Ne İle Yaşarız.

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde NuriKara tarafından oluşturulan Ne İle Yaşarız. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,202 kez görüntülenmiş, 12 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Ne İle Yaşarız.
Konbuyu başlatan NuriKara
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Nejdet Evren

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Tolstoy abimin buna benzer bir kitabı var. Buradaki temel nokta şu, ne ile derken futbol ne ile oynanır dendiğinde aklınıza top gelmesin, soru o değil çünkü. Hırsla, hakimiyetle oynanır. Umarım soruyu anlamışsınızdır. Tolstoy o amaçlamı sordu bilemem. Zaten kitaptan konuşmayacağım, sadece güzel bir kitap, dillendireyim. Tolstoy abim kendine yakışanı yapmış. Şaşılacak birşey yok yani.

İnançlarımızla, hislerimizle, bazılarımız akıllarımızla, işlerimizle... insanların birlikte yaşadıkları şeyler birbirlerinden farklıdır. İnançları farklıdır, tecrübeleri farklıdır, aklınıza ne geliyorsa o farklıdır. Anne ve baba çocuklarıyla yaşar ama o çocuk onlara farklı gözükür. Kısacası her insanın anlam çemberi diğerininkinden farklıdır. Aklınıza ne gelirse dedimya, benim aklıma iki iyi insan ve iki kötü insan geldi. İkiside açları doyuruyor, ikiside adam öldürüyor. İkiside merhametle ve canilikle yaşıyor. Yerseniz tabi. Herşeyden önce iki insanın birşeye bakışı tamamen aynı olamaz. Aynı kişiye farklı duygular besleyen iki kişi aynı işi yapsalarda farklı hislerle yaşıyorlardır. Detaya indiğinizde, incelikler vardır. Ayrıntılarda farklılıklar gizlidir. Hepimiz özeliz.

İkinci olarak, birlikte hareket edebileceğimiz insanlar ararız, bizimle oynasın, bizimle öldürsün, bizimle iyilik yapsın. Bunun için onunda merhametli olması gerekir. Ancak fark şuki o bizim gibi üzülmez. Nasıl üzülür, bir kedinin yavrusunun ölümüne üzülmesi gibi üzülür. Peki kedi nasıl üzülür? Nereden bileyim hiç kedi olmadım.

Üçüncü olarak: Hisler pek çok sebepten oluşurlar, her ne ise merhamet karşıdakine yardım etmeyi gerektirir. Sonuç aynıdır. Bu yüzden biz insanları merhametli olarak adlandırırız. (2+2), (3.2÷2+2). Kimisi daha merhametlidir, oda harekete geçer, kimisi daha az merhametlidir, oda harekete geçer, sonuçlar aynı değildir. Kimisi ona karşı daha merhametlidir, kimisi bir başka birisine karşı. Yüzeysel farklılıklar haricinde o insanın neden merhametli olduğunu biliyormuyuz. Belki başına gelen bir olaydan, belki yüce ruhundan. Ruh demişken iki farklı ruh aynı olursa... neyse.

Anlatmak istediğim hepimiz unicornlarız, nightmareleriz. Benzersiziz. Benzersiz olmak hoşa gider, hoşa gitmesi onu gerçek yapmaz. Hoşa gidiyor diye hemen atlamayın. Gerçek arayışı kutsaldır.
 

Rüzgarizi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Nis 2020
Mesajlar
1
Tepkime puanı
1
Puanları
3
Konum
İstanbul
Üniversite Bölümü
Moda Tasarımı
Hepimiz aynıyız aslında oranlarımız farklı sadece.Kimi daha sinirli kimi daha merhametli kimi daha yalancı kimi daha inatçı her konuda böyle düşünebiliriz. Tek başımıza değil çevresel faktörlerimiz oluşturuyor birde bu oranları asıl olay o.Bazen gerçekten üzülüyorum keşke toplumdan bağımsız yaşayabilsek diyorum sonra yaşayabilmek için topluluğa ihtiyacımız var.. koca bir karamsarlık kaplıyor içimi gerçekten üzüm üzüme baka baka...Bu gece Ahlat Ağacını izledim Nuri Bilge'nin geç kalarak. Aslında o kadar önemli biri olmadığımızı düşündüğümüzde neden üzülüyoruzki bunu aydınlanma anı olarak alsak ya diyor bir sahnesinde.Bir diğerindede öğretmen olmak isteyen bir gencin polis olup ardından sosyalist gençleri dövdüğünü söylüyor.Ne acı değil mi bulunduğu kaba göre şekillenmek zorunda kalan insanlara dönüşümüz.Aklıma geldi yazını okurken.
İnsanın en değerli meziyeti bakış açısı benim için.O bakışın ardına da biraz sorumluluk duygusu ve vicdan ekleyince standart ama medeni bir toplum vatandaşı çıkıyor ortaya :)
Güzel düşüncelerdi tebrikler 👋
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Umut aslında dünya varolduğundan beri değişmeyen ve ismi tek olan kavramdır iyi insanında kötü insanında içerisinde barındırdığı tek yegane kavram diyebiliriz..

Corona öncesi ve sonrasını hayatlarımıza bakış açısıyla degerlendırırsek...

Aslında corona dunyaya gelmeden evvel insanlar içlerinde barındırdıkları umut ıle hayatlarına devam edıyordu kımılerın hayalınde yenı bır ev kımılerın hayalınde yenı bır araba kımılerının hayalınde ıse mevkı yukselmek gıbı etmenler vardı kısıden kısıye gore degışebılen surecler fakat coronadan sonra bır takım hayallerımızı planlamalarımızı hatta deneyımlemelerımızı bır kenara bıraktık...

Kendımızı bır karamsarlıga bır umıtsızlıge yelken bırakır şekılde serbest bıraktık devamında ise önce ailemiz sonrasında ise sevdiklerimiz için endişe duymaya başladık..

Hatta duyuyorum hayat eskisi gibi olmayacak diyenler bile var...

Herşeyi bir kenara bırakalım ve yukarıda söylediğimiz herşeye çizgi çekelim işte inanç duygu vsss kavramlarada çizgi çekelim...

Şunun farkına varalım...

Biz kimiz...??

Eğer bu soruya doğru cevaplar bulabilirsek aslında gerçeklere daha yakın oluruz......

Bizler insanız devamında ise akıl ile üretkenlik saglayanlarız Eğer bunun farkında isek yersiz umutsuzluğa yelken açmamamız gerektiğini iyi ögrenebiliriz...

Çoğu zaman bir çok kulvarda birlikte koştuk belkileri aranızdan bazılarının yanından geçmiş olabilirim ama birbirimizi hiç farkettik mi asla çünkü birbirimize odağımız yada ortak noktamız yoktu sadece hayatı hayatın içerisinde yaşıyor ve koşturmaca içerisindeydik..

Bu zamanlarda birşeyi farketmemiz gerekiyor??
Sahip olduğumuz en güzel kazanımımızın en önemlisi farklı çemberlerde olsak dahi Özgürlük olduğunu iyi görebilmek gerekiyor....

Bu özgürlük öyle birşey ki satırlara kelam olarak dökülmeye başladığında devamı arkasında gelen bir çok kelimeleri birbirine getiriyor sonrasında bu kelimeler sözlere dönüştüğünde işin odagında insan olduğunu farkedebiliyoruz...

Aslında doğa bize çok öncelerden beri sesleniyor ve biz insanlarla konuşuyordu sadece kulak asmadık yada gerçekleri göz ardı ettik biliyoruz farklı düşünceler farklı kimlikler farklı yapılar içerisinde olduk...

Sistem oluşturduk en iyisini inşaaa ettiğimizi düşündük ama gerçekte öyle değildi doganın yer almadığı sistemlerin uzun soluklu olabilmesi ne yazık ki zor oluyor...

Tabiatı unuttuk bize verdikleri nimetleri degerleri hiçe saydık bir kaç pay için dünyanın eko zincirini bozduk aslında sorumlu bizler değil sahip olduğumuz aklımızı yanlış kullanmak oldu...

Bugünlerin dünyasında UMUT çekirdeği olmak için Akıllarımızı dogru zamanda dogru yerde kullanabilmeyi öğrenmemiz gerekiyor ancak bu şekilde Ne ile yaşabildiğimizi ve Nasıl yaşayabildiğimizi daha iyi kavrayabilir ve sunumlayabiliriz diye düşünmekteyim..

Böyle.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Bizi otonom sistemlerimiz yaşatıyor.. başka deyişle güdüler ve duygular.. bilinç/akıl yaşamak için anlamlar ve idealler yaratsada ve biz bunlara inansakta bizi esas yaşatanın bu olmadığını hatta olamayacağını düşünüyorum.. bu düşünceme kanıt olarak birkaç argüman sunacağım;

eğer bilinç yaratması akıl,mantık,anlam,inanç veya ideallerle yaşıyor olsaydık hiçbir insan intihar etmezdi.
hiçbir insan başkası başkası için ölmezdi,
hiçbir insan savaşmazdı..

başkası için ölmek veya savaşmak anlam,inanç veya idealler için yapılır diyebilirsiniz. ama bence hayır! bunlar bizim otonom sistemlerimiz..insanın içinde savaşmak olmasa kimse onu savaştıramazdı(haliyle savaş diye birşeyde olmaz,savaşı kutsal ve meşru gören töreler oluşturulmazdı) başkası için kendi canını verme güdüsü olmasaydı kimse için canını tehlikeye atmazdı..
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Hepimiz aynıyız aslında oranlarımız farklı sadece.Kimi daha sinirli kimi daha merhametli kimi daha yalancı kimi daha inatçı her konuda böyle düşünebiliriz. Tek başımıza değil çevresel faktörlerimiz oluşturuyor birde bu oranları asıl olay o.Bazen gerçekten üzülüyorum keşke toplumdan bağımsız yaşayabilsek diyorum sonra yaşayabilmek için topluluğa ihtiyacımız var.. koca bir karamsarlık kaplıyor içimi gerçekten üzüm üzüme baka baka...Bu gece Ahlat Ağacını izledim Nuri Bilge'nin geç kalarak. Aslında o kadar önemli biri olmadığımızı düşündüğümüzde neden üzülüyoruzki bunu aydınlanma anı olarak alsak ya diyor bir sahnesinde.Bir diğerindede öğretmen olmak isteyen bir gencin polis olup ardından sosyalist gençleri dövdüğünü söylüyor.Ne acı değil mi bulunduğu kaba göre şekillenmek zorunda kalan insanlara dönüşümüz.Aklıma geldi yazını okurken.
İnsanın en değerli meziyeti bakış açısı benim için.O bakışın ardına da biraz sorumluluk duygusu ve vicdan ekleyince standart ama medeni bir toplum vatandaşı çıkıyor ortaya :)
Güzel düşüncelerdi tebrikler 👋
Beğendim ama katılmıyorum. Bir takım doğrular var ama yanlışlarda var. Hepimiz aynı davranışları farklı oranlarda sergiliyoruz, evet. Anlatmak istediğimi anlamamışsın.

Üzüm üzüme baka baka kararır diye bir toplumun içinde aynı davranışları sergilemek zorunda değilsin. İnsan çevresine rağmen kendisi olabilen bir varlıktır. Başkaldıran nice insan buna delildir.

Bizi otonom sistemlerimiz yaşatıyor.. başka deyişle güdüler ve duygular.. bilinç/akıl yaşamak için anlamlar ve idealler yaratsada ve biz bunlara inansakta bizi esas yaşatanın bu olmadığını hatta olamayacağını düşünüyorum.. bu düşünceme kanıt olarak birkaç argüman sunacağım;

eğer bilinç yaratması akıl,mantık,anlam,inanç veya ideallerle yaşıyor olsaydık hiçbir insan intihar etmezdi.
hiçbir insan başkası başkası için ölmezdi,
hiçbir insan savaşmazdı..

başkası için ölmek veya savaşmak anlam,inanç veya idealler için yapılır diyebilirsiniz. ama bence hayır! bunlar bizim otonom sistemlerimiz..insanın içinde savaşmak olmasa kimse onu savaştıramazdı(haliyle savaş diye birşeyde olmaz,savaşı kutsal ve meşru gören töreler oluşturulmazdı) başkası için kendi canını verme güdüsü olmasaydı kimse için canını tehlikeye atmazdı..
Otonom sistemimizde var, evet ama neden herkes değil bazılarını harekete geçiriyor? Örneğin başkası için canını verme güdüsü herkeste varmı? Varsa neden kendi ailesini öldüren insanlar var. Bu güdüyü harekete geçiren şey her insanda olabilir, ama her insanda yok.

Hepimiz kendimizce doğrunun bir yerinden tutuyoruz, ancak bütüne bakmadıkça eksik oluruz. Yine hem katıldığım hem katılmadığım bir yazı. İdealler tek değil, ancak bizi yaşatanlardan birisidir. Çok zorluk yaşan birini idealleri ayakta tutabilir, yada zorluklar o kadar artmıştırki idealleri onu tek başına ayakta tutamaz hale gelmiştir. Geçim sıkıntısı yoktur, sosyal hayatı vardır, boşlukta hisseder. Kabaca duygular ve idealler ile yaşarız. Bunlar tek tek yeterli değildirler, ikiside olmalıdır.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Biz yanılırız. Bu yazıyı okuyabilen her varlık yanılır. Yanılgılarla yaşamımızı sürdürürüz. Kendimizi yanlış anlarız, başkalarını yanlış anlarız... Kızdığımız insanlar bazı zamanlar kızılmayı haketmemiştirler, sevdiklerimiz bazı zamanlar sevilmeyi haketmeyenlerdir. Kendi doğrularımıza göre sever ve kızarız. Bir gün gelir bir kısım insan fark eder, kızdıklarım haketmemişler, sevdiklerim haketmemişler. Haketmeyene kızmak beni daha çok üzer. Boş yere yapmaktansa, haksız yere yıkmak... Bir kısım üzüntüden ölesiye korkar; bahanesi vardır onların, yıkmıştır ama haklıdır hala... Üzülmektense yıkıma devam etmeyi seçerler. Gafil insan, haklısın belki. Gördüklerine göre yıktın, yanıldın. İyilerde hata yapar. Üzülmekten kaçmanın iyilikte yeri yoktur. İyilik fedakarlıktır. Üzüleceksin, ağlayacaksın. Bazen o orada kalır. İyi olmayı istemiyorsan, üzülmekten kaç. Yoksa sen iyi hissettirdiği için iyilik yapanlardan mısın?
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Bitmiş olaylarla yaşarız, çünkü o olaylar zihnimizde daha bitmemiştir. Bazıları(mesela travmalar) uzun süre bitmezler. Fiziksel etkisi kalmasa da vuku etmeyi sürdürür. Bazen bir iki saat aklımızdan çıktığında mutlu oluruz. Aslında o kısa sürelerde bile aklımızda, kalbimizdedir. Sadece bilinçli olarak değil. Birçok rahatsız edici şeyin olduğu bir yerde, güzel olan bir şey başımıza gelse, parlayıp söner. Daha doğrusu sönük kalır. Kısacası bir şeyle değil, bir şeylerle yaşarız.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Kendimiz ile de yaşarız. Kimileri kendilerini sevmezler. Kendinden memnun olmak kocaman büyük bir nimetdir. Kimisi zengin olunca kendisinden memnun olacağını sanır. Bir başkası kendinden memnun olmak için sevilmeyi ister, kendini sevmek, içinde olanı sevmektir.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Umutlarımız ve Hayallerimiz üzere yaşarız..
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Yaramaz değildim, kendime olan yararıma bakıp da şahit misin dedim;: Şahit oldu. Bir adam varmış, evet, evet oradaymış, yaşamış: bir dağda bir başına. Mutluymuş. Biri daha varmış, insanlara hizmet etse de, bir türlü huzuru bulamamış. İlk adam gibi, yaşayan adam gibi olmak uğruna bir dağa çıkacağım. Öğüt almaz mısın. Arkamdan gelip kendimi teskin olmuş bulacağım, öğüt alanlara. Hayretle bakacaklar bana. Öğüt alan yok mu. Başkaları için yaşayanlar anlamayacaklar, öğütsüz kalacaklar.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Bana olmayan bir şey olmadı. Olduysa bile ben görmedim. Görse idim bana olmuş olurdu. Yokluk bu kadar kesinken, biraz canım yanmadı desem, varlığın kesinliğindendir. Sabırsız bir şekilde beklenemez. Evet bazı kelimeler deforme olurlar, umursamasam da istisna olanlar var. Bir güneş açacak, yepyeni bir güneş. İki tane güneş olacak. Bu güneş karanlıkları aydınlatacak. Artık her yer aydınlık kalacak. Bağırdı, ben karanlığa alıştım, korkuyorum. Bilmiyor musun aydınlık güzeldir, her şey daha güzel olacak. Bağırmaya devam etti. Tembel sürtük, uzakta bağır, kulağım kanadı bu cefa çok ağır. Ben kaçtım oradan. Yalpalayarak kaçtım. Bir dağa çıktım. Aydınlığımı orada bir başıma yaşadım.
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Savas ile yasariz. Savasarak. Cocuklari oldurerek, kadinlari doverek, bagirarak, cagirarak, zorbalikla, dinlemeden, futursuzca, sinsice, rezilce...
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
içinde bulunduğun koşullar, tarihsel-toplumsal-sosoyo-okonomik-politik olagular ile iç içe yaşanır ve ne ile değil neye göre ve neye inat yaşanır demek gerektiği kanısındayım...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst