olan ve olması gerek ikilemi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde Nejdet Evren tarafından oluşturulan olan ve olması gerek ikilemi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,435 kez görüntülenmiş, 39 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı olan ve olması gerek ikilemi
Konbuyu başlatan Nejdet Evren
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Nejdet Evren

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
bir ütopya mıdır?
yoksa bireysel değerlendirmeler midir?
neden örtüşmezler?
örtüşmüyorlarsa bunda kişilerin/bireylerin katkısı nedir?
toplum denilen olgu olanı mı belirliyor?
olması gereken dediğimiz olguyu neye göre belirleriz?
olan nedir?
olması gereken nedir?
olan ve olması gereken ikilemi nedir?
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Kendi adıma çok teşekkürler sevgili nejdet.Kimliğimi yaşamsal ve düşünsel anlamda ciddi anlamda
fark ettiğimden bu yana düşündüğüm en temel konudur OLAN/OLMASI GEREKEN İKİLEMİ.
İnsan mutluluğunda,kişisel ve toplumsal verimin arttırılmasında derin şekilde irdelenmesi gereken
bir konu.
İRDELENMEYİŞİ...OLAN
İRDELENMESİ.....OLMASI GEREKEN
diye başlasak.ve İnsanlar bunu anlamak istese???
Bana göre kaosların pek çoğu "OLMASI GEREKENLER" olmadığı için..
OLAN'ların,ise DÜŞÜNME'ye dayalı değil,insanların genelde hayvani istekleri doğrultusunda
davranma eğilimleri. Yani düşünsel eylemden uzaklaşmaları,keyfiyetsellikleri olması..

OLAN'da bazen ütopik,"OLMASI GEREKEN" de ,
Düşünsellikten uzak genelde,bireysellik ve yüzeysellik temel etken.
Bazen örtüşürle.Nadir de olsa.Fakat yetmez..Yetmiyor.Şekil;"yaşama genel bakış manzarasından
görünenler" de olduğu gibi..

Örtüşmemesinde tümüyle bireyler,belki de bireysel bakış açısı suçlu..
Yani tümüyle bireylerin katkısı mevcut.

Toplum denilen biraz hazırcı ve koyunumsu."OLAN" a razı..
"OLMASI GEREKEN"İ DÜŞÜNME ZAHMETİNDEN UZAK. DÜŞÜNCE TEMBELİ..

"OLMASI GEREKEN OLGU"yu mantık,bilgi,fikir, göz,kulak ve dil etkiliyor.

"OLAN"bazen vurdumduymazlığın eseri, bazen "MUTLAK GÜÇ"Ü elinde tutan bir avuçluk
zümrenin hegemonyası.

"OLMASI GEREKEN" gerektiğinde "BEN",gerektiğinde "BİZ" olabilmeyi başarma yeteneği.

"OLAN" bazen düşünsel yeti,bazen düşünselliksizlik(fikir tembelliği) sonucu oluşan.

"OLMASI GEREKEN"fikirsel ve bedensel anlamda çaba harcayarak,tüm canlılık adına,güzelliklere
kucak açma ve ideal yaşam seviyesine ulaşma çabası. Şimdi diyebilirsiniz ki; "İDEAL YAŞAM SEVİYESİ
NEDİR?"olması gerekendir. Yanıtı kişilere özeldir belki. Yine de toplumsal,yuvarlak bir tarifi vardır.
Ütopik de görünse biraz,asgari müştereklerde buluşabilme ,paylaşabilme olgusudur.

Uzun uzun irdeleyelim bence..Kaçınmadan,usanmadanve yorullmadan..Değer bu konuya..
Yola çıkalım isterseniz;
Olan;yere çöpmek atmak
Olması gereken;çöpü çöp kovasına bırakmak...Ne kadar basit görünüyor değil mi?Oysa;dünyayı
ne denli çirkinleştiriyor yada güzelleştiriyor oysa.
Olan;Kırmızı ışıkta durmamak
Olması gereken;kırmızı ışıkta yaya olsan yada olmasın durmak..
Uyulmadığında sonuç;ne hayatlar sönebiliyor.
Bunlar eylemsellik yönleriyle.

Önce "OLMASI GEREKENİ DÜŞÜNME YETENEĞİ KAZANMAK"
"OLANI KABULLENMEK EYİLİMİNDEN ÇOK ÖNCE"

"OLAN"..Eğitim (yanlış eğitim)
"OLMASI GEREKEN":Eğitim(doğru eğitim).

TEMEL ÖGE;OLAN'daki aksaklıkları gidermek ve OLMASI GEREKEN İÇİN;Önce bireysel,ardından toplumsal bilinç...
Sevgi ve saygılarımla..
 

cogito

Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ocak 2010
Mesajlar
198
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Burada olması gerekene kimin karar verdiği çok önemli. Yani olması gerekene karar veren gelenek ve görenekler mi, hukuk kuralları mı, dini kurallar mı, iktidarlar mı? Her olanda mutlaka bir olması gereken olacaktır.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Kendi görülerimiz,fikirlerimiz,yaşanmışlık v3 edinmişliklerimiz,zekamız, küçümsenecek ölçütler midir?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
alıntılama yapma gerektiğini düşündüm;

http://www.felsefe.net/forum/aktiviteler/3627-makale-yarismasi-2009-2010-a-4.html#post12185

mesajımdan da anlaşılacağı gibi bu konuyu yarışma olarak düşünmedim. bir makale hazırlamayı düşünüyordum . katılmak isteyen arkadaşlarım olabilir diye düşündüm. olguyu her yönden tartışmak olanaklıdır. her hangi bir sınırlama getrimek işin doğasına aykırı olacaktır. saygılarımla
 

Euhemeros

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Şub 2010
Mesajlar
199
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
82
Bunları çok önceden her gece düşünüyordum.
Evet ütopik bir hayal alemidir.
Evet hem bireysel, hem toplumsal, hem de lidersel değerlendirmelerdir.
Hiç birşey hiçbirisi ile örtüşmez. Örtüşenler var tabi ki fakat tombala misali.
Kişilerin/bireylerin katkısı kişiliksiz/bireyliğe bir önem vermiyor olmalı. Tıpkı koyunlar gibi. Çoban sopayı ne yöne vurursa onlarda o yöne gidiyor.
Toplum denen olgu liderlerin çıkarlarını belirler. Olanı ve olması gereken hakkında yalnızca çıkarları ile en çok uyuşan şeyleri aradan çekip alıyorlar.
Olması gerekenler dediğimiz olgu toplumun bize yüklediği ya da birilerinin topluma karşı kazandıkları zihniyetlere göre belirlenir.
Olan eylemlerimizdir.
Olması gereken ise eylemlerin yönüdür.

Olan ve olması gereken ikilemi; insanların yaşantılarında olmaları istedikleri, yani arzuladıkları için yaptıkları şeyler. Olması gereken ise arzularının ta kendisi.

Bu konu hakkındaki yorumum;

Gerçekten mükemmel bir başlık ve sorularla desteklenmiş. Fikirlerinize sağlık.
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Olan; yer sarsıntısı (deprem,zelzele)
Olması gereken ; yer sarsıntısı (deprem,zelzele)
Yer sarsıntısı ( olan ) nın olmaması (olması gerekenin) olası değil.
Doğanın bir tasarımı olan veya yaratılan biz insanların, doğanın gücünü,kanununu,sürecini değiştirmek,müdahale etmek gibi bir olanağımız yoktur ,olamaz da.
Olanağımız olduğunu düşünmek ütopyadan öteye geçmez.
Bu durumda doğa da; olan ile,olması gereken arasında bir ikilemin olamayacağı gerçeği ortaya çıkar.

Doğanın içinde yer aldığından bu yana geçen süreç, insan için ‘’olan’’dı.
İnsan bu süreç içersinde kazandığı tüm edinimleri (kültürel,ekonomik,siyasi,felsefi …. vs)
olması gereken (düşlenen yaşam) için kullandı ve halen kullanmaya çalışmakta.Her vardığı nokta olması gerekenin olamadığı noktasıydı.Bir türlü olması gereken için gerekli ‘’olan’’ı var edemiyordu.Çünkü olması gereken için olan(yaşanmışlık) yoktu.
Bir çelişki.Çözülemeyen.Çözüm düşlerde.
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
olan ve olması gereken

olan: kafam saksı düştü
olması gereken: saksı önüme düşmeli idi.
olması gereken: saksı arkama düşmeli idi.
olması gereken: saksı düşmemeli idi.
olması gereken: saksı orada olmamalı idi.
...
...
olan tek ancak olması gereken sonsuz sayıda.
olanı olması gerekenden ayıran önemli bir fark var. olması gerekenler ileride olacak olanları belirlerler. yani bu günün olması gerekeni yarının olacak olanıdır. buradan yola çıkacak olursak, olması gerekenler sıradakilerdir sadece. saksının yerini belirlemek demek saksının düşeceği yeri ya da hiç düşmeyeceğini belirlemek olur.

olan: kafama saksı düştü ve öldüm.
olması gereken: kafama saksı düşmemeli idi
...
...
burada benim için son olan bu durum ileri de benim için olacak olanları belirleyecektir. ancak olması gerekenler asla saksının konumu ile alakalı olmayacaktır. çünkü saksının yeri sabitleştirilse dahi ben oradan bir daha geçemeyeceğim için olması gereken bir çok olasılık da silinip gitmiş olacaktır. yani olmayacaklardır.

kim bilir olması gerekenlerin de olduğu başka evrenler de vardır...
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
‘’Saksı düştü/müş.’’ Geçmiş zaman.
Olan olmuş ve bitmiş.
‘’Olması gereken’’ lerle ilgili önermeleriniz geçmiş zamanda gerçekleşmiş ‘’olan’’ için geçerli değildir.
Geçmişe dönüp ‘’olması gereken’’ ile ilgili bu önermeleri yaparsanız önermelerden birini yaşamışsınız demektir ki ,o zamanda ‘’olan’’ (kafama saksı düştü) önermesi gerçekleşmemiş /yanlış olmuş olur.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
olan ve olması gereken ikilemi, olan ve olması gerekenin iç-içeliğinde yaşanır; karmaşık gibi duran olgu çok açık ve net görünebilmektedir. olan olması gerken olduğu gibi olması gereken de olandır! paradoks
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
mühendis ve nejdet,; dediklerinizden birşey anlamadım. şimdi olan var olması gereken var... olan geçmiştedir. olması gereken hem geçmiş hem de gelecektedir. yani bir şey olmadan önce de olması gerekeni düşünürüz ya da olduktan sonra da olması gerekeni düşünürüz... normalde "olan ve olması gereken" farklı, başka bir anlam mı ifade ediyor( en azından benim bilmediğim)?
mantık olarak zaten olan ile olması gereken aynı şeylerdir. olan, olması gerektiği için olmuştur çünkü...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Olan, gözlemlenebilen yaşanılmış bir süreç içerisindeki olguların var-lık durumlarını gösterir. Bu durum onun objektif/nesnel olduğunu açıklar. Gerçekte ise oluş süreci, onu gözlemleyenin ne kadar dışında ise o denli onunla etkileşimini sürdürüyor demektir. “Olan” ın ne olduğuna dair yapılacak belirleme/tesbit/analiz bu nedenle önemlidir ve gözlemleyenin “olan”dan kendini soyutlayarak kaçması mümkün/olanaklı değildir. Görüleceği üzere “olan” tüm boyutları ile objektif/nesnel olmayabilir/değildir. –geçmişe doğru tarih yazılırken bunu yaratanlar dışına kalanlar eğer sorgulayıcı bir yaklaşım taşımıyorlarsa öykücü tarihi “olmuş” kabul ediyorlar- Bu örnek çok uç noktada kalsa da “olan”ın onu belirleyenden bağsız/kopuk olmadığını göstermesi açısından çarpıcıdır. Bilincin yokluğu “olan”ı yok etmese de en azından türlerden biri için –insan türü- anlamlandırılmasına olanak sağlar ve bir gereklilik olarak ortaya çıkar. Bu açıdan bakıldığında “olan”, diğer bir yönden anlamlandırma/değerlendirme boyutunu taşır. Bu değerlendirme “olan”ın varlık nedeni değildir; onun ele alınmasının/anlamlandırılmasının bir sonucudur. Anlamlandırılmayan bir “olan” ın kendince değeri anlamlandırandan bağsız olduğunda anlamlandıranın ilgi alanı dışında kalır, bağlandığında ise farklı bir fenomene/olguya dönüşür; o artık “anlamlı bir olan” dır; “olan”dan çıkmış ve adeta yaratılmıştır. Anlamlı olan bir yaratma ise özünde bir gereklilik, bir zorunluluk, bir amaç barındırmaktadır. Bu gereklilik, zorunluluk ve amaç varlık ile düşüncenin örtüşmesi ile ortaya çıkar/belirginleşir. Tek yönlü bir belirleme/etkileşim söz-konusu edilemez artık.
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
‘’olan’’ ve ‘’olması gereken’’nin ikilemi/çelişkisi (paradoksu) nun doğada olamayacağını ,birbiriyle örtüştüğünü söylüyorum. Çünkü doğada olanı ve olması gerekeni belirleyen,yönlendiren ,vs insan değildir.Doğanın kendisidir.Doğada;olan, olması gereken olduğu gibi,olması gereken de olan dır.

İnsan için geçerli olan bu ikilemi örneklemek gerekirse;

Şu anda bulunduğumuz tarihten yüzyıl gerideki herhangi bir an’a gittiğimizi düşünelim.O an da yönetim biçimimiz mutlakıyet idi.O anda olan olması gerekendi(şu an bulunduğumuz ana göre).O anda olan içinde yer alan insan için olması gerekende o olan dı.


Tarihi bu yaşadığımız an ’a getirdiğimizde (ileriye getiremeyiz) ise yönetim biçimimiz demokrasi.Bu an için olan bu ve olması gereken olandır.


Ama bulunduğumuz an dan çok çok ilerilere 100-200 yıl sonrası için bulunduğumuz anda olandemokrasiden(geçmişe göre olması gereken di) daha ötesi(iyi) bir yönetim (….izm ) (olması gereken) in olan olarak olması, bulunduğumuz an da olan ile olması gereken gibi örtüşmeyecektir(gerçekleşmeyecektir).Bulunduğumuz an için olması gereken düş olacaktır.Varılan her an bir öteki an ı yaratacak ve olması gerekeni aynı oranda itecektir.


Buradaki ikilem ; bulunduğumuz an ve gerisinde,olan ile olması gerekenin örtüştüğü ama bulunduğumuz an ve ötesi için olan ile olması gerekenin örtüşmediği ve ikilemin/çelişkinin
An’ın öncesi ve sonrası arasında olduğu şeklindedir.
Ok paradoksu gibi de denilebilir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
“olan” gün ve geçmiş zamana ilişkindir, geleceği dışta tutar. Fizyolojk, biyolojik ve kimyasal “olan”lar düşünceden bağımsız bir şekilde devinirler. Bunlar bir yargı içermezler ve onlara/süreçlerine yargısal bir etkide bulunulamaz. – üç hidrojen elementi ile bir oksijen elementinin tepkimeye girdiklerinde su molekülü oluşsaydı denilemez ve yaratılamaz- Toplumsal, tarihsel, ekonomik ve politik “olan”lar ise diğerlerinden çok ayrıdırlar. Bu son kategoridekiler “anlamlı olan” şeklinde düşünce ile örtüşmüşlerdir. Bu tür “olan” ların öznel yapısı her zaman vardır ve yaratıldıkları gibi yargısal değerlendirmeye de tabi tutulabilirler. “olan”ın içindeki özne, onu gözlemleyenin kendinden öncekilerine ilişkin yaratmak istedikleri “olması gereken” ile bir-e-bir olmasa da örtüşmekle, öznelliğini yapılandırır/korur ve “olan”ın nesnel ve öznel yapısı ayrıştırılamaz olurlar. Bunun yanında gözlemleyenin öncekilerden edindiği tarihsel belleği onun “olan” a ilişkin gözlem ve yargıları üzerinde etkime gücüne sahip olmakla “olan” bu kez onu gözlemleyen ile uç-noktada örtüşmek durumunda kalır. “Olması gereken” olgu/düşünce/yargı işte bu uç-noktada “olan”ın içinde büyümektedir; kozasından çıkmaya hazır kelebek kurtçuğu gibi...-metamorfoz dünyanın en-harika olayı sayılabilir mi?-
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
“Olması gereken” yalnızca geleceğe dair/ilişkin bir yönelim/istek/beklenti değildir; o, yeri geldiğinde “olan”ın eleştirisidir. Bu durum onun zaman-zaman geçmişe yönelik bir değerlendirme olmasının sonucudur. “öyle olması gerekirdir” şeklindeki bir belirleme geçmiş/yaşanmış/”olan”ın yanlış olduğuna değinen ve fakat geleceğe doğrudan bir yönelimde bulunmayan yargıyı içermektedir. “olan” geleceğe doğru hiçbir zaman yönelemezken, “olması gereken” bundan farklı olarak hem geleceği hem geçmişi barındırma özelliğine sahiptir. Her iki durumda da “olması gereken”in bir yargı/tesbite yönelik çözümleyici bir eleştiri/bir önerme olduğu söylenebilir. “olan”ın “olması gereken” üzerinde kesin belirleyiciliği tartışmasızdır. “olan” var-olduğu için “olması geren” vardır. “Olması gereken”in bir yargı olması onu kaçınılmaz olarak öznel kılacak/yapacaktır. Bu durum onun izafi/göreceli olması ile eş-anlamlıdır. Rahatlıkla söylenebilir ki “olması gereken” görecelidir. Her oluş ne kadar çok benzeşse de öz-ünde ayrıdır. Bunun gibi her “olması gereken”e ilişkin yargı yek-diğerinden kesinlikle farklıdır. Toplumsal uzlaşma ortaklaşmayı gerektirdiğinden olsa gerek öznel ve göreceli olan bu tür yargılar bir-birlerine yakınlaşma eğilimini taşırlar. Ancak öyle önermeler vardır ki, bu tür önermelerde neredeyse evrensel denebilecek bir örtüşmeden söz etmek mümkün görünmektedir. “Hiçbir canlının aç kalmaması, barınaksız/konutsuz kalmaması gerektiği” ne ilişkin böylesine bir önermedir. Bu önerme “olması gereken” e ilişkin bir önermedir ve genel-geçer bir yapıyı taşır. Bu tür evrensel genel-geçer önermeler her yer/zaman diliminde/eğrisinde benimsenen önermeler ve ortaklaşmalardır. Ancak tam bu noktada “olan” ve “olması gereken” ikilemi ortaya çıkar; çünkü “olan” ve “olması gereken” olgular pratik/eylemsel yaşamda örtüşmezler. “olan” ve “olması gereken” bu zıtlığı sonsuzlaştırma eğilimindedir. Dibi olmayan bir kuyuya halkalaşarak eklemlenip uzatılan zincir gibi; uzar giderler; ...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
“olması gereken” varlık nedenini “olan”dan aldığına göre var-oluş süreci olduğu sürece “olması gereken” yok edilemeyecektir. Bu durum insan doğasının entelektüel yapısı ile ilgilidir; çünkü “olması gereken” yargısını insan türü taşımaktadır; diğer türler “olması gereken” ile ilgilenmezler; gerektiği yer/zaman eğrisinde gereken davranışı sergilerler; bu yönden diğer türlerin insan türünden daha gözü-pek/cesur/kararlı olduğu söylenebilir ve daha ötesi türlerin kendi yaşam alanlarında etik değerleri var ise eylem pratiği yönünden diğer türlerin insan türünü fena halde solladığı rahatlıkla görülebilir; çok kötü bir durum olsa gerek; “olması gereken” in bu olmaması gerekirdi. Buradan başka bir noktaya ulaşmış bulunuyoruz; o da, “olması gereken”in aynı zamanda “olmaması gereken” ile buluştukları bir kavşak var demektir. “olması gereken” gizli bir şekilde içinde “olmaması gereken”i taşır. Bu duruma, gölgenin gölgesi diyorum. Gölgenin gölgesi ondan daha sönük değil, tam tersine gölgeden daha belirgin ve net hatları taşımaktadır. “olmaması gereken” “olması gereken” den farklı olarak “olan” gibi tamamen geçmiş zaman/eğrisi ile ilgilidir; o asla geleceğe yönelmez. Bu nedenledir ki “olması gereken”den daha belirgin ve nettir. “olmaması gereken”ler bu özelliklerinden dolayıdır ki “olması gereken” e yön gösterirler. Bu duruma ana/ataların dediği gibi “boynuzun kulağı geçmesi” demek olasıdır/mümkündür. “olmaması gereken”lerin tesbiti yapılamadıkça “olması gereken”lerin tesbiti doğuştan sakat olarak doğarlar ve asla büyüme olanakları bulunmaz; bu duruma yanılgıya dayalı ütopya diyorum. “Olmaması gereken”in doğru tesbitine ilişkin değerlendirmeye bağlı yapılan “olması gereken” değerlendirmesini ise, olasılığı yüksek ütopya diyorum. Olmaması ve olması gerekenden hareketle ütopyalar yanılgıya dayalı ve olası ütopyalar diye ayrıştırılabilirler. Olası ütopyaların gerçekleşme olasılığı milyarda bir olsa da yanılgıya bağlı ütopyaların gerçekleşme olasılığı yoktur. Bu iki olgu arasındaki farklı bulmak belki de okyanusta iğne aramak kadar zor olsa gerek.

Fizyolojik/biyolojik/kimyasal “olan”ı değiştirmek olanaklı olmasa da “anlamlı olan” değişkendir; bu yönü ile “olması/olmaması gereken” ile örtüşür; bu yönü ile, “olması gereken”in hareket alanı hem “olan”dan hem de “olmaması gereken”den geniştir. Hareket alanı geniş olanın yanılma payı da bir o kadar fazla olacaktır. Bu nedenledir ki, “olması gereken”lere ilişkin yargılar yanılma payını yüksek oranda yaşarlar; bu aynı zamanda “olması gereken”e ilişkin yargının en-ağır yükü taşıdığını gösterir. “olması gereken”e ilişkin yargılardaki yanılgı geleceği örgütlerken kapanmaz açıklara neden olduğunda giderilmesi zor ve belki de olanaksız yaralara/açıklara neden olma yükünü taşırlar. Bu durum insan türünü hiçbir zaman alı-koymaz; o yine de “olması gereken”i kurgulamayı tüm yüküyle birlikte sürdürme eğilimindedir. Aslında hiç kaybetmeme korkusu temelde kaybetmekten başka bir şey olmasa gerek. Doğanın bir parçası olan insanın entelektüel birikimi ile doğadan kopması ve ona geri dönme isteği “olan”, “olmaması gereken” ve “olması gereken” olguları açısından son düzlemde aynı kavşakta buluşurlar. Bu buluşma noktasında insan her üç olguyu birlikte değerlendirdiğinde şunu görür; söz ve eylem pratiği!

Söz ve eylemin örtüşmediği yer/zaman eğrisinde ikilem her alanda vardır ve bu “olan”ın “olmaması gereken” ile yaşadığı çelişkidir; bu çelişkiden ise “olması gereken” doğar. Demek ki, “olması gereken” şey, “olan” ile “olmaması gereken”in diyalektik çelişkisinden ortaya çıkan bir yeni/sentezdir.

“olan” bu nedenle her zaman/hiçbir zaman “olması gereken” değildir; “olmaması gereken” ise, ne “olan” ne de” “olması gereken”dir.



Batı,
10/23 Şubat 2010
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Nejdet' in sorgulamak,irdelemek istediği nüansı doğru algılayıp,algılayamadığımı anlamak istiyorum. Bu nedenle Örnekleme yapmayı düşündüm. Düşünce ve davranışlarımız kendi kullanım yetki alanımızdadır. Konuyu bu yüzden; insan üstü olgularda değil, insanlar arası iletişim,paylaşım,diyalog,ortak yaşamı paylaşmadaki kaliteyi yakalamak adına yaptıklarımız/yapmamız gerekenler ikilemi olarak düşünüyorum.
Bir aile düşünelim; her bireyin özgür yaşam alanının ve ortak sorumlulukların bulunduğu bir ortam. Bu ailede asgari huzur ortamının sağlanması,yada aşk yaşayan iki kişi düşünelim. Birlikteliğin mutlu şekilde sürebilmesi için yapılanlar/yapılması gerekenler...gibi... Yapılması gereken'in zorunluluk çağtırmaması..Zorunluluk gibi görünen kısmın, kişisel olgunluk ve düşünce ile ve özgür irade ile sağlanması.Yerine göre neden sonuç ilişkileri de göz ardı edilmeksizin.
Çocuk bugün okula gitmedi:Olan
Çocuk konuları kaçırmamak ve aksatmamak için gitmeliydi:Olması gereken
(Gitmemesi için gerçek/geçerli bir neden olmadığı durumlarda)

Deprem oldu..Pek çok yapı yıkıldı: Olan
Yıkılmaması gerekiyordu:Olması gereken
(Deprem kaçınılmazdır,ama önlem alınmalıydı)

Ailede bütçe yapılmadı ve açık verdi;Olan
Ailede bütçe yapılmalıydı,açık vermemeliydi;olması gereken

Bunlar somut örnekler...
Soyut örneklerde buluşmak ümidiyle..
Eğer Nejdet arkadaşımı doğru anlayabilmişsem..
ı
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Okula gitmedi___________olan
Okula gitmeliydi_________olmayan
Okula gitmeliydi/gitmedi__olmaması gereken/olması gerekmeyen
Okula gitmedi___________olması gereken
Okula gitmeliydi_________olmasına gerek duyulan
Okula gitmeliydi/gitmedi__olan

yorumum bu şekilde oldu, sevgili monaliza,
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Tüm canlılar yaşamak için savaşırlar______olan
İnsan türü salt yaşamak için savaşmaz____olan
Dünya halkları barışık yaşamalı__________olması gereken
Barışık yaşamanın koşulları yaratılamıyor__olmaması gereken
Doğal ve sosyal yaşamdaki savaş ayrıdır___olması gereken
İnsan düşündüğü için insandır___________olan
İnsan düşünemediği için hayvandır_______olan
İnsan savaşı durdurabilir_______________olması gereken
İnsan savaşı durduramaz_______________olmaması gereken
“kendini yaran insandır”________________olan
üreten ve daha fazlasını tüketen insandır___olan
paylaşmasını bilmeyen insandır___________olan
paylaşamayan insan insan değildir________olmaması gereken
paylaşan insan insandır_____________________olması gereken
insanlar savaşarak var olacağını sanıyorlar_____olan
insanlar savaşmadan da var olabilirler_________olması gereken
......................./............................................./.....................
...
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Olan; olmuş ve bitmiştir.
Olmaması gereken (yanlış) ise olması gerekenin(doğru) karşısıdır.
Burada olması gereken ile bilgi,irade,erk ....vs kullanarak ''olan'' (geçmiş zaman) için yargı kullanmamızdır. Olmaması gereken (yanlış) ve olması gereken (doğru) için yargıyı kullandığımızda ise istenç içinde bulunmuş oluruz.İstencin gerçekleştiği olan için (an da) yeniden olmaması gerekenler/olması gerekenler ortaya çıkacaktır.
Bu , olan ne zaman/nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin olması/olmaması gerekenle örtüşemeyecektir.
Paradoksun zaman boyuntun da olduğunu düşünüyorum.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst