Öğrenilmiş Çaresizlik -(Toplum Refleksi-3)

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Psikoloji kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan Öğrenilmiş Çaresizlik -(Toplum Refleksi-3) başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,225 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Psikoloji
Konu Başlığı Öğrenilmiş Çaresizlik -(Toplum Refleksi-3)
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"bir yı, kaçınamayacağı bir ya (şok, sıcaklık, soğuk gibi) bırakarak deneysel olarak yaratılan ya da çaresizlik durumu."
---

martin seligman tarafından yapılan bir deneyin sonuçları ile ortaya atılmış olan bir teoridir. deney kabaca şöyle;

kaçış grubu, boyunduruk grubu ve kontrol grubu adı altında üç gruba ayrılmış 24 köpek vardır.
köpeklerin hepsi beyaz bir kabinin içine yerleştirilmiş yatarlarken;
kaçış grubundaki köpeklerin ayaklarına elektrik şoku verilmiştir. odada bulunan bir paneldeki butona basarak elektrik akımını kesmek mümkündür. 30 saniye içinde köpek butona basmazsa şok kendiliğinden kesilmektedir.
bu gruptaki köpekler, kısa süre içersinde butona basmayı öğrenmiş ve şokun süresini azaltmışlardır.
boyunduruk grubundaki köpeklere de aynı şok uygulanmış, ancak bu gruptaki köpekler, butona bassalar dahi akım kesilmeyecek biçimde tezgaha getirilmişlerdir. köpekler butona basmayı denemişler fakat belli deneme sonunda artık vazgeçmişlerdir.

kontrol grubundaki köpekler de benzer odadadır fakat onlara elektrik şoku verilmemektedir.

bu öğrenme sürecinden sonra köpeklerin hepsi toparlanıp, kısa bir çit ile iki bölmeye ayrılmış bir alana götürülmüş, ve köpeklerin hepsine elektrik şoku verip, çitten karşıya atlamaları beklenmiştir.

yapılan 10 denemenin sonucunda durum şudur;

ikinci -boyunduruk- gruptaki 8 köpeğin 6'sı hiç bir şekilde çitin karşısına atlamamıştır.

birinci -kaçış- ve üçüncü -kontrol- gruptaki köpekler ise, çitin karşı tarafına atlamışlardır.

aradan bir hafta geçtikten sonra, köpekler yine bu çitle ayrılmış alana getirilmişler; fakat boyunduruk grubundaki 8 köpeğin 5'i, hala tepkisiz kalmış ve çiti geçmek için eylem yapmamıştır.

deneyin sonucu; boyunduruk grubundaki köpeklerin çaresiz olmayı öğrendiklerine işaret etmişti.



---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:32 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:26 ----------

Bir köpek balığı aç halde akvaryuma konulur. Balık akvaryumun her yerinde yüzebilmektedir. Avlayacağı bir şeyler aramaktadır.
Sonra akvaryuma küçük bir balık konur. Köpekbalığı küçük balığı yemek için hemen harekete geçer. Çünkü açtır(motivasyon), küçük balığı yiyebileceğine inanmaktadır(özgüven) ve küçük balığı yemenin kendi ellerinde(kontrol) olduğunu düşünmektedir.
Küçük balığı yemek için ilk saldırısında kafasını ne olduğunu algılayamadığı sert bir şeye çarparak şok geçirir. Çünkü bilim adamları küçük balık ile köpekbalığının arasına cam bir bölme yerleştirerek onları ayırmışlardır! Köpekbalığı 'balık aklıyla' düşündüğünden camı görememekte ama kafasını çarptığında camı algılamaktadır.
Sonra bir daha dener, yine kafasını çarpar. Bir daha dener, tekrar aynı şeyi yaşar. Tanımlayamadığı bir şey hedefine ulaşmasına 'engel' olmaktadır.
Yaklaşık 48saat sonra köpekbalığı küçük balığı yemek için uğramayı bırakır. Evrensel, 'Büyük balık küçük balığı yer.' Kuralı işlememektedir. Büyük balık depresyona girmiş gibidir. Çaba harcamayı bırakmıştır. Çünkü ne yaparsa yapsın o küçük balığı yiyemeyeceğine inanmıştır.

Deneyin ikinci aşamasına geçildiğinde araştırmacılar aradaki cam bölmeyi kaldırır. Artık köpekbalığı isterse küçük balığı yiyebilecektir. Önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Çok da açtır!
Araştırma ekibi neler olacağını beklemeye başlarlar. Şaşırma sırası bilim adamlarındadır. Çünkü köpekbalığı küçük balığı yemek için hiçbir şey yapmaz! Küçük balığı kovalayıp büyük balığın alanına geçirirler ama yine de yemek için hiçbir hamle yapmaz.
Sonuç çok dramatiktir, büyük balık açlıktan ölmek üzere olmasına rağmen yine de küçük balığı yememiştir.
Köpekbalığı küçük balığı neden yemedi? 'aç ama gururlu' olduğu için mi?
Bilim adamları köpekbalığının içine düştüğü ruh durumuna 'öğrenilmiş çaresizlik' demektedir.

Öğrenilmiş çaresizlik, bir canlının defalarca denediği halde istediği sonucu alamaması durumunda, bir sonraki denemesinde başarısız olacağını beklemesinden dolayı, deneme cesaretini kaybedip hiçbir şey yapmaması halidir.

Bu hale öğrenilmiş başarısızlık da diyebiliriz. Köpekbalığı geçmişteki denemelerinde başarısız olunca, gelecekteki denemelerinde de başarısız olacağını öğrenmiştir. Bu durum bize milyarlarca insanın neden başarısızlık halinde yaşadığı halde başarılı olmak için hiçbir şey yapmadığını açıklıyor.

Öğrenilmiş çaresizlik bir daha deneme cesaretini kaybetmektir. Sürekli başarısızlık korkusuyla hareket etmektir. Kendine olan güvenini, 'başarabilirim' inancını kaybetmektir. "Öğrenilmiş çaresizlik zihne takılı psikolojik bir kelepçedir."



---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:42 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:32 ----------

Arkadaşlar bunun filler -pireler ve atmacalar için de olanı/olanları vardır- En ilginci atmacadır;

iligili linkler ve aramalar;



 

X

FAdmin
Onursal Üye
Katılım
25 Kas 2013
Mesajlar
693
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Bu insanlarda islemez, yada soyle diyeyim yuzde 95'ine isler, yuzdr besine islemez. Bircogumuz bize dayatilan hayati yasiyoruz, basarisiz oldukca yenilgiyi kabulleniyoruz ve sisteme adapte oluyoruz. Sistem adaptastonunu reddedebilen kisilerde Dunya'yi "gecici" olarak degistiriyorlar :)

Bkz :

Yazdigim mesaja paralel bir ornek, ki Petro gibi ornekleri cogaltmak mumkun.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bu insanlarda islemez, yada soyle diyeyim yuzde 95'ine isler, yuzdr besine islemez. Bircogumuz bize dayatilan hayati yasiyoruz, basarisiz oldukca yenilgiyi kabulleniyoruz ve sisteme adapte oluyoruz. Sistem adaptastonunu reddedebilen kisilerde Dunya'yi "gecici" olarak degistiriyorlar :)

Bkz :

Yazdigim mesaja paralel bir ornek, ki Petro gibi ornekleri cogaltmak mumkun.

Bosuna dememisler "onemli olan dunyaya uyum degil; dunyayi degistirebilmektir."

Iste bunun icinde dogmalasmis mutlaklasmis ezber olmus yerlesmis kliselesmis ideoloji inanc ve izmlerden kurtulmak ve arinmak; bunun icin de sorgulamak gerekiyor.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:19 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:16 ----------

http://www.felsefe.net/bilimsel-makaleler/74618-onaylama-onyargisi-confirmation-bias.html

http://www.felsefe.net/felsefenet-felsefe-kulubu/74755-biase-nedir.html
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
mümin sekman öyle demiyor ya da ilk paylaştığım link bence ama şu var;
her neyse ona geçmeden önce yukarıdaki linkten de bir alıntı sunalım bence

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK NEDİR

Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin herhangi bir durumda çok sayıda başarısızlığa uğrayarak, bir şey yapsa da hiçbir şeyin değişmeyeceğini, olayların kendi kontrolünde olmadığını, o konuda bir daha asla başarıya ulaşamayacağını düşünüp, bir daha deneme cesaretini kaybetmesidir.
Öğrenilmiş çaresizlik, geçmişteki acı deneyimlerden çıkarılan negatif şartlanmaların bugünkü davranışları belirlemesidir.
Daha önceki denemelerde karşılaşılan başarısız sonuçları, kendini sınırlayacak şekilde yanlış yorumlamaktır.
Öğrenilmiş çaresizlik hepimizin içinde az ya da çok vardır. Hepimiz bir şeyleri defalarca deniyor, yanılıyor, başaramıyoruz. Sonra bir daha yanılmamak için, bir daha denememeyi öğreniyoruz. Bu sırada şartlar değişiyor. Eğer denersek başarılı olabilece*ğimiz bir hale geliyor ama biz ezberlediğimiz gibi yaşamaya devam ediyoruz. Arazi değişiyor ama bizim zihin haritamız değişmiyor. Böylece başarısızlığı öğrenmiş oluyoruz.
Öğrenilmiş çaresizlik ve atalet, insanın potansiyelini kendinden çalıyor. Düşlerimizi çürütüyor. Özgüvenimizi eritiyor, ce*saretimizi kırıyor. Aslanı kediye çeviriyor. Kazanmayı değil, kaybetmeye katlanmayı öğretiyor.
Öğrenilmiş çaresizlik ve atalet yüzünden başarısızlık bölgesi*ni vatanımız, zirveleri gurbetimiz gibi görmeye başlıyoruz. İçimizdekini söylemeyi değil, kendi kendimize söylenmeyi öğreniyoruz. Sorumluluk almak yerine suçlamaya çalışıyoruz. Başarısızlıklarımızın sorumluluğunu dışımızda arıyoruz.

Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin herhangi bir durumda çok sayıda başarısızlığa uğrayarak, o konuda bir daha asla başarıya ulaşamayacağına inandığı zihin durumudur. Kişi ne yaparsa yapsın sonucun değişmediğini, engelleri hiçbir şekilde aşamadığını, istediği sonucu almanın kendi ellerinde olmadığını düşündüğünde, çaresiz olduğunu öğrenir ve herhangi bir şey yapmamayı (atalet) seçer.
Hayatımızda bazen maruz kaldığımız gerçek çaresizlikler ile öğrenilmiş çaresizlik durumu aynı şey değildir. Gerçekten çaresiz olmadığımız halde, çaresiz olduğumuzu sanarak, çözebileceğimiz bir sorunumuzu çözmek için hiçbir şey yapmadığımızda 'öğrenilmiş çaresizlik' yaşıyoruz demektir.
Öğrenilmiş çaresizlik, öğrenme ile korku arasındaki ilişkiyi de açıklar. Öğrenilmiş çaresizlik başarısızlığa uğrama korkusu nedeniyle hareketsiz kalma durumudur.

Öğrenilmiş çaresizlik aklı zayıflatır
Öğrenilmiş çaresizlik üç şeyi zayıflatır: Akıl, istekler ve duygular!
Öğrenilmiş çaresizlik insanlarda üç önemli yetersizliğe (veya bozukluğa) neden olur: Motivasyonel (motivational) zayıflama, entelektüel (cognitive) zayıflama ve duygusal (emotional) zayıflama.
1. Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanlar önce tutkularını kaybederler. İstediğini elde etmenin kendi ellerinde olmadığını gören insanlar, kendi isteklerine karşı ilgisizleşirler. İsteyerek yaptıkları davranışlar azalır, mecburi oldukları için yaptıkları davranışlar artar.
2. Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanların akılları ve düşünme yetenekleri de zayıflar. Bunun nedeni olaylar karşısında akıllarını kullanmanın sonucu değiştirmeyeceğine inanmalarından dolayı, ...
3. Öğrenilmiş çaresizlik durumunda yaşayanların duyguları da zayıflar.
4. Öğrenilmiş çaresizlik canlıları sadece psikolojik olarak değil, biyolojik olarak da çökertmektedir.

mümin sekamn-alıntı-kısaca;
ve aslında "tutku ve "atalet'in de altını çizeceğim ki özellikle de atalet'in- imizin

buraya aslında "özgürlük yoksunluğu" kavramı ekleyeceğim ve bir de "özgürlükten kaçış"- Fromm (özgürlükten korku;)

 
Son düzenleme:

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
X yukarıdaki paylaşıma yazacağın yorumu merakla bekliyorum...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
parçalı felsefe tuutlması gözlemi üzerine


felsefeyi din çemberiyle örtüştürmek ve tutuştumak bir göz yanılgısıdır sadece, İki boyutlu bu karanlık örtülecektir sonuçta,

bu iki çember gerçekte kesişmez? o halde? -felsefe ışığını yansıtmalıdır
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst