Kin, nefret, kıskançlık...

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde kestanmis tarafından oluşturulan Kin, nefret, kıskançlık... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,902 kez görüntülenmiş, 25 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Kin, nefret, kıskançlık...
Konbuyu başlatan kestanmis
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

kestanmis

Üye
Yeni Üye
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Kin, nefret, kıskançlık gibi duyguları beslemeyen insan olabilir mi? 4-5 yaşındaki çocuğun bile kıskançlık duyması bu tür duyguların insanın doğasında olduğunu mu gösterir? Kin, nefret, kıskançlık vb. duyguları beslemek veya beslememek bizim elimizde olan birşey midir?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Kin, nefret, kıskançlık gibi duyguları beslemeyen insan olabilir mi? 4-5 yaşındaki çocuğun bile kıskançlık duyması bu tür duyguların insanın doğasında olduğunu mu gösterir? Kin, nefret, kıskançlık vb. duyguları beslemek veya beslememek bizim elimizde olan birşey midir?

Ilk soruna cevap vermeden once, hic bir fenomen (insanogluna yansiyan ve goruntu veren hersey, ornek evren, dunya, doga, fiziksel, nesnel ve maddesel gorunum) de boyle bir ozellik yoktur.

Yukaridaki kavramlar, insanoglunun kendi turunu ve baska canli turlerini gozlemleyerek algiladiklarina verdigi kavramlar, anlam ve iceriklerdir.

Kisaca insanoglu numenal yetisinin (zihniyet, akil, zeka, hafiza, dusunce) fenomenal algisi ise (norokimyasal ve fizyokimyasal yapi) kavramlastirdiklari dusunce ve davranislardir.

Bunlari beslemeyen bir kisinin olabilmesi demek, o kisinin bilincli ve farkinda olarak kin, nefret, kiskanclik v.s. dusunce ve davranisini uyguladiginin farkina varmasi ve butun bunlarin hem kendine hem de baskasina zarar verdiginin bilinc ve farkina vararak ve de bu anlam ve icerikteki dusunce ve davranislarini sorgulayarak onlardan arinmasi, ya da kurtulmasi mumkundur.

Yalniz bi algi ve bilgi kisiye ait oldugundan, ona gore yaptigi ve uyguladigi bir dusunce ve davranis kin,nefret kiskanclik olarak algilanmasa bile, onun dusunce ve davranisini degerlendiren baska bir kisi tarafindan oyle algilanabilir.

Sonucta bu kavramlar, kisinin onlara verdigi anlam ve icerik ile bir islev kazanirlar. Bu kavramlarin ne oldugunun da evrensel onay almis bir tanimi ve anlam ve iceriginin algisi yoktur.

Tamamen insanoglu numenal yetisinin dogalliginin bir dusunce ve davranisidir. Algi olarak ta insanoglu anlam ve icerik temelinde bu kavramlari, baskahayvanlarda da gozlemleyebilir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
İnsanın varoluşuyla bireye kodlanmış ve yenmek için büyük mücadele veren bireyde dahi varoluşunu sürdüren,yok edilmesi hiçbir bireye nasip olmayacak insan psikolojisinin temel taşlarıdır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
İnsanın varoluşuyla bireye kodlanmış ve yenmek için büyük mücadele veren bireyde dahi varoluşunu sürdüren,yok edilmesi hiçbir bireye nasip olmayacak insan psikolojisinin temel taşlarıdır.

Butun bunlar dogal zihniyetin bir urunudur. Insanoglu bunun zararini gordukce sorgulayacak ve beyninde yer eden bu kavramlar ve onlara bagimliligindan kurtulacaktir. Hic bir sey kalici degildir. Dogal zihniyet psikolojisidir.

Oyuzden burada dogumdan gelen bir "kadercilik, alinyazisi, kalitimsallik v.s." konusu yoktur. Tum bu kavramlar ve anlam icerikleri yasam ve iliskilerden ogrenilir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Butun bunlar dogal zihniyetin bir urunudur. Insanoglu bunun zararini gordukce sorgulayacak ve beyninde yer eden bu kavramlar ve onlara bagimliligindan kurtulacaktir. Hic bir sey kalici degildir. Dogal zihniyet psikolojisidir.

Oyuzden burada dogumdan gelen bir "kadercilik, alinyazisi, kalitimsallik v.s." konusu yoktur. Tum bu kavramlar ve anlam icerikleri yasam ve iliskilerden ogrenilir.

Tüm bunlar yaşamda unutulmaya(unutturulmaya da diyebiliriz)çalışılır.Aile,okulda ya da çevrede genel ahlak kuralları bunları sizin yazdığınız gibi öğretmez, kötüler.Halbuki bunlar varoluşla alakalıdır.Ciddi anlamda insanların psikolojilerinde yer tutar.Yok etmeye çalışanlar ruhlarına acı çektirir ve boş bir mücadelenin içine girmiş olur.Bu değerlerin varoluşla alakalı olduğunun bilimsel çalışmaları da vardır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Tüm bunlar yaşamda unutulmaya(unutturulmaya da diyebiliriz)çalışılır.Aile,okulda ya da çevrede genel ahlak kuralları bunları sizin yazdığınız gibi öğretmez, kötüler.Halbuki bunlar varoluşla alakalıdır.Ciddi anlamda insanların psikolojilerinde yer tutar.Yok etmeye çalışanlar ruhlarına acı çektirir ve boş bir mücadelenin içine girmiş olur.Bu değerlerin varoluşla alakalı olduğunun bilimsel çalışmaları da vardır.

Dil, kavram, anlam, icerik ve her turlu deger, veri, tabu ve teleolojik temel v.s. varolusun degil; insanoglu numenal yetisinin birer urunleridir. Sonucta kin, nefret, kiskanclik ya da her turlu duyusal ve duyumsal alginin getirdigi psikolojik, sosyolojik v.s. dusunce ve davranis; insanogluna aittir, onun bir urunudur ve dogumdan gelmez, yasam ve iliskide ogretilir/ogrenilir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Dil, kavram, anlam, icerik ve her turlu deger, veri, tabu ve teleolojik temel v.s. varolusun degil; insanoglu numenal yetisinin birer urunleridir. Sonucta kin, nefret, kiskanclik ya da her turlu duyusal ve duyumsal alginin getirdigi psikolojik, sosyolojik v.s. dusunce ve davranis; insanogluna aittir, onun bir urunudur ve dogumdan gelmez, yasam ve iliskide ogretilir/ogrenilir.

Numenal yetiyle alakası yok.İlk insanları ya da medeniyetleri düşünün.Hiçbir tabu yokken örneğin erkekler kadınlar için birbirlerine kin,nefret ya da her ne duyguysa hisseder(İstemler).Bu varoluşla alakalıdır hemde kesinlikle.Benim yazdıklarımı ısrarla okumuyor ya da değerlendirmiyorsunuz.Neden bir kez de olsa bakış açınızı değiştirmiyorsunuz.Bakış açınızı tamamen hümanizm üzerine kurulmuş durumda.Sartre'ın hümanizm bakış açısını paylaşmıştım onu okursanız çok iyi olur.Siz tam o durumdasınız.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Numenal yetiyle alakası yok.İlk insanları ya da medeniyetleri düşünün.Hiçbir tabu yokken örneğin erkekler kadınlar için birbirlerine kin,nefret ya da her ne duyguysa hisseder(İstemler).Bu varoluşla alakalıdır hemde kesinlikle.Benim yazdıklarımı ısrarla okumuyor ya da değerlendirmiyorsunuz.Neden bir kez de olsa bakış açınızı değiştirmiyorsunuz.Bakış açınızı tamamen hümanizm üzerine kurulmuş durumda.Sartre'ın hümanizm bakış açısını paylaşmıştım onu okursanız çok iyi olur.Siz tam o durumdasınız.

Benim bakis acimin temeli kendimin de bir uyesi oldugum insanoglu temeline dayanir. Insanoglunun algisi ile ortaya koyduklari fenomenlerin, ya da insanoglu numenal yetisi ile bezenen insanoglu disi fenomenlerin degil. Varolus'un hic bir teleolojik icerigi yoktur, varolusun numenasl yetisi yoktur, varolusa verilen her turlu deger insanoglunun verdigidir.

Senin dedigin ise bir gozlemin dile gelisidir. Biri bir sekilde dusunur ve davranir, onun adi kiskanclik, kin nefret v.s. olur ve ona gore de degerlendirence anlam ve icerik kazanir. Eger insanoglu ayni gozlemi hayvandan algilarsa, ona da bu numenal yeti ozelliklerini yukler.

Benim dile getirdiklerimin dogal zihniyet bunyesindeki humanizm ile uzaktan yakindan ilgisi yoktur. Humanizm, insanoglunun duygu somurusu olarak kullandigi ve her turlu insanlikdisi anlam ve icerigin ustunu ortmeye calisan bir anlayistir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Benim bakis acimin temeli kendimin de bir uyesi oldugum insanoglu temeline dayanir. Insanoglunun algisi ile ortaya koyduklari fenomenlerin, ya da insanoglu numenal yetisi ile bezenen insanoglu disi fenomenlerin degil. Varolus'un hic bir teleolojik icerigi yoktur, varolusun numenasl yetisi yoktur, varolusa verilen her turlu deger insanoglunun verdigidir.

Senin dedigin ise bir gozlemin dile gelisidir. Biri bir sekilde dusunur ve davranir, onun adi kiskanclik, kin nefret v.s. olur ve ona gore de degerlendirence anlam ve icerik kazanir. Eger insanoglu ayni gozlemi hayvandan algilarsa, ona da bu numenal yeti ozelliklerini yukler.

Benim dile getirdiklerimin dogal zihniyet bunyesindeki humanizm ile uzaktan yakindan ilgisi yoktur. Humanizm, insanoglunun duygu somurusu olarak kullandigi ve her turlu insanlikdisi anlam ve icerigin ustunu ortmeye calisan bir anlayistir.

Bu kavramların tamamı varoluştan gelir(bakın ciddi araştırmalar da var bu konuda).Çünkü tür olarak hayvan cinsine ait olan insan(omurgalılar) bu gibi kavramları iç güdüsel olarak hisseder.Çünkü hayvanlarda da bu gibi hisler mevcuttur.Eğer ki hayvanlar da iç güdüsel herhangi bir hissi kabul ediyorsanız insanda da kabul etmek zorundasınız(İstisnalar olabilir elbette).Size bu konuda 'Hayvanların Sessiz Dünyası' adlı kitabı öneriyorum.Tübitak'tan çıkma ama yazarını hatırlamıyorum.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bu kavramların tamamı varoluştan gelir(bakın ciddi araştırmalar da var bu konuda).Çünkü tür olarak hayvan cinsine ait olan insan(omurgalılar) bu gibi kavramları iç güdüsel olarak hisseder.Çünkü hayvanlarda da bu gibi hisler mevcuttur.Eğer ki hayvanlar da iç güdüsel herhangi bir hissi kabul ediyorsanız insanda da kabul etmek zorundasınız(İstisnalar olabilir elbette).Size bu konuda 'Hayvanların Sessiz Dünyası' adlı kitabı öneriyorum.Tübitak'tan çıkma ama yazarını hatırlamıyorum.

Insanoglu numenal yeti degeri olan kavram ile dogmaz. Sadece insanoglu numenal yetisi ile dogar. Dogada da, varolusda da kavram yoktur. Kavram insanoglunun yasam ve iliskide beyninin algiladigini ozdeslestirerek yansittigidir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Insanoglu numenal yeti degeri olan kavram ile dogmaz. Sadece insanoglu numenal yetisi ile dogar. Dogada da, varolusda da kavram yoktur. Kavram insanoglunun yasam ve iliskide beyninin algiladigini ozdeslestirerek yansittigidir.

Varolan iç güdüler tabi ki sonra insan aklıyla (!) kavramlaştırılır.Ben size kavramdan değil iç güdülerden bahsediyorum.Bunların hiçbiri aslen kavram değil güdüdür.Bu açlık,susuzluk gibi bir histir,güdüsel olduğunu ve hatta yaşamın kaynağı olduğunu inkar etmek doğuşumuzu inkar etmek gibidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Varolan iç güdüler tabi ki sonra insan aklıyla (!) kavramlaştırılır.Ben size kavramdan değil iç güdülerden bahsediyorum.Bunların hiçbiri aslen kavram değil güdüdür.Bu açlık,susuzluk gibi bir histir,güdüsel olduğunu ve hatta yaşamın kaynağı olduğunu inkar etmek doğuşumuzu inkar etmek gibidir.

Buna varolandan ziyade, gozlem olarak bu tip dusunce ve davranislara, insanoglunun verdigi anlam/icerik tanim v.s. diyebiliriz. Eger "peki bu dusunce ve davranislar neden gozlem veriyor?" dersen; bu da dogal zihniyetin kendiliginden gelen bir numenal yeti algisi oldugunu soyleyebiliriz.

Kisaca bilimsel ve bilissel olarak insanoglunun kendi kendini gozleminden cikan dusunce ve davranislara verilen tanim, anlam ve iceriktir.

Varolusta olmasinin hatasi ise, bunlarin kalici oldugu kanisina varmaktir. Halbuki insanoglu bunlarin kendine ve turune verdigi zararlari algilayip, kendi kendisini bu tur dusunce ve davranislarda egitebilir ve uygulamasini yerine getirmeyebilir.

Yani kine, nefrete ve kiskancliga yonelecegi zaman; bu yonelimin kendisine ve cevresine verecegi zararlarin bilinc ve farkinda olarak yonelmeyebilir. O yuzden de kalici degildir ve egitim ile bilinclenme ile bu tip yonelimler ve yaptirimlar onlenebilir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Buna varolandan ziyade, gozlem olarak bu tip dusunce ve davranislara, insanoglunun verdigi anlam/icerik tanim v.s. diyebiliriz. Eger "peki bu dusunce ve davranislar neden gozlem veriyor?" dersen; bu da dogal zihniyetin kendiliginden gelen bir numenal yeti algisi oldugunu soyleyebiliriz.

Kisaca bilimsel ve bilissel olarak insanoglunun kendi kendini gozleminden cikan dusunce ve davranislara verilen tanim, anlam ve iceriktir.

Varolusta olmasinin hatasi ise, bunlarin kalici oldugu kanisina varmaktir. Halbuki insanoglu bunlarin kendine ve turune verdigi zararlari algilayip, kendi kendisini bu tur dusunce ve davranislarda egitebilir ve uygulamasini yerine getirmeyebilir.

Yani kine, nefrete ve kiskancliga yonelecegi zaman; bu yonelimin kendisine ve cevresine verecegi zararlarin bilinc ve farkinda olarak yonelmeyebilir. O yuzden de kalici degildir ve egitim ile bilinclenme ile bu tip yonelimler ve yaptirimlar onlenebilir.

Ayrılığımız iki nokta da beliriyor.Siz insanoğlunun güdülenmiş davranışlarına,güdü değil sonradan gözlenmiş ve birey de sonradan oluşmuş kavramlar olarak nitelendiriyorsunuz.Size göre bu öğrenilen kavramlar da doğal zihniyetin bireye öğrettiği ve bireyi insanlaşamama(insanlığın temel değerleri) sorununa iten öğeler.Doğru anlamış mıyım ?Şimdilik doğru anladığımı farz ederek bu görüşe çeşitli eleştiriler getireceğim.

İlk olarak sizin birey de sonradan oluştuğunu düşündüğünüz kavramların tamamının,omurgalılar türüne ait olan ve esasen hayvan olan insanın tür olarak doğuşundan gelen güdüler olduğunu düşünüyorum.Birey kin,nefret,kıskançlık gibi güdüleri sonradan öğrenemez,bu zaten varoluşundan kaynaklı onun genlerine kodlanmıştır.Sizin insanoğlunun doğal zihniyeti dediğiniz zihniyet ise bu gibi güdüleri reddeder ve bireyin eğitim hayatının başından itibaren(bu eğitim aile de başlar)bunların aşılması gereken kavramlar olduğunu ileri sürer.Dünyanın bütün eğitim sistemleri(aile gibi küçük kurumları da kapsayarak)bu değerleri yok etmek üzerine kurulmuştur.Birey bu eğitime tabi tutulduktan sonra güdülerini yenmeye uğraşmaya başlar.Halbuki açlık ve sussuzluk hissini yenemeyeceği gibi bunu da yenemeyecektir.Bu savaş (güdüler ve doğal zihniyetin öğrettikleri arasında ki savaş)bireye inanılmaz acı verir.Bu acıyı daha az hissetmek isteyenler savaşmaya başlar.Bu savaşa isterseniz emperyalizm,isterseniz sosyalistlerin dünyayı zorbalardan temizleme isterseniz faşizm diyebilirsiniz.Ne isim takılırsa takılsın güdülerini yenemeyen birey savaştan kendini alamaz.Sizin insanlaşabilmek diye değerlendirdiğiniz tür bilincini, ben güdüler inkarını bir kenara bırakıp türün gerçek bilincine varmak olarak değerlendiriyorum.

Birkaç soruyla yazımı noktalamak istiyorum:

1-Yeni doğmuş bir bebeği bir ormana bırakalım.Bu çocuk ormanın tabiyatıyla büyüsün,hiçbir toplumsal değere maruz kalmasın.Bu çocukta nefret,kin,kıskançlık vb sizin kavram benim güdü dediğim hisler olacak mıdır ?

2-Omurgalılar da bu gibi hisler var mıdır ?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Ayrılığımız iki nokta da beliriyor.Siz insanoğlunun güdülenmiş davranışlarına,güdü değil sonradan gözlenmiş ve birey de sonradan oluşmuş kavramlar olarak nitelendiriyorsunuz.Size göre bu öğrenilen kavramlar da doğal zihniyetin bireye öğrettiği ve bireyi insanlaşamama(insanlığın temel değerleri) sorununa iten öğeler.Doğru anlamış mıyım ?Şimdilik doğru anladığımı farz ederek bu görüşe çeşitli eleştiriler getireceğim.

İlk olarak sizin birey de sonradan oluştuğunu düşündüğünüz kavramların tamamının,omurgalılar türüne ait olan ve esasen hayvan olan insanın tür olarak doğuşundan gelen güdüler olduğunu düşünüyorum.Birey kin,nefret,kıskançlık gibi güdüleri sonradan öğrenemez,bu zaten varoluşundan kaynaklı onun genlerine kodlanmıştır.Sizin insanoğlunun doğal zihniyeti dediğiniz zihniyet ise bu gibi güdüleri reddeder ve bireyin eğitim hayatının başından itibaren(bu eğitim aile de başlar)bunların aşılması gereken kavramlar olduğunu ileri sürer.Dünyanın bütün eğitim sistemleri(aile gibi küçük kurumları da kapsayarak)bu değerleri yok etmek üzerine kurulmuştur.Birey bu eğitime tabi tutulduktan sonra güdülerini yenmeye uğraşmaya başlar.Halbuki açlık ve sussuzluk hissini yenemeyeceği gibi bunu da yenemeyecektir.Bu savaş (güdüler ve doğal zihniyetin öğrettikleri arasında ki savaş)bireye inanılmaz acı verir.Bu acıyı daha az hissetmek isteyenler savaşmaya başlar.Bu savaşa isterseniz emperyalizm,isterseniz sosyalistlerin dünyayı zorbalardan temizleme isterseniz faşizm diyebilirsiniz.Ne isim takılırsa takılsın güdülerini yenemeyen birey savaştan kendini alamaz.Sizin insanlaşabilmek diye değerlendirdiğiniz tür bilincini, ben güdüler inkarını bir kenara bırakıp türün gerçek bilincine varmak olarak değerlendiriyorum.

Birkaç soruyla yazımı noktalamak istiyorum:

1-Yeni doğmuş bir bebeği bir ormana bırakalım.Bu çocuk ormanın tabiyatıyla büyüsün,hiçbir toplumsal değere maruz kalmasın.Bu çocukta nefret,kin,kıskançlık vb sizin kavram benim güdü dediğim hisler olacak mıdır ?

2-Omurgalılar da bu gibi hisler var mıdır ?

Paragraf paragraf yanit vereyim. Tam verdigim gibi algilanamadigi bir sonraki paragraftaki dile getirimlerinden algilaniyor. O yuzden o kismi ikinci parafrafina yanit olarak vereyim.

Dusuncen dogru, cunku insanoglunun gozlemledigi canli turu kendinden once olan hayvan turleridir. Insanoglu bunlara kendilerince anlam ve icerik vererek kendi turu adina zihniyete ordan da davranisa, yasama, iliskiye duzen ve sisteme tasimistir. Kisaca insanoglu dogal zihniyeti hayvani oz tasiyan bir zihniyettir. Hayvani ozunun farkli olarak etik, ideolojik, inancsal ve dogrusal degerlere tasinmasi ile de hayvani ozun kendi bunyesindeki dogalligi insanoglu dusuncesi olarak daha bir vahsilesmistir. En basiti hayvan iskence, linc, soykirim, katliam v.s. yapmaz. Etik degerler ugruna savasmaz ve ayrismaz. Burada sonradan ogrendigi, bunlari uygulama ya da uygulamama yerine, bunlarin ne oldugunun kavram olarak bilinc ve farkindaligi ve kendine verdigi zarardir. Oyuzden "yenemeyecektir" temelli bir kesin yanasimin hata oldugunu daha once aciklamistim.

Soyle dusun bir cocuk bu temelde bir davranisi builincsiz gosterdigi zaman yapilmasi gereken bunu onun bilincine cikartmak ve verdigi zarari ona algilatmaktir. Iste dogalligin, dogal olarak fenomenal degil de, numenal olmasi yani zihniyet olmasi bu nedendendir.

Bu temelde senin gudu dedigin bu davranislari kalici kilman ile, benim dogal zihniyet dedigim bu davranislarin sorgulanarak elimine edilebilme farkidir. Yoksa insanoglu bilimsel ve bilissel olarak careler aramaz "bunlar birer canli gudusudur ve kalicidir" der gecerdi.

Ya da soyle dusun. Sen bu gudu dedigin davranislari kalici kilar isen, bir nefretin insanoglunun insan ozune ters oldugunu nasil aciklarsin? Yani birisi "nefret benim dogal yapimda var, ne yapayim?" derse ne dersin? Ya da "nefret ettigim v.s. icin oldurdum (oldurmek). Bana ceza veremezsiniz, cunku bu benim dogal yapim ve elimden bir sey gelmez" derse ne yapacaksin?

Iste sorun da tam buradadir. Eger insanoglu bunlari senin gibi bir gudu oldugu sekilde degerlendirseydi, insanoglunun biribirine oldurmeye kadar varan zarar vermesini nasil onlerdi? Demekki burada bir insanoglunu insanlastirma egitiminden bahsediyoruz. Konu "inkar" degildir, konu senin gudu dedigin davranislarin ozunun hayvani olmasi ve insan ozu ile egitilebilir olmasidir. Sence medeniyet ne demektir? Neyi medenilestirmektir, modernity ne demektir, neyi yenilemektir?

Bir daha soyluyorum. Bilimsel ve bilissel olarak kalici hic bir sey yoktur, hersey yanlislanabilir, degisebilir/degistirilebilir, yenilenebilir. Yoksa bilimsel/bilissel olmaz.

1) Bunu yukarida acikladim, dogal zihniyetten dolayi ve bu zihniyetin kokeninin hayvan gozleminin insanoglu eliyle yasama tasinmasindan dolayi, o cocuk ormanda bu anlam ve icerikte dusunce ve davranis sunacaktir. Bu degerlerin gozlemini verecektir. Ama bu kalici degildir, cocuk egitilebilir.

Omurgalilar derken, evrimsel olarak canlilar cok cesitlidir. Birak omurgalilari, insanoglu cicek icin bile "yerini begenmedi, kustu v.s." gibi cumleler kullanir.

Mesela akrep'in kendi kendini sokarak oldurmesi insanoglu algisinda gozlem olarak intihardir. Butun bunlar sadece ve sadece insanoglu gozleminin verdigi alginin dile getirdikleridir. Bu gozlemle ralgi olarak yansir. Ama bunlar arasinda hayvanlarda kin,m nefret ve kiskanclik oldugunu zannetmiyorum. Cunku onlarin toplumsal yasamlarinda insanoglu soyutlamasi gibi etik degerleri yoktur. Tabi insanoglu ogrettikce bazi davranislar sergileyebilirler.

Umarim gudunun kaliciligi ve hayvani ozu ile dogal zihniyetin dogalligi ve egitilebilmesi farki algilanabilmistir.
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Paragraf paragraf yanit vereyim. Tam verdigim gibi algilanamadigi bir sonraki paragraftaki dile getirimlerinden algilaniyor. O yuzden o kismi ikinci parafrafina yanit olarak vereyim.

Dusuncen dogru, cunku insanoglunun gozlemledigi canli turu kendinden once olan hayvan turleridir. Insanoglu bunlara kendilerince anlam ve icerik vererek kendi turu adina zihniyete ordan da davranisa, yasama, iliskiye duzen ve sisteme tasimistir. Kisaca insanoglu dogal zihniyeti hayvani oz tasiyan bir zihniyettir. Hayvani ozunun farkli olarak etik, ideolojik, inancsal ve dogrusal degerlere tasinmasi ile de hayvani ozun kendi bunyesindeki dogalligi insanoglu dusuncesi olarak daha bir vahsilesmistir. En basiti hayvan iskence, linc, soykirim, katliam v.s. yapmaz. Etik degerler ugruna savasmaz ve ayrismaz. Burada sonradan ogrendigi, bunlari uygulama ya da uygulamama yerine, bunlarin ne oldugunun kavram olarak bilinc ve farkindaligi ve kendine verdigi zarardir. Oyuzden "yenemeyecektir" temelli bir kesin yanasimin hata oldugunu daha once aciklamistim.

Soyle dusun bir cocuk bu temelde bir davranisi builincsiz gosterdigi zaman yapilmasi gereken bunu onun bilincine cikartmak ve verdigi zarari ona algilatmaktir. Iste dogalligin, dogal olarak fenomenal degil de, numenal olmasi yani zihniyet olmasi bu nedendendir.

Bu temelde senin gudu dedigin bu davranislari kalici kilman ile, benim dogal zihniyet dedigim bu davranislarin sorgulanarak elimine edilebilme farkidir. Yoksa insanoglu bilimsel ve bilissel olarak careler aramaz "bunlar birer canli gudusudur ve kalicidir" der gecerdi.

Ya da soyle dusun. Sen bu gudu dedigin davranislari kalici kilar isen, bir nefretin insanoglunun insan ozune ters oldugunu nasil aciklarsin? Yani birisi "nefret benim dogal yapimda var, ne yapayim?" derse ne dersin? Ya da "nefret ettigim v.s. icin oldurdum (oldurmek). Bana ceza veremezsiniz, cunku bu benim dogal yapim ve elimden bir sey gelmez" derse ne yapacaksin?

Iste sorun da tam buradadir. Eger insanoglu bunlari senin gibi bir gudu oldugu sekilde degerlendirseydi, insanoglunun biribirine oldurmeye kadar varan zarar vermesini nasil onlerdi? Demekki burada bir insanoglunu insanlastirma egitiminden bahsediyoruz. Konu "inkar" degildir, konu senin gudu dedigin davranislarin ozunun hayvani olmasi ve insan ozu ile egitilebilir olmasidir. Sence medeniyet ne demektir? Neyi medenilestirmektir, modernity ne demektir, neyi yenilemektir?

Bir daha soyluyorum. Bilimsel ve bilissel olarak kalici hic bir sey yoktur, hersey yanlislanabilir, degisebilir/degistirilebilir, yenilenebilir. Yoksa bilimsel/bilissel olmaz.

1) Bunu yukarida acikladim, dogal zihniyetten dolayi ve bu zihniyetin kokeninin hayvan gozleminin insanoglu eliyle yasama tasinmasindan dolayi, o cocuk ormanda bu anlam ve icerikte dusunce ve davranis sunacaktir. Bu degerlerin gozlemini verecektir. Ama bu kalici degildir, cocuk egitilebilir.

Omurgalilar derken, evrimsel olarak canlilar cok cesitlidir. Birak omurgalilari, insanoglu cicek icin bile "yerini begenmedi, kustu v.s." gibi cumleler kullanir.

Mesela akrep'in kendi kendini sokarak oldurmesi insanoglu algisinda gozlem olarak intihardir. Butun bunlar sadece ve sadece insanoglu gozleminin verdigi alginin dile getirdikleridir. Bu gozlemle ralgi olarak yansir. Ama bunlar arasinda hayvanlarda kin,m nefret ve kiskanclik oldugunu zannetmiyorum. Cunku onlarin toplumsal yasamlarinda insanoglu soyutlamasi gibi etik degerleri yoktur. Tabi insanoglu ogrettikce bazi davranislar sergileyebilirler.

Umarim gudunun kaliciligi ve hayvani ozu ile dogal zihniyetin dogalligi ve egitilebilmesi farki algilanabilmistir.


Gerçekten bir şeyi itiraf etmek istiyorum anlatmak istediğinizi çok iyi anlatmışsınız.Tam olarak neyi anlatmak istediğinizi anladım.Ama katılmadığım çok nokta var.Ben güdüler ve doğal zihniyetle ilgili psikoloji okumadığım için çok iddialı yorumlar yapamıyorum.Ama söylediklerinize malesef katılamıyorum.Ben hala bu gibi hislerin güdüler olduğunu düşünüyorum.Güdüleri bir kenara bırakırsak(çünkü ben düşündüklerimi anlattım sizde anlattınız ne benim ki sizin için ne de sizin ki benim için doyurucu olmadı.)

Ama doğal zihniyet konusun da nasıl bu kadar hatalı düşünceler içinde olabilirsiniz onu anlayamadım.Bize öğretilen değerler hep erdem,insan hakları ve bunun gibi birçok değer değil midir ?Yani bu yaşıma kadar hiç kimse bana hayvanların özünün insanlarca uygulanması adına bir eğitim vermeye kalkışmadı. Siz buna hayvanın özünü değerlendiren insanların düştüğü yanlış olarak görüyorsunuz.Bu konuda son olarak şunu söylüyorum bunca öğretilen insanlık değerlerine rağmen bireyler neden insanlaşamıyorlar ?

Suç ve ceza apayrı bir taştırma konusu.Tabi bunu yapan adama hukuk gerektiği cezayı verecektir.Ben bu eylemi yapan birey hakkında bir yorum yapamam.Ya da onu yargılayacak mercide kendimi göremem.

Her şey yanlışlanabilir yoksa bilimsel bilgi olmaz demişsiniz burada bir yanlış var.Kanunlaşmış bilgiler yanlışlanamaz.Yanlışlanacak olsa kanun olmaz.

Medeniyet,insanların ortak değerlerince birikerek oluşmuş değerlerin bu günün doğal zihniyetini oluşturan soyut değerleridir(tamamen benim yorumum).Doğal zihniyet bunu şöyle açıklar;insanla hayvanı ayıran en temel çizgi.

Eğitilebilirlikle ilgili şunu söylemek istiyorum son olarak.Nasıl ki her canlı türlerinin eğitilemez bazı özellikleri vardır(örneğin kurtların bağımsızlık düşkünlüğü gibi).İnsanlarda da belki dizginlenebilir ama yok edilemez olduğunu belirteyim(kin,nefret,kıskançlık vb).
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Gerçekten bir şeyi itiraf etmek istiyorum anlatmak istediğinizi çok iyi anlatmışsınız.Tam olarak neyi anlatmak istediğinizi anladım.Ama katılmadığım çok nokta var.Ben güdüler ve doğal zihniyetle ilgili psikoloji okumadığım için çok iddialı yorumlar yapamıyorum.Ama söylediklerinize malesef katılamıyorum.Ben hala bu gibi hislerin güdüler olduğunu düşünüyorum.Güdüleri bir kenara bırakırsak(çünkü ben düşündüklerimi anlattım sizde anlattınız ne benim ki sizin için ne de sizin ki benim için doyurucu olmadı.)

Ama doğal zihniyet konusun da nasıl bu kadar hatalı düşünceler içinde olabilirsiniz onu anlayamadım.Bize öğretilen değerler hep erdem,insan hakları ve bunun gibi birçok değer değil midir ?Yani bu yaşıma kadar hiç kimse bana hayvanların özünün insanlarca uygulanması adına bir eğitim vermeye kalkışmadı. Siz buna hayvanın özünü değerlendiren insanların düştüğü yanlış olarak görüyorsunuz.Bu konuda son olarak şunu söylüyorum bunca öğretilen insanlık değerlerine rağmen bireyler neden insanlaşamıyorlar ?

Suç ve ceza apayrı bir taştırma konusu.Tabi bunu yapan adama hukuk gerektiği cezayı verecektir.Ben bu eylemi yapan birey hakkında bir yorum yapamam.Ya da onu yargılayacak mercide kendimi göremem.

Her şey yanlışlanabilir yoksa bilimsel bilgi olmaz demişsiniz burada bir yanlış var.Kanunlaşmış bilgiler yanlışlanamaz.Yanlışlanacak olsa kanun olmaz.

Medeniyet,insanların ortak değerlerince birikerek oluşmuş değerlerin bu günün doğal zihniyetini oluşturan soyut değerleridir(tamamen benim yorumum).Doğal zihniyet bunu şöyle açıklar;insanla hayvanı ayıran en temel çizgi.

Eğitilebilirlikle ilgili şunu söylemek istiyorum son olarak.Nasıl ki her canlı türlerinin eğitilemez bazı özellikleri vardır(örneğin kurtların bağımsızlık düşkünlüğü gibi).İnsanlarda da belki dizginlenebilir ama yok edilemez olduğunu belirteyim(kin,nefret,kıskançlık vb).

Yine paragraf paragraf yanit vereyim. Bir seyin "doyuruculugu" sadece algiya bagli degildir. Bilgi, bilinc ve farkindaligin yaninda sorunun ne oldugunun algisi, bilinci, farkindaligi gerekir. Bu konudaki dusunce farki, senin gudu olarak gordugunu sorun olarak algilamamak, benim dogal zihniyet olarak gordugumu sorun olarak algilamamdir.

Maalesef degildir. Cunku dogumdan itibaren verilen her konudaki her turlu deger, ayrimci, parcasal, cikarci, egosal, tartismali yonlendirim ve yaptirimli, ustunluk, guc ve otorite endeksli v.s. dir. Kisaca dogal zihniyet anima ve animus psyche ve psycho kokenli verilerdir. Yani insandisi ve insanlikdisidir. Kisaca insanoglunun dogal zihniyeti kendi insan ozune terstir ve celisir. Psikolojinin varligi da bu nedendendir. "bireylerin neden insanlasamadigi" basta birey bilincine sahip olmamalari (ben, bencil, bananeci, bireyci ve bireysel degil), diger nedeni de tursel butunluge bilinc olarak erememeleridir. Tam aciklama olarak insanoglu fenomeni kendi varliginin bilinc ve farkinda degildir. Ya maddedir, ya da yaraticisina kuldur.

Konu yorum, merci v.s. konusu degil; neden bu kisinin yaptiginin dogal olarak algilanmayip normal karsilanmadigi?

Kanun, yasa, kural, kaide v.s. tamamen insanoglu urunleridir. Bir temele, formule, gozleme v.s. dayanir. Eger dayandigi temel yanlislanirsa kanunu da yanlislanir.

Buna belgitler, axiomlar, maximler, postulatlar da dahildir. Klasik bilim caginda bunlar sorgulanmazlar olarak algilaniyor ve otomatik olarak kabul goruyordu. Post modernizm ile insanoglu urunu hic bir seyin kalici kilinamayacagi eger kilinirsa bir inanc olacagi algisi gelisti.

http://www.felsefe.net/felsefeye-gi...ernizm-goreci-supheci-relativist-skeptik.html

Medeniyet dogal zihniyet olarak hayvani oze insanoglu goruntusu verilmesidir.

Sence insanoglunun egitilemez bazi ozellikleri var midir?, neye/kime gore egitilmezdir ve neden?
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
çok güzel bir sohbet oluyor öncelikle teşekkürler,bende araya girerek şu faktörleri paylaşmak/dikkat çekmek istiyorum..

insan beyninin ana rahminde oluşumu ile başlayarak belli bir yaşa kadar oluşumu/kurulumu/işleyişi/gelişimi konusundaki karanlık noktalar gerek psikolojik gerekse nörölojik olarak henüz aydınlatılamamaktadır..zaten gerek nöröloji gerekse psikoloji alanlarında bilim hala emekleyen bir çocuk seviyesinden çokta ileri gidememiştir.. sorunların teşhis ve tedavisindeki durum ortadadır..Freudun ben kimseyi tedavi edemem sözü hala geçerlidir telkin ve uyuşturucu türevi ilaçlardan öteye henüz keşfedilen bir tedavi yöntemi yoktur..

ben şöle düşünüyorum; insan beyni ana rahminde oluştu..ilk algılar gelmeye başladı..beyin kuruluma başladı yani..bu beyin ilk çalışmalarını yapmaya nasıl başladı? başlar? sıfırdan kademe kademe nasıl ilerleyecek? bunu bir örnekle ifade etmeye çalışayım ; 1 yaşındaki bir çocugun beyni nasıl /ne ile düşünebilir? algıladıklarını nasıl/neyle değerlendirir?bu ilk değerlendirmeler için bir taban oluşturmak zorunda mıdır? bedeninin açlık, susuluk gibi istemlerine göre bebek beyni bir oluşum/tepki verdiği gibi dışardan gelenher bir algıya görede elbet birşeyler geliştirecektir..en basitinden annesinin sevgisini/ilgisini isteyecek/ özleyecek ve tabiki onu babasından kıskanacaktır...babasından nefrette edebilir onu annesinden uzaklaştırmak için eyleme/kendi çapında şiddetede başvurabilir...(bu sadece bir örnek Freudan çokta etkilenmedim ama daha iyisinide bulsunlar madem öyle)

belki tam ifade edemedim ama anladığınızı umuyorum:) güdü mü? doğal zihniyet mi? doğmamı? genetik mi? vs... birde şu açıdan düşünelim insan psikolojisi ve beyni hakkında ne biliyoruz? beynin yüzde şusu busu kullanılabiliyor diyorlar..diğer kullanılmayan yada ulaşılamayan kısımda neler oluyor? kaynak kaynak kaynak !!! doğada olduğu gibi kendimizdeki ilkler konusundada malesef çok fazla ilerleyemiyoruz:(
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Birde düşünsel bir yorum katayım..
Kin,nefret,kıskançlık,sevgi v.s tüm duyguları sökelim..zeka,akıl,mantıktan oluşan bilişsel bir bilinç ve beden olarak düşünelim insanı..duygular olmazsa bilme /anlama/anlam arama istegi/merakıda gidecektir insandan bana göre..ortada ne bilim kalcak ve felsefe nede inanç...duygular olmayınca hazlar,tutkular ,cinsel arzularda dahil tüm istekler/ ihtiyaçlarda darbe yiyecektir...açlığını susuzluğunu gidermeye çalışan hayatta kalmayı gaye edinen bir bilinç kalacak en son...hadi bedensel ihtiyaçlarıda sökelim..ruh gibi bir formatı düşünelim..ruhuz ama dünyadayız...ne işe yarar zeka,akıl mantık bilinç? insanın kendi varoluşun farkındalığı bu saçmalık olamaz..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
çok güzel bir sohbet oluyor öncelikle teşekkürler,bende araya girerek şu faktörleri paylaşmak/dikkat çekmek istiyorum..

insan beyninin ana rahminde oluşumu ile başlayarak belli bir yaşa kadar oluşumu/kurulumu/işleyişi/gelişimi konusundaki karanlık noktalar gerek psikolojik gerekse nörölojik olarak henüz aydınlatılamamaktadır..zaten gerek nöröloji gerekse psikoloji alanlarında bilim hala emekleyen bir çocuk seviyesinden çokta ileri gidememiştir.. sorunların teşhis ve tedavisindeki durum ortadadır..Freudun ben kimseyi tedavi edemem sözü hala geçerlidir telkin ve uyuşturucu türevi ilaçlardan öteye henüz keşfedilen bir tedavi yöntemi yoktur..

ben şöle düşünüyorum; insan beyni ana rahminde oluştu..ilk algılar gelmeye başladı..beyin kuruluma başladı yani..bu beyin ilk çalışmalarını yapmaya nasıl başladı? başlar? sıfırdan kademe kademe nasıl ilerleyecek? bunu bir örnekle ifade etmeye çalışayım ; 1 yaşındaki bir çocugun beyni nasıl /ne ile düşünebilir? algıladıklarını nasıl/neyle değerlendirir?bu ilk değerlendirmeler için bir taban oluşturmak zorunda mıdır? bedeninin açlık, susuluk gibi istemlerine göre bebek beyni bir oluşum/tepki verdiği gibi dışardan gelenher bir algıya görede elbet birşeyler geliştirecektir..en basitinden annesinin sevgisini/ilgisini isteyecek/ özleyecek ve tabiki onu babasından kıskanacaktır...babasından nefrette edebilir onu annesinden uzaklaştırmak için eyleme/kendi çapında şiddetede başvurabilir...(bu sadece bir örnek Freudan çokta etkilenmedim ama daha iyisinide bulsunlar madem öyle)

belki tam ifade edemedim ama anladığınızı umuyorum:) güdü mü? doğal zihniyet mi? doğmamı? genetik mi? vs... birde şu açıdan düşünelim insan psikolojisi ve beyni hakkında ne biliyoruz? beynin yüzde şusu busu kullanılabiliyor diyorlar..diğer kullanılmayan yada ulaşılamayan kısımda neler oluyor? kaynak kaynak kaynak !!! doğada olduğu gibi kendimizdeki ilkler konusundada malesef çok fazla ilerleyemiyoruz:(

Bildigim kadariyla insanoglu kendi beyninin islevinin ancak epistemolojik olarak %1-10 arasini henuz algi ve bilgiye tasiyabilmis.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Birde düşünsel bir yorum katayım..
Kin,nefret,kıskançlık,sevgi v.s tüm duyguları sökelim..zeka,akıl,mantıktan oluşan bilişsel bir bilinç ve beden olarak düşünelim insanı..duygular olmazsa bilme /anlama/anlam arama istegi/merakıda gidecektir insandan bana göre..ortada ne bilim kalcak ve felsefe nede inanç...duygular olmayınca hazlar,tutkular ,cinsel arzularda dahil tüm istekler/ ihtiyaçlarda darbe yiyecektir...açlığını susuzluğunu gidermeye çalışan hayatta kalmayı gaye edinen bir bilinç kalacak en son...hadi bedensel ihtiyaçlarıda sökelim..ruh gibi bir formatı düşünelim..ruhuz ama dünyadayız...ne işe yarar zeka,akıl mantık bilinç? insanın kendi varoluşun farkındalığı bu saçmalık olamaz..

Konu sokmekten ziyade bu hafizada ve beyinde yer etmis her turlu kavrami ifade edip, ifadesel tartisma yerine, kavramsal algi ve bilgisine insanogluna yarar/zararina yonelik sorgulayalim ve en azindan neden bu kavramlari beyinlerde korumak ve onlar ile dusunsel/davranissal iliskiye grmek gerektigini hem kendimize hem de dile getirim olarak aciklayalim. Kisaca neyi neden savundugumuzun bilinc ve farkina varalim.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst