistem ya da duzeni Anadolu'da kuramaz. Anadolu; her turlu rengin, cesninin, karisimin, kulturu, tarihi ve topragidir. Ustelik bu her turlu baglarla ic ice gecmistir.

Iste burada olmasi gereken, emperyalist zihniyetin soros ideolojisinin mikroayrimci her turlu soguk savasina karsi; Anadolu tum farklariyla anti ayrimci butunlugunu ve beraberligini farklarin farkinda olarak ortaya koyacaktir. Anadolu, ne ayrilir, ne de teklestirilebilir. Tum farklari ile birlikte yasar. Aksi Anadolu, Anadolu olmaz.


Artık 'bir yer kültürü' kalmayacak.Sizin bunu göz ardı etmenize şaşırdım.Yani küreselleşen Dünya'da 'x kültürü','y kültürü' diye bir yaklaşım olabilir mi ? İnsanlar bilgiye çok hızlı ulaşıyor,yeni kültürleri tanıyor.Bugün Anadolu'da ki genç nüfus Avrupa'nın müthiş özgürlükçü(Ahlaki açıdan) yanını keşfettikten sonra bilindik kültürünü yaşaması mümkün mü ?

Anadoluyu Anadolu yapan dışa kapalı olmasıydı.Artık bu mümkün değil.Olayları zaman ve zemin gözeterek değerlendirin.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Artık 'bir yer kültürü' kalmayacak.Sizin bunu göz ardı etmenize şaşırdım.Yani küreselleşen Dünya'da 'x kültürü','y kültürü' diye bir yaklaşım olabilir mi ? İnsanlar bilgiye çok hızlı ulaşıyor,yeni kültürleri tanıyor.Bugün Anadolu'da ki genç nüfus Avrupa'nın müthiş özgürlükçü(Ahlaki açıdan) yanını keşfettikten sonra bilindik kültürünü yaşaması mümkün mü ?

Anadoluyu Anadolu yapan dışa kapalı olmasıydı.Artık bu mümkün değil.Olayları zaman ve zemin gözeterek değerlendirin.

Batida kuresellesme ve etnisite birlikte yuruyor. Yani hem kuresellesiyorsun, hem de etnigini koruyorsun. Bu ne demek oluyor, iste bu dunya cografyasinda kendi her turlu degerini koruyarak, senden farkli degerlerle birlikte yasayabilme oluyor.

Iste batiyi ulke ve toplum olarak dagitmayan ve bir arada tutan bu antiayrimcilik ve farklar esitligi. Ama ve maalesef bunu ancak bireysel birinci erismis ve bireyi icin var olan bati devletleri gerceklestirebiliyor. Yani herkes herkesi ayni adi/soyadi gibi, her turlu etik degeri ile birlikte kabul ediyor ve bu konuda hic bir baski zorlama ve tartisma yok. Iste bu saglandigi icin, bati toplumlari ayakta kalabiliyor.

Anadolu'nun ayni bati gibi, sivillesememesinin, normallesememesinin ve hep diken ustunde olusunun sebebi bu.

Anadolu, 1960'la kadar bu yapiya sahipti. Sorun ise bunun bilincli ve farkinda olarak ve de birey bilinci ile degil; sadece tarihin getirdigi bir miras olarak boyle olmasiydi. Iste 1960 dan beri bu miras geri aliniyor. Aslinda bu cok partili sisteme gecince ve koy enistutuleri kapatilinca basladi.

Iste batida bu fark bilinc ve farkindalik olarak yansiyor. Zaten bu olmazsa bir toplumun elinden her turlu etik degerini alabilirsin (asimilasyon).

Iste bizim Anadolu'nun 1960'lardan beri Avrupa'nin cesitli ulkelerinde yasadigi bu asimilasyondur. Cunku bilincli ve farkinda olarak uygulanan bir etik yoktur. Sadece tarihten mirastir. O yuzden de asimiliyesi ve kaybedilmesi kolaydir. Ama bu batida ters isler. Bati sana etik ozgurluk tanidigi icin, hem batililasirken hem de degerlerini koruyan bir muhafazakar olursun. Iste bu muhafazakarlik nesiller degistikce azalir ve asimiliye fazlalasir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Aslinda bati da ingiliz etnisitesinin ustunlugu, ilginctir bu bilincli muhafazakarliktan geliyor. Ama bu oyle bir muhafazakarlikki nesillerden nesillere aktarilabilen cagdas bir yapiya sahip. Yani tutucu ve yobaz bir dincilik ve milliyetcilik yok. Hem baska etnisiteden etkilenmiyorlar, hem de kendi etnisiteleri baska etnisiteleri asimiliye ediyor.

Bunun tek nedeni, birlesiklik, yani britis semsiyesi. Bu semsiyenin altinda ingilizi de, iskocu da, gallerlisi de irlandalisi da kendi etigini koruyor. Burada hic bir cikar ve ustunluk sorunu yok. Diyelim burada uzun suredir yasam suren hint adalilar (Hintli, bengaldesli, pakistanli v.s.) hem kendietigini koruyor, hem britislesiyor. Ayni sey afrika kokenliler icinde gecerli. Bir somalili hem dini geleneklerini koruyor, hem britislesiyor.

Iste bu britislik hem muhafazakar hem cagdas hem de asimiliye edici.

Iste Anadolu'ya da boyle bir sey lazim ki; bu cok farkli toplum bir arada yasayabilsin. Bunun olamamasinin iki ana nedeni var. Birincisi teklestirme politikasi, ikincisi etik bilincsizlik ve farkindasizlik. Yani uygularsin, ama birisi seni degistirmek isterse de kolayca degisirsin. Ya da kolayca biribirine dusurulursun.

Iste Anadolu ile, Buyuk Britanya'nin farki bu ve bu farkta en az 300 yillik bir fark.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst