- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Kullanıldığı yere göre “hiç” bir sığınak, bir soluklanma, bir zaman kazanmadır. Bu gün parçacıklar arasında bir boşluk olduğu düşünülmektedir. Ve bu boşluk tanımlanmamış olmasına göre bu bir “hiç” olduğu varsayımına dayanır. On-üzeri çok sayıdaki rakamlarla ifade edilebilen mikro düzeydeki alan bilgisi, gözle görülen alan bilgisinden daha küçük değildir. Mikro ölçeklerle makro düzeydeki alan ölçümlenmeye, tanımlanmaya çalışıldığına göre, bunun tersinin de mümkün olması gerekir. Boşluk bir “hiç” ise bunun hem mikro hem de makro ölçeklerde gösterilebilmesi/kanıtlanması gerekir. Doğrusu kozmolojinin geldiği düzey açısından bilginin devasa büyüklüğü ve çokluğu sonsuzluk karşısında bir nokta kadar olsa gerek. Bu tanımlamanın ürpertici olduğunu söylemek mümkündür. Sonsuzluğu bir işaret olarak ifade etmek/çağrıştırmak olanaklı ise de, sonsuzluğun resmini çizmek, onu tüm ögeleriyle tanımlamak olanaklı değildir. Bu belirleme ile belki de tersinden sonsuzluğun tanımı yapılmış olacaktır. “hiç” yoktur. Yoktan hareketle var olan tanımlanamaz
“hiç” yalın olarak bir anlam ifade etmez. Onun “öteki” olana gereksinimi vardır. Öteki ise, “her-şey” ve “hep-si” dir. “hiç” –her ve hep- in zıttı gibi görünse de aslında zıt değillerdir. “hiç” dışta olmayı olumsuzlayarak olumlar. Başka bir anlatımla, ötekini dışlayan bir olumsuzluktur. “hiç” varlığın tersinden olumlanmasıdır. “hiç” bu yönü ile “şey”den ayrılır. Bu nedenledir ki, “hiç” bir olguyu tersinden açıklarken “şey” açıklayamaz. Buradan hareketle rahatlıkla söylenebilir ki, “hiç bir şey” tanımı bir tanımsızlığa denk düşer ve asla açıklanamaz. Açıklanamayan olgu nedir? Açıklanamayan bir olgu var mıdır? Gerçeklik açıklanabilir olanlar ile sınırlıdır. Bu nedenle açıklanamayan bir olgudan söz edilemez. Bilinememek ile açıklanamamak ayrıdır. Bilinen tüm olgular açıklanabilirdir. Ancak bilinmedikleri için açıklanamayan olgular bir “hiç-bir-şey” değildirler. “Hiç-bir-şey” bundan çok farklıdır. Parçacıkların belirsizliğine ilişkin bilgi, onların hareket tarzının bir “hiç-bir-şey” olduğu anlamına gelmez. “bir-şey” olup da tanımlanamamak bir açıdan sezgisel bir düşünce gibi görünebilir. Ancak, sezgisel düşüncenin kaynağında da bir olgu ve devinim vardır. Olmayanın sezgisi asla olamaz. Demek ki, “hiç” ve “şey” in asla örtüşmedikleri söylenebilir. Bilinebilirliğin farkında olmak ile yetersizlik açıklanmaya muhtaç bir olgusal varlığı gösterir. Bu açıdan da “hiç” kavramının olgusal olmadığı ve yetersizliğin bilincinde olmanın “şey” kavramını ötelediği söylenebilir.
“Hiç” yeri geldiğinde bir vurgu, kuvvetlendirme olarak dillendirilir. “önemli değil” önermesi yeterli iken “hiç önemli değil” önermesi bir vurguyu içerir. “hiç” bir tanım olmasa da anlatım zenginliği için kullanılabilen bir kavram olmakla “her-hep-çok” kavramlarını çağrıştıran tersinden bir anlam içermektedir. Bu olumsuzluk “hiç” in pasif olduğunu gösterir. “hiç önemlidir, hiç değerlidir” gibi önermeler bu nedenle bir anlam ifade etmezler. “şey” in tanımlanamayan olgusal çağrışımı “hiç” te görülmez. Bu nedenledir ki, “hiç-bir-şey” anlatımı ile edilgen/pasif ve tanımlanamayan bir çağrışım yaratılır. “Hiç-bir-şey” insan düşüncesinin kendisi ile oynadığı belki de en büyük düşünsel oyun/illizyonudur
“hiç” yalın olarak bir anlam ifade etmez. Onun “öteki” olana gereksinimi vardır. Öteki ise, “her-şey” ve “hep-si” dir. “hiç” –her ve hep- in zıttı gibi görünse de aslında zıt değillerdir. “hiç” dışta olmayı olumsuzlayarak olumlar. Başka bir anlatımla, ötekini dışlayan bir olumsuzluktur. “hiç” varlığın tersinden olumlanmasıdır. “hiç” bu yönü ile “şey”den ayrılır. Bu nedenledir ki, “hiç” bir olguyu tersinden açıklarken “şey” açıklayamaz. Buradan hareketle rahatlıkla söylenebilir ki, “hiç bir şey” tanımı bir tanımsızlığa denk düşer ve asla açıklanamaz. Açıklanamayan olgu nedir? Açıklanamayan bir olgu var mıdır? Gerçeklik açıklanabilir olanlar ile sınırlıdır. Bu nedenle açıklanamayan bir olgudan söz edilemez. Bilinememek ile açıklanamamak ayrıdır. Bilinen tüm olgular açıklanabilirdir. Ancak bilinmedikleri için açıklanamayan olgular bir “hiç-bir-şey” değildirler. “Hiç-bir-şey” bundan çok farklıdır. Parçacıkların belirsizliğine ilişkin bilgi, onların hareket tarzının bir “hiç-bir-şey” olduğu anlamına gelmez. “bir-şey” olup da tanımlanamamak bir açıdan sezgisel bir düşünce gibi görünebilir. Ancak, sezgisel düşüncenin kaynağında da bir olgu ve devinim vardır. Olmayanın sezgisi asla olamaz. Demek ki, “hiç” ve “şey” in asla örtüşmedikleri söylenebilir. Bilinebilirliğin farkında olmak ile yetersizlik açıklanmaya muhtaç bir olgusal varlığı gösterir. Bu açıdan da “hiç” kavramının olgusal olmadığı ve yetersizliğin bilincinde olmanın “şey” kavramını ötelediği söylenebilir.
“Hiç” yeri geldiğinde bir vurgu, kuvvetlendirme olarak dillendirilir. “önemli değil” önermesi yeterli iken “hiç önemli değil” önermesi bir vurguyu içerir. “hiç” bir tanım olmasa da anlatım zenginliği için kullanılabilen bir kavram olmakla “her-hep-çok” kavramlarını çağrıştıran tersinden bir anlam içermektedir. Bu olumsuzluk “hiç” in pasif olduğunu gösterir. “hiç önemlidir, hiç değerlidir” gibi önermeler bu nedenle bir anlam ifade etmezler. “şey” in tanımlanamayan olgusal çağrışımı “hiç” te görülmez. Bu nedenledir ki, “hiç-bir-şey” anlatımı ile edilgen/pasif ve tanımlanamayan bir çağrışım yaratılır. “Hiç-bir-şey” insan düşüncesinin kendisi ile oynadığı belki de en büyük düşünsel oyun/illizyonudur