Kendine/Baskasina Zarar Verme

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Psikoloji kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Kendine\/Baskasina Zarar Verme başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,413 kez görüntülenmiş, 22 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Psikoloji
Konu Başlığı Kendine\/Baskasina Zarar Verme
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Kisinin kendine (intihar, aci verme, istemedigi halde bir seyi yapma, v.s. ) ve baskasina zarar verme zihniyetini (linc, iskence, tecavuz, tokat, dayak, dovmek, falaka, idam, taslama, diri diri gomme, oldurme/oldurtme, katliam, silahla tarama, havaya kursun sikma, intihar bombaciligi, kulak cekme, yumruk atma v.s. ve butun bunlari yaparken de, alay etme, zevk alma, neselenme, kendini hakli gorme, dogru yaptigini dusunme 'sadizm' v.s.) Anadolu kulturune yerlestiren ve nesilden nesile aktarila gelen zihniyetin/uygulamanin temeli, etik yonlendirim ve yaptirim olarak, dini mi/toresel mi/milli mi? hepsi mi?, ya da sizce hangi temele dayanir?

Bu temelin zihniyetini, vicdan ve insani degerler olarak ve de degismeden nesillerdir suregelirligini nasil aciklarsiniz?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Bu temelin zihniyetini, vicdan ve insani degerler olarak ve de degismeden nesillerdir suregelirligini nasil aciklarsiniz?
Nasıl açıklanır bilmiyorum..Kişi, yalnız kendine ve başka insanlara değil, seyahat ettiği kamu araçlarına, ağaçlara, parklardaki banklara, elektrik direklerine, hayvanlara...ne varsa zarar verebiliyor ve bunu"kendini varetme/dışavurum/ifade etme.." biçiminde ülkemizde..Hiçbir şey yapamıyorsa, yediklerinin ambalajlarını, sigara izmaritini...sokağa atıyor ve kirlilik yaratıyor..Alt geçitleri hala tuvalet olarak kullanıyor, en prestijli işyerlerinin çalışanlarında bile, sifon çekme alışkanlığı yerleşemiyor..Patinaj yapıp, klakson çalıp gürültü kirliliği yaratıyor, bağıra çağıra cep telefonuyla dakikalarca konuşup sizi de muhabbetine ortak ediyor..O da yetmezse, "çocuklarını" başıboş ortama salıveriyor...Soyutlama yeteneği gelişmediğinden, eğitilemiyor..Sadece öğrenim görmek ve diploma almak, insanlaşmaya yetmiyor..Hiçbir sözlü uyarı, açıklama, anlatım adresine ulaşmıyor..Ancak baskı (maddi-manevi)caydırıcı olabiliyor..Baskı ortadan kalktığı an kalıplaşmış davranışına geri dönüyor..Açıklaması..??..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Nasıl açıklanır bilmiyorum..Kişi, yalnız kendine ve başka insanlara değil, seyahat ettiği kamu araçlarına, ağaçlara, parklardaki banklara, elektrik direklerine, hayvanlara...ne varsa zarar verebiliyor ve bunu"kendini varetme/dışavurum/ifade etme.." biçiminde ülkemizde..Hiçbir şey yapamıyorsa, yediklerinin ambalajlarını, sigara izmaritini...sokağa atıyor ve kirlilik yaratıyor..Alt geçitleri hala tuvalet olarak kullanıyor, en prestijli işyerlerinin çalışanlarında bile, sifon çekme alışkanlığı yerleşemiyor..Patinaj yapıp, klakson çalıp gürültü kirliliği yaratıyor, bağıra çağıra cep telefonuyla dakikalarca konuşup sizi de muhabbetine ortak ediyor..O da yetmezse, "çocuklarını" başıboş ortama salıveriyor...Soyutlama yeteneği gelişmediğinden, eğitilemiyor..Sadece öğrenim görmek ve diploma almak, insanlaşmaya yetmiyor..Hiçbir sözlü uyarı, açıklama, anlatım adresine ulaşmıyor..Ancak baskı (maddi-manevi)caydırıcı olabiliyor..Baskı ortadan kalktığı an kalıplaşmış davranışına geri dönüyor..Açıklaması..??..

Iyi guzel de zaten listeleme omur boyu surer. Sence butun bu psikolojik sorun temelini teskil eden ustelik insanoglunu kendi yarattigi her turlu degere kendine ve baskasina zarar verme adina mahkum eden nedeni, temeli, ogeyi v.s. ariyoruz.

En azindan ararsak ancak bulma sansina sahip olabiliriz. Nedir, kisaca bu fizik guclu her turlu siddetin temeli?, bunu yapan hangi ihtiyacini karsilamis oluyor?

Yani sonsuz liste siralamaktan ziyade, o listeyi olusturan nedenleri siralamak. Mesela sence, bunun dogallik ile bir bagi var mi? (Buradaki dogalligi nasil algiladigini da aciklarsan konu daha detayli algilanir)
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Yani sonsuz liste siralamaktan ziyade, o listeyi olusturan nedenleri siralamak. Mesela sence, bunun dogallik ile bir bagi var mi? (Buradaki dogalligi nasil algiladigini da aciklarsan konu daha detayli algilanir)

Ben genetik diyeceğim, siz numenal yeti, emperyalizm diyeceksiniz..Kendi eksenlerimiz etrafında bir tur daha atacağız..Doğallıkla bağı pek yok..Sokağa izmarit atan evinin salonuna atmıyor..Ortalık yere çöp döken kadının evinin içi "bal dök yala"dır..Sorun soyutlamakla ilgili..Evinin , kısmen de işyerinin sınırlarının bittiği yerde sorumluluk algısı da bitiyor...Kendi kan bağıyla bağlandığı kadınlar dışında, her kadın taciz edilebilir zira onlar "başkasının" sorumluluk alanına giriyor..Yine liste yapmıyorum.Deminki örneklerde nedenleri değil, basit gözlem sonuçlarını sıraladım.Nedeni de söyledim..Eğitilememe, eğitime cevap verememe..Sadece şatlanma yoluyla yönlendirilebilme...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Ben genetik diyeceğim, ...

Yukaridaki cumleni daha detayli aciklar misin?, yani genetigin de soyutu mu var?, yani insanoglu turu biri soyut ile mi doguyor. Genetik dersen, bana gore emperyalist zihniyetin bilim adina oynadigi bir oyun olan "gen bencildir." soylemine katiliyor musun?

Gene bencillik gibi bir soyut eklemenin nedeni ve bilimsel temeli nedir?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Yukaridaki cumleni daha detayli aciklar misin?, yani genetigin de soyutu mu var?, yani insanoglu turu biri soyut ile mi doguyor. Genetik dersen, bana gore emperyalist zihniyetin bilim adina oynadigi bir oyun olan "gen bencildir." soylemine katiliyor musun?
Genetiğin soyutu olmaz..Soyutla doğulmaz, soyutlama yetisi ile doğulur.Burada da genetik faktörlerin rolü olabilir.(yeti kullanımı açısından)..Çok uzun yıllar tekrar edilmek zorunda kalmış algılar/davranışlar, genetik bir izdüşümüne /koda dönüşebilir..Bu benim algım..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Genetiğin soyutu olmaz..Soyutla doğulmaz, soyutlama yetisi ile doğulur.Burada da genetik faktörlerin rolü olabilir.(yeti kullanımı açısından)..Çok uzun yıllar tekrar edilmek zorunda kalmış algılar/davranışlar, genetik bir izdüşümüne /koda dönüşebilir..Bu benim algım..

Genetik faktorun rolu zaten fenomenal gozleme yansir.

Benim dedigim, "guclu olan kazanir" akilciliginin sosyal Darwinizmi, nihilizmin yukumsuzlugu, cern deneyinde aranan "tanri parcacigi" R.Dawkins'in "bencil geni" ve en son, S.Hawking'in "bilimin yasalarinin tanri olabilecegi" aciklamalari.

Iste tum bunlar emperyalist zihniyetin kendi amaci dogrultusundaki insanoglunu kalicilastirmak icin bilimsel ve dogal oynadigi akilci oyun cabalaridir.

Buna deri rengi farki,irkciligini, kana eklenen asilligi, kafatasina eklenen farklari ve bilimum biyolojik ve evrimsel oyunlari da katmak gerekir.

Sonucta genetik fark,yine daha once muzik konusunda acikladigim gibi, ve de fenomenal fark gibi gozlem veren farktir.

Onemli olan numenal yeti yaratimi olan kavramsal degerlerin emperyalist eliyle bilimsel, dogal, evrimsel gosterilme cabalarinin oyununa dusmemektir.

Oyuzden bu "donusebilir" ile ilgili cumlendeki "algilar/davranislari" mesela bir kac ornek ile acikla ki, fenomenal genetik farki ile numenal yeti kavramsiz dogumu farki algilansin.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Oyuzden bu "donusebilir" ile ilgili cumlendeki "algilar/davranislari" mesela bir kac ornek ile acikla ki, fenomenal genetik farki ile numenal yeti kavramsiz dogumu farki algilansin.

Numenal yeti kavramsız doğarlar demedim, yeti farkından söz ettim..Neden doğayla barışık, barışçı, nonemperyalist oldukları halde, kızılderililerin varlıklarını -en azından oldukları gibi-sürdüremediklerini hiç sorguladınız mı?ya da neden beyazlar siyah adamı köleleştirirken bunun tersi olmadığını?
1.Ben numenal yeti kullanımının ısrarla fenomenden (üretim ilişkilerinden, coğrafyadan vb) koparılamayacağını savunuyorum.
2.Numenal yeti kullanma/geliştirme eylemi zorunluluktan/ihtiyaçtan doğar ,temelindeki etken, insanlaşma değil, egemen olmadır.
3.Egemen olmaya çalışanlar, zorunlu olarak en çok sıkıntı çekmiş olanlardır (coğrafi şartlar, siyasal şartlar, savaşlar vb)Çünkü varlıklarını devam ettirebilmeleri bu savaşı kazanmalarına bağlıdır.Yani beyinlerini kullanmalarına, kafa işletmeye diyelim kabaca...Hayatta kalmak için iklim, üretim vb şartların görece daha kolay olduğu alanlarda insanların doğayla daha barışık olduklarını ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için savaşmak, alet geliştirmek, icat yapmak...zorunda olmamaları
belirleyici bir etkendir.
4.Yerleşik hayata geçmeyenler ya da geçmek zorunda kalmayanlarda bu yetinin fazla zorlanmasına gerek olmamıştır.Doğayla uyumlu olmak yetmiştir.
5.Üretmek yerine yağma/talan/fetih vb yöntemlerle varlıklarını sürdürmeyi seçen toplumlarda numenal yeti sadece savaş kazanma /politik kazanımlar için geliştirilmiştir.
Bunların karşı muhatapları olan toplumlarsa, her türlü insan/doğa tehditine, numenal yeti savunmasıyla karşı koymuşlardır.Başarılı olduklarında, bu kez sömürgeleştirme, köleleştirme, teknoloji ve icat kullanarak egemen olma yolunu seçmişlerdir.Daha çok para ve kaynak talep etmişlerdir.İşin suyu çıkınca da hümanist kesilip ve günah çıkarmaya soyunmuşlardır.Evrensel-insan zihniyetinin mimarları da (insan hak ve özgürlükleri vb) emperyalizmin üretimidir. .Bunu, başkalarına karşı kullandığı silah bir gün kendisine çevrilmesin diye çok ince bir politikayla, zerafetle sahneye koyar...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Anladim, dogal zihniyetin yapilandirilmislik yapi ve temellerinin aciklamasini yapiyorsun.

Sence insanoglunun fenomenal farki (boyu, sac/ten/goz rengi, tarihi, cografi nesil aktarimi) ve dile gelimi, fenomenal mi yoksa numenal mi bir aciklamadir?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Anladim, dogal zihniyetin yapilandirilmislik yapi ve temellerinin aciklamasini yapiyorsun.

Sence insanoglunun fenomenal farki (boyu, sac/ten/goz rengi, tarihi, cografi nesil aktarimi) ve dile gelimi, fenomenal mi yoksa numenal mi bir aciklamadir?
Karmaşık bir soru..Yani ben bunları yazarken nasıl bir algıya dayandırdım düşüncelerimi...2=İki gibi oldu..Ne demekse..2,fenomen, iki, numen olsun..İkisi de soyut..Bilemiyorum ..Fenomen olarak ifade ettiklerim bireysel soyutlamalarım olabilir..Belki soruyu kavramadım*:)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Karmaşık bir soru..Yani ben bunları yazarken nasıl bir algıya dayandırdım düşüncelerimi...2=İki gibi oldu..Ne demekse..2,fenomen, iki, numen olsun..İkisi de soyut..Bilemiyorum ..Fenomen olarak ifade ettiklerim bireysel soyutlamalarım olabilir..Belki soruyu kavramadım*:)

Fenomeni, fenomenler arasi goruntu (bes duyu) farkini ortaya koyan nedir/kimdir ve neye/kime gore ortaya koyar
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Fenomeni, fenomenler arasi goruntu (bes duyu) farkini ortaya koyan nedir/kimdir ve neye/kime gore ortaya koyar

*:)Gene anlayamadım..Ama, sezinlediğim şu ki, çıkarımların, açıklamaların dayanağı varsayılan/olan/gözlenen fenomen tabanını ( sosyolojik olguları) gözardı edip,yazılanların öznel bir algıya, hatta yanılsamaya , doğal zihniyete (sizin söyleminizle) indirgenebileceğini söylemek üzeresiniz.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
*:)Gene anlayamadım..Ama, sezinlediğim şu ki, çıkarımların, açıklamaların dayanağı varsayılan/olan/gözlenen fenomen tabanını ( sosyolojik olguları) gözardı edip,yazılanların öznel bir algıya, hatta yanılsamaya , doğal zihniyete (sizin söyleminizle) indirgenebileceğini söylemek üzeresiniz.

Peki soyle sorayim. Insanoglu soyutlamasinin ve kavram yaratiminin temelinde belirli rolu oynayan faktor, beyin fenomenimi, yoksa beyin numenal yetisi midir?

Bunlar tabiki biribirini tamamlar ve biri olmadan digeri olamaz. Ama, bir belirleyici ve belirtici faktor acisindan bakarsak ve dilimize ve isleyisine uygun bir monizm secmek durumunda kalirsak, beyni beyin yapan belirleyici faktor, fenomenal olan mi, numenal olan midir?

Ya da soylesorayim. Soyutlamanin kavramsal soyutu mu, yoksa somutu mu belirler?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Peki soyle sorayim. Insanoglu soyutlamasinin ve kavram yaratiminin temelinde belirli rolu oynayan faktor, beyin fenomenimi, yoksa beyin numenal yetisi midir?

Bunlar tabiki biribirini tamamlar ve biri olmadan digeri olamaz. Ama, bir belirleyici ve belirtici faktor acisindan bakarsak ve dilimize ve isleyisine uygun bir monizm secmek durumunda kalirsak, beyni beyin yapan belirleyici faktor, fenomenal olan mi, numenal olan midir?

Ya da soylesorayim. Soyutlamanin kavramsal soyutu mu, yoksa somutu mu belirler?
Düalizmden monizme gitmek demek, a b den c ye gitmek olmalı.Tekrar a veya b olursa zaten baştan düalizm demek yanlış olur.İndirgemecilik olur. Ben bunu ancak bir paranın ikiyüzü gibi düşünerek teke indirebiliyorum.Ya da düşünce ve madde aynı şey aslında da biz bölüyoruz/ayrıştırıyoruz diyeceğim bu da biraz uçuk kaçık olacak..kim/ne ayrımı da ortadan kalkar o zaman..geceyarısından sonra bu kadar anlayabildim...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Düalizmden monizme gitmek demek, a b den c ye gitmek olmalı.Tekrar a veya b olursa zaten baştan düalizm demek yanlış olur.İndirgemecilik olur. Ben bunu ancak bir paranın ikiyüzü gibi düşünerek teke indirebiliyorum.Ya da düşünce ve madde aynı şey aslında da biz bölüyoruz/ayrıştırıyoruz diyeceğim bu da biraz uçuk kaçık olacak..kim/ne ayrımı da ortadan kalkar o zaman..geceyarısından sonra bu kadar anlayabildim...

Seni dusunce olarak indirgemecilige itiyormus gibi bir hisse kapildim ve bu mesajim dahil seni zorlama inadini da surduruyor gibiyim, galiba!

Ama daha once de acikladigim gibi, zaten ortada dualizmi yada monizmi veren bir ana faktor var o da beyin.

Fakat sorumuz beyni beyin yapan ve beynin farkini ortaya koyan belirleyici faktor. Bu da beynin numenal yetisi mi, yoksa fonksiyonu olan kavram mi?

Cunku daha once de aciklandigi gibi, kavram bir algi ozdeslestirimidir. Bu ozdeslestirim ise ya soyut yani numenal,ya somut yani fenomenaldir. Bu da bize beynin bir uclu ozelligini ortaya koyar. Fenomen, numen ve bu ikisinin iciceligi olan kavram. Onem ve belirleme siralamasi olarak su mesaja bakabilirsin.

http://www.felsefe.net/bilimsel-mak...vren-quotcikmazi-celiskisiquot.html#post27048
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Seni dusunce olarak indirgemecilige itiyormus gibi bir hisse kapildim ve bu mesajim dahil seni zorlama inadini da surduruyor gibiyim, galiba!

Ama daha once de acikladigim gibi, zaten ortada dualizmi yada monizmi veren bir ana faktor var o da beyin.

Fakat sorumuz beyni beyin yapan ve beynin farkini ortaya koyan belirleyici faktor. Bu da beynin numenal yetisi mi, yoksa fonksiyonu olan kavram mi?

Cunku daha once de aciklandigi gibi, kavram bir algi ozdeslestirimidir. Bu ozdeslestirim ise ya soyut yani numenal,ya somut yani fenomenaldir. Bu da bize beynin bir uclu ozelligini ortaya koyar. Fenomen, numen ve bu ikisinin iciceligi olan kavram. Onem ve belirleme siralamasi olarak su mesaja bakabilirsin.

http://www.felsefe.net/bilimsel-mak...vren-quotcikmazi-celiskisiquot.html#post27048

Fenomen:beyne uyarıcı gönderen hammadde,( somut)
Beyin :Hammaddenin (somutun)uyarıcılarını 5 duyuyla kavrayıp kategorize eden makine,ayraç(somut)
Düşünce:Beyin(somut) aracılığıyla, fenomenden(somut) gelen duyumun algıya çevrilmiş, işlenmiş hali (soyut)
Kavram: Somutun(beynin) işleyerek soyutladığı soyut, "ürün"
Böyle bakarsam mono numenal olan olacak.Yani somutun soyutlamasının soyutlaması..(tavşanın suyunun suyu...:).)Suyu içerken tavşanı göremem artık..Kaçtı gitti.
 

turko29

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Şub 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
65
Ön Söz

Böyle bir kitaba neden ihtiyaç vardır…
Birinci kitabımız olan özelleştirmeleri anlatırken ve özelleşen kuruluşların geride bıraktığı izleri incelerken, beraberinde getirdiği işsizlik, alım gücü kaybı, üretimsizlik ve beraberindeki sosyal kaosun nedenlerinin, bilinçli olarak görülüp, kurtuluş savaşının hemen ardından başlayan kalkınma planlarının rast gele olup olmadığı, planlamanın kurtuluş savaşının özünde Lozan anlaşmasının imzası ile bitip bitmediğini, gözler önüne serebilmek için, baş komutanın konulara bakış açısının derinliğini görme açısından önemli olması nedeni ileydi.
Aynı zamanda bu kitap serini üçüncü kitabı olacak olan sosyal, iktisadi ve kültürel savaşın detaylarına girildiğinde anlaşılabilirliğinin açılımı için gerekliliğindendi.
Sosyalizm tanımı da, Bilimsel Sosyalizm tanımı da gökten düşmedi, insanoğlunun var olduğundan bu güne kadar, üretimde ve paylaşımda bir birlerine duydukları ihtiyaçta en adil sistemin oluşturulması için yüzlerce yıllık bilgi ve emek birikiminin bilimsel temellerde günün koşullarına ve bilme uygun olarak süzgeçlerden geçerek çok yönlü irdelenmelerinin ürünü olarak ortaya çıktı, çağın her aşamasında, çağın gerektirdiğini bilimin ateşinin beslenmesi ile gelişti ve gelişimini de sürdürmeye devam edecek.
Doğmaya dönüştürülmesi mümkün olmayan bu düşünce, doğru analiz ve çözümlerle sürekli olarak yaşama hizmet edeceği açıktır.

“Akla uygunluğun başlangıçta gözle görülene üstün olması, bununla beraber akla uygunluğun gözle görülenle terbiye esası.
Evvela Sosyalist olmalı, Maddeyi tanımalı !”*
"Maddeyi Tanımak " adlı kitabımda beynin ve kavramların oluşum süreci yani aklın üstünlüğünün üstün olduğu şeyle terbiyesinin ve bunun tarihsel serüveninin özeti...
kitabın önsözü birazda konunun içerisinde olması nedeni ile aktardım...

Fenomen:beyne uyarıcı gönderen hammadde,( somut)
Beyin :Hammaddenin (somutun)uyarıcılarını 5 duyuyla kavrayıp kategorize eden makine,ayraç(somut)
Düşünce:Beyin(somut) aracılığıyla, fenomenden(somut) gelen duyumun algıya çevrilmiş, işlenmiş hali (soyut)
Kavram: Somutun(beynin) işleyerek soyutladığı soyut, "ürün"
Böyle bakarsam mono numenal olan olacak.Yani somutun soyutlamasının soyutlaması..(tavşanın suyunun suyu...:).)Suyu içerken tavşanı göremem artık..Kaçtı gitti.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Fenomen:beyne uyarıcı gönderen hammadde,( somut)
Beyin :Hammaddenin (somutun)uyarıcılarını 5 duyuyla kavrayıp kategorize eden makine,ayraç(somut)
Düşünce:Beyin(somut) aracılığıyla, fenomenden(somut) gelen duyumun algıya çevrilmiş, işlenmiş hali (soyut)
Kavram: Somutun(beynin) işleyerek soyutladığı soyut, "ürün"
Böyle bakarsam mono numenal olan olacak.Yani somutun soyutlamasının soyutlaması..(tavşanın suyunun suyu...:).)Suyu içerken tavşanı göremem artık..Kaçtı gitti.

Guzel bir analitik dusunce. Yalniz unutulmamai gereken, boyle bir analizde "ipin ucunu kacirmamak icin" noktasal degil, sekilsel; ustune degil, yanina yerlestirerek dusunmek. Boylece hem noktalanan toplamin her bir noktasi ortaya cikar, hem de her nokta yanyana koyularak noktalamadaki ust uste nokta birakilmamaya gayret edilir. Iste bu noktalananin ogesel goruntusudur.

Ayrica boyle bir analizde iliski temelinde birden fazla fenomen ve numen cikabilir, bu da tum noktalarin algilanmasini saglar.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Ön Söz

Böyle bir kitaba neden ihtiyaç vardır…
Birinci kitabımız olan özelleştirmeleri anlatırken ve özelleşen kuruluşların geride bıraktığı izleri incelerken, beraberinde getirdiği işsizlik, alım gücü kaybı, üretimsizlik ve beraberindeki sosyal kaosun nedenlerinin, bilinçli olarak görülüp, kurtuluş savaşının hemen ardından başlayan kalkınma planlarının rast gele olup olmadığı, planlamanın kurtuluş savaşının özünde Lozan anlaşmasının imzası ile bitip bitmediğini, gözler önüne serebilmek için, baş komutanın konulara bakış açısının derinliğini görme açısından önemli olması nedeni ileydi.
Aynı zamanda bu kitap serini üçüncü kitabı olacak olan sosyal, iktisadi ve kültürel savaşın detaylarına girildiğinde anlaşılabilirliğinin açılımı için gerekliliğindendi.
Sosyalizm tanımı da, Bilimsel Sosyalizm tanımı da gökten düşmedi, insanoğlunun var olduğundan bu güne kadar, üretimde ve paylaşımda bir birlerine duydukları ihtiyaçta en adil sistemin oluşturulması için yüzlerce yıllık bilgi ve emek birikiminin bilimsel temellerde günün koşullarına ve bilme uygun olarak süzgeçlerden geçerek çok yönlü irdelenmelerinin ürünü olarak ortaya çıktı, çağın her aşamasında, çağın gerektirdiğini bilimin ateşinin beslenmesi ile gelişti ve gelişimini de sürdürmeye devam edecek.
Doğmaya dönüştürülmesi mümkün olmayan bu düşünce, doğru analiz ve çözümlerle sürekli olarak yaşama hizmet edeceği açıktır.

“Akla uygunluğun başlangıçta gözle görülene üstün olması, bununla beraber akla uygunluğun gözle görülenle terbiye esası.
Evvela Sosyalist olmalı, Maddeyi tanımalı !”*
"Maddeyi Tanımak " adlı kitabımda beynin ve kavramların oluşum süreci yani aklın üstünlüğünün üstün olduğu şeyle terbiyesinin ve bunun tarihsel serüveninin özeti...
kitabın önsözü birazda konunun içerisinde olması nedeni ile aktardım...

Daha once de dedigim gibi, madde kendini tanitamaz. Bu temelde "maddeyi tanimak" demek, insanogluna yani veren ve kavram olarak madde kavrami ile ozdeslestirilenin gozlemsel her turlu bilgisi ve olgusu ve hatta ideolojisi ve inancsali tek tarafli bir monologdur. Maddenin buradaki tek rolu, goruntu vermektir. O yuzden madde dahil madde ile ilgili her turlu tek tarafli insanoglu bilgisi bir turevdir.

Iste tam da bu nedenden, bilimsellik madde ile degil, onun gozlemi ile ilgilenir. Gozlem veren ya da aklin yarattigi fenomenin ne oldugu tartismasi metafizigin, ontolojinin ve teolojinin varliksal ideolojik inancsal indirgemeci, kesinlikci ve tartismali one surdukleridir.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Iste tam da bu nedenden, bilimsellik madde ile degil, onun gozlemi ile ilgilenir. Gozlem veren ya da aklin yarattigi fenomenin ne oldugu tartismasi metafizigin, ontolojinin ve teolojinin varliksal ideolojik inancsal indirgemeci, kesinlikci ve tartismali one surdukleridir.

Kendisi tartışmalı olanın verdiği gözlemin bilimselliğine ne kadar inanabiliriz?Burada madde duyularla kavranabilme özelliğinden dolayı varlık kabul ediliyor.Yani varlığın sadece algılanabilir kısmı..Bu bilimsel bakış için doğrudur ama, herşeyi bilime indirgeyemeyeceğimizin de göstergesidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst