İstanbul diye birisinden

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde istanbul tarafından oluşturulan İstanbul diye birisinden başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,793 kez görüntülenmiş, 19 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı İstanbul diye birisinden
Konbuyu başlatan istanbul
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Üretmek ....
Hazır herşey hazır önümüze gelsin..Büyük alış veriş merkezleri sanki bedava dağıtıyor al alabildiğin kadar ..Ne kokusu var , ne dokusu , ne canı ne kanı..Sentetik torbalar içinde tıpkı insanlar gibi..Ne yersek o oluruz demedik mi yıllarca, ne giyersek nereye gezersek yavaş yavaş sentetik , suni bir yaşama geçirmedimi hepimizi..
Tüketmemiz daima daha fazlasını istememize sebep oldu.Kolay kazanılan insanı doyurmadı.Dünyamız da gözle görülen en bariz örnek obezite..Kolay tüketim hazırcana önüne gelen hiç bir emek , sabır sarfetmeden kolayca sahip olmak ve mideye indirmek..Hazır giyim hatta bir alana bir bedava...Son zamanlarda en çok gördüğüm ise ilim yolunda hazıra konmak isteyenler, o kadar alışmışlar ki herşeyin hazırına Hak yolunda da hazırcana anlamak istediler, sabretmeden, okumadan, dinlemeden , üretmeden.
Üretmek zamanı zaman..Zaman kolları sıvama zamanı. Hepimiz mutlaka birşeyler yaptı ve yapıyor ancak tüketimin sonu olmadığı gibi üretmenin de sonu yok..
Üretelim..Hazırcılıktan uyanalım..Zaman teknoloji zamanı değil zaman teknolojiden uyanma zamanı.
Sanıyoruz ki hayatımızı kolaylaştırıyor evet çok kolaylaştırıyor o kadar kolaylaştırıyor ki insan olmayı unutturuyor.İnsana verilen aklı , karar verme yetisini, müşahede etdebilmeyi, büyük resmi görmeyi hepsini teknolojiye teslim ediyor..Sonra neden bunca insan unutkanlık yaşıyor diyoruz..

Bir bakalım bugün neler var yaşamımızda hazıra konduğumuz, bedavacı davrandığımız , sorumluluğunu almadığımız , sadece kendini düşündüğün ve kolayca sifonu çekerek bir çok kimyasalı dünya ya yolladığın neler var yaşamında.
Evlerin içi elektirikli ev aletleri dolu oldukça bir yumurtayı elinlde çatalla sütle çırpmadıkça daha çok tüketiriz..Fişe tak al elekriği çünkü kolay..
Bize sunulan teknoloji artık teknoloji olmaktan çıktı bir uyuşturucu haline geldi..

Huzur üretimin içinde saklı bizi bekliyor..Üretince huzurlu oluruz..Fişe takıp enerji aldığımızda ancak kızgın, suçlayan oluruz.

Fişleri çekelim kendimiz üretelim ..
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
mektup...
Paylaşmak istediğim konu kredi kartları.Kartlar..Bizi paylaşmaktan uzaklaştıran, sahip olma bağımlılığına sokan, yokken aldıran ,varken daha çok aldıran,henüz eskimeden aldırtan aldırtan tekrar aldırtan kartlar..Renk renk tam bir hayal alemi gibi. Zaten ilizyon değil mi ? Çocukların renk renk şekerleri gibi kartlar..Çocukların en çok kandığı kandırıldığı o zararlı şekerler gibi,büyüyünce de bizleri renkli kartlarla kandırmanın yolunu bulan sistem..
İnsan zahirde bile uyanırken ne yapar kıpırdar hafifçe gerinir ve yavaşça gözlerini açar...Sonra ayağa kalkar..Kıyam eder.
Çogunuz uzun zamandır (inşallah) gözlerini açtı artık izlemekte uyanışını ama yatarak ama ayakta..
Haydi...Bir kıpırtı daha yapalım biraz daha hızlanalım..Bir şeyler zarar vermeden biz bırakalım..Bazılarınız mecburum diyebilir hayır hiç bir mecburiyetin yok mutlak başka bir yolu vardır..Kiminiz kolaylık hem ben dikkatli harcıyorum diyebilir mağdem öyle o zaman kullanmamayı dene..Tabi biraz daha uyanmak istiyorsak..
Atalım o renkli bizi ninnilerle uyutan şekerlemeleri cüzdanlarımızdan.
Ninnilerin sesini kısmadıkça ve tamamen kapamadıkça daha çok renkler sunarlar bize..
Halbuki tek renk var o da renksizlik..

istanbul
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Ekli dosyayı görüntüle 1190

geçenlerde bir yerde okudum,üniversitenin birinde öğrencilere belirli bir bankanın kartını almayı şart koşmuşlar...daha üretime geçmeden gençlerin hayatını tüketmeye çalışan bir zihniyet ve her yerde..
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
finans kapital mi dersiniz, mali oligarşi mi... elin oğlu suyun başını tutmuş... bizim ziraat bankası yıllarca uğraşıp yunanistan'da bir tek şube açamıyor; onlar bizim bankamızı kökünden satın alıyorlar... tuhaf değil mi... korkarım artık bu durum, tuhaf olmaktan da çıkacak... normalleşecek....
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
bence sivil toplum örgütleri bir kampanya başlatmalı..sigarayla savaşanlar gibi, milletimizin kanını emen,çocuklarımızın geleceğine ipotek koyan bu bankalara ve kredi kartı kullanımına karşı bir organizasyon yapılmalı..ama tehlikeli bir hareket olur bunu baştan belirteyim..sonuçta emperyal güçlerin musluğunu kapatacaksınız..
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
iradesi güçlü kişiler en büyük düşmanları . Siz kullanıyomusunuz?
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Giysi dolabınızda kaç tane pantolon var?
Kaç tane gömlek var?
Kaç tane çanta ve ayakkabınız var?
Kaç adet bluz,atlet,kazak var?
Hangilerini giyiyorsun? Giymediklerin var mI?

Eviniz de kaç adet havlu var? Koltuk sandalye kaç adet?
Tabak , bardak kaç adet?
vssssss.

İhtiyaç mı?
Gerekli mi?

Neden doldurur insan evini giymediği sadece dolap bekleyen eşyalar ile.Neden veremez yada versede hemen yenisini koyar yerine.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Giysi dolabınızda kaç tane pantolon var?
Kaç tane gömlek var?
Kaç tane çanta ve ayakkabınız var?
Kaç adet bluz,atlet,kazak var?
Hangilerini giyiyorsun? Giymediklerin var mI?

Eviniz de kaç adet havlu var? Koltuk sandalye kaç adet?
Tabak , bardak kaç adet?
vssssss.

İhtiyaç mı?
Gerekli mi?

Neden doldurur insan evini giymediği sadece dolap bekleyen eşyalar ile.Neden veremez yada versede hemen yenisini koyar yerine.

Vermediğimizi nerden çıkarttınız ben veriyorum hem de hiç giyilmemişleri vermeye özen gösteriyorum. Bazen beğenip aldığım birşeyi kullanmaktan vazgeçtiğim an verecek uygun bir yer bulup, hemen veriyorum. Biriktirmekten hiç hoşlanmam fakat kardeşim için aynı şeyi söyleyemeyeceğim elinden gelse depo tutup biriktirecek, bir gün lazım olur diye herşeyini saklar genelde:) Çaktırmadan onun eşyalarından da veriyorum bazen unutuyor zaten neyi var neyi yok:)

Yenisini almak engellenemeyen bir alışkanlık galiba ben de yapıyorum bunu maalesef.
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Sayın Dijital, neden vermez insan derken o ses vermeyenlere (lütfen üzerineze almayın)...
Aslında o kadar az eşya ile yaşayabilirizki ve çok da kıymetli oluyor az eşya ile yaşamak.Eşyalarında enerjisi var ve kişi ile daha bütünleşebiliyor.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
steve jobs'ın evini gördünüz mü?bir de evlerimize bakın..
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
gördüm... o kadar olmasada yakın..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Sayın Dijital, neden vermez insan derken o ses vermeyenlere (lütfen üzerineze almayın)...
Aslında o kadar az eşya ile yaşayabilirizki ve çok da kıymetli oluyor az eşya ile yaşamak.Eşyalarında enerjisi var ve kişi ile daha bütünleşebiliyor.

Az eşya ile yaşamak mümkün mesela bazı Japonların evleri ne kadar sadedir, mobilya yok, kıyafet yok, tahta evler doğa ile iç içe fakat günümüzde telefonunun modeli bile önem arz eder hale geldi maalesef.

Topluma uyum sağlıyoruz bazı konularda galiba, burada da ego ya da nefs devreye giriyor sanırım. Başkalarının bakış açısına göre yaşam düzenler olduk. Başka türlü yaşamak artık çok zor galiba konfora iyice alıştık. Tatil yapacaksak dağ evlerini ya da ağaç evleri değil 5 yıldızlı otelleri tercih ediyoruz, eskiden tatil doğa ile iç içe yapılırdı. Mesela çadır kampları olurdu şimdi kaldı mı acaba bilemiyorum.

Zamanla teknolojiye bağımlı hale geldik ve beraberinde alışveriş çılgınlığı bir hastalığa dönüştü sanırım.
 

nefha

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
86
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
tüketim toplumundan israf toplumuna evrimleştik sanırım :)
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Duy sesimi...
O sana pek çok kerele gelir lakin seni hiç orada olduğun yerde bulamaz.O kapıyı çalar ama ev sahibi evde yoktur.
O na gitmene gerek yok.Sadece evde bulunman yeterli.O seni bulacaktır.
Defalarca gelir.kapıda bekler ama sen hiç bir zaman orada değilsin.Şimdiki anda hazır bulunmamak mevcut olmamak başka yerde olmak.Sessizlik uyandığımız yerdir.O dışarıdan gelmez ,içeriden yükselir.
Aksi halde uyku devam eder.
Bazı insanlar uyur ,bazı insanlar her çalan zili duyar..
Tüm zilleri duymak için sessizlikte kalalım...
04.Nisan.2010
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
teşekkür ederim veriakademi...hoşgelmişsiniz.
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Ne güzeldir son sözü söyleme hissinde olmamak.
İllede haklı çıkma arzusu ile yaşamamak.

Yatağına başını koyduğunda kin ile alınganlık ile boğulmadan huzur içinde uyumak.
Peki nasıl ?

Ancak ve ancak Ben Ben Ben demeden olur.
Susarak olur.Tabiki hak edene konuşarak .
Sessizlik her dem .
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Televizyon..
Nasılda sızdı içimize yavaş yavaş, önce tek kanal ile belli saatlerde sonra iki üç derken şimdilerde sayısını bilmiyorum.Siyah beyaz izlerken bile insana çok cazip gelirken zaman içinde renklendi . Belli boyutlardan neredeyse evin duvarı boyunda televizyonlar yapılmaya başlandı.Evlerin şekilleri yavaş yavaş televizyona göre şekillendi. Koltuklar, masa, kanepe herşey ona göre dönmeye, yerleşmeye başladı evlerin içinde.
Televizyon önceleri evin içinde idi şimdilerde ev televizyonun içinde.
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
mektup..
bizim buralar da bir süredir gezi parkı adı altında olaylar olmakta. kimi diyor polis şiddeti, kimi diyor ağaç , kimi umursamaz, kimi çapulcu, kim alabora..
kadınlar camlarda tencere tava müzik yapmakta tam da akşam namazı ile aynı zaman da.... sabır ya sabır tam da akşam ezanın da.
bizim buralar da bir gaz bir su caddeler yıkanmakta..
bizim buraların adı DÜNYA..
acaba sizin oradan bakıldığında bizim bu dünya nasıl durumda.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst