- Konbuyu başlatan
- #1
Şimdi bu uçsuz ve bucaksız gözleri yeşil ve ıhlamur kokusunun hüküm sürdüğü şehirde, uzağım teknolojiden epeyce, bakıyorum görmeyi ümit ettiklerime lakin bulamıyorum, hayal gücüm yaşlanmış eskisi kadar iyi görmüyor gözleri.
Kalbimin tam ortasına uzunca bir zamandır oturan bu ağırlık, saçma sapan yazılar yazdırmakta bana, aklın mili metrik güzel oyulmuş yiv sertinden, çıkacak kurşun gibi düşünceler dolaşa dolaşa varınca hedefine, kırmızı bir sicimdir kan… Ve ılık ve tahrik edici ve üremeye meyilli.
Ah…
Acıdı değil mi? Demiştim acıyacağını, kanamakta var…
Ve hep hesaplamaya korktuğum olursa neyapacağımın hazırlığını düşünemeyen beynimin yokluk denen hezeyena nasıl baş eğeceğini ve adını sorana gitti dedereceğini hiç hesaplamadım…
Bilançom epeyce göçmüş durumda, aktif ve pasif eşit olsa diyeceğim hadi bu yılda yırttık ama bayağı ziyandayım, infisah memuru gibi Azrail çağırsam gelecek yapacak muhakemeyi ama korkuyorum, sol taraf ağır basacak…
Kirli ayaklarımın toprağa basarken ki halini düşünüyorum bu tepeye çıkarken, düşmek korkusuyla küçük otlardan medet umup kavradığımı, içmek için kola simit yada ayran alacaktım ama…
Şarkı söylemek, hem de bağıra , bağıra…
Ağlamak susmak, kimse yok etrafta. Yaptığım tüm suçları bir bir itiraf ediyorum aşkın peşinde koşarken nasılda kirlendiğimi mesela, mesela evliyken nasılda bana değer vermeyen kocamı aldattığımı, bir gece hazırlanmıştım onun için yanaşmıştım ona, sonra…
Arkamdan yaklaşıp birkaç kez gidip geldikten sonra, zevk vermiyorsun deyişi…
Swinger istekleri…
Oh… ne güzel yapmışım, isteyen zevk alıyor beden boşalıyor ve geçiyor kendınden.
Sonra aşık olduğum o adam, bana daha önce neredeydin diyen adam…Hayatında başka bir kız varken ruhunun açlığından ve dolaştığı keskin uçurum kıyılarından ayağım kaysa düşeceğim, sevgilim…Diyen o adam.
Ondan sonra sessizce gitmesi ve benim yine kaybolmam, ama artık bir hayalete aşk hali.
Uyuyamamak zanax, cemprexs, lustralsiz uyuyamamak…Ağlamak, ağlamak.
Ağlayınca rahatlıyorum arınıyorum doğuyorum, gözümdeki yaş kuruyunca yanaklarım geriliyor tuzlu ama ben kokuyor göz yaşım.
Kimsenin hakkını yemediğimi düşünüyorum. Evet ben hiç insan yemedim…
Hak, bu kavramı hiç eleştirmedim. Hak kazanılmazmış alınırmış.
Sorgusuz bir gecem bile yok, banane ki yolda gördüğüm ayakkabısız çocuk, banane ki bir çiçek al güzel kızım diyen o yaşlı amca.
Banane bankta uyuyan taciz ve tecavüze uğrayan çocuklar, çeksene kafana yorganı ve uyusana sen Tanrı mısın?
Eski çağlardaymış Robin Hood, tekrarlıyorum o sözü ‘’hak kazanılmaz, alınır’’
Sen kahkalar içinde masa süsleyen eğlence kadınları gibisin aşk…senin görkemin dokununcaya kadar…
Az sonra bırakacağım medet umduğum bu zayıf otları, tepeden aşağıya kayarken ben dönence çalacak telefonumda…
Ey dünya! Kıçın geniş senin benimde yaptıklarımı hazmedecek kadar genişledi kıçım, hadi al beni içine, hadi tatmin ol hadi beni çürüt, orgazm ol dünya
Kalbimin tam ortasına uzunca bir zamandır oturan bu ağırlık, saçma sapan yazılar yazdırmakta bana, aklın mili metrik güzel oyulmuş yiv sertinden, çıkacak kurşun gibi düşünceler dolaşa dolaşa varınca hedefine, kırmızı bir sicimdir kan… Ve ılık ve tahrik edici ve üremeye meyilli.
Ah…
Acıdı değil mi? Demiştim acıyacağını, kanamakta var…
Ve hep hesaplamaya korktuğum olursa neyapacağımın hazırlığını düşünemeyen beynimin yokluk denen hezeyena nasıl baş eğeceğini ve adını sorana gitti dedereceğini hiç hesaplamadım…
Bilançom epeyce göçmüş durumda, aktif ve pasif eşit olsa diyeceğim hadi bu yılda yırttık ama bayağı ziyandayım, infisah memuru gibi Azrail çağırsam gelecek yapacak muhakemeyi ama korkuyorum, sol taraf ağır basacak…
Kirli ayaklarımın toprağa basarken ki halini düşünüyorum bu tepeye çıkarken, düşmek korkusuyla küçük otlardan medet umup kavradığımı, içmek için kola simit yada ayran alacaktım ama…
Şarkı söylemek, hem de bağıra , bağıra…
Ağlamak susmak, kimse yok etrafta. Yaptığım tüm suçları bir bir itiraf ediyorum aşkın peşinde koşarken nasılda kirlendiğimi mesela, mesela evliyken nasılda bana değer vermeyen kocamı aldattığımı, bir gece hazırlanmıştım onun için yanaşmıştım ona, sonra…
Arkamdan yaklaşıp birkaç kez gidip geldikten sonra, zevk vermiyorsun deyişi…
Swinger istekleri…
Oh… ne güzel yapmışım, isteyen zevk alıyor beden boşalıyor ve geçiyor kendınden.
Sonra aşık olduğum o adam, bana daha önce neredeydin diyen adam…Hayatında başka bir kız varken ruhunun açlığından ve dolaştığı keskin uçurum kıyılarından ayağım kaysa düşeceğim, sevgilim…Diyen o adam.
Ondan sonra sessizce gitmesi ve benim yine kaybolmam, ama artık bir hayalete aşk hali.
Uyuyamamak zanax, cemprexs, lustralsiz uyuyamamak…Ağlamak, ağlamak.
Ağlayınca rahatlıyorum arınıyorum doğuyorum, gözümdeki yaş kuruyunca yanaklarım geriliyor tuzlu ama ben kokuyor göz yaşım.
Kimsenin hakkını yemediğimi düşünüyorum. Evet ben hiç insan yemedim…
Hak, bu kavramı hiç eleştirmedim. Hak kazanılmazmış alınırmış.
Sorgusuz bir gecem bile yok, banane ki yolda gördüğüm ayakkabısız çocuk, banane ki bir çiçek al güzel kızım diyen o yaşlı amca.
Banane bankta uyuyan taciz ve tecavüze uğrayan çocuklar, çeksene kafana yorganı ve uyusana sen Tanrı mısın?
Eski çağlardaymış Robin Hood, tekrarlıyorum o sözü ‘’hak kazanılmaz, alınır’’
Sen kahkalar içinde masa süsleyen eğlence kadınları gibisin aşk…senin görkemin dokununcaya kadar…
Az sonra bırakacağım medet umduğum bu zayıf otları, tepeden aşağıya kayarken ben dönence çalacak telefonumda…
Ey dünya! Kıçın geniş senin benimde yaptıklarımı hazmedecek kadar genişledi kıçım, hadi al beni içine, hadi tatmin ol hadi beni çürüt, orgazm ol dünya