Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde birazdahaderinmavi tarafından oluşturulan nefret söylemi... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,328 kez görüntülenmiş, 12 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı nefret söylemi...
Konbuyu başlatan birazdahaderinmavi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
nefret söylemi kavramını, genellikle nispeten küçük, güçsüz ve dolayısıyla karşı koyma olanağı bulunmayan ya da çok sınırlı olan gruplara karşı; ait oldukları grubun sosyal,siyasal, dinsel- mezhepsel, etnik, cinsel, kültürel,...vb. özelliklerinden yola çıkılarak, ayrımcılıkla başlayıp ötekileştirmeye, hedef göstermeye, düşman ilan etmeye ve giderek linç etmeye yönelen, aşağılayıcı bir söylem olarak tanımlayabiliriz... ülkemizde bu tip bir söylemin, başta siyasi arena ve medya olmak üzere, bütün toplumsal alanlarda giderek yükseldiği ve cinsel tercihi farklı olan bir insandan, komşu ülkelerin meşru yönetimlerine kadar, çok geniş bir yelpazeyi 'hedef' haline getirdiği görülmektedir... bu sürecin yansımaları, ne yazık ki içinde yer aldığımız bu felsefe topluluğunun yürüttüğü tartışmalarda da gözlenmektedir... bu başlıkta tartışmaya açmak istediğim sorun, nefret söyleminin, bir insan hakları ihlali olarak mı; yoksa düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği sorunudur...
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
bu bahsettiğiniz nefret söylemini ben bir kaç yerde kullandığımı biliyorum,insan ne için nefret duyar?nefretin karşılığı nedir?ve nefret yerine hangi kelime kullanılabilir..13 yaşında bir çocuğu zina cezasıyla recmeden zihniyet ve o zihniyetteki insanlara karşı hissedilen duygu biçimi nasıl ifade edilebilir,yada terör olaylarına karşı v.s...nefret söylemi, olmuş yada olacak yada yaşanagelen olaylara karşı duyulan hissin en şiddetli şekilde dile gelimidir ve bu kelime bana göre karşıdakinin cinsel yada etnik köken yada bazı özelliklerini vurgulayarak küfretmekten daha insancadır..
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
'nefret söylemi' kavramının, anlamı ve içeriğinin daha belirgin hale getirilebilmesi için, bir açıklamaya gereksinimi olduğunu fark ediyorum... somut olarak bir insandan, kendisine ait kişisel özelliklerinden dolayı nefret edilmesi ve bu nefretin ifade edilmesi, 'nefret söylemi' kavramının kapsamı içine girmemektedir... çünkü, somut olarak bir insan, hırsız, cani, katil, terörist, ilkel, kaba, barbar, tecavüzcü...vb. diğer insanlarda nefret uyandırıcı özelliklere sahip olabilir ve dolayısıyla, diğer insanlar da bu ve benzer nitelikler taşıyan o insandan nefret edebilir ve bu nefretlerini ifade edebilirler ; bu durum çok doğaldır ve anlaşılmayacak bir tarafı yoktur...ve dolayısıyla da bu tip bir nefretin ifadesine ''nefret söylemi'' kavramı açısından, hiç kimsenin bir itirazı yoktur.... ancak herhangi bir insandan, onu hiç tanımadan, kendisine ait kişisel özelliklerini bilmeden, sırf ve sadece, etnik kökeninden dolayı yani, kürt, ermeni, roman...vb. olduğu için; dini, siyasi ya da felsefi aidiyetlerinden dolayı yani, müslüman, yahudi, ezidi, alevi, dürzi,... sosyalist, komünist, kemalist, .... anarşist, nihilist, ateist,laisist ...vb şu ya da bu dinden yahut mezhepten, yahut etnik kökenden olduğu için; yahut siyasi, felsefi inançlarından dolayı nefret edilmesi ve bu nefret duygusunun, o gruplara yönelik söylemin içeriğine oturtulması ''nefret söylemi''ni ortaya koymaktadır... örneğin günümüz dünyasında, 'müslüman' algısıyla 'terörist' algısının iç-içe geçmeye başlaması, ya da türkiye'de 'kürt' algısıyla 'bölücü-terörist' algısının giderek aynılaşması; hızla tırmandırılan nefret söyleminin sonuçlarından değil midir...? yalnız bizde değil, dünyada da nefret söyleminin yol açtığı bir çok insanlık trajedisi ve katliamlar yaşanmıştır... afrika'da hutu ve tutsilerin çatışmasında, darfur katliamında, avrupa'da yahudilerin ve romanların uğradığı kıyımlarda, bosna'da müslümanların katledilişinde...vb. bizdeki 6-7 eylül olaylarında ...vb. nefret söyleminin payının olmadığı ileri sürülebilir mi...?...
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
'nefret söylemi' kavramının içeriği konusundaki sorunun, biraz daha açığa çıkarılabilmesi için; bir örnek verme gereği duyuyorum... örn. gazeteci- aydın hrant dink'in öldürülmesi olayında tetikçilik yapan çocuk, gerçekten hrant dink'i kişisel özellikleriyle tanımakta ve bu özelliklerinden dolayı mı ondan nefret etmektedir...?... aslında onu tanımadığını, binlerce yazısından hiç birini okumadığını, düşüncelerini bilmediğini, tetikçinin kendisi söylemektedir... bu durum, ''tuhaf'' değil midir...?... peki, bu ''tuhaf'' durumun ortaya çıkışında, ermeni halkına karşı tırmandırılan 'nefret söylemi' nin payı yok mudur...?...
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
yanlış anlamıyorsam siz bu söylemin giderek ayrımcılığı körükleyen bir slogan haline getirilmesinden yakınıyorsunuz ki bu doğrudur..sanki zehirli bir iğne gibi bu sloganı,toplumları bölmek parçalamak, birbirine etnik köken,din,dil,ırk,renk üzerinden ayrımcılığı körüklemek için enjekte ediyorlar ve her nedense çok az kimse bu aşılamanın farkında..normal yaşantılarımızda her türlü sosyal ortamda hiç bir problem teşkil etmeyen bu farklılıklar ve iç içe geçmiş bu kültür zenginliği,birde bakıyorsunuz medya organları aracılığı ile yada yetkili.?bir kaç bürokratın söylemiyle birden etkisini gösteriyor ve aynen belirttiğim gibi iğnenin etkisiyle ayrımcılık, çatışma ve daha ileriki aşamalarda bölünmeye gebe oluyor..peki neden bu kadar etkili oluyor bu söylemler ve bu zehirin panzehiri ne olabilir..bu kadar basit bir kaç söylem üzerinden tabiri caizse nasıl böyle bir fırtına koparılabiliyor.? bunun üzerine biraz kafa yormak lazım diye düşünüyorum..
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
son dönemlerde yapılan çeşitli sosyolojik araştırmalar, nefret söyleminin hızla tırmandırıldığını, ve artık toplumun önemli bir kısmının kendi aidiyet grubundan olmayana bırakın kız alıp vermeyi, komşu olmayı, alış-veriş etmeyi, neredeyse filan değil de, kelimenin tam anlamıyla 'selam bile' vermek istemeyen bir noktaya getirildiğini; gazetelerde köşe yazarlarının önemli bir kısmının (%74) ve haber başlıklarının bu söylemi beslediğini ve körüklenen gerginliğin diktatörlük, iç savaş ve savaş tehlikesini büyüttüğünü göstermektedir... nefret söylemi, neden ve nasıl bu kadar ciddi bir biçimde tırmandırılmaktadır...?... planlı ve bilinçli bir politika olarak, nefret söyleminin bir strateji biçiminde benimsenip yürütülmesinde kimlerin ne gibi bir çıkarı vardır...? farklı halkları ve çeşitli aidiyet gruplarını birbirlerine kırdırmak, diktatörlüğün, iç-savaşın ve savaşın sosyolojilk alt yapısını hazırlamak ve giderek ilgili toplumların-coğrafyaların, parçalanmasının yollarını açmak, hangi büyük güçlerin ve kimlerin işine yarayabilir...???...
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
halkın arasına nefret tohumları ekerek amaç güden bir kaç kalem var,bunlarda bellidir..abd,israil,ırak,belki buna rusya ve iran'da dahildir..birde bunların devletin en başında bulunanlar tarafından,bilinçli ve bilinçsiz olarak destekçileri var..epey bir zamandır ortalarda değişik haritalar dolaşıp durmakta;kiminde doğu anadoludan ayrılmış bir ermenistan,kiminde güneyde bir kürdistan hatta ve hatta bazılarında abd ye bile bir pay çıkarılmış bu pastadan..bunlar bilindik şeyler,amçata belli aslında, asırlarca bir arada yaşamış olan bu halkları birbirinden ayırmak..peki biz neden bu oyuna geliyoruz ve yanı başımızda suriye'de ırakta yaşananlardan neden ders almıyoruz..birbirine sadece etnik olarak değil kan bağıylada bağlı olan bizler neden bu oyunun farkında değiliz..sivas'ta maraş'ta yaşanan olaylar hep bu planın parçalarıydı ama tutmadı,ve aynı planı yeniden işletmek istiyorlar..kürt,türk,alevi,sünni,ayrımını körüklemek ve bu dört madde can alıcı hassas dengelerimiz yani sinir sistemimiz..basit bir slogan,ufak bir propaganda ortalığın karışmasına yetiyor,bu kırılgan yapı işte yukarıda belirttiğim gibi,tek vücut olan bu ülkeye enjekte edilen nefret ile bağışıklık sistemimizi bozdular..adeta cam hastalığına yakalanmış biri gibi devindikçe kemiklerimiz kırılıyor ve her gün bu vücut dahada yorgun bitkin düşüyor..bu vücudun sağlığına kavuşması için ve tüm halkını toptan kucaklayacak birleştirecek ve bağışıklık sistemini yeniden kazanması için yeni bir lider,anlayış ve slogan lazım..bunun üstüne kafa yormamız lazım..aslında hepimizi tek çatı altında kucaklayacak bir yol var lakin o yolu bile bize karşı kullanagelmişler..zor oyunu bozarmış,bakalım ne zaman zora geleceğiz.?
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
aklın ve vicdanın teslim alındığı bu ortamda, birlikte yaşama kültürünü tahrip eden nefret söylemini geriletmenin, ne yazık ki, pek de kolay görünmediğini kabul etmek gerekiyor gibi... çünkü; aslında bu sorumluluk büyük ölçüde gazetecilerimize, yazarlarımıza, sanatçılarımıza, aydınlarımıza ve en önemlisi medya oluşturucularıyla hükümete düşmektedir... ancak, nefret suçlarını tanımlayarak, nefret söylemini ceza yasasına 'suç' olarak eklemesi gerekenler, bizzat kendileri bu tip bir söylemi bayraklaştırdıkları gibi; medyamız da, özellikle yandaş basın olarak anılanlar; ama muhalif basın da dahil olmak üzere, birlikte yaşama iradesini yok etmeye yönelik bir yarış içinde gibi görünmektedirler... işte hüzün verici olan da budur...
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
birde ortada garip bir durum var,hadi medya patronlarını sermayedarları geçelim,onlar her dönemde atlarını istediği gibi koşturuyor..ya bu akp iktidarını başa getiren kesimden neden ses çıkmaz,yani kazanılan bir şeyde yok aslında,beklentilerinin çoğuda gerçekleşmemesine rağmen ve kendi inançlarıyla bile ters düşen bu despotluğa neden bir aklı başında biri çıkıp ta yeter artık demez,neden açıklarını ortaya koymaz..ama elden ne gelir ki ses kısma operasyonuna maruz kalmamak için hep beraber acımadıkiii yalanını sessiz ve derinden haykırıyorlar..dikkatli olmak lazım belki bu sitenin sesi bile kısılabilir zira aykırı hiç bir sese tahammülü yok bu dikdatörlerin pardon iktidarın diyecektim..
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
aklını ve iradesini bazı nedenlerle bir yerlere teslim etmiş olanların, dini de milliyeti de olamaz... çünkü, değerleri olamaz... iradesini teslim ettiği otoritenin kulu, kölesi ve eğer gerekirse propaganda papağanı ve çok gerekiyorsa da tetikçisi olur... ama bu ülkenin kendi aklıyla olayları değerlendirebilen, düşünebilen, hüküm verebilen ve bıçak kemiğe dayandığında sesini yükselterek cesaretle davranabilen temiz vicdanlı insanları da vardır.../...olmalıdır... eğer varsa / olabilirse , bütün zaaflarına karşı, gereğinde dik durabilen (1974 kıbrıs, ırak tezkeresi..vb.) kemikli bir ulus devlet olarak, yalnız türkiye'nin değil, bütün orta doğunun kafkasların ve orta asyanın , coni' nin çizmeleriyle ufalanmaya karşı direnme olanakları artar ve hesap döner... türkiye, kritik bir darboğazdan geçen, kritik bir ülkedir; ve eğer geleceğin dünyasında da içte özgür ve dışa karşı bağımsız bir toplum olarak varlığını sürdürmek istiyorsa; bu stratejik müttefiklik aptallıklarından bir an önce vazgeçmelidir...
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
nefret söylemi, 21. yüz yılda herhangi bir ülkenin ekonomik, sosyal, siyasal, etnik, kültürel...vb. sorunlarını çözümlemesinin bir yöntemi olabilir mi / yoksa, tam tersine ülkelerin asıl sorunlarını perdeleyerek otoriterliği ve faşizmi tırmandırmanın bir aracı olarak mı kullanılmaktadır...???...
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bugün yaşadıklarımızın bir özeti gibi olmuş tüm yazdıklarınız @birazdahaderinmavi @sakal yıllar geçiyor ama değişen pek birşey yok galiba...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst