Niçin cümlelerimiz bu kadar derin ve uzun?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Düzyazı kategorisinde Sokrats tarafından oluşturulan Niçin cümlelerimiz bu kadar derin ve uzun? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,622 kez görüntülenmiş, 10 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Düzyazı
Konu Başlığı Niçin cümlelerimiz bu kadar derin ve uzun?
Konbuyu başlatan Sokrats
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan esekherif

Sokrats

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
12 Nis 2012
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Başlıktaki gibi, niçin cümlelerimiz bu kadar derin ve uzun?


Neden bir cümle kurarken anlatmak istediklerimizi bir kelime ile anlatabilecekken, detaylarını ve onun ne olduğuna dair bir sürü kelime kullanarak anlatırız? Bu forumun üyeleri için diyorum bunu.
Öyle ki, sizde benim gibi bir arkadaş ortamındayken konuşmalarınızın derinliği ve kelime fazlalığıyla dikkat çekmişinizdir.

Bana göre, aslında birkaç nedeni var.
Eriği anlatacakken rengini, tadını ve ne kadar çok sevdiğimi dile getirmek isterim. Fasulyeyi sevdiğimi söyleyecekken fasulyenin faydalı olduğunu önceden söyleyerek, herkesin bilmesini isterim. Ayrıca hakkında daha pekçok yorum yaparım. Çünkü bazıları anlattığımı anlamayacak (konunun aslını ve güzelliklerini) kadar salak.

Bir keresinde arkadaşım "Bu kadar felsefi ve çok kelimeli konuşmandaki amaç ne, yani neden?" diye sorduğunda bu nedeni demiştim. O da bana "Ama ben bunu sade bir dille anlattığında anlamayacak kadar salak değilim." demişti. İşte o zaman ikinci nedenini keşfettim, ben cümlelerimi uzatıp, kelimelerimi derinleştirecek kadar salağım.

Fakat burası, cümlelerimi dilebildiğimce uzatıp düşüncelerimi olabildiğince açık bir biçimde ifade ettiğim yer, bana iyi geldi. Öyle ki benim hakkımda sade bir dille "Ne diyor la bu?" diyen yok. Yani, umarım.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
çünkü insan anlaşılmayacağını düşünür çoğu zaman.. ve sonundada genelde anlaşılmaz:) birinin sizi tam olarak anlaması ya da yanlış anlamaması için herşeyi bilmesi gerekir..ama herşeyi..bu sadece Tanrı olabilir.. O herşeyi bilir..kalbinizin tüm sırlarını.. bu yüzden O'na bir açıklama yapmak zorunda kalmazsınız..

Tanrıya inanıyorsanız eğer dikkat edin..O'nunla konuşurken açıklama yapmıyorsunuzdur zaten:)
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Esasen sizin söylediğiniz bu olguya Descartes atıfta bulunmuştur.."Açık ve seçik hakikatlarle karşılaştığımızda, onları görmezlikten gelerek, onları birdenbire ayrıntılı fakat bulanık açıkamalarla içinden çıkılmaz hale getiririz, çünkü kendi keşiflerimizin basitliğinin gerçekleri önemsiz göstermesinden korkarız".
 

Mad_Kimblee

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2012
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Şairler adlı denememde bu konuya değinmiştim az da olsa.

"Kelimelerin arasında kaybolmanın tadı anlatılamaz. Onları evirip çevirmenin, kısaltıp uzatmanın, süslemenin tadı anlatılamaz. Temelinde basit olan düşünceler bile, bazen öyle süslenir ki insan kavranması çok zor bir şey okuduğunu, ya da zekasının buna yetmediğini sanar. Yanlıştır. Tam tersine anlatıcının korkusudur bu. Sana bir şey anlatır da, gereksizdir, zaten biliyorsundur ya da ne bileyim ilgini çekmeyecektir. İnsanlar da böyledir işte, dıştaki süsten sonra görülen çirkinlik ve basitlik seni kendine güldürür."
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Cümleleri derin ve uzun kılan , anlatılmak/açıklanmak/paylaşılmak istenen konunun içeriğiyle, kullanan kişinin "ne kadar" anlaşılmak istediğiyle, eğitim düzeyiyle ve soyutlama yeteneğiyle (uzun cümlelerde anlamı ve bütünlüğü bozmamak için dili iyi kullanmanız gerekir) koşuttur..Felsefi bir paylaşımı komşu muhabbetinden ayıran da budur kanımca..
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
-sözde-uzunlukla derinlik farklı tabi ve algımız kadar derinliğimiz de
çoğunluk..boğulurken boğarız

yine de! uzatılan her lafın alıcısı var ki uzar....
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Herseyden once bu bir algidir ve bir yazinin bu algiyaulasmasi da onun bilgisidir.

Bir seyi izah etmek, bir seye yanit vermek, bir seye onay ve destek vermek, bir seye karsi cikmak ve elestirmek v.s. kisaca yazinin ne amac ile yazildigi basta bunu belirler.

Ikinci belirleyen yaziyi yazan kisinin yazida vermek istedigini kendi algisi ve bilgisince dile getirmesidir.

Bu arada yaziyi yazan kisinin yazi uzerindeki ilgisi, onemi ve etkisi de rol oynar.

O yuzden "uzun/derin" bir algidir. Yazar acisindan bir yazi "kivaminda" iken; okur acisindan ve okurun okudugu yaziya olan ilgisi etkisi ve onemi acisindan "uzun/derin" gelebilir.

Ya da "kisa/yuzeysel" gelebilir.
 

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Şu cümleyi sevmişimdir.

"Eğer insanları ikna edemiyorsan kafalarını karıştır." (Harry Truman)
 

Sokrats

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
12 Nis 2012
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Evet, kendimizi tamamiyle ifade edebilmek için cümlelerimizi uzatırız. Fakat inciği cıncığı demeden anlatmak çok daha anlaşılır ve kolayken illa tamamiyle anlaşılma taraftarı oluruz.

Peki, her zaman kendimizi tam anlamıyla ifade etmek midir amaç?
Harry Truman, çok güzel ifade etmiş. :)
 

odinhan

Felsefe.net
Uzaklaştırılmış
Katılım
8 Nis 2015
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
konuyu hakim olanlar cümleyi uzatmaz.
 

esekherif

Filozof
Yeni Üye
Katılım
3 Nis 2015
Mesajlar
907
Tepkime puanı
5
Puanları
18
Aslında tam tersi bence , Nihad Sami Banarlı '' Türkçenin sırları'' kitabında çok güzel örnekler vererek anlatmıştı. Okuyanlar hatırlayacaktır. Türkler Savaşçı millet olduğu için ;

Gel , kaç , çabuk, hadi , yat, kalk, yürü v.s gibi kelimelerle bir çok kelimeyi kullanmadan cümleler kurmuşlardır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst