koleksiyon

Koleksiyon kültürü, insanı biraz daha vefalı yapıyor. Çünkü geride kalanları topluyorsunuz. Öte yandan, hayatımızı bunun üzerine kurmamamız, eskilerin deyimiyle, 'eşyadan eşyaya seyahat etmememiz' gerekiyor. Basit bir kuralımız var: 'Neyi seversen sev, ayrılacaksın.' Bu yüzden, mülkiyet duygusunu pekiştirecek her türlü merak ve çabaya karşıyız. Sadece şu: 'Benimdir deme, yanımdadır de.'
Bu meşakkatli dünya yolculuğu sırasında, bizi dinlendirecek meşgalelere, renklere ihtiyacımız var. Kısaca, 'tatlı bir mola' diyelim. Durmak, dinlenmek. Hepsi bu.
Mesela pul, para, kalem, kitap, kartpostal yahut tesbih koleksiyonu yapmak, en iyi dinlenme yollarından biri.
Koleksiyon hem kültür, hem tutkudur. Neyi biriktiriyorsak, onun bilgisini de edinmek zorundayız. Konuyla ilgili yayınları takip etmek ve bilenleri bulmak şart. Bu, yeni arkadaşlıklara da kapı açıyor.
Yıllar evvel şunu yazmıştım, hâlâ aynı yerdeyim: 'Ölüm, biriktirdiğimiz şeylerin altında kalmak olmalı.' Buradaki ince çizgi, dediğim gibi, kendimizi fazla kaptırmamaktır.
Koleksiyon yapmanın bir diğer amacı da, kültürümüze ve geçmişimize ait 'parçaları' koruma altına almaktır.Şunu da söylemiş olalım: Zamanında değerli olan, sonradan da o değerini muhafaza ediyor. Değerli olmayan ise, aradan uzun zaman geçse bile, yine değer kazanamıyor. Bu, edebiyat dahil, hayatın birçok alanında böyledir.(alıntı)

Muhafazakar denilince akla hemen müslümanlar gelir,halbuki geçmişe dair değerlerimizi korumaktır muhafazakarlık..Çocukluğumda pul kolleksiyonum vardı hatta iki albümümü çaldılar kalan albümlerimi de hevesli bir akrabama hediye ettim..Büyüyüp iş güç sahibi olunca bu merak daha da gelişti tabi,önce etnoğrafik daha sonra arkeolojik eserler biriktirmeye toplamaya başladım..Tabi bu işin yasal zeminde bazı yaptırımları var,arkeolojik eser bulundurmak için kolleksiyoner belgenizin olması lazım ki bunu almakta o kadar kolay değil..ve bunların muhafazası da gerçekten zor..Müze her an sizden bu eserlerin kontrolünü yada herhangi bir bilgi için geri çağırabiliyor..Bende bir müddet biriktirdikten sonra yasal olmayan ne varsa müzeye devrettim..Şimdilerde el emeği göz nuru Anadolu işi el sanatları biriktiriyorum,zaman zaman da sıkıldıklarımı elimden çıkarıyorum..Meraklıları bilir,her ayın ilk pazar günü Ankara'da antika pazarı kurulur Türkiye'nin her yerinden esnaf katılır..pazarda gezerken kendinizi kaybedersiniz neler üretmiş ana atalarımız şaşarsınız..Ve en güzel yanı da müzelerde vitrin arkasında seyrettiğiniz eserleri elinize alıp inceleme imkanınız olur..

Teknolojiden nefret edenlere şiddetle tavsiye ederim,eski eser toplasınlar,hem dinlendirici hem bilgi sahibi olur aldığınız her ne ise zamanı gelince maddi kaybınız olmadan elden çıkarabilirsiniz..

Ben yakın çevreme ve yeni evlenecek olanlar hep şunu tavsiye ederim..Mobilya mağazalarına halı tüccarlarına gitmeyin..Meraklısı için evini döşeyebileceği her türlü malzemeyi piyasada bulabilirler..Öyle sanıldığı gibi pahalı şeyler de değiller..Örneğin iyi bir makine halısına vereceğiniz parayla günümüz tezgahlarında dokunmuş el yapımı kök boyası bir halı arasında çok bir fark yok..Hem daha sağlıklı görsel olarak ta daha güzeller,neden akrilik polyester ağırlıklı bir halıya dünyanın parasını verelim ki..Hem bu halıları ne zaman isterseniz tekrar pazar bulursunuz,makine halısına kim bakar..Yalnız burada antika halıyla karıştırmayalım..


Sizinde dediğiniz gibi hem bilgi açısından hem muhafaza ve değerlerimize sahip çıkma adına bu gibi hobileri önemli buluyorum,ve şiddetle tavsiye ediyorum..Biliyor musunuz İngiltere de bir kolleksiyonerde 250,000 adet yanlış okumadınız(iki yüz elli bin) adet Selçuklu halısı var..Bizim müzelerimiz de kaç tane çıkar??? yazık..Yaşadığınız yerde eskici pazarları kuruluyorsa bir gezmenizi tavsiye ederim,ha meraklısı olmaya bilirsiniz tamam ama neler satılıp neler alındığını bir görseniz aklınız şaşar..Bazen bir el yazma Kur'an bazen bir merasim kılıcı,çok sürpriz şeyler çıkar karşınıza..vesselam..

Teşekkürler