Madde ve Unutma

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe Makaleleri kategorisinde phi tarafından oluşturulan Madde ve Unutma başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,346 kez görüntülenmiş, 2 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe Makaleleri
Konu Başlığı Madde ve Unutma
Konbuyu başlatan phi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Maddenin bizim üzerimizde meydana getirmiş olduğu baskının en bariz görünen kısmı şuur daralmasıdır. Yani bizi uykuda tutmak ve uykuda olmak meselesi. İkincisi unutma özelliğinin meydana gelmesidir. Unutmanın meydana gelişine göz atmak gerekirse, birçok şeyleri unuttuğumuz gerçeği ile yüz yüze kalırız. Sadece geçmiş tecrübelerimiz değil, şu anda içinde bulunduğumuz durumu da unuturuz. Yani baskın olan duygular, yaşadığımız hâller kendisinden daha zayıf olan, daha zayıf enerji taşıyan hâlleri ortadan kaldırırlar.

Daha güçlü olanlar daima güçsüz olanlara hâkim vaziyettedir. Dünyada da böyle bu, hakikaten fizikî olarak daha güçlü olanlar güçsüz olanların üzerindedir. Güçlü olmaktan da başka çare yoktur. Bunun elde edilmesi artık bir egoistik çalışma tarzında değil; ruhsal varlığın gelişmesi için kendini beğenme tarzında değil, doğrudan doğruya bir bilgiye, maksada istinaden yapılmış çalışmalar tarzında olması gerekir.
Unutmanın bizim üzerimizde negatif bir etkisi var mıdır, tarzında soru sorabiliriz.

Aslında pozitif etkisinin olması lâzımdır. Çünki tekâmül bakımından ilerleyişimiz esnasında yaptığımız tecrübelerde birçok istenmeyen, hoşumuza gitmeyen haletler vardır. Yanlış yaptığımız işler vardır, bunların unutulmuş olması bizim lehimizde olan bir durumdur. Çünki her an farz edelim ki bizim vicdanî seviyemiz giderek hızlanıyor ve genişliyor. Yani bir ahlâkî kavram meselesi olmak üzere vicdanımız her an daha yetkin bir vaziyete geliyor. Ama tecrübesizlikten ve maddenin üzerimizdeki baskısından dolayı geçmişimizde bizi üzüntüye sevk edecek bir takım hareketler yapmış olabiliriz.

Bunlar bizim normal eprövlerimizdir, yapabiliriz. Bunların hiç biri ne ayıptır ne günahtır. Bunlar yapılmıştır, bunlar birer eprövdür, deneydir. Bu deneyden geçtik. Mütemadiyen o deneyin tekrarı tarzında, yani kâbus görür gibi aynı deneyi yaşamamız bize ne kazandırır? Hiçbir şey kazandırmaz. Zaten burada zulmetmek diye bir mesele yok. insanlara eziyet etmek, insanları ıstıraba sevk etmek diye bir durum da söz konusu değildir.
Her şeyde kolaylık olduğu gibi burada da kolaylık vardır. Yaşanmış olan olayların anlamını varlık idrak ettikten sonra artık o olayın bir önemi kalmaz. Falan zamanda falan türlü hareket ettiniz ama onun sizin üzerinizde meydana getirmekte olduğu bir etki vardır. Size söylediği bir mesaj vardır. Siz o mesajı kavramışsanız, ne demek istediğini anlamışsanız artık o olay olmuş sayılır. Bu bizim aynı zamanda fizikî hafıza bankamızdan da kaydı siliniyor, bilgisayardan silinmesi gibi. Fakat esasında hiçbir şey unutulmaz.
Astro
 

ahmetaydın

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
18 Ara 2013
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
merhaba arkadaşlar sitede biraz yeniyim fakat ısınmaya çalışıyorum ortama . bu yazıyı okumam aslında benim için iyi oldu sizin içinde iyi olur umarım. sebebini açıklamam gerekirse bu yazı tamamiyle bir felsefi yazının nasıl yazılmaması gerektiğini ortaya koyuyor. her yönüyle eleştirilmesi gereken ve öğretici öğelerini kapmamız gereken bir düşünce dolusu yazı. felsefi makalelerde yapılmaması gereken en önemli noktalardan biri varsayım üzerinden çıkarım yapmaktır yapanlar olurmu tabikide fakat bu o kişinin biraz acemi olduğunun işaretidir. felsefede önemli olan düşünceyi desteklemek ve destekleri sağlamlaştırdıktan sonra çıkarımları düşünmektir . felsefede bir şey kanıtlama gibi bir durum olmadığı için bir düşünce ortaya konur ve ona nasıl ulaşıldığıyla başlanarak konuya girilir ki savı destekleyebilesiniz. uzun uzadıya yazacak kadar vaktim yok ama umarım birşeyler aklınızda yer bulur.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Yazım şuradan alınmış sanıyorum;


Karmaşık ve ne anlattığını anlatmayan şeyler, Temiz üç cümleyle özetlenir, Çocukların bile anlayacağı düzene sokulur, Ne anlatıyor şimdi bu;

Bi düşünceyi, anlamı, savı bütünlemeden, anlatacağını anlamadan bilmeden, konuşmak anlatmayı denemek niye;
bu yapılıyorsa en azından, seziyle, duyguyla, şiirle, düşünce harmalanmalı, en azından bi anafikrini ortaya koymalı; mı değil mi? bulanık bulanık yazımlar bunlar,

Burada unutma olarak anlatımlanan şey kişinin doğumda önce bilmemesi ve ölümle sonrayı kestirememesi, boş, geçmişisiz ve hafızasız, unutmuş bi bilinçle deneyim sürdürmesi mi? ; bu mu?

Hayır sanırım uyku kavramına vurgu yapıyor, Maharaj ya da diğerlerinin belirtitiği uyku hali mi? Galiba uyku terminolijiye daha yakın duruyor, Maddede gerçek arama arttıkça ya da maddeye bağlanma arttıkça uyku ya da unutma artıyor demek mi istiyor?

Ruhçuluk ya da ruh madde, veya fiziksellik ve bilinç benzeri ayrım yapıldığında bi kaç temel ortaya konur ve onun üzerine yükselinir,

Öncelikle bilinç vardır, Tüm varolan bilinçtir, Nesne ve bilinç birdir çağ atlattı beni der ya Melih Cevdet şiirinde, ruh ve madde birdir ama gerçek olan madde değil ruhtur, Madde görüngüdür, Ya da katı form almış bilinçtir, Ya da gerçekliğe bağlanmak için madde burada bilinç/ruh için aracıdır, araçtır; Öncesiz sonrasız bilinç vardır ve gerçeklikte madde bi ilüzyondur, Bunun dışında madde evrenine eşlik eden bi enerji evreni vardır, Yaklaşık temel budur;

bunun üzerine tüm yorumlamaları geliştirebilirsiniz, Tabi ki yukarıdaki paragraftaki önermenin doğruluğu varsayımında maddeye kapılmak ya da maddede gerçek aramak gerçekten uzaklaşmadır, uykudur ya da unutmadır, hepsi bu;

Ama şu da var, Bilinç ( ya da insan) buraya maddeyi deneyimlemek için gelmiş, Bu gerçekliği de bunu deneyimlemek için oluşturmuş, bu deneyimden öğrenecekleri ya da gözlemleyecekleri var, bu genel de benzer kaynaklarda arzulu düşünüş olarak yorumlanır, Düşüş olarak yorumlanan olayında sebebi maddeyi deneyimlemeyi seçmek, arzulu düşünüş ya da daha ileri gidersek, fiziksel arzulardır, bunu en yüksek fiziksel arzulardan başlayarak sıralayabilir ve yığabilirsiniz, İnsanlığın tek bi gerçeği var bunu herkes görüyor; Bunu uzatmaya gerek yok sanıyorum; İnsanlık ya bunu özgürce deneyimleyip doyuracak ya da gerçeğin bu olmadığın görecek, Tüm madde gerçeği ve unutma kökü bu yaklaşık oalrak;
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst