- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 15 Şub 2008
- Mesajlar
- 1,694
- Tepkime puanı
- 5
- Puanları
- 38
a.Meta:
Kapitalin ilk bölümü meta’ya ayrılmıştır. "Meta, her şeyden önce, bizim dışımızda bir nesnedir ve, taşıdığı özellikleriyle, şu ya da bu türden insan gereksinmelerini gideren bir şeydir. Bu gereksinmelerin niteliği, örneğin ister mideden, ister hayalden çıkmış olsun, bir şey değiştirmez. Burada nesnenin, bu gereksinmeleri, geçim aracı olarak doğrudan doğruya mı, yoksa üretim aracı olarak dolaylı yoldan mı, nasıl giderdiği de bizi ilgilendirmemektedir"
Yalnızca kullanım amacıyla üretilen nesneler ya da kullanım degerinden ibaret olan maddeler meta degildirler; ancak başka bir ürünle değiştirmek ya da satmak için bir şey yapılırsa, yani nesnede bir değişim degeri sözkonusu ise, o nesne bir metadır.Kapital'in ilgili bölümleri metanın bu niteliklerini cözümler. Nesnenin ya da üretimin niteliksel degeri, yani onun kullanım degeri ve bunun karşısında niceliksel değeri, yani değişim değeri vardır.
Bunlar nesnede bir bütün halinde bulunur ya da öyle algılanır ancak Marx'tan itibaren böyle olmadığı anlaşılır;
Metaı meta yapan onun değişim degeridir. Alınıp satılabilen bir şey olarak Emek gücü de bir metadır ve işçinin metalaşması sürecinin temeli de buradadır.
b.Üretici güçler,
Marksist ekonomi politiğin temel alt kavramlarından birisidir.. Üretici gücler, esas olarak üretim aletleri ve araçlarından meydana gelen bir kavramlaştırmadır. Üretim ilişkileriyle çelişki halinde bulunmaktadır, ve gelişiminin belli bir aşamasında zorunlu olarak değişiklikler talep etmektedir.
Üretici güçler:Karasaban---------------->Dokuma tezgahı------------------>Fabrika
Üretici güçler ve Üretim ilişkileri kavramları, Marksist metinlerde genelde birarada kullanılırlar ve birbirleriyle ilişki ve çelişki halinde Üretim tarzı denilen kategorinin içeriğini oluştururlar.
Marksist teoriye göre, Üretici gücler(kara saban) gelişmesinin belli bir aşamasında, üretim ilişkilerinin(serf-bey) zorunlu olarak değişmesini dayatırlar ve bunun sonucunda da tüm bir üretim tarzı (feodalite)belirli bir şekilde değişime uğrar(feodalite kapitalizme dönüşür). Üretici gücler burada toplumsal değişimin maddi çekirdeği anlamına gelmektedir.
Marks, Felsefenin Sefaleti adlı kitabında şöyle belirtir;
"Toplumsal ilişkiler, üretici güçlere sıkı sıkıya bağlıdırlar. Yeni üretici güçler sağlamak için, insanlar, kendi üretim biçimlerini değiştirirler; kendi üretim biçimlerini değiştirmek, yaşamlarını kazanma yollarını değiştirmek için de, bütün toplumsal ilişkilerini değiştirirler. Yeldeğirmeni size feodal beyli toplumu verir; buharlı değirmen ise, sınai kapitalistli toplumu".
c.Üretim ilişkileri kavramı
, Üretici güçler kavramıyla birlikte Marksist teorinin ana kategorilerinden olan Üretim tarzı kategorisinin içeriğini oluşturur. Üretim ilişkilerinin gelişmesi öncelikle üretici güçlerin gelişmesine bağlıdır ve ikinci olarak, üretim ilişkilerinin kendisi de üretici güçlerin gelişimini etkilerler. Bu etki onları hızlandırma ya da yavaşlatma anlamındadır, belirleyici olan sonuçta üretici güçlerdir.
Üretim ilişkileri:
1. Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar(maddi üretici güçler), aralarında, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler(üretim ilişkileri) kurarlar;
2. bu üretim ilişkileri, toplumların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder. (üretim ilişkilerinin niteliği gelişme düzeyini ortaya koyar)
3. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapının üzerinde yükseldiği somut (iktisadi) temeli oluşturur.
4. Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal,siyasal ve entelektüel hayat sürecini (bilinçlerini)koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır.
Kapitalin ilk bölümü meta’ya ayrılmıştır. "Meta, her şeyden önce, bizim dışımızda bir nesnedir ve, taşıdığı özellikleriyle, şu ya da bu türden insan gereksinmelerini gideren bir şeydir. Bu gereksinmelerin niteliği, örneğin ister mideden, ister hayalden çıkmış olsun, bir şey değiştirmez. Burada nesnenin, bu gereksinmeleri, geçim aracı olarak doğrudan doğruya mı, yoksa üretim aracı olarak dolaylı yoldan mı, nasıl giderdiği de bizi ilgilendirmemektedir"
Yalnızca kullanım amacıyla üretilen nesneler ya da kullanım degerinden ibaret olan maddeler meta degildirler; ancak başka bir ürünle değiştirmek ya da satmak için bir şey yapılırsa, yani nesnede bir değişim degeri sözkonusu ise, o nesne bir metadır.Kapital'in ilgili bölümleri metanın bu niteliklerini cözümler. Nesnenin ya da üretimin niteliksel degeri, yani onun kullanım degeri ve bunun karşısında niceliksel değeri, yani değişim değeri vardır.
Bunlar nesnede bir bütün halinde bulunur ya da öyle algılanır ancak Marx'tan itibaren böyle olmadığı anlaşılır;
Metaı meta yapan onun değişim degeridir. Alınıp satılabilen bir şey olarak Emek gücü de bir metadır ve işçinin metalaşması sürecinin temeli de buradadır.
b.Üretici güçler,
Marksist ekonomi politiğin temel alt kavramlarından birisidir.. Üretici gücler, esas olarak üretim aletleri ve araçlarından meydana gelen bir kavramlaştırmadır. Üretim ilişkileriyle çelişki halinde bulunmaktadır, ve gelişiminin belli bir aşamasında zorunlu olarak değişiklikler talep etmektedir.
Üretici güçler:Karasaban---------------->Dokuma tezgahı------------------>Fabrika
Üretici güçler ve Üretim ilişkileri kavramları, Marksist metinlerde genelde birarada kullanılırlar ve birbirleriyle ilişki ve çelişki halinde Üretim tarzı denilen kategorinin içeriğini oluştururlar.
Marksist teoriye göre, Üretici gücler(kara saban) gelişmesinin belli bir aşamasında, üretim ilişkilerinin(serf-bey) zorunlu olarak değişmesini dayatırlar ve bunun sonucunda da tüm bir üretim tarzı (feodalite)belirli bir şekilde değişime uğrar(feodalite kapitalizme dönüşür). Üretici gücler burada toplumsal değişimin maddi çekirdeği anlamına gelmektedir.
Marks, Felsefenin Sefaleti adlı kitabında şöyle belirtir;
"Toplumsal ilişkiler, üretici güçlere sıkı sıkıya bağlıdırlar. Yeni üretici güçler sağlamak için, insanlar, kendi üretim biçimlerini değiştirirler; kendi üretim biçimlerini değiştirmek, yaşamlarını kazanma yollarını değiştirmek için de, bütün toplumsal ilişkilerini değiştirirler. Yeldeğirmeni size feodal beyli toplumu verir; buharlı değirmen ise, sınai kapitalistli toplumu".
c.Üretim ilişkileri kavramı
, Üretici güçler kavramıyla birlikte Marksist teorinin ana kategorilerinden olan Üretim tarzı kategorisinin içeriğini oluşturur. Üretim ilişkilerinin gelişmesi öncelikle üretici güçlerin gelişmesine bağlıdır ve ikinci olarak, üretim ilişkilerinin kendisi de üretici güçlerin gelişimini etkilerler. Bu etki onları hızlandırma ya da yavaşlatma anlamındadır, belirleyici olan sonuçta üretici güçlerdir.
Üretim ilişkileri:
1. Varlıklarının toplumsal üretiminde, insanlar(maddi üretici güçler), aralarında, zorunlu, kendi iradelerine bağlı olmayan belirli ilişkiler(üretim ilişkileri) kurarlar;
2. bu üretim ilişkileri, toplumların maddi üretici güçlerinin belirli bir gelişme derecesine tekabül eder. (üretim ilişkilerinin niteliği gelişme düzeyini ortaya koyar)
3. Bu üretim ilişkilerinin tümü, toplumun iktisadi yapısını, belirli toplumsal bilinç şekillerine tekabül eden bir hukuki ve siyasal üstyapının üzerinde yükseldiği somut (iktisadi) temeli oluşturur.
4. Maddi hayatın üretim tarzı, genel olarak toplumsal,siyasal ve entelektüel hayat sürecini (bilinçlerini)koşullandırır. İnsanların varlığını belirleyen şey, bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır.