- Konbuyu başlatan
- #1
F
faust
Ziyaretçi
İnsanoğlu yapısı gereği sorgulayan ve araştırma yapmayı seven bir varlıktır. Tarih boyunca insanın bu özelliği değişmemiştir. Belki araştırma imkânı ve şartları farklı olmuştur, ancak araştırma sürmüştür. İlk yapılan araştırmalar biyoloji ve gökbilimleri olmuştur. Hakeza yapılan bu araştırmalar, biyolojide sistematik üzerine yoğunlaşmış ve gökbilimlerinde de falcılık üzerine yapılan astroloji üzerine olmuştur.
Tarihte bilinen en eski araştırmacı olan Aristo, yapmış olduğu çalışmalar neticesinde sadece biyoloji ilminde değil birçok ilimde temelleri atmıştır. Ancak yapmış olduğu biyolojik çalışmalar daha çok gözle görünen olayları temel almış ve biyolojik olan binlerce canlının sistematiğinin oluşmasına yol açmıştır.
Daha sonraki yüzyıllarda gelen bilginlerin araştırmaları ise biyoloji ilminin daha derin bir biçimde ele alınmasını ve bilinmesini sağlamıştır. Mikroskobun bulunması sonucu canlıların yapısı daha iyi ele alınmış ve canlıların çok küçük ve çok karmaşık yapılardan oluştuğu tespit edilmiştir. Ancak karmaşık yapının tespiti mikroskobun geliştirilmesinden sonra olmuştur. Yapılan ilk çalışmalarda görülen yapılar birer odaya benzetilerek odacık manasına gelen “hücre” adı ile adlandırılmıştır.
İlk zamanlarda hücrenin basit bir yapı olduğu zannedilmiş ve bu zan nedeniyle yanlış olan abiyogenez hipotezi ve yanlış olan evrim teoremi ortaya sürülmüştür. Ancak zaman içerisinde, mikroskobun gelişmesi ve özelliklede elektron mikroskobunun bulunması ile beraber hücre yapısının çok karmaşık sistemler bütünü olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmalar ve deneylerden sonra bu yanlış hipotez ve teoremlerde reddedilmiştir.
Hücre ve yapısı ile ilgili çalışmalar, büyük bir sistemler bütününü ortaya koymuştur. Öyleki, sadece hücre zarının bile karmaşık yapısı insanı hayrete düşürmüş ve de düşürmektedir.
Hücrelerin bir araya gelmesi sonucu dokular, dokuların bir araya gelmesi sonucu organlar, organların bir araya gelmesi sonucu sistemler ve sistemlerin bir araya gelmesi sonucu ise organizma meydana gelmektedir. Organizmada yer alan her bir hücre, diğer hücreler ile uyum içerisinde çalışmakta ve bu sayede organizmadaki denge sağlanmaktadır.
Sadece çok hücreli organizmalar değil, tek hücre formasyonuna sahip olan organizmalarda büyük bir denge içerisinde yaşamlarını sürdürmektedir.
Tarihte bilinen en eski araştırmacı olan Aristo, yapmış olduğu çalışmalar neticesinde sadece biyoloji ilminde değil birçok ilimde temelleri atmıştır. Ancak yapmış olduğu biyolojik çalışmalar daha çok gözle görünen olayları temel almış ve biyolojik olan binlerce canlının sistematiğinin oluşmasına yol açmıştır.
Daha sonraki yüzyıllarda gelen bilginlerin araştırmaları ise biyoloji ilminin daha derin bir biçimde ele alınmasını ve bilinmesini sağlamıştır. Mikroskobun bulunması sonucu canlıların yapısı daha iyi ele alınmış ve canlıların çok küçük ve çok karmaşık yapılardan oluştuğu tespit edilmiştir. Ancak karmaşık yapının tespiti mikroskobun geliştirilmesinden sonra olmuştur. Yapılan ilk çalışmalarda görülen yapılar birer odaya benzetilerek odacık manasına gelen “hücre” adı ile adlandırılmıştır.
İlk zamanlarda hücrenin basit bir yapı olduğu zannedilmiş ve bu zan nedeniyle yanlış olan abiyogenez hipotezi ve yanlış olan evrim teoremi ortaya sürülmüştür. Ancak zaman içerisinde, mikroskobun gelişmesi ve özelliklede elektron mikroskobunun bulunması ile beraber hücre yapısının çok karmaşık sistemler bütünü olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmalar ve deneylerden sonra bu yanlış hipotez ve teoremlerde reddedilmiştir.
Hücre ve yapısı ile ilgili çalışmalar, büyük bir sistemler bütününü ortaya koymuştur. Öyleki, sadece hücre zarının bile karmaşık yapısı insanı hayrete düşürmüş ve de düşürmektedir.
Hücrelerin bir araya gelmesi sonucu dokular, dokuların bir araya gelmesi sonucu organlar, organların bir araya gelmesi sonucu sistemler ve sistemlerin bir araya gelmesi sonucu ise organizma meydana gelmektedir. Organizmada yer alan her bir hücre, diğer hücreler ile uyum içerisinde çalışmakta ve bu sayede organizmadaki denge sağlanmaktadır.
Sadece çok hücreli organizmalar değil, tek hücre formasyonuna sahip olan organizmalarda büyük bir denge içerisinde yaşamlarını sürdürmektedir.