- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
teknik bir olumsuzluğu düzeltirken, katılımcılara teşekkür ediyorum
_______
KÜFÜR
Onur, insanların sahip oldukları değerlerdendir. Küfür, genel olarak insan /kişi onurunu kıran, inciten,aşağılayan söz ve eylemlerin tanımı olarak kullanılır. Hemen hemen tüm toplumsal düzlemlerde bu eylemin bir yaptırımı vardır. Kişi onurunun korunması, toplum içerisinde bireyin yok edilmemesi elbette doğru bir yaklaşımdır. Küfrün soyut varlıklara yöneltilmesinin de gerçek kişilerin düşünce/duygularında yarattığı kırılma/ezilme/üzüntünün giderilmesi amacı ile yaptırıma bağlandığı bir olgudur. Her iki durumda da küfrün yaptırıma bağlanması haklı ve yerinde olmakla birlikte, küfrün kriminal çözümlenmesi/analizi yapılarak sebeplerinin belirlenmesi ve giderilmesi yönteminin güncelleştirilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Küfrün psiko/sosyolojik yapısına baktığımızda ilginç durumları görmekteyiz. Küfrün yöneldiği olguların içerisinde iki kategori belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Erkeğin kadını taciz etmesi ve insanın hayvanı taciz etmesi kategorileri en belirginleri olarak göze çarpmaktadır. Dikkat edecek olursak küfür içeren sözlerin çoğunlukla ana/avrat/kadın ve emektar eşek ve sadık köpeklere yöneldiğini görüyoruz. Acaba neden?
İlginçtir küfür içeren sözlerin kadına yönelen şekillerini kadınlar da kullanmaktadırlar. Örnek, S...G... Tam bu noktada iki olgu öne çıkar. Birincisi cinselliğin aşağılanması/basit ve içeriksiz görülmesi, ikincisi de bu eylemin kadın cinsine yönelik bir aşağılama olarak kullanılması. Ve yine ilginç olan diğer durum ise bunu sarf eden tüm cinslerin cinsellik konusunda geri durmamalarıdır; hem aşağılık bir tavır olarak görür hem de icra ederler. –cinselliğin aşağılık bir tavır olmadığı dip not olarak belirtilmelidir- Öyle ise bunun altında yatan olgu nedir?
E..o..E, İ..o..i, küfürleri de sıkça kullanılır. Hem eşekten hem de köpekten fazlası yararlanıldığı halde...Ama kaplan oğlu kaplan, aslan oğlu aslan denmez.
Her iki olgu şunu göstermektedir. İnsan türü kendisinden fizyo/sosyolojik olarak zayıf gördüğü –öyle olmadığı da kesindir- olgulara yönelerek zayıf yanlarını örtülemekte/bastırmaktadır.
İnsanın kutsadığı değerlerine yönelmek olarak değerlendirmek istediğimizde farklı bir tablo çıkar ortaya. Tanrıya küfür ve ana/avrada küfürde tamam bu anlaşılır bir şeydir. Ancak eşek ve köpeğe yönelik küfürde böyle bir kutsama yoktur. Demek ki küfrün temelinde yatan olgu karşıdakinin kutsal değerleri değildir.
İnsan türü küfrederken rahatladığını düşünür. Bu aslında aciz kaldığının bir göstergesidir. Büyük olanın çocuğa şiddet uygulayarak onu susturmaya çalışması ile küfür arasında doğrudan bir ilişki vardır. Her ikisinde de bir çözümsüzlük ve yetmezlik/acizlik vardır.
Neye/niçin/kim üzerinden/hangi değere yönelerek küfür edildiğinin düşünülmesi ve bunun erkek egemen kültürü ile yakınlığının araştırılması/bilinip/öğrenilmesi ve değerlendirilmesi gerekir.
Neden küfür ederiz?
29 Aralık 2008
Küçüksu
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
kalliope
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür edenlerin bir bölümünün psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan çocukluktan itibaren sürekli duymaya bağlı olarak bunu normalmiş gibi algılayıp, alışkanlıkla da küfür eden insanlar var… Çocuklar aile ve çevresiyle sürekli bir etkileşim halinde büyürken belleklerine konuşmaları kaydediyorlar. Özellikle küfür edilme anı normal durumlardan daha farklı olduğu için (Kavga, öfke, kızgınlık) bunları hatırlamaları, ya da unutmamaları çok normal. Üstelik erkek çocukları küfürlü konuştukları zaman çok ilginçtir ama birçok ailede gülümsenerek karşılanır. Doğal olarak çocuk bunun iyi bir şey olduğunu zanneder… Ve bu zincirleme olarak devam eder…
İşin ilginç yanı sıradan konuşmalarda bile birbirine çok yakın insanlar karşısındakine karşı küfürlü konuşur ve buna hep beraber gülerler. Aynı küfür bir kızgınlık anında söylendiğinde iş cinayete kadar uzanabiliyor. Belki de öfkeli olduklarında kendini ifade etmekte güçlük çeken insanlar küfür ya da sövgüyle rahatladıklarını zannediyorlar… Onlar rahatlarken çevresindeki insanlar rahatsız oluyor!...
--------------------------------------------------------------------------------
Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.
Konfüçyüs
laberesa
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür belkide bir tür zayıflıktır.Söylenecek sözün bulunamadığı yerde söylenen bir zayıflık belirtisidir.
--------------------------------------------------------------------------------
Sürekli bir değişim halinde olmayan düşünce ne zaman doğru bir düşünce olmaya hak kazanabilir ki?
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
“Üstelik erkek çocukları küfürlü konuştukları zaman çok ilginçtir ama birçok ailede gülümsenerek karşılanır. Doğal olarak çocuk bunun iyi bir şey olduğunu zanneder” sayın Kalliope aslında bu tesbitiniz ile ters kavramdan hareketle şunu söylemek mümkündür sanıyorum. Kız çocukları erkek çocukları gibi küfürler ettiğinde büyüklerin tepkileri aynı olmuyor. Burada cinsiyet ayrımcılığı çok net bir şekilde gözlemlenmektedir. Bu durumu kadınların da benimsemiş olmasını ve nedenlerini ortaya çıkartmak gerektiğini düşünmekteyim. Bu duruma erkek egemen düşüncenin kadınlar tarafından içselleştirilmesi diyebilir miyiz?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
kalliope
--------------------------------------------------------------------------------
Alıntı sahibi: nejdet üzerinde 28 Ocak 2009, 19:22:04
Bu duruma erkek egemen düşüncenin kadınlar tarafından içselleştirilmesi diyebilir miyiz?
Bazı kadınların erkek egemenliğini benimsediğini ben de kabul ediyorum. Ama bu durum kadını kolaycılığa, erkeği büyük bir külfete sokuyor… Belki de” ben bilmem kocam/babam bilir” mantığıyla tartışmasız, iniş-çıkışları olmayan sıradan bir hayatı yaşamayı tercih ediyorlar… Nasıl olsa birileri onun adına kararlar veriyor, ona gideceği yol gösteriliyor, hata yaparsa sorumluluk kocaya/babaya ait… Baba/koca ise çevreye karşı benim sözümden dışarı çıkılmıyor diyerek bir güç gösterisinde bulunuyor… Bu biricik avuntuyla, sırtındaki ağır yükle dik durmaya çalışıyor… Evet bu tarz bir yaşamı benimseyen kadın ve erkekler ne yazık ki hala var…
Başka bir grup kadın ise; çocukluktaki bu baskılanmışlığı erkeksi tavırlar sergileyerek dışa vuruyor… Erkekliği sembolize eden davranışları kendine ekleyerek bir güç gösterisinde bulunuyorlar… Ezilmişliği, zayıflatılıp susturulmuşluğun öfkesini bu şekilde yansıtıyorlar… Bu grup için ben şöyle bir tanımlama yapıyorum “erkekler kendi canavarlarını yarattı”…
Aslında yaşadığımız toplumun sosyo-kültürel yapısında kadının asıl yerini hepimiz biliyoruz.. Başta ana, tarlada rençper,… ama Nazım Hikmet’in dizelerinde ifade ettiği gibi anamız, avradımız, yarimiz /ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen/ ve soframızdaki yeri /öküzümüzden sonra gelen… Evet maalesef hala bu değersizlikle suskunluğa gömülmüş kadınlarımız da var… Berdel, töre ve kan davası hala gündemde.
Üç farklı grup kadından söz ettim… Bu liste uzayabilir…Bunları istisna diye kabul etmek istiyorum. Artık ayaklarının üzerinde duran, aydınlık yüzlü, kendini ifade edebilen, başarılı kadınların sayısı azımsanamayacak ölçüde… Bu da benim biricik avuntum…
Yine konunuzu dağıttım gibi geliyor… Affınıza sığınıyorum…
--------------------------------------------------------------------------------
Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.
Konfüçyüs
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Kalliope, konuyu dağıtmadınız tam tersi genişleterek zenginleştirdiniz. Teşekkür ediyorum.
Söylediklerinize aynen katılıyorum. Ben açılımı yaparken bir konuyu sanırsam kapalı tutmuşum. Yazdıklarınızdan bunu anlıyorum. Tüm kadınların yukarıda belirttiğim biçimde düşündüklerini elbette söylemek mümkün değildir. Ne ki, ben bu konuda sizden farklı olarak bunun çoğunluğa mal olduğu düşüncesindeyim. Üretim ilişkileri içerisinde bireyler arası eşitliğin temelde bireysel özgürlüğe bağlı olduğunu söyleyebilirim. Sorun bir yönü ile kişi hak ve özgürlüğü ile ilgilidir. Salt kadın hakları tanımı bu yönden yetersiz kalacaktır. O zaman şu soru akla takılmaktadır; bireysel özgürlüklerin kısıtlanması kime yaramaktadır. Üretim ilişkileri içersinde fizyolojik yapıyı bir yana bırakacak olursak kadın/erkek ayrımının anlamsız kaldığı görülecektir. Fizyolojik eşitsizlik sadece cinsler arasında değil aynı cinsler ve kuşaklar arasında da vardır. Bu bağlamda “sofamızdaki yeri öküzümüzdan sonra gelen” kadın bir yanıyla da ailenin temel taşı ve kutsanan değer olarak öne çıkartılmaktadır. Burada görüleceği gibi retorik/söylem ile eylem/pratik arasında giderilmez bir çelişki vardır. Şu söylenebilir mi? Beş-bin yıllık bir geçmişi olan erkek-egemen kültür eğer kadınların çoğunluğunca içselleştirilmeseydi yaşama şansı bulabilir miydi? Tabi burada hemen diğer bir çok etkenin de göz-önünde bulundurulması gerekir. Yoksa kadın cinsine karşı ikinci bir haksızlık yapılmış olacaktır. İnsan türü içerisinde ilk köleleştirilen kadın olduğuna göre bunun çözümünün de salt kadınlardan gelmesi elbette beklenemez.
Saygılarımla...
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
kalliope
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Nejdet, bilgi ve düşüncelerinizi paylaştığınız için asıl ben teşekkür ederim. Kadınların büyük bir bölümünün erkek egemenliğini içselleştirdiklerini ben de kabul ediyorum. Ama bunun daha çok çaresizlikten kaynaklandığını düşünüyorum. Bu noktaya getiren çok fazla etken var. Hak ve özgürlüklerin bilincine varabilmek için de sistemli ve doğru eğitimin önemli olduğunun inancındayım.
“Bireysel özgürlüklerin kısıtlanması kime yaramaktadır?” Yeni bir tartışma konusu olabilir…
Saygılarımla...
--------------------------------------------------------------------------------
Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.
Konfüçyüs
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
"Hak ve özgürlüklerin bilincine varabilmek için de sistemli ve doğru eğitimin önemli olduğunun inancındayım. " sayın Kalliope tesbitinize aynen katılıyorum ve şunu izninizle eklemek isterim; sorgulayan, düşündüren, araştıran ve yargılayarak ayrıştıran bir öğretim/ yanı-sıra düşüncenin asla suç sayılmadığı/yadırganmadığı ötekileştirmeden hoş-görüye dayalı, üretim,paylaşım ve emeği önde tutan bir eğitim/öğretim ile bu söylediğiniz olanaklı görünmektedir.
sayın Laberesa, söylediğinize katılıyorum; küfür bir çözümsüzlüğün işaretidir.
katılımlarınız için teşekkür ediyorum, saygılarımla...
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
chimera
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür konusundaki tesbitlerinize katılıyorum.Küfür dediğimiz cümleleri düşündüğümüzde tamamen erkek egemen toplumun yapısını yansıtır.Burda kadını aşağılamakdan ziyade cinsellikle ilgili kısmı ön plandadır.Erkek egemen toplumlarda cinsellik erki elinde bulunduran(erkek) için değil,tahakküm altına alınmaya ve hükmedilmeye çalışılan kadın için bir tabu halindedir.Dolayısıyla cinsellikle ilgili küfürlerde kadın ile ilintili cümleler kurulmaktadır.Erkek ile ilişkilendirilseydi zaten küfür aşağılama olamazdı
Erkek egemen toplumun tarihsel gelişimini inceleyerek tesbitlerimizin temelini dahada açıklayabiliriz.
Cinsellik ile ilgili küfürler %90 unu oluştururken sizinde bahsettiğiniz gibi 2.bir kategoride ise aşağılama belirten farklı imgeler kullanılmaktadır.Sonuç itibarıyla acizliğin ve çaresizliğin bir dışa vurumudur.Bu dışa vurumuda insan egosu eşitsizliğin tarihsel sürecinde hükmetmeye çalıştığı kadın ve doğa unsurlarından esinlenerek aşağılama yöntemi ile yapmıştır.Bilinçaltımızdakilerin nasıl farkında yada farkında olmadan dışavurumunu yaşıyorsak,küfür edenlerde cümlelerinin farkında yada farkında olmadan bunu kullanıyor.Bu anlamda eğitimden ziyade önce eylem ve düşüncelerimizdeki farkındalığı yakalayıp,doğruyu aramak durumundayız..
--------------------------------------------------------------------------------
Adın yokdu tanıştığımızda,sonrada olmadı.Çünkü başka biri oldun zamanla..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
Cinselliğin doğasının hükmedilene yasaklanması güç dengesizliğinde bir dokunulmazlık zırhına bürünür. Biri için sınırsız bir hareket alanı/keyfilik sağlarken diğeri için bir katlanma ve bir göreve dönüşür. Sayın Chimera, tabu dediğiniz bu olsa gerek. Neredeyse beş-bin yıllık bir geçmişe sahip haz duyumunu yok etmeye dayalı Mısır kültüründeki kadınların da sünnet edilerek cinsel yetilerinden yoksun bırakılmalarının temelinde de bu düşünce yatar. Egemen olmak isteyen öge her zaman hükmetmek istediği ögenin –ki konumuzda erkeğin/kadına yönelik egemenliğidir sözkonsu olan- düşünme/bilgilenme/duyumsama haklarını bir bir elinden almak isteyecektir. Bu şekilde egemenliğini daha kolay sürdüreceğini bilir. Kadına yöneltilen küfür hükmedilene yönelik bir aşağılama ise kadını kişisel çıkarları için önemseyenin/ya da öyle görünen erkeğin aslında kendisini aşağılamasıdır. Aşağıladığından vazgeçememek ve birlikte olmak doğrusu aşağılayanın iki kat aşağılanmasıdır.
Totemik değerlerin kutsal dokunulmaz kılıfları onları kişilere yabancılaştırmaktadır. Söylediğiniz gibi” Erkek egemen toplumun tarihsel gelişimini inceleyerek” tesbitlerimizi derinleştirmemiz gerekmektedir. Bunların farkında olmak yeterli olmayacaktır kanısındayım. Her alanda bireysel özgürlüğün cinsler arasında değil tüm cinsler için gerekli olduğunu bilmek; bunu tarihsel bellek ile doğan tüm bireylere anlatmak ve pratik edimlerle doğrulayarak inandırıcı olmak gerekir.
saygılarımla
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
esinti
--------------------------------------------------------------------------------
cinsellik ya da seks hem çok istenen hem de istendikçe hayvani görülen ya da hayvanileşen bir durum. belki bu ikilemdir insanların en çok küfrettiren (cinsel organlara, cinsel etkinliğe ve de kimi hayvanlara benzetilmek suretiyle)
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Esinti,
Canlı türlerin, türün devamını sağlayabilmeleri için biyo/kimyasal dokularında doğa ile süren etkileşimler sonucunda şekillenmeler meydana gelir. Cinsel tepkimelere neden olan hormonal doku da bu şekillenmelerden bir tanesidir. Hayvan türü olarak kategorize edilen türlerde bu tür tepkimeler yalnızca türün sürdürülmesine yönelik ve doğal şekli ile yaşanır. İnsan türünün cinsel tepkimeleri salt doğal tepkimeler olarak kalmaz. Davranış biçimi olarak her edimin bir sosyal içeriği ve sonuçları vardır. Etik olarak belirlenen değerler bu şekilde tarihsel süreçlerde ortaya çıkan, üretim ilişkilerinin belirlediği ve üretim ilişkilerine geri dönerek değişimi zorlayan/yaratan toplumsal yapılardır. İnsan türü için cinselliğin kazanmış olduğu bu boyut bu tepkimelerinin diğer türlerden farklılaşmasının nedenidir. Böyle olunca cinselliğin bir iç-güdü/ bir refleks olduğu söylenemez. O zaman, insan türü cinsel olarak doğal belirlemelerin ve toplumsal etiğin ikilemi arasında kalır. İnsan türünün gelmiş olduğu kültürel/etik/estetik birikimine bağlı olarak şu söylenebilir; Nefes alma refleksi dışında insanın denetleyemeyeceği –doğal olmakla birlikte- toplumsal olan hiçbir edimi yoktur. Tüm davranışlar yetişkin bireyin denetimi altındadır. Gerçi “bilinç-altı-“ na sıkıştırılan duygu ve düşüncelerin bireyde meydana getirdiği sapmalar da belirlenmiş ve bir kısmı da kanıtlanmıştır. Ancak, insan türündeki cinsel sapmanın “hayvanileşme” olarak yorumu “yabancılaşma”ya işarettir. Yoksa hayvan türleri arasında yaşanan cinselliğin doğallığına yapılan bir vurgu olmasa gerek. Cinselliğin yüz-yıllarca tabu olarak dokunulmaz sayılması, - ki, ilk günah olarak yorumlanmasını da buna eklersek- doğal sürecin nasıl da ters-düz edildiğini görebiliriz. Yerine göre gizlenen, saklanan, ayıplanan, günah sayılan bu tepkilerin kişide birikmesi, o kişide iradi gücünün zayıflığına bağlı olarak sapmalara neden olacağı açıktır. Öyle ise cinselliğin tabulaştırılmadan doğal/sosyal çehresine kavuşturulmasının yöntemlerini bulmamız gerekiyor. Sizce bu yöntemler neler olabilir?
Saygılarımla.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Laetna
Akılın kavradığı ve inandığı her şey başarılabilir
--------------------------------------------------------------------------------
Bunun bir çok sebebi olduğunu düşünüyorlar.Örneğin ben sorduğumda belli başlı cevaplar aldım sizlerle paylaşmak isterim;sinirden,erkekliğimi göstermek için,karşımdakini korkutmak için,alışkanlık dilime dolanmış istemesende boş bulunduğum anda söylüyorum,cevremdekiler küfürlü konuşuyor bende böyle konuşmaya ister istemez mecbur kalıyorum vb... bir çok cevap aldım ama inanın çoğuda bunu kötü bir davranış olduğunu bilmiyor veya umursamamazlıkten geliyor.
DİP NOT:Küfürün karşıyım.
--------------------------------------------------------------------------------
"İnsan yenilince tükenmez,pes edince tükenir"
Nixon
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
“1-erkekliğimi göstermek için,
2-karşımdakini korkutmak için,
3-alışkanlık dilime dolanmış istemesende boş bulunduğum anda söylüyorum,
4-cevremdekiler küfürlü konuşuyor bende böyle konuşmaya ister istemez mecbur kalıyorum”
sayın Laetna,
yukarıda dökümünü yaptığım tesbitlerinizden 1. sıradaki ile son sırada yer alan “mecbur kalıyorum” şeklindeki tanımlamalar ilgimi çekti. Sorduğunuz kişilerin lütfen yanlış anlamayın ancak cinsiyetlerini merak ettim. Yanılıyorum belki ama yanıtların çoğu erkek cinsinden gelmiş gibi görünmektedir.
Çoğunun bu davranışın/söylemin –küfrün- yanlış olduğunun farkında olmaması –ki, buna içselleştirme/benimseme/yapısal bir duruma getirme diyebiliriz- ve önemsememeleri! Üzerinde durulması gereken bir konudur derim.
saygılarımla
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Laetna
Akılın kavradığı ve inandığı her şey başarılabilir
--------------------------------------------------------------------------------
Gerçi ben sadece sizlerle paylaşmak istedim aslında bu kişilerin cinsiyetleri erkek ve sorduğum kişileri inanın ben bile tanımıyorum,internet aracılığı ile sorduğu kişiler bunlar.
Burada önemli olan bir konu elbet bu konuda ama emin olduğum birşey varki buda bu insanların asla değişemiyeceği olaya gerçekci açıdan, realist bir gözle bakarsa bu asla mümkün değil.Elbete sizlerde söylediklerime katılmıyor olabilirsiniz ama bence şuan önemli olan günümüzde bu insanları değiştirmek değil bundan sonraki insanları değiştirmektir önemli olan,umarım anlıyorsunuzdur yani gelecek nesili.
--------------------------------------------------------------------------------
"İnsan yenilince tükenmez,pes edince tükenir"
Nixon
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
sayın Laetna,
yapmış olduğunuz mini anketi bizlerle paylaşmış olmanızdan dolayı size içtenlikle teşekkür ediyorum. Bu çalışmayı pratik bir zenginlik ve değrlendirme olanağı yaratan bir çalışma olarak yorumladım. Ki, sizin yaptığınız anketin -dar kapsamlı da olsa- sonuçları yukarıda düşünceleriyle katılan tüm katılımcı ve yorumlayan arkadaşlarımızın görüşlerini pratikte doğrulamaktadır.
Doğrusu umut yok olmasa da mevcut kuşakların bu alışkanlıklarından vaz-geçmeyecekleri konusunda ben de sizin gibi karamsarım. Ancak yeni kuşaklara aktarılmamak ve eğitim/öğretim ile yüz-yılları aşacak bir iyileşme mümkün görünmektedir.
teşekkürlerimi ve saygılarımı iletiyorum
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
yapicihasar
--------------------------------------------------------------------------------
küfür ederek egonu tatmin edersin hele bide karsıdaki cevap vermiyosa
daha zevkli
küfür zaman zaman gerekli ama dikatli sececeksin küfür edeceğin kişiyi
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
küfrün egoistçe bir zevk olması egoya yenik düşüldüğünün göstergesi olmalı; egomuzu biz yönetmeliyiz, onun esaretinde olmamalıyız derim...
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Fairy
--------------------------------------------------------------------------------
Ben küfrü aşağlık kompleksi taşıyan insanların kendini toplumda sivriltmesi yönündeki sözde asi davranışı olarak görürüm.Güvensiz insanların başvurdukları bi çeşit savunma saldırma mekanizmasıdır küfür.Zamanla dilde yer edinmiş alışkanlık olmuş bi şekilde yeni lisan olarak bilinçlerine yerleştirmişlerdir..Bunun gelişmesinde var olmasında yine zemin hazırlayan çevrenin ailenin bilinçsiz oluşumlarıdır.
--------------------------------------------------------------------------------
Birbirinizin aynısısınız..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
sayın Fairy,
küfretmenin "aşağılık kompleksi" olduğu yönündeki düşüncenize katılmıyorum. Küfretmek genelde bir rahtlama dışa-vurumu olarak ortaya çıkar ve yetersizlik ile ilgilidir. egemenlik anlayışı ile sıkı-ilişki içerisinde olduğunu söyleyebilirm.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Fairy
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Nejdet ;
Ağalık kompleksi cümlesinin altında yatan anlam bireyin kendini toplumda ezik önemsiz hissetmesi bu durumda dışa vurum yöntemi olarak küfüre başvurması dikkat çekmek dürtüsünden kaynaklı bi durum oluyor.Bunun altında da kötü de olsa dile getirdiği cümlelerle muahattap olucak birilerini bulma isteği yatıyor..
--------------------------------------------------------------------------------
Birbirinizin aynısısınız..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
"dikkati çekmek" , "dürtüsü"
dikkat çekmenin bilinçli insan türü için bir dürtü olduğunu söyleyemeyiz.
ancak söylediğinizden insanların dikkat çekmek için küfür ettikleri sonucu çıkarılmaktadır; yanılıyorsam bildiriniz.
bir olgu biliyorum çok enteresandır ki, bazı sözcükleri burada söylemeye dilim varmıyor her cümlenin başına, ortasına sonuna getiren kişiler gördüm. ve ilginç olan ise bunun yanlış olduğunu söylediğinizde ise bu sözcükleri bir daha kullanmamak üzere cümle kurup söz verdiğinde de aynı sözcükler ile cümlesini bitirmektedirler.
bu nasıl bir dürtüdür sizce?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Fairy
--------------------------------------------------------------------------------
Senin tabiatında var dikkat çekme isteği bunu belirgin hale getirmek dominantlaştırmak veya pasif bırakmak senin elinde.Tabiatında içten gelen herşey dürtü olarak algılanır ve kabul görür.
Sorunuza gelince; "Zamanla dilde yer edinmiş alışkanlık olmuş bi şekilde yeni lisan olarak bilinçlerine yerleştirmişlerdir.." kısaca alışkanlık haline gelmiştir.Daha önceki yorumlarda kurduğum bu cümle de sorunuzun karşılığı zaten yatıyor.Size düşünceleri dikkatli takip etmenizi öneriyorum.Sizin onlara yönelttiğiniz tavsiyeler uyarılar herneyse onlar bunu onlar istemedikçe etkili olmaması oldukça normal.O durumdan bu rahatsızlık hissetmiyor çünkü rahatsız olan siz olduğunuz için uyarıyı yöneltiriyorsunuz.
--------------------------------------------------------------------------------
Birbirinizin aynısısınız..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
küfürün içselleştirilmesi onun bir açıdan benimsenmesi ile ilgilidir. benimsenmeyen edimler içselleştirilemezler. bu benimseme kişinin hazır bulduğu tarihsel/sosyal/ekonomik/ kültürel çevrenin baskısı altndadır. Bu baskılar ya anlaşılmadan içselleştirilir ya da gerçekten katılarak içselleştirilirler. dayatmalara karşı çıkan bireyin bunları benimsemesi söz-konusu olamaz. böyle olunca tercihler içerisinde olduğumuz sonucu ortaya çıkar. var olanlar arasında tercih yapmak ile yeniyi yaratma tercihleri ayrışırlar. küfür etmenin özellikle kadının ikinci planda bırakıldığı toplumlarda yöneldiği değerlere baktığımızda, bir açlık dürtüsü gibi bir davranış/söz eylemselliği niteliğinde olmadığını görüyoruz. altında yatan kişinin yetkinleşememesi ve bunu örtüleme çabası ise anlaşılır ve fakat benimsenemez durumdur. bu bağlamda doğada var olan ve canlıların genel yapısında olan dürtüler ile küfür eylemini/olgusunu aynı kefeye koymakta zorluk olduğu kanısındayım.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Fairy
--------------------------------------------------------------------------------
Dürtü kelimesinin anlamını bildiğiniz konusunda şüphelerim vardı ama artık yok .) Dürtünün kelime anlamı tabiatta bulunan, doğuştan gelen davranış özelliği olup çevreden gelen uyarıcılara tepki göstermektir.Bu bağlamda cümlelerimde kullanılan bu kelimenin cümlelerle bağdaşmadığı ve küfür konusunda kullanılan yerinin alakasız olmadığı kanısındayım .))
--------------------------------------------------------------------------------
Birbirinizin aynısısınız..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
son yazdıklarınızdan hareketle şu tesbitte bulunacağım; siz forumu okumadan yanıt vermişsiniz ya da anlamadan...
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Fairy
--------------------------------------------------------------------------------
Hayır yalnızca ufak kelimelere takılmakta ısrar ettiğiniz için onların üzerine yoğunlaştım isteğiniz ve isteğim doğrultusunda .))
--------------------------------------------------------------------------------
Birbirinizin aynısısınız..
HoŞÇa
........................................
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür etmek dediğimiz şey tamamiyle doğaldır..
Doğuştan gelmez elbette.. Çevre koşullarından etkilenen insanın kazandığın bir kelime dağarcığı katkısıdır
Eğer bir anne baba yada o çevre küçük bir çocuğun yanında sinirlenince güzel sözler söyleseler -gözünüzün önüne getirebiliyorsanız eğer getirin sinirli halde tatlım canım diyen birilerini.. - o zaman bu çocuk sinirlenince "azına sı.ayım" demeyecek de "tatlımsın lan işte yürü git" gibi bişey diyebilecek )) o zaman da biz burada diyeceğiz ki "insanlar birbirine sinirlenince neden tatlım diye kızarlar bu çok ayıp değil mi arkadaşlar"
yani sonuç olarak küfür dediğimz şey yalnızca kızgınlık ifadesidir..
insan sinirliyken öfkesini bir yere yansıtma ihtiyacı hisseder.. ya tekmeler ya bağırır yada küfür eder.. en zararsızı da küfür etmek heralde.. ))
fakat bu noktada şunu da düşünmeliyiz.. kültürümüz ve birçok kültür ataerkil yapıda olduğu için kadınlara yönelik cinsel meta halinde algılanışın sonucu olarak ortaya çıkan birçok küfürler var ki yukarıda bahsedilmiş..
işte bunlara ısrarla karşı çıkılmalı, edilen küfürlerin eşitlikten ödün vermeyecek küfürler olmalarına ve mümkünse alışabiliyorsak "tatlım" düzeyinde olamsa da daha sakin tepkilere indirgemeliyiz...
Bu arada küfür deyince değinmeden edemeyeceğim.. dünya üzerinde bildiğim yerli yabancı hiçbir insana küfür ona yakıştığı kadar yakışmadı benim gözümde...
Can Yücel kadar güzel küfür eden, "***,kıç,s.k" bile derken bunu laf sokmaya kullanan ve espirisinden de zekasından da hiçbir zaman bişey kaybetmeyen bir insandı kendisi..
onu da anmış olayım.. Var ol Can Baba ))
--------------------------------------------------------------------------------
belkilerle dolu bir hayat yaşıyoruz derken bile bir belki geliyor insanın aklına..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın HoŞÇa,
Can Yücel’in yerini sıcak ve ayrı tutmak kaydı ile şunları belirtmek isterim;
Küfretmenin bir şiddet boşalması ve bunun da kuşaklar-arası aktarılan bir olgu olduğu konusunda hem-fikirim. Kişisel etik ile toplumsal etiğin çatışmasında kişisel tutum ile benimsenmeyen öğretilerin değiştirilmesinin yol ve yöntemleri bulunabilir ve dogmatik sayılan duvarlar yıkılabilir. Şiddet ise özünde karşımızdaki kişiye uyguladığımız bir erk/iktidar sahası/alanıdır. Şiddetin temelinde ise korku vardır. Ancak tüm küfürlerin temelinde korku olduğunu söylemek mümkün değildir. Küfrün diğer şiddet türlerinden ayrılan bir özelliği karşıdaki kişiyi küçümseme eğilimi taşımasıdır. Bu nedenle en masum/zararsız şiddet olarak tanımlanması şeklindeki düşüncenize katılmam olanaklı değildir.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
HoŞÇa
.......................................
--------------------------------------------------------------------------------
Nejdet arkadaş -samimiyetimi mazur gör lütfen- ,
ben küfür olayının bu kadar abartılmaması kanısındayım.. nasıl baktığınıza bağlıdır bu..
ve hiçbir zaman evrensel bir nitelik taşımaz ifade açısından..
birisiyle münakaşa ederken küfür edip küçük düşürebilirsiniz, yada küfür etmeden küçük düşürebilirsiniz..
bir arkadaşınıza hararetli bişeyler anlatırken küfür etmeden araya "oğlum, lan, o herif" gibi hafif argolar da kullanabilirsiniz, sert küfürler de sıkıştırabilirsiniz.. fakat burada arkadaşınız sizin küçümsemek yada birisine kızgınlık belirtmek için değil de hararetten dolayı lafın gelişi kelimeler olarak onları seçtiğinizi bilir...
yani küfür de kullanımına yerine göre dğeişir..
ama tekrar söylemek istiyorum benim karşı olduğum temel nokta kadının metalaştırılmış olmasının kültürümüzde küfürlere bile bu kadar net yansıması.. asla kadın organını veya cinsel ilişkiyi içeren küfürler kullanılmamalı.. alışkanlıktır bu da evet, fakat değiştirilmek için ne kadar gerekliyse çaba gösterilmeli.. ötekiler pek de önemli değil..
--------------------------------------------------------------------------------
belkilerle dolu bir hayat yaşıyoruz derken bile bir belki geliyor insanın aklına..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
arkadaş, içtenlikli yaklaşımın için teşekkür ediyorum. elbete bu alanda nasıl düşünüyor isek ve değerlendiriyorsak düşüncelerimizi açıklamalı ve tartışmalıyız. yoksa ilk olarak kendimizi kandırmış olacağız. küfürlerin söz-dağarcığından silinmeye başlanması fikrini eylemsel olarak da destekliyorum.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
monaliza
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür bence dürtü falan değil, düpedüz terbiyesizliktir. En önemli nedeni duyumsal ve öğretisellik. Çocuk ailenin aynası olduğuna göre öncelikle anne babadan yada çevreden öğreniyor. Yanlış olduğu anlatılmadığında, hatta desteklenip, söylemine teşvik edildiğinde çocuk bunu olağan bir durum olarak algılıyor. Zaman içinde zihine iyice yerleştiği için de bırakılamıyor.
Örneğin; ben hiç küfür edemem. Çünkü ailemde ve çevremde duymadığım gibi, küfür etmenin ayıp ve bayağı bir davranış olduğu öğretildi. Yani; tümüyle eğitimle ilgili bir durum.
Ve de küfür ederek insanın deşarj olacağına yada diyaloglara renk katacağına da kesinlikle inanmıyorum.
HoŞÇa
.........................................
--------------------------------------------------------------------------------
monaliza dediğin şeyde haklısın da bakışın bana ters geldi...
dediğin gibi tamamiyle çevresel koşullardan etkilenilerek dile yapışan bir bilinçaltı işidir küfür etme mevzusu..
ama bunu terbiyesizlik olarak algılıyor olmak da aynı şekilde çevresel koşullardan etkilenilerek dile getirilen bir görüştür
yani küfür etmek de terbiyesizlik olarak görmek de veya tam tersi doğal karşılamanın ötesinde küfürü güzel görmek de çevresel koşullardandır diye düşünüyorum..
yukarda da dediğim gibi küfür olayı tamamen nasıl baktığınıza ve nerede kullanıldığına bağldır..
arkadaşınızla komik bir anıyı paylaşırken kahkalar eşliğinde lafın arasına "lan,lun,zort,dort" da katabilirisiniz, "***, s.k, a., da katabilirsiniz.. bunu karşıdaki insan nasıl algılıyorsa bu böyle olacaktır.. ve her zaman görüştüğünüz sizi tanıyan insan bunu lafın gelişi söylediğinizi bilecektir..
mesela kızgınlık anında küfür ettiğinizde bile, karşınızdakine o eylemi yapmak gibi birşey kafanızdan geçmez.. erkeğe bile a.ına koyayım diyor insanlar.. eee nerde gerçekliği bunun...
tamamiyle çevresel faktörler.. suya nasıl su diyorsanız kızgınlık anında da çevresel faktörlerle öğrendiğiniz şekliyle küfür edebilirsiniz..
tekrar söylüyorum benim kafayı taktığım nokta şudur: küfür kültürümüzde bile kadınları bir cinsel obje gibi görüyor olmamız çok aşağılık bir durumdur.. cinsel içerikli küfürlere kesinlikle karşı çıkılmalıdır... önceliğim budur..
saygılarımla..
--------------------------------------------------------------------------------
belkilerle dolu bir hayat yaşıyoruz derken bile bir belki geliyor insanın aklına..
monaliza
--------------------------------------------------------------------------------
Sn. HOŞÇA, toplumda ve insan ilişkilerinde bir düzen, bir sistem, bir seviye gerekliliği kaçınılmazdır. Bu bütün kültürler için geçerli. Eminim bunda hepimiz zaten hemfikiriz. Bu durumda görgü, terbiye ve saygının önemini yadsıyamayız.
Var olan her şey gerçektir, ama hepsi güzel değildir. Küfür ve kullananlar da gerçektir, ama her ne nedenle olursa olsun güzel değildir.
Size ancak şöyle katılabilirim; bir insan, "benim tarzım budur, ben böyle öğrendim ve bunu onaylıyorum" diyebilir, buna saygı duyarım, ancak bende; "küfürlü konuşmayı alışkanlık haline getirmiş insanlarla bir arada bulunmaktan hoşlanmam" diyerek o ortamda bulunmama hakkımı kullanırım.
Küfür kültüründe kadının cinsel obje olarak görülmesini ben kafama takmıyorum, çünkü; her erkeğin mutlaka bir annesi olmuştur yada vardır, kızkardeşi yada eşi olmasa bile. Annesi de bir kadındır. En azından annesine saygı duyan bir erkek böyle bir tekerlemeyi normal bir söylemmiş gibi kullanmayacaktır. Kullanıyorsa da, annesine saygısızlığını içine sindirecektir.
Küfür kültüründe kadının cinsel obje olarak görülmesi belki de bir anlamda erkeğin kişisel güçsüzlüğünün simgesidir. Beyniyle ve yüreğiyle ezemediği kadını cinsel objeleştirme suretiyle ulu orta söylemlere malzeme ederek intikam aldığı zannına kapılıyor olabilir.
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
küfrün erkek-egemen kültürü ile yakından ilişkilendirmenize aynen katılıyorum; ezmenin/sömürmenin dil-deki yansımasıdır bu yaşanılan; elbette yetişme koşullarından soyutlanıp cam faunuslarda kişi büyümüyor; ancak, kişiyi kişilik edinmesinde kendisince toplumsal yargılara hiç mi katılımsız görmeliyiz; başka bir deyişle var olan bir olgu bize çirkin/kötü/yanlış geliyor ise buna karşı teorik ve pratik düşünce ve eylem geliştirmeyecek miyiz? ormandaki ağaçlar ne olacak?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
HoŞÇa
.........................................
--------------------------------------------------------------------------------
monaliza, görgü, terbiye vs gibi mevzular da ne düzeyde olunması gerektiği de her ortamda değişir...
bu mevzu -her konuda olduğu gibi- kendi içerisinde ayrı koşullarda değerlendirilir...
ben küfrün kullanımı doğrudur demiyorum elbette.. ama nasıl ki küfürsüz konuşurken yapılan saygısızlıklar normal değilse küfürlü konuşmalarda da aynı şey geçerlidir.. ve tam tersi nasıl küfürsüz konuşmalarda saygı mümkünken küfürlü konuşmalarda da ortamına göre saygı mümkündür -yada samimi ortamlarda bunun katkısı sıfırdır- ...
ben Can Yücel örneğini vermiştim.. şiirlerinde kullandığı küfürler o kadar sempatik o kadar yerinde oluyor ki bunu terbiyesizlik olarak yorumlamak mümkün değildir..
Kadının cinsel obje olarak kullanılması mevzusunu da sizin değerlendirmenizden farklı değerlendiriyorum..
Bu erkeğin acizliği değil de erkeğin üstünlüğünün sonucudur.. Kadın kızgınlığını bile ifade edmemektedir bu ataerkil kültürde.. Erkeğin acilziği noktası saçma üstünlük takınıtısndadır.. Ve bundan nefret etmekteyim...
--------------------------------------------------------------------------------
belkilerle dolu bir hayat yaşıyoruz derken bile bir belki geliyor insanın aklına..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
tam da bu noktada bir şey ilave etmek isterim; erkek-egemen kültür dediğimizde sanki bunu yalnızca erkek cinsi içselleşrimiş sanılmaktadır; oysa erkek-egemen kültür bir üst yapıdır ve kadınlar da bunu içselleştirdikleri için diğer ekonomik/politik/kültürel nedenlerle varlığını sürdürmektedir.
-------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
monaliza
--------------------------------------------------------------------------------
Erkek acizliği derken; küfür cümlelerini alışkanlıkla söyleyen herkesi kast etmedim zaten. Küçük bir çocuk bile, (bu eğitimli ve kültürlü olarak tanımlanan ailelerde bie olabiliyor) babasının teşvikiyle küfrediyor, anlamını bilmiyor ki. Çocuğun yaptığı her şey hoş olduğu için de yanındaki iösanlar gülüyor ve çocuk da güzel bir şey yaptığını sanıyor Kişilik yerleştikten sonra, buyrun bu alışkanlığı değiştirin. Gücünüz yeterse tabii.
Erkeğin acizliğini, bu tür küfürleri icad edenlere ithaf ettim zaten Kardeşim, insanlara yararlı bir şeyler icad edin
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
terziye kızıyoruz; elbisemiz şık durmadı diye; terzi boynunu büküyor; daha bir hiddetleniyoruz; o susuyor biz hiddetleniyoruz; o sustukça kendimizin öyle bir haklı olduğuna inanıyoruz ki, onun da haklı olabileceğini bir an düşünemiyoruz. Söylenmekten yorgun düşünce susuyoruz ve o diyor ki bize "kumaşınızın kalitesi/boyu bu, istediğiniz kadar gerin, bir yeriniz açık kalacak"
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Vladimere Lerant
--------------------------------------------------------------------------------
Sinirli bir anımızda zayıf düşerek söyleyecek bir kelime bulamadığımızda genelde küfüre başvurabiliyoruz. Küfür nedir diye sorulsa idi ise, öfke belirtiside diyebiliriz. Küfür = Öfke = Zayıflık benim için.
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
yeni bir sorun karşısında donanımlı olmak her-zeman olanaklı değil ve çoğu kez de donanımlı olunsa dahi küfre yönelindiği ile karşılaşmaktayız; böyle olunca "zayıflık" diyelim neden küfre yöenltiyor da başka bir edime yöneltmiyor? bu soruya yanıt bulmak durumundayız.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
lwlss
--------------------------------------------------------------------------------
iradesi zayıf olan insanlar bir anda bilincini yitirip bilinç altındakini söyleyiverir örn(küfür).biliç altımızda olanlarda da mutlu ve mutsuz anılarımızdır.Taki insan kendi benliğine geliceye kadar küfür sanatında profosyonelce davranmayı yeyler ve yıldırıcı psikolojik baskı yapar.
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
bilinç-altı var mıdır sizce?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
lwlss
--------------------------------------------------------------------------------
bilinç altının olduğuna inanıyorum,istem dışı bazı davranışlarımızı, konuşmalarımızı,arkadaşımın adını bildiğim halde bazen bir başka arkadaşımın adıyla seslenişimin bir nedini bilinç altında saklı değilmi sizce ne dersiniz?
monaliza
--------------------------------------------------------------------------------
Alıntı sahibi: nejdet üzerinde 28 Temmuz 2009, 01:06:44
bilinç-altı var mıdır sizce?
Bence kesinlikle var. Çocuklukta yaşadığımız olayların nasılda etkisindeyizdir de aslında, çoğumuz farkında değilizdir.
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
http://www.felsefe.net/index.php?topic=2225.0
bilinç-altını tanımlayabilir misiniz?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
doğrusu Freud'da bunu tanımlayamamıştı!
ancak o, bilimsel gerçeklere temas etmiş ve yön göstermişti. bastırılan duygular ve bunlara gösterilen tepkiler konusunda haklıydı. ne ki, bilinçsizce edinilenler diye bir olgu ile karşılaşmak, bilimsel gözlemlerle uyuşmamaktaydı. öyle ise;
küfretmenin temelinde yatan olgu bilinç-altı değildir.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Bedirhan
--------------------------------------------------------------------------------
DE'şarJ...!
--------------------------------------------------------------------------------
Bu muydu yaşam hadi öyleyse bir kez daha...!
nejdet
Felsefe.NET Admin
--------------------------------------------------------------------------------
küfür etmeden olan/mevcut gerilim aşılamaz mı?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Aksiyom
SPARKLİN
Dream of a better city!
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür bence küfür kullanan insanların o kelime kadar geçerli bir kelime bilmemelerinden ,kişinin zayıflığından,çevre faktörleri ve de en önemlisi bilinçaltının aciz durumu.
--------------------------------------------------------------------------------
Birkez duyumsarsınız ,onu tanırsınız ve onu ararsınız.Biliyorsanız yeniden duymak istersiniz ,biliyorsanız yeniden görmek istersiniz..Gerçekten, sanat eseri bize doğanın ,insanın yapabileceklerini yapamayacağını gösteren tek şeydir!
_______
KÜFÜR
Onur, insanların sahip oldukları değerlerdendir. Küfür, genel olarak insan /kişi onurunu kıran, inciten,aşağılayan söz ve eylemlerin tanımı olarak kullanılır. Hemen hemen tüm toplumsal düzlemlerde bu eylemin bir yaptırımı vardır. Kişi onurunun korunması, toplum içerisinde bireyin yok edilmemesi elbette doğru bir yaklaşımdır. Küfrün soyut varlıklara yöneltilmesinin de gerçek kişilerin düşünce/duygularında yarattığı kırılma/ezilme/üzüntünün giderilmesi amacı ile yaptırıma bağlandığı bir olgudur. Her iki durumda da küfrün yaptırıma bağlanması haklı ve yerinde olmakla birlikte, küfrün kriminal çözümlenmesi/analizi yapılarak sebeplerinin belirlenmesi ve giderilmesi yönteminin güncelleştirilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Küfrün psiko/sosyolojik yapısına baktığımızda ilginç durumları görmekteyiz. Küfrün yöneldiği olguların içerisinde iki kategori belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Erkeğin kadını taciz etmesi ve insanın hayvanı taciz etmesi kategorileri en belirginleri olarak göze çarpmaktadır. Dikkat edecek olursak küfür içeren sözlerin çoğunlukla ana/avrat/kadın ve emektar eşek ve sadık köpeklere yöneldiğini görüyoruz. Acaba neden?
İlginçtir küfür içeren sözlerin kadına yönelen şekillerini kadınlar da kullanmaktadırlar. Örnek, S...G... Tam bu noktada iki olgu öne çıkar. Birincisi cinselliğin aşağılanması/basit ve içeriksiz görülmesi, ikincisi de bu eylemin kadın cinsine yönelik bir aşağılama olarak kullanılması. Ve yine ilginç olan diğer durum ise bunu sarf eden tüm cinslerin cinsellik konusunda geri durmamalarıdır; hem aşağılık bir tavır olarak görür hem de icra ederler. –cinselliğin aşağılık bir tavır olmadığı dip not olarak belirtilmelidir- Öyle ise bunun altında yatan olgu nedir?
E..o..E, İ..o..i, küfürleri de sıkça kullanılır. Hem eşekten hem de köpekten fazlası yararlanıldığı halde...Ama kaplan oğlu kaplan, aslan oğlu aslan denmez.
Her iki olgu şunu göstermektedir. İnsan türü kendisinden fizyo/sosyolojik olarak zayıf gördüğü –öyle olmadığı da kesindir- olgulara yönelerek zayıf yanlarını örtülemekte/bastırmaktadır.
İnsanın kutsadığı değerlerine yönelmek olarak değerlendirmek istediğimizde farklı bir tablo çıkar ortaya. Tanrıya küfür ve ana/avrada küfürde tamam bu anlaşılır bir şeydir. Ancak eşek ve köpeğe yönelik küfürde böyle bir kutsama yoktur. Demek ki küfrün temelinde yatan olgu karşıdakinin kutsal değerleri değildir.
İnsan türü küfrederken rahatladığını düşünür. Bu aslında aciz kaldığının bir göstergesidir. Büyük olanın çocuğa şiddet uygulayarak onu susturmaya çalışması ile küfür arasında doğrudan bir ilişki vardır. Her ikisinde de bir çözümsüzlük ve yetmezlik/acizlik vardır.
Neye/niçin/kim üzerinden/hangi değere yönelerek küfür edildiğinin düşünülmesi ve bunun erkek egemen kültürü ile yakınlığının araştırılması/bilinip/öğrenilmesi ve değerlendirilmesi gerekir.
Neden küfür ederiz?
29 Aralık 2008
Küçüksu
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
kalliope
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür edenlerin bir bölümünün psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan çocukluktan itibaren sürekli duymaya bağlı olarak bunu normalmiş gibi algılayıp, alışkanlıkla da küfür eden insanlar var… Çocuklar aile ve çevresiyle sürekli bir etkileşim halinde büyürken belleklerine konuşmaları kaydediyorlar. Özellikle küfür edilme anı normal durumlardan daha farklı olduğu için (Kavga, öfke, kızgınlık) bunları hatırlamaları, ya da unutmamaları çok normal. Üstelik erkek çocukları küfürlü konuştukları zaman çok ilginçtir ama birçok ailede gülümsenerek karşılanır. Doğal olarak çocuk bunun iyi bir şey olduğunu zanneder… Ve bu zincirleme olarak devam eder…
İşin ilginç yanı sıradan konuşmalarda bile birbirine çok yakın insanlar karşısındakine karşı küfürlü konuşur ve buna hep beraber gülerler. Aynı küfür bir kızgınlık anında söylendiğinde iş cinayete kadar uzanabiliyor. Belki de öfkeli olduklarında kendini ifade etmekte güçlük çeken insanlar küfür ya da sövgüyle rahatladıklarını zannediyorlar… Onlar rahatlarken çevresindeki insanlar rahatsız oluyor!...
--------------------------------------------------------------------------------
Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.
Konfüçyüs
laberesa
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür belkide bir tür zayıflıktır.Söylenecek sözün bulunamadığı yerde söylenen bir zayıflık belirtisidir.
--------------------------------------------------------------------------------
Sürekli bir değişim halinde olmayan düşünce ne zaman doğru bir düşünce olmaya hak kazanabilir ki?
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
“Üstelik erkek çocukları küfürlü konuştukları zaman çok ilginçtir ama birçok ailede gülümsenerek karşılanır. Doğal olarak çocuk bunun iyi bir şey olduğunu zanneder” sayın Kalliope aslında bu tesbitiniz ile ters kavramdan hareketle şunu söylemek mümkündür sanıyorum. Kız çocukları erkek çocukları gibi küfürler ettiğinde büyüklerin tepkileri aynı olmuyor. Burada cinsiyet ayrımcılığı çok net bir şekilde gözlemlenmektedir. Bu durumu kadınların da benimsemiş olmasını ve nedenlerini ortaya çıkartmak gerektiğini düşünmekteyim. Bu duruma erkek egemen düşüncenin kadınlar tarafından içselleştirilmesi diyebilir miyiz?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
kalliope
--------------------------------------------------------------------------------
Alıntı sahibi: nejdet üzerinde 28 Ocak 2009, 19:22:04
Bu duruma erkek egemen düşüncenin kadınlar tarafından içselleştirilmesi diyebilir miyiz?
Bazı kadınların erkek egemenliğini benimsediğini ben de kabul ediyorum. Ama bu durum kadını kolaycılığa, erkeği büyük bir külfete sokuyor… Belki de” ben bilmem kocam/babam bilir” mantığıyla tartışmasız, iniş-çıkışları olmayan sıradan bir hayatı yaşamayı tercih ediyorlar… Nasıl olsa birileri onun adına kararlar veriyor, ona gideceği yol gösteriliyor, hata yaparsa sorumluluk kocaya/babaya ait… Baba/koca ise çevreye karşı benim sözümden dışarı çıkılmıyor diyerek bir güç gösterisinde bulunuyor… Bu biricik avuntuyla, sırtındaki ağır yükle dik durmaya çalışıyor… Evet bu tarz bir yaşamı benimseyen kadın ve erkekler ne yazık ki hala var…
Başka bir grup kadın ise; çocukluktaki bu baskılanmışlığı erkeksi tavırlar sergileyerek dışa vuruyor… Erkekliği sembolize eden davranışları kendine ekleyerek bir güç gösterisinde bulunuyorlar… Ezilmişliği, zayıflatılıp susturulmuşluğun öfkesini bu şekilde yansıtıyorlar… Bu grup için ben şöyle bir tanımlama yapıyorum “erkekler kendi canavarlarını yarattı”…
Aslında yaşadığımız toplumun sosyo-kültürel yapısında kadının asıl yerini hepimiz biliyoruz.. Başta ana, tarlada rençper,… ama Nazım Hikmet’in dizelerinde ifade ettiği gibi anamız, avradımız, yarimiz /ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen/ ve soframızdaki yeri /öküzümüzden sonra gelen… Evet maalesef hala bu değersizlikle suskunluğa gömülmüş kadınlarımız da var… Berdel, töre ve kan davası hala gündemde.
Üç farklı grup kadından söz ettim… Bu liste uzayabilir…Bunları istisna diye kabul etmek istiyorum. Artık ayaklarının üzerinde duran, aydınlık yüzlü, kendini ifade edebilen, başarılı kadınların sayısı azımsanamayacak ölçüde… Bu da benim biricik avuntum…
Yine konunuzu dağıttım gibi geliyor… Affınıza sığınıyorum…
--------------------------------------------------------------------------------
Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.
Konfüçyüs
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Kalliope, konuyu dağıtmadınız tam tersi genişleterek zenginleştirdiniz. Teşekkür ediyorum.
Söylediklerinize aynen katılıyorum. Ben açılımı yaparken bir konuyu sanırsam kapalı tutmuşum. Yazdıklarınızdan bunu anlıyorum. Tüm kadınların yukarıda belirttiğim biçimde düşündüklerini elbette söylemek mümkün değildir. Ne ki, ben bu konuda sizden farklı olarak bunun çoğunluğa mal olduğu düşüncesindeyim. Üretim ilişkileri içerisinde bireyler arası eşitliğin temelde bireysel özgürlüğe bağlı olduğunu söyleyebilirim. Sorun bir yönü ile kişi hak ve özgürlüğü ile ilgilidir. Salt kadın hakları tanımı bu yönden yetersiz kalacaktır. O zaman şu soru akla takılmaktadır; bireysel özgürlüklerin kısıtlanması kime yaramaktadır. Üretim ilişkileri içersinde fizyolojik yapıyı bir yana bırakacak olursak kadın/erkek ayrımının anlamsız kaldığı görülecektir. Fizyolojik eşitsizlik sadece cinsler arasında değil aynı cinsler ve kuşaklar arasında da vardır. Bu bağlamda “sofamızdaki yeri öküzümüzdan sonra gelen” kadın bir yanıyla da ailenin temel taşı ve kutsanan değer olarak öne çıkartılmaktadır. Burada görüleceği gibi retorik/söylem ile eylem/pratik arasında giderilmez bir çelişki vardır. Şu söylenebilir mi? Beş-bin yıllık bir geçmişi olan erkek-egemen kültür eğer kadınların çoğunluğunca içselleştirilmeseydi yaşama şansı bulabilir miydi? Tabi burada hemen diğer bir çok etkenin de göz-önünde bulundurulması gerekir. Yoksa kadın cinsine karşı ikinci bir haksızlık yapılmış olacaktır. İnsan türü içerisinde ilk köleleştirilen kadın olduğuna göre bunun çözümünün de salt kadınlardan gelmesi elbette beklenemez.
Saygılarımla...
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
kalliope
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Nejdet, bilgi ve düşüncelerinizi paylaştığınız için asıl ben teşekkür ederim. Kadınların büyük bir bölümünün erkek egemenliğini içselleştirdiklerini ben de kabul ediyorum. Ama bunun daha çok çaresizlikten kaynaklandığını düşünüyorum. Bu noktaya getiren çok fazla etken var. Hak ve özgürlüklerin bilincine varabilmek için de sistemli ve doğru eğitimin önemli olduğunun inancındayım.
“Bireysel özgürlüklerin kısıtlanması kime yaramaktadır?” Yeni bir tartışma konusu olabilir…
Saygılarımla...
--------------------------------------------------------------------------------
Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.
Konfüçyüs
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
"Hak ve özgürlüklerin bilincine varabilmek için de sistemli ve doğru eğitimin önemli olduğunun inancındayım. " sayın Kalliope tesbitinize aynen katılıyorum ve şunu izninizle eklemek isterim; sorgulayan, düşündüren, araştıran ve yargılayarak ayrıştıran bir öğretim/ yanı-sıra düşüncenin asla suç sayılmadığı/yadırganmadığı ötekileştirmeden hoş-görüye dayalı, üretim,paylaşım ve emeği önde tutan bir eğitim/öğretim ile bu söylediğiniz olanaklı görünmektedir.
sayın Laberesa, söylediğinize katılıyorum; küfür bir çözümsüzlüğün işaretidir.
katılımlarınız için teşekkür ediyorum, saygılarımla...
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
chimera
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür konusundaki tesbitlerinize katılıyorum.Küfür dediğimiz cümleleri düşündüğümüzde tamamen erkek egemen toplumun yapısını yansıtır.Burda kadını aşağılamakdan ziyade cinsellikle ilgili kısmı ön plandadır.Erkek egemen toplumlarda cinsellik erki elinde bulunduran(erkek) için değil,tahakküm altına alınmaya ve hükmedilmeye çalışılan kadın için bir tabu halindedir.Dolayısıyla cinsellikle ilgili küfürlerde kadın ile ilintili cümleler kurulmaktadır.Erkek ile ilişkilendirilseydi zaten küfür aşağılama olamazdı
Erkek egemen toplumun tarihsel gelişimini inceleyerek tesbitlerimizin temelini dahada açıklayabiliriz.
Cinsellik ile ilgili küfürler %90 unu oluştururken sizinde bahsettiğiniz gibi 2.bir kategoride ise aşağılama belirten farklı imgeler kullanılmaktadır.Sonuç itibarıyla acizliğin ve çaresizliğin bir dışa vurumudur.Bu dışa vurumuda insan egosu eşitsizliğin tarihsel sürecinde hükmetmeye çalıştığı kadın ve doğa unsurlarından esinlenerek aşağılama yöntemi ile yapmıştır.Bilinçaltımızdakilerin nasıl farkında yada farkında olmadan dışavurumunu yaşıyorsak,küfür edenlerde cümlelerinin farkında yada farkında olmadan bunu kullanıyor.Bu anlamda eğitimden ziyade önce eylem ve düşüncelerimizdeki farkındalığı yakalayıp,doğruyu aramak durumundayız..
--------------------------------------------------------------------------------
Adın yokdu tanıştığımızda,sonrada olmadı.Çünkü başka biri oldun zamanla..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
Cinselliğin doğasının hükmedilene yasaklanması güç dengesizliğinde bir dokunulmazlık zırhına bürünür. Biri için sınırsız bir hareket alanı/keyfilik sağlarken diğeri için bir katlanma ve bir göreve dönüşür. Sayın Chimera, tabu dediğiniz bu olsa gerek. Neredeyse beş-bin yıllık bir geçmişe sahip haz duyumunu yok etmeye dayalı Mısır kültüründeki kadınların da sünnet edilerek cinsel yetilerinden yoksun bırakılmalarının temelinde de bu düşünce yatar. Egemen olmak isteyen öge her zaman hükmetmek istediği ögenin –ki konumuzda erkeğin/kadına yönelik egemenliğidir sözkonsu olan- düşünme/bilgilenme/duyumsama haklarını bir bir elinden almak isteyecektir. Bu şekilde egemenliğini daha kolay sürdüreceğini bilir. Kadına yöneltilen küfür hükmedilene yönelik bir aşağılama ise kadını kişisel çıkarları için önemseyenin/ya da öyle görünen erkeğin aslında kendisini aşağılamasıdır. Aşağıladığından vazgeçememek ve birlikte olmak doğrusu aşağılayanın iki kat aşağılanmasıdır.
Totemik değerlerin kutsal dokunulmaz kılıfları onları kişilere yabancılaştırmaktadır. Söylediğiniz gibi” Erkek egemen toplumun tarihsel gelişimini inceleyerek” tesbitlerimizi derinleştirmemiz gerekmektedir. Bunların farkında olmak yeterli olmayacaktır kanısındayım. Her alanda bireysel özgürlüğün cinsler arasında değil tüm cinsler için gerekli olduğunu bilmek; bunu tarihsel bellek ile doğan tüm bireylere anlatmak ve pratik edimlerle doğrulayarak inandırıcı olmak gerekir.
saygılarımla
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
esinti
--------------------------------------------------------------------------------
cinsellik ya da seks hem çok istenen hem de istendikçe hayvani görülen ya da hayvanileşen bir durum. belki bu ikilemdir insanların en çok küfrettiren (cinsel organlara, cinsel etkinliğe ve de kimi hayvanlara benzetilmek suretiyle)
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Esinti,
Canlı türlerin, türün devamını sağlayabilmeleri için biyo/kimyasal dokularında doğa ile süren etkileşimler sonucunda şekillenmeler meydana gelir. Cinsel tepkimelere neden olan hormonal doku da bu şekillenmelerden bir tanesidir. Hayvan türü olarak kategorize edilen türlerde bu tür tepkimeler yalnızca türün sürdürülmesine yönelik ve doğal şekli ile yaşanır. İnsan türünün cinsel tepkimeleri salt doğal tepkimeler olarak kalmaz. Davranış biçimi olarak her edimin bir sosyal içeriği ve sonuçları vardır. Etik olarak belirlenen değerler bu şekilde tarihsel süreçlerde ortaya çıkan, üretim ilişkilerinin belirlediği ve üretim ilişkilerine geri dönerek değişimi zorlayan/yaratan toplumsal yapılardır. İnsan türü için cinselliğin kazanmış olduğu bu boyut bu tepkimelerinin diğer türlerden farklılaşmasının nedenidir. Böyle olunca cinselliğin bir iç-güdü/ bir refleks olduğu söylenemez. O zaman, insan türü cinsel olarak doğal belirlemelerin ve toplumsal etiğin ikilemi arasında kalır. İnsan türünün gelmiş olduğu kültürel/etik/estetik birikimine bağlı olarak şu söylenebilir; Nefes alma refleksi dışında insanın denetleyemeyeceği –doğal olmakla birlikte- toplumsal olan hiçbir edimi yoktur. Tüm davranışlar yetişkin bireyin denetimi altındadır. Gerçi “bilinç-altı-“ na sıkıştırılan duygu ve düşüncelerin bireyde meydana getirdiği sapmalar da belirlenmiş ve bir kısmı da kanıtlanmıştır. Ancak, insan türündeki cinsel sapmanın “hayvanileşme” olarak yorumu “yabancılaşma”ya işarettir. Yoksa hayvan türleri arasında yaşanan cinselliğin doğallığına yapılan bir vurgu olmasa gerek. Cinselliğin yüz-yıllarca tabu olarak dokunulmaz sayılması, - ki, ilk günah olarak yorumlanmasını da buna eklersek- doğal sürecin nasıl da ters-düz edildiğini görebiliriz. Yerine göre gizlenen, saklanan, ayıplanan, günah sayılan bu tepkilerin kişide birikmesi, o kişide iradi gücünün zayıflığına bağlı olarak sapmalara neden olacağı açıktır. Öyle ise cinselliğin tabulaştırılmadan doğal/sosyal çehresine kavuşturulmasının yöntemlerini bulmamız gerekiyor. Sizce bu yöntemler neler olabilir?
Saygılarımla.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Laetna
Akılın kavradığı ve inandığı her şey başarılabilir
--------------------------------------------------------------------------------
Bunun bir çok sebebi olduğunu düşünüyorlar.Örneğin ben sorduğumda belli başlı cevaplar aldım sizlerle paylaşmak isterim;sinirden,erkekliğimi göstermek için,karşımdakini korkutmak için,alışkanlık dilime dolanmış istemesende boş bulunduğum anda söylüyorum,cevremdekiler küfürlü konuşuyor bende böyle konuşmaya ister istemez mecbur kalıyorum vb... bir çok cevap aldım ama inanın çoğuda bunu kötü bir davranış olduğunu bilmiyor veya umursamamazlıkten geliyor.
DİP NOT:Küfürün karşıyım.
--------------------------------------------------------------------------------
"İnsan yenilince tükenmez,pes edince tükenir"
Nixon
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
“1-erkekliğimi göstermek için,
2-karşımdakini korkutmak için,
3-alışkanlık dilime dolanmış istemesende boş bulunduğum anda söylüyorum,
4-cevremdekiler küfürlü konuşuyor bende böyle konuşmaya ister istemez mecbur kalıyorum”
sayın Laetna,
yukarıda dökümünü yaptığım tesbitlerinizden 1. sıradaki ile son sırada yer alan “mecbur kalıyorum” şeklindeki tanımlamalar ilgimi çekti. Sorduğunuz kişilerin lütfen yanlış anlamayın ancak cinsiyetlerini merak ettim. Yanılıyorum belki ama yanıtların çoğu erkek cinsinden gelmiş gibi görünmektedir.
Çoğunun bu davranışın/söylemin –küfrün- yanlış olduğunun farkında olmaması –ki, buna içselleştirme/benimseme/yapısal bir duruma getirme diyebiliriz- ve önemsememeleri! Üzerinde durulması gereken bir konudur derim.
saygılarımla
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Laetna
Akılın kavradığı ve inandığı her şey başarılabilir
--------------------------------------------------------------------------------
Gerçi ben sadece sizlerle paylaşmak istedim aslında bu kişilerin cinsiyetleri erkek ve sorduğum kişileri inanın ben bile tanımıyorum,internet aracılığı ile sorduğu kişiler bunlar.
Burada önemli olan bir konu elbet bu konuda ama emin olduğum birşey varki buda bu insanların asla değişemiyeceği olaya gerçekci açıdan, realist bir gözle bakarsa bu asla mümkün değil.Elbete sizlerde söylediklerime katılmıyor olabilirsiniz ama bence şuan önemli olan günümüzde bu insanları değiştirmek değil bundan sonraki insanları değiştirmektir önemli olan,umarım anlıyorsunuzdur yani gelecek nesili.
--------------------------------------------------------------------------------
"İnsan yenilince tükenmez,pes edince tükenir"
Nixon
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
sayın Laetna,
yapmış olduğunuz mini anketi bizlerle paylaşmış olmanızdan dolayı size içtenlikle teşekkür ediyorum. Bu çalışmayı pratik bir zenginlik ve değrlendirme olanağı yaratan bir çalışma olarak yorumladım. Ki, sizin yaptığınız anketin -dar kapsamlı da olsa- sonuçları yukarıda düşünceleriyle katılan tüm katılımcı ve yorumlayan arkadaşlarımızın görüşlerini pratikte doğrulamaktadır.
Doğrusu umut yok olmasa da mevcut kuşakların bu alışkanlıklarından vaz-geçmeyecekleri konusunda ben de sizin gibi karamsarım. Ancak yeni kuşaklara aktarılmamak ve eğitim/öğretim ile yüz-yılları aşacak bir iyileşme mümkün görünmektedir.
teşekkürlerimi ve saygılarımı iletiyorum
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
yapicihasar
--------------------------------------------------------------------------------
küfür ederek egonu tatmin edersin hele bide karsıdaki cevap vermiyosa
daha zevkli
küfür zaman zaman gerekli ama dikatli sececeksin küfür edeceğin kişiyi
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
küfrün egoistçe bir zevk olması egoya yenik düşüldüğünün göstergesi olmalı; egomuzu biz yönetmeliyiz, onun esaretinde olmamalıyız derim...
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Fairy
--------------------------------------------------------------------------------
Ben küfrü aşağlık kompleksi taşıyan insanların kendini toplumda sivriltmesi yönündeki sözde asi davranışı olarak görürüm.Güvensiz insanların başvurdukları bi çeşit savunma saldırma mekanizmasıdır küfür.Zamanla dilde yer edinmiş alışkanlık olmuş bi şekilde yeni lisan olarak bilinçlerine yerleştirmişlerdir..Bunun gelişmesinde var olmasında yine zemin hazırlayan çevrenin ailenin bilinçsiz oluşumlarıdır.
--------------------------------------------------------------------------------
Birbirinizin aynısısınız..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
sayın Fairy,
küfretmenin "aşağılık kompleksi" olduğu yönündeki düşüncenize katılmıyorum. Küfretmek genelde bir rahtlama dışa-vurumu olarak ortaya çıkar ve yetersizlik ile ilgilidir. egemenlik anlayışı ile sıkı-ilişki içerisinde olduğunu söyleyebilirm.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Fairy
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Nejdet ;
Ağalık kompleksi cümlesinin altında yatan anlam bireyin kendini toplumda ezik önemsiz hissetmesi bu durumda dışa vurum yöntemi olarak küfüre başvurması dikkat çekmek dürtüsünden kaynaklı bi durum oluyor.Bunun altında da kötü de olsa dile getirdiği cümlelerle muahattap olucak birilerini bulma isteği yatıyor..
--------------------------------------------------------------------------------
Birbirinizin aynısısınız..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
"dikkati çekmek" , "dürtüsü"
dikkat çekmenin bilinçli insan türü için bir dürtü olduğunu söyleyemeyiz.
ancak söylediğinizden insanların dikkat çekmek için küfür ettikleri sonucu çıkarılmaktadır; yanılıyorsam bildiriniz.
bir olgu biliyorum çok enteresandır ki, bazı sözcükleri burada söylemeye dilim varmıyor her cümlenin başına, ortasına sonuna getiren kişiler gördüm. ve ilginç olan ise bunun yanlış olduğunu söylediğinizde ise bu sözcükleri bir daha kullanmamak üzere cümle kurup söz verdiğinde de aynı sözcükler ile cümlesini bitirmektedirler.
bu nasıl bir dürtüdür sizce?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Fairy
--------------------------------------------------------------------------------
Senin tabiatında var dikkat çekme isteği bunu belirgin hale getirmek dominantlaştırmak veya pasif bırakmak senin elinde.Tabiatında içten gelen herşey dürtü olarak algılanır ve kabul görür.
Sorunuza gelince; "Zamanla dilde yer edinmiş alışkanlık olmuş bi şekilde yeni lisan olarak bilinçlerine yerleştirmişlerdir.." kısaca alışkanlık haline gelmiştir.Daha önceki yorumlarda kurduğum bu cümle de sorunuzun karşılığı zaten yatıyor.Size düşünceleri dikkatli takip etmenizi öneriyorum.Sizin onlara yönelttiğiniz tavsiyeler uyarılar herneyse onlar bunu onlar istemedikçe etkili olmaması oldukça normal.O durumdan bu rahatsızlık hissetmiyor çünkü rahatsız olan siz olduğunuz için uyarıyı yöneltiriyorsunuz.
--------------------------------------------------------------------------------
Birbirinizin aynısısınız..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
küfürün içselleştirilmesi onun bir açıdan benimsenmesi ile ilgilidir. benimsenmeyen edimler içselleştirilemezler. bu benimseme kişinin hazır bulduğu tarihsel/sosyal/ekonomik/ kültürel çevrenin baskısı altndadır. Bu baskılar ya anlaşılmadan içselleştirilir ya da gerçekten katılarak içselleştirilirler. dayatmalara karşı çıkan bireyin bunları benimsemesi söz-konusu olamaz. böyle olunca tercihler içerisinde olduğumuz sonucu ortaya çıkar. var olanlar arasında tercih yapmak ile yeniyi yaratma tercihleri ayrışırlar. küfür etmenin özellikle kadının ikinci planda bırakıldığı toplumlarda yöneldiği değerlere baktığımızda, bir açlık dürtüsü gibi bir davranış/söz eylemselliği niteliğinde olmadığını görüyoruz. altında yatan kişinin yetkinleşememesi ve bunu örtüleme çabası ise anlaşılır ve fakat benimsenemez durumdur. bu bağlamda doğada var olan ve canlıların genel yapısında olan dürtüler ile küfür eylemini/olgusunu aynı kefeye koymakta zorluk olduğu kanısındayım.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Fairy
--------------------------------------------------------------------------------
Dürtü kelimesinin anlamını bildiğiniz konusunda şüphelerim vardı ama artık yok .) Dürtünün kelime anlamı tabiatta bulunan, doğuştan gelen davranış özelliği olup çevreden gelen uyarıcılara tepki göstermektir.Bu bağlamda cümlelerimde kullanılan bu kelimenin cümlelerle bağdaşmadığı ve küfür konusunda kullanılan yerinin alakasız olmadığı kanısındayım .))
--------------------------------------------------------------------------------
Birbirinizin aynısısınız..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
son yazdıklarınızdan hareketle şu tesbitte bulunacağım; siz forumu okumadan yanıt vermişsiniz ya da anlamadan...
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Fairy
--------------------------------------------------------------------------------
Hayır yalnızca ufak kelimelere takılmakta ısrar ettiğiniz için onların üzerine yoğunlaştım isteğiniz ve isteğim doğrultusunda .))
--------------------------------------------------------------------------------
Birbirinizin aynısısınız..
HoŞÇa
........................................
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür etmek dediğimiz şey tamamiyle doğaldır..
Doğuştan gelmez elbette.. Çevre koşullarından etkilenen insanın kazandığın bir kelime dağarcığı katkısıdır
Eğer bir anne baba yada o çevre küçük bir çocuğun yanında sinirlenince güzel sözler söyleseler -gözünüzün önüne getirebiliyorsanız eğer getirin sinirli halde tatlım canım diyen birilerini.. - o zaman bu çocuk sinirlenince "azına sı.ayım" demeyecek de "tatlımsın lan işte yürü git" gibi bişey diyebilecek )) o zaman da biz burada diyeceğiz ki "insanlar birbirine sinirlenince neden tatlım diye kızarlar bu çok ayıp değil mi arkadaşlar"
yani sonuç olarak küfür dediğimz şey yalnızca kızgınlık ifadesidir..
insan sinirliyken öfkesini bir yere yansıtma ihtiyacı hisseder.. ya tekmeler ya bağırır yada küfür eder.. en zararsızı da küfür etmek heralde.. ))
fakat bu noktada şunu da düşünmeliyiz.. kültürümüz ve birçok kültür ataerkil yapıda olduğu için kadınlara yönelik cinsel meta halinde algılanışın sonucu olarak ortaya çıkan birçok küfürler var ki yukarıda bahsedilmiş..
işte bunlara ısrarla karşı çıkılmalı, edilen küfürlerin eşitlikten ödün vermeyecek küfürler olmalarına ve mümkünse alışabiliyorsak "tatlım" düzeyinde olamsa da daha sakin tepkilere indirgemeliyiz...
Bu arada küfür deyince değinmeden edemeyeceğim.. dünya üzerinde bildiğim yerli yabancı hiçbir insana küfür ona yakıştığı kadar yakışmadı benim gözümde...
Can Yücel kadar güzel küfür eden, "***,kıç,s.k" bile derken bunu laf sokmaya kullanan ve espirisinden de zekasından da hiçbir zaman bişey kaybetmeyen bir insandı kendisi..
onu da anmış olayım.. Var ol Can Baba ))
--------------------------------------------------------------------------------
belkilerle dolu bir hayat yaşıyoruz derken bile bir belki geliyor insanın aklına..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın HoŞÇa,
Can Yücel’in yerini sıcak ve ayrı tutmak kaydı ile şunları belirtmek isterim;
Küfretmenin bir şiddet boşalması ve bunun da kuşaklar-arası aktarılan bir olgu olduğu konusunda hem-fikirim. Kişisel etik ile toplumsal etiğin çatışmasında kişisel tutum ile benimsenmeyen öğretilerin değiştirilmesinin yol ve yöntemleri bulunabilir ve dogmatik sayılan duvarlar yıkılabilir. Şiddet ise özünde karşımızdaki kişiye uyguladığımız bir erk/iktidar sahası/alanıdır. Şiddetin temelinde ise korku vardır. Ancak tüm küfürlerin temelinde korku olduğunu söylemek mümkün değildir. Küfrün diğer şiddet türlerinden ayrılan bir özelliği karşıdaki kişiyi küçümseme eğilimi taşımasıdır. Bu nedenle en masum/zararsız şiddet olarak tanımlanması şeklindeki düşüncenize katılmam olanaklı değildir.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
HoŞÇa
.......................................
--------------------------------------------------------------------------------
Nejdet arkadaş -samimiyetimi mazur gör lütfen- ,
ben küfür olayının bu kadar abartılmaması kanısındayım.. nasıl baktığınıza bağlıdır bu..
ve hiçbir zaman evrensel bir nitelik taşımaz ifade açısından..
birisiyle münakaşa ederken küfür edip küçük düşürebilirsiniz, yada küfür etmeden küçük düşürebilirsiniz..
bir arkadaşınıza hararetli bişeyler anlatırken küfür etmeden araya "oğlum, lan, o herif" gibi hafif argolar da kullanabilirsiniz, sert küfürler de sıkıştırabilirsiniz.. fakat burada arkadaşınız sizin küçümsemek yada birisine kızgınlık belirtmek için değil de hararetten dolayı lafın gelişi kelimeler olarak onları seçtiğinizi bilir...
yani küfür de kullanımına yerine göre dğeişir..
ama tekrar söylemek istiyorum benim karşı olduğum temel nokta kadının metalaştırılmış olmasının kültürümüzde küfürlere bile bu kadar net yansıması.. asla kadın organını veya cinsel ilişkiyi içeren küfürler kullanılmamalı.. alışkanlıktır bu da evet, fakat değiştirilmek için ne kadar gerekliyse çaba gösterilmeli.. ötekiler pek de önemli değil..
--------------------------------------------------------------------------------
belkilerle dolu bir hayat yaşıyoruz derken bile bir belki geliyor insanın aklına..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
arkadaş, içtenlikli yaklaşımın için teşekkür ediyorum. elbete bu alanda nasıl düşünüyor isek ve değerlendiriyorsak düşüncelerimizi açıklamalı ve tartışmalıyız. yoksa ilk olarak kendimizi kandırmış olacağız. küfürlerin söz-dağarcığından silinmeye başlanması fikrini eylemsel olarak da destekliyorum.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
monaliza
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür bence dürtü falan değil, düpedüz terbiyesizliktir. En önemli nedeni duyumsal ve öğretisellik. Çocuk ailenin aynası olduğuna göre öncelikle anne babadan yada çevreden öğreniyor. Yanlış olduğu anlatılmadığında, hatta desteklenip, söylemine teşvik edildiğinde çocuk bunu olağan bir durum olarak algılıyor. Zaman içinde zihine iyice yerleştiği için de bırakılamıyor.
Örneğin; ben hiç küfür edemem. Çünkü ailemde ve çevremde duymadığım gibi, küfür etmenin ayıp ve bayağı bir davranış olduğu öğretildi. Yani; tümüyle eğitimle ilgili bir durum.
Ve de küfür ederek insanın deşarj olacağına yada diyaloglara renk katacağına da kesinlikle inanmıyorum.
HoŞÇa
.........................................
--------------------------------------------------------------------------------
monaliza dediğin şeyde haklısın da bakışın bana ters geldi...
dediğin gibi tamamiyle çevresel koşullardan etkilenilerek dile yapışan bir bilinçaltı işidir küfür etme mevzusu..
ama bunu terbiyesizlik olarak algılıyor olmak da aynı şekilde çevresel koşullardan etkilenilerek dile getirilen bir görüştür
yani küfür etmek de terbiyesizlik olarak görmek de veya tam tersi doğal karşılamanın ötesinde küfürü güzel görmek de çevresel koşullardandır diye düşünüyorum..
yukarda da dediğim gibi küfür olayı tamamen nasıl baktığınıza ve nerede kullanıldığına bağldır..
arkadaşınızla komik bir anıyı paylaşırken kahkalar eşliğinde lafın arasına "lan,lun,zort,dort" da katabilirisiniz, "***, s.k, a., da katabilirsiniz.. bunu karşıdaki insan nasıl algılıyorsa bu böyle olacaktır.. ve her zaman görüştüğünüz sizi tanıyan insan bunu lafın gelişi söylediğinizi bilecektir..
mesela kızgınlık anında küfür ettiğinizde bile, karşınızdakine o eylemi yapmak gibi birşey kafanızdan geçmez.. erkeğe bile a.ına koyayım diyor insanlar.. eee nerde gerçekliği bunun...
tamamiyle çevresel faktörler.. suya nasıl su diyorsanız kızgınlık anında da çevresel faktörlerle öğrendiğiniz şekliyle küfür edebilirsiniz..
tekrar söylüyorum benim kafayı taktığım nokta şudur: küfür kültürümüzde bile kadınları bir cinsel obje gibi görüyor olmamız çok aşağılık bir durumdur.. cinsel içerikli küfürlere kesinlikle karşı çıkılmalıdır... önceliğim budur..
saygılarımla..
--------------------------------------------------------------------------------
belkilerle dolu bir hayat yaşıyoruz derken bile bir belki geliyor insanın aklına..
monaliza
--------------------------------------------------------------------------------
Sn. HOŞÇA, toplumda ve insan ilişkilerinde bir düzen, bir sistem, bir seviye gerekliliği kaçınılmazdır. Bu bütün kültürler için geçerli. Eminim bunda hepimiz zaten hemfikiriz. Bu durumda görgü, terbiye ve saygının önemini yadsıyamayız.
Var olan her şey gerçektir, ama hepsi güzel değildir. Küfür ve kullananlar da gerçektir, ama her ne nedenle olursa olsun güzel değildir.
Size ancak şöyle katılabilirim; bir insan, "benim tarzım budur, ben böyle öğrendim ve bunu onaylıyorum" diyebilir, buna saygı duyarım, ancak bende; "küfürlü konuşmayı alışkanlık haline getirmiş insanlarla bir arada bulunmaktan hoşlanmam" diyerek o ortamda bulunmama hakkımı kullanırım.
Küfür kültüründe kadının cinsel obje olarak görülmesini ben kafama takmıyorum, çünkü; her erkeğin mutlaka bir annesi olmuştur yada vardır, kızkardeşi yada eşi olmasa bile. Annesi de bir kadındır. En azından annesine saygı duyan bir erkek böyle bir tekerlemeyi normal bir söylemmiş gibi kullanmayacaktır. Kullanıyorsa da, annesine saygısızlığını içine sindirecektir.
Küfür kültüründe kadının cinsel obje olarak görülmesi belki de bir anlamda erkeğin kişisel güçsüzlüğünün simgesidir. Beyniyle ve yüreğiyle ezemediği kadını cinsel objeleştirme suretiyle ulu orta söylemlere malzeme ederek intikam aldığı zannına kapılıyor olabilir.
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
küfrün erkek-egemen kültürü ile yakından ilişkilendirmenize aynen katılıyorum; ezmenin/sömürmenin dil-deki yansımasıdır bu yaşanılan; elbette yetişme koşullarından soyutlanıp cam faunuslarda kişi büyümüyor; ancak, kişiyi kişilik edinmesinde kendisince toplumsal yargılara hiç mi katılımsız görmeliyiz; başka bir deyişle var olan bir olgu bize çirkin/kötü/yanlış geliyor ise buna karşı teorik ve pratik düşünce ve eylem geliştirmeyecek miyiz? ormandaki ağaçlar ne olacak?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
HoŞÇa
.........................................
--------------------------------------------------------------------------------
monaliza, görgü, terbiye vs gibi mevzular da ne düzeyde olunması gerektiği de her ortamda değişir...
bu mevzu -her konuda olduğu gibi- kendi içerisinde ayrı koşullarda değerlendirilir...
ben küfrün kullanımı doğrudur demiyorum elbette.. ama nasıl ki küfürsüz konuşurken yapılan saygısızlıklar normal değilse küfürlü konuşmalarda da aynı şey geçerlidir.. ve tam tersi nasıl küfürsüz konuşmalarda saygı mümkünken küfürlü konuşmalarda da ortamına göre saygı mümkündür -yada samimi ortamlarda bunun katkısı sıfırdır- ...
ben Can Yücel örneğini vermiştim.. şiirlerinde kullandığı küfürler o kadar sempatik o kadar yerinde oluyor ki bunu terbiyesizlik olarak yorumlamak mümkün değildir..
Kadının cinsel obje olarak kullanılması mevzusunu da sizin değerlendirmenizden farklı değerlendiriyorum..
Bu erkeğin acizliği değil de erkeğin üstünlüğünün sonucudur.. Kadın kızgınlığını bile ifade edmemektedir bu ataerkil kültürde.. Erkeğin acilziği noktası saçma üstünlük takınıtısndadır.. Ve bundan nefret etmekteyim...
--------------------------------------------------------------------------------
belkilerle dolu bir hayat yaşıyoruz derken bile bir belki geliyor insanın aklına..
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
tam da bu noktada bir şey ilave etmek isterim; erkek-egemen kültür dediğimizde sanki bunu yalnızca erkek cinsi içselleşrimiş sanılmaktadır; oysa erkek-egemen kültür bir üst yapıdır ve kadınlar da bunu içselleştirdikleri için diğer ekonomik/politik/kültürel nedenlerle varlığını sürdürmektedir.
-------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
monaliza
--------------------------------------------------------------------------------
Erkek acizliği derken; küfür cümlelerini alışkanlıkla söyleyen herkesi kast etmedim zaten. Küçük bir çocuk bile, (bu eğitimli ve kültürlü olarak tanımlanan ailelerde bie olabiliyor) babasının teşvikiyle küfrediyor, anlamını bilmiyor ki. Çocuğun yaptığı her şey hoş olduğu için de yanındaki iösanlar gülüyor ve çocuk da güzel bir şey yaptığını sanıyor Kişilik yerleştikten sonra, buyrun bu alışkanlığı değiştirin. Gücünüz yeterse tabii.
Erkeğin acizliğini, bu tür küfürleri icad edenlere ithaf ettim zaten Kardeşim, insanlara yararlı bir şeyler icad edin
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
terziye kızıyoruz; elbisemiz şık durmadı diye; terzi boynunu büküyor; daha bir hiddetleniyoruz; o susuyor biz hiddetleniyoruz; o sustukça kendimizin öyle bir haklı olduğuna inanıyoruz ki, onun da haklı olabileceğini bir an düşünemiyoruz. Söylenmekten yorgun düşünce susuyoruz ve o diyor ki bize "kumaşınızın kalitesi/boyu bu, istediğiniz kadar gerin, bir yeriniz açık kalacak"
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Vladimere Lerant
--------------------------------------------------------------------------------
Sinirli bir anımızda zayıf düşerek söyleyecek bir kelime bulamadığımızda genelde küfüre başvurabiliyoruz. Küfür nedir diye sorulsa idi ise, öfke belirtiside diyebiliriz. Küfür = Öfke = Zayıflık benim için.
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
yeni bir sorun karşısında donanımlı olmak her-zeman olanaklı değil ve çoğu kez de donanımlı olunsa dahi küfre yönelindiği ile karşılaşmaktayız; böyle olunca "zayıflık" diyelim neden küfre yöenltiyor da başka bir edime yöneltmiyor? bu soruya yanıt bulmak durumundayız.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
lwlss
--------------------------------------------------------------------------------
iradesi zayıf olan insanlar bir anda bilincini yitirip bilinç altındakini söyleyiverir örn(küfür).biliç altımızda olanlarda da mutlu ve mutsuz anılarımızdır.Taki insan kendi benliğine geliceye kadar küfür sanatında profosyonelce davranmayı yeyler ve yıldırıcı psikolojik baskı yapar.
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
bilinç-altı var mıdır sizce?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
lwlss
--------------------------------------------------------------------------------
bilinç altının olduğuna inanıyorum,istem dışı bazı davranışlarımızı, konuşmalarımızı,arkadaşımın adını bildiğim halde bazen bir başka arkadaşımın adıyla seslenişimin bir nedini bilinç altında saklı değilmi sizce ne dersiniz?
monaliza
--------------------------------------------------------------------------------
Alıntı sahibi: nejdet üzerinde 28 Temmuz 2009, 01:06:44
bilinç-altı var mıdır sizce?
Bence kesinlikle var. Çocuklukta yaşadığımız olayların nasılda etkisindeyizdir de aslında, çoğumuz farkında değilizdir.
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
http://www.felsefe.net/index.php?topic=2225.0
bilinç-altını tanımlayabilir misiniz?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
nejdet
--------------------------------------------------------------------------------
doğrusu Freud'da bunu tanımlayamamıştı!
ancak o, bilimsel gerçeklere temas etmiş ve yön göstermişti. bastırılan duygular ve bunlara gösterilen tepkiler konusunda haklıydı. ne ki, bilinçsizce edinilenler diye bir olgu ile karşılaşmak, bilimsel gözlemlerle uyuşmamaktaydı. öyle ise;
küfretmenin temelinde yatan olgu bilinç-altı değildir.
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Bedirhan
--------------------------------------------------------------------------------
DE'şarJ...!
--------------------------------------------------------------------------------
Bu muydu yaşam hadi öyleyse bir kez daha...!
nejdet
Felsefe.NET Admin
--------------------------------------------------------------------------------
küfür etmeden olan/mevcut gerilim aşılamaz mı?
--------------------------------------------------------------------------------
kadınlarını erkeğe muhtaç bir şeklilde yaşamaya zorlayan bir toplum, kökünden acizdir.
Aksiyom
SPARKLİN
Dream of a better city!
--------------------------------------------------------------------------------
Küfür bence küfür kullanan insanların o kelime kadar geçerli bir kelime bilmemelerinden ,kişinin zayıflığından,çevre faktörleri ve de en önemlisi bilinçaltının aciz durumu.
--------------------------------------------------------------------------------
Birkez duyumsarsınız ,onu tanırsınız ve onu ararsınız.Biliyorsanız yeniden duymak istersiniz ,biliyorsanız yeniden görmek istersiniz..Gerçekten, sanat eseri bize doğanın ,insanın yapabileceklerini yapamayacağını gösteren tek şeydir!