Insanogluna Dogumdan Gelen Hicbir Kavramsal Deger/Bilgi Yoktur

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Bilimsel Makaleler kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Insanogluna Dogumdan Gelen Hicbir Kavramsal Deger\/Bilgi Yoktur başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,981 kez görüntülenmiş, 14 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Bilimsel Makaleler
Konu Başlığı Insanogluna Dogumdan Gelen Hicbir Kavramsal Deger\/Bilgi Yoktur
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Insanoglu turu ya da evrimsel adiyla homo sapiens sapiens; hic bir kavramsal deger ya da bilgi ile dogmaz. Butun degerleri ve kavramsal bilgiyi yasamdan ogrenir. Butun ogrendiklerini de kendi zihni temelinde uygulama ya da uygulamamasi da kendisine aittir.

Burada onemli bir not; Insanoglu KAVRAMSAL DEGER YA DA BILGI ILE DOGMAZ, AMA KAVRAMSAL DEGER VE DE BILGIYI YARATACAK/TURETECEK BEYIN YETISI ILE DOGAR.

Yani bir zihniyet ile dogmaz, sadece ZIHIN YETISI ILE DOGAR. Beyninin tum zihinsel faaliyetinin degersel kavramsal bilgisini yasamindan ogrenir.

Bunun aksini soylemek, yani INSANOGLUNUN DOGUMUNDA BIR DOGALLIK OLDUGUNU ya da Evrimsel biyolojik fiziksel bir deger tasiyarak dogdugunu soylemek, sadece aklin kendini inandirmak adina kendine sagladigi dogrulamadan baska bir sey degildir.

Kisaca, insanoglunun bir dogasi da dogalligi da yoktur. Insanoglu her turlu davranisini dogumdan sonra ogrendigi kavramsal degerler ve bilgi ile yonlendirir.

Insanoglunun vucudunu yonlendiren her turlu davranisi onun beyninde yer etmis her turlu kavramsal deger ve bilgi temelindedir.

Insanoglunun dogasi ve dogalligi onun beyninde yarattigi dusuncesini davranisa sisteme duzene kurumlasmaya ve de her turlu bilgiye tasiyarak; yasam ve iliskisinde somutlastirmasidir.

Insanoglunun davranisi yine insanoglunun ZIHINSEL YAPILANDIRILMISLIGIDIR.

Beynin soyutlamis degerve bilgileri yonlendirir, vucut da davranir.

Iste sekilci ve formek mantik, sadece davranan vucudu gorur ve onun arkasindaki zihniyeti algilayamaz ve degerlendirmez.

Vucudun davranisini da yine sekilci ve formel olarak; sadece fiziksellige biyolojiye evrime v.s. temelli DOGAYA VE DOGALLIGA BAGLAR ve boylece bu kavramsal deger ve bilgi ile yapilandirilmis doga ve dogalliga kendini teslim eder.

Buna da kadercilik ya da determinizm der. Ya da bir akilli tasarima, yaraticiya tanriya v.s. baglar.

Kisaca, insanoglu kendisini kendi yarattigi ve somutlastirdigi deger ve bilgilerle kendine teslim eder ve teslim alir.

Iste bu temelde de insanoglu kendi bunyesinde kontrol eden/yoneten/yonlendiren v.s. ile kontrol edilen/yonetilen/yonlendirilen diye iki ana kutuba ayrilir.

Etken olanin edilgen olan uzerindeki ustunluk ve hakimiyeti de; bu dogallik masalinin yaninda, guc otorite iktidar hukuk hak yasa kanun mukafat ceza v.s. temelli kurum ve kurumsallasmis duzen ve sistem ile saglanir.

Bunun temeli "Korku felsefesi" ve yarattigi "suru psikolojisi" ve de yetistirdigi "emir kullari ve robotlasmis" lardir.

Bu tamamen dogal zihniyetin zihniyetini yasam ve iliskide duzen ve sistemde kurum ve kurumsallasmada somutlastirdigi ve insanoglunu bu zihniyete teslim ve mahkum etmek istedigi ve de "dogallik caresizligi" ile "elini/kolunu baglamak" tan baska bir sey degildir.
 

Decurion

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Eki 2013
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İnsan zihni bir tabula rasa'dır. Sonradan öğrendikleriyle dolan bir boş levha. (Locke)
Doğru, ama levhanın kendisi hariç. (Leibniz)
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
İnsan zihni bir tabula rasa'dır. Sonradan öğrendikleriyle dolan bir boş levha. (Locke)
Doğru, ama levhanın kendisi hariç. (Leibniz)

Evet 0 dusunce bilgi kavram ve zihniyet ile ama tum bunlarin yetisi ile dogar. Yani beyninin numenal yetisi vardir, ama NUMENAL DEGERI KAVRAMI BILGISI ZIHNIYETI YOKTUR.

Iste levha bu yetidir.
 

flzf

Filozof
Yeni Üye
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
850
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
insan oğluna doğumla gelen açıklayamadığımız bir sürü bilgi vardır mantıken olmasıda gerekir. En basit örnek elinde dünyanın en gelişmiş bilgisayarı olsun içinde gerekli yazılımın yoksa sadece bir hurda yığınıdır işte bu yazılım insana doğuştan geliyor aslında başlıca mucize budur zaten. İyilikten sevgiden akıldan vs şeylerden bahsetmiyorum düşünebilme becerisi başlı başına olağn üstü bir yazılımdır ve henüz insanoğlu bile öyle bir yazılım yapamadı.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Onlar bilgi degildir, sadece beyindeki kalitimsal yariklardir ve yonlenim olarak avantajlidir, o da gereken caba harcanirsa. Mesela muzisyen bir babanin oglunun muzige yatkinligi muzisyen bir babanin oglu olmayana goredir. Yalniz muzisyenlige yatkin olmayan gerekli cabayi gosterirse muzisyen olurken, yatkin olan gerekli cabasyi gostermezse muzisyen olamaz.

Yeni dogmus bir bebek, hic bir seyi bilmez. Sadece bes duyu ile algilasdigiyla kendince dialog kurar.

Mesela tirnaginin yuzunu cizecegini bilmez. Atese dokunmamayi bilmez, anne sutu emdigini bilmez, sadece emer. Emmeyi de bilmez sadece yapar. Ondan sonrada yani 3 yasindan itibaren de ogrenmeye baslar.

Insanoglu vucudu sadece et ve kemiktir. Dogustan hic bir kavram ve bilgi icermez. Herseyi yasamdan ogrenir.

Senin yukaridaki mesajin tanrisal inanc temellidir, bilimsel degildir.
 

flzf

Filozof
Yeni Üye
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
850
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
Yanlış bilgi kavramınız çok dar olmasına karşılık en temelinden bile başlamıyor söz gelimi 01000100 bir bilgidir yada 11110000 yada 10101011 sizin için bir anlam kazanması o gördüğünüz bilgilerin belkide telefuz edemeyeceğiniz kere tekrar etmesi üzerine gerçekleşir eğer bahsettiğim o bilgiler olmasa siz veya bir başkası ne düşünebilir ne öğrenebilir nede hüküm verebilirdi

Benim mesajım aslında son derece bilimseldir dikkat ederseniz herhangi bir kutsal olduğu düşünülen kitaptan şöyle yazdığı için diye saçma sapan bir cümle ile konuşmuyorum hayattan gözlemlenebilir şeyleri mantıken dile getiriyorum. Öğrenmenizi sağlayan bilgiler sizde olmasa siz öğrenemezsiniz tıpkı temel işletim sistemi kodlanmamış bir bilgisayarın asla çalışmayacağı gibi insan beynide çalışamazdı.

Ben agnostik deist bir insanım belkide bir yaratıcı yoktur fakat bir çift kromozomdan böyle anlaşılmaz bir şeyin ortaya çıkması ne kadar doğal ve ne kadar mantıklı ?
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Peki bana dogustan gelen kalici ve kalitimsal olan yani DEGISMEYEN bir kavramsal bilgi soyle. Ben sana onun zihniyet ile degistirilebilecegini gostereyim.
 

flzf

Filozof
Yeni Üye
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
850
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
Örneğin kırmızı doğduğunda gördüğün ilk kırmızı renk beynin onu nasıl tanıdı yeşil ile nasıl ayırdı aradaki fark kavramı sende doğuştan vardı.Ağladığında süt veriyolardı sustuğunda ilgi yok bu iki durum arasındaki farkı kavraman ve bu fark bilgisini beynin farklı yerlerine kaydedip tekrar kullanmanı sağlayan bilgi nerden kodlandı sana.

Bu durum perdeye gölge düşme olayı değildir ki beynin farkı tanıyor değişik yerlere kaydediyor yeni durumlar yeni senaryolar üretiyor enterasan olanda bütün bilgileri birbiri ile ilişkilendiriyor bu yetenek doğuştan değilmiydi. Domino taşlarının düşmesi olayından bile değişik bir olay bu kaldıki domino taşları gene çeşitli bilgilerin kodlanması olayıdır.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Örneğin kırmızı doğduğunda gördüğün ilk kırmızı renk beynin onu nasıl tanıdı yeşil ile nasıl ayırdı aradaki fark kavramı sende doğuştan vardı.Ağladığında süt veriyolardı sustuğunda ilgi yok bu iki durum arasındaki farkı kavraman ve bu fark bilgisini beynin farklı yerlerine kaydedip tekrar kullanmanı sağlayan bilgi nerden kodlandı sana.

Bu durum perdeye gölge düşme olayı değildir ki beynin farkı tanıyor değişik yerlere kaydediyor yeni durumlar yeni senaryolar üretiyor enterasan olanda bütün bilgileri birbiri ile ilişkilendiriyor bu yetenek doğuştan değilmiydi. Domino taşlarının düşmesi olayından bile değişik bir olay bu kaldıki domino taşları gene çeşitli bilgilerin kodlanması olayıdır.

Hayir yoktu. Farki algi baskadir farkin bilgisi baskadir. Kodlama ne demek? Zaten o yeti ile doguyorsun. O yetinin kullanimini da eskilerden yasamdan ogreniyorsun, kavramsal bilgisi ile birlikte.
 

flzf

Filozof
Yeni Üye
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
850
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
Beyin yeteneği diyorsun yada beyin yetisi durum değişmiyor yetenek için gene kodlanmış bilgiler gerekmezmi. Sen şöyle dersen mesela kelpeten haline getirilmiş demir artık kelpeten yeteneği kazanmıştır belki burda bilgi olmadığını idda edebilirsin. Fakat İnsan beyninin fark algısına yetenek denemez bence. Kodlama neyi nasıl olacağı bilgisidir kısaca.

Bir robotun hareket edebilmesi binlerce gb lık bilginin eseridir oysa doğduğunda hareket etmeyi bırak sayamayacağın kadar fazla işlemi gerçekleştiriyorsun hepsinden önemlisi düşünebiliyorsun. Hani diyorlarya düşünüyorum o halde varım buda onun gibi birşey doğuştan gelen bir takım temel bilgiler olmasaydı onun üzerine başka bilgiler üretme şansın olamazdı başka bilgilerde kazanamazdın.
 

Decurion

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Eki 2013
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ben agnostik deist bir insanım belki de bir yaratıcı yoktur; fakat bir çift kromozomdan böyle anlaşılmaz bir şeyin ortaya çıkması ne kadar doğal ve ne kadar mantıklıdır. ?

Bilinç(şuur), dediğimiz özelliğin deneysel varlığı dolayımlıdır; deney maddesi beyne değil, sadece var olmaya olumlu sonuç verir. Öte yandan bu var olmanın ardında Tanrı'nın olması da dolayımdır. Böylece Tanrı hem kendini ele vermiş hem de gizlemiş olur. Çünkü deneysel kesinlikte insanlar zorunlu olarak ahlaki olurlar, iradi olarak değil. Tanrıysa insanın iradesini elinden almamak için kendisi aşkın oluyor.
 

flzf

Filozof
Yeni Üye
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
850
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
Bilinç(şuur), dediğimiz özelliğin deneysel varlığı dolayımlıdır; deney maddesi beyne değil, sadece var olmaya olumlu sonuç verir. Öte yandan bu var olmanın ardında Tanrı'nın olması da dolayımdır. Böylece Tanrı hem kendini ele vermiş hem de gizlemiş olur. Çünkü deneysel kesinlikte insanlar zorunlu olarak ahlaki olurlar, iradi olarak değil. Tanrıysa insanın iradesini elinden almamak için kendisi aşkın oluyor.

Anlamadım :?
 

Decurion

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Eki 2013
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
1. Psikolojide pysche'nin ne olduğu betimlenmez, davranışlar üzerinden tepkisel soyutluğu belirlenmeye çalışılır; bu yüzden psikoloji davranış bilimidir.
2. Bizim konumuzda da benzer bir durum var. Deneysel gerçeklik aşkınlığı ispatlamaz; fakat bilinci de izah edemez. Biz kendi edimlerimize bakarak bir bilinç olduğunu sezeriz.
3. Şu halde Tanrı'nın varlığı bilinç üzerinden bir dolayım olur(spekülatif bilgi); böylece Tanrı var-yok konumuna gelmiş olur. Bunun da ahlaki anlamı vardır. Bir kişi ahlaklı olmak istiyorsa bunu iradesiyle seçmek zorundadır, eğer deney dediğimiz şey, Tanrı'yı aşikar kılabilseydi, senin ahlaki seçimin zorunluluk olurdu, bu da iradeyi ortadan kaldırırdı.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Beyin yeteneği diyorsun yada beyin yetisi durum değişmiyor yetenek için gene kodlanmış bilgiler gerekmezmi. Sen şöyle dersen mesela kelpeten haline getirilmiş demir artık kelpeten yeteneği kazanmıştır belki burda bilgi olmadığını idda edebilirsin. Fakat İnsan beyninin fark algısına yetenek denemez bence. Kodlama neyi nasıl olacağı bilgisidir kısaca.

Bir robotun hareket edebilmesi binlerce gb lık bilginin eseridir oysa doğduğunda hareket etmeyi bırak sayamayacağın kadar fazla işlemi gerçekleştiriyorsun hepsinden önemlisi düşünebiliyorsun. Hani diyorlarya düşünüyorum o halde varım buda onun gibi birşey doğuştan gelen bir takım temel bilgiler olmasaydı onun üzerine başka bilgiler üretme şansın olamazdı başka bilgilerde kazanamazdın.

Butun mesle ya bir seyin ne oldugunun algisinda ona bir OZNEL TANRI VERMEK, ya da onu gozlemleyerek olani biteni algilamaya calismak.

Bilimin yaptigi da budur, gozlemler ve algilamaya calisir bilgisini ortaya koyar.

Yani GOZLEMINE GELEN ALGIYI SADECE GOZLEMI VERENDE TUTAR. Ona bir oznel tanri yaratici v.s. eklemez.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst