- Konbuyu başlatan
- #1
BİLGİSAYARIN TOPLUMSAL ETKİLERİ
Bilgisayar çağının insanlara çok şey kazandırdığından, insanların kazandığı en önemli şeyin ise zaman olduğundan çeşitli vesilelerle sık sık bahsederiz. Zannederiz ki her birimiz dakikaları parayla ölçülemeyecek kadar önemli işlerle meşgul ve son derece önemli insanlarız. Ama bilgisayar sayesinde kazandığımızı iddia ettiğimiz zamanı birçoğumuz ya televizyon başında ya da yine bilgisayar başında heba eder dururuz. Çünkü bilgisayarlarla iç içe yaşamak bize hayatımızı sonsuza kadar değiştirecek bazı önemli (!!!) şeyler kazandırmıştır. Bu kazanımlarımızı şu şekilde sıralayabiliriz:
1) hemen her işlem için kısayol tuşları vardır, önemli olan bunları öğrenebilmektedir,
2) oyunlarda çok kısa sürede büyük başarılar elde edebileceğimiz hileler mutlaka vardır,
3) ödev, yazı, proje hazırlamak için fazlaca çalışmamıza gerek yok, google’da mutlaka vardır, orada bulduğumuzu biraz değiştirir veya 3-5 tanesinden kopyala yapıştır yapar hallederiz,
4) artık kütüphane vs.ye gitmeye gerek kalmamıştır, çünkü internette tarar buluruz nasılsa aradığımız dergi veya kitapları,
5) bilgisayarda istediklerimizi tam olarak yapamıyorsak, bu kesinlikle bilgisayarı kullanmadaki beceriksizliğimizden değil, bilgisayarın veya internet imkanlarının yetersizliğinden kaynaklanmaktadır; bu nedenle bilgisayarımızı sürekli olarak yenilemeliyiz
6) bize verilen işler genel olarak kapasitemizin altındadır, bu nedenle değerli vaktimizi sosyal çevremizi genişletmek ve kişisel özelliklerimizi geliştirmek için kullanmalı (sörf, chat, oyun rekorları, dvd gibi), tamamlamamız gereken işleri ise son gün hatta son saatlerde yapmalıyız. Eğer işlerimizi yetiştiremezsek nasılsa mazeretimiz de hazırdır: “Bilgisayarım Çöktü”, “Bilgisayarıma Virüs Bulaştı” vs vs…
Artık öğrenciler bilgisayar oyunlarında elde ettiği başarılardan o kadar etkilenmiştir ki sınava çalışmadığı halde bir şekilde sınavda başarılı olacağına gerçekten inanmaktadır, bu sınavda olmazsa telafisinde başarılı olacağına inanmaktadır, sanki sınavlar bir bilgisayar oyunudur ve kendilerine sınırsız hak verilecektir. Üniversitedeki araştırma görevlisi; hocasının verdiği bilimsel yazı/rapor hazırlama işini son güne bırakıp, Google’dan bulacağı yazılara ümit bağlayabilmektedir.
Üniversitelerin öğretim görevlileri bilimsel yayınlarda –hazırlayan kişi/kurumun veya yazının hazırlanma tarihinin dahi belli olmadığı – internet kaynaklarını yazılı kaynaklardan daha çok kullanabilmekte, oralardan kesip kopyaladıkları metinlerle bilim yaptıkları hissine kapılmaktadırlar. Oysa bilimsel bir yazıyı hazırlamadaki en önemli kazançlardan birisinin o yazıyı hazırlayan kişinin konu hakkında çok sayıda kitap-makale vb okuması ve konuyu özümsemesi olduğu gözardı edilmekte, bilimsel yazı hazırlamaktan amaç dosya kabartmakla sınırlı kalmaktadır.
Çok acıdır ama günümüzde bir çok insan Google’da bulamadığı şeyin dünyada olmadığını sanıyor. Dünyadaki bilgi birikimine hiçbir katkı yapmadan her tür bilginin veya ihtiyaç duyduğu dokümanın birilerince kendisi için hazırlanmasını bekliyor.
Birisine posta veya kargoyla gönderdiğiniz kitapta yer alan bilgilerin postacının veya kargo şirketinin kültürel birikimine bir katkısı olmayacağı ne kadar açıksa, bilgiyi internetten alıp bizden isteyene ulaştırmanın bize bir şey kazandırmayacağı da o kadar açıktır.
Hayatımızda meydana gelen bu temel değişikliklerin nasıl bir sonuç doğuracağı ortada ama tahmin edemeyenler için ipucu vereyim: her işi savsaklayan, yeni bir şey üretemeyen, hayatlarında değişmesini istedikleri her şeyin kendi dışındaki insanlar tarafından yapılacak girişimlerle değişeceğine inanmış zavallılar topluluğu …
Bir zamanlar; kültürel birikimini gazete okumaya borçlu olan kişiler vardı, bu şahıslar hiç kitap okumadan gazetelerde okudukları ile tüm konular hakkında fikir yürüterek hayatlarını devam ettirirler ve toplam bilgiyi bundan ibaret sanırlardı; meğerse onlar ne kültürlü insanlarmış…Günümüzde ise kültürel birikimi kendisine gönderilen e-postalardaki yazıları okumaktan – daha doğrusu power point şeklinde hazırlanmış yazısı az, resmi çok dokümanlara bakmaktan – ve internette yaptığı sörflerden oluşmuş bir neslin yetişme riski ile karşı karşıyayız.
hekim.org
Bilgisayar çağının insanlara çok şey kazandırdığından, insanların kazandığı en önemli şeyin ise zaman olduğundan çeşitli vesilelerle sık sık bahsederiz. Zannederiz ki her birimiz dakikaları parayla ölçülemeyecek kadar önemli işlerle meşgul ve son derece önemli insanlarız. Ama bilgisayar sayesinde kazandığımızı iddia ettiğimiz zamanı birçoğumuz ya televizyon başında ya da yine bilgisayar başında heba eder dururuz. Çünkü bilgisayarlarla iç içe yaşamak bize hayatımızı sonsuza kadar değiştirecek bazı önemli (!!!) şeyler kazandırmıştır. Bu kazanımlarımızı şu şekilde sıralayabiliriz:
1) hemen her işlem için kısayol tuşları vardır, önemli olan bunları öğrenebilmektedir,
2) oyunlarda çok kısa sürede büyük başarılar elde edebileceğimiz hileler mutlaka vardır,
3) ödev, yazı, proje hazırlamak için fazlaca çalışmamıza gerek yok, google’da mutlaka vardır, orada bulduğumuzu biraz değiştirir veya 3-5 tanesinden kopyala yapıştır yapar hallederiz,
4) artık kütüphane vs.ye gitmeye gerek kalmamıştır, çünkü internette tarar buluruz nasılsa aradığımız dergi veya kitapları,
5) bilgisayarda istediklerimizi tam olarak yapamıyorsak, bu kesinlikle bilgisayarı kullanmadaki beceriksizliğimizden değil, bilgisayarın veya internet imkanlarının yetersizliğinden kaynaklanmaktadır; bu nedenle bilgisayarımızı sürekli olarak yenilemeliyiz
6) bize verilen işler genel olarak kapasitemizin altındadır, bu nedenle değerli vaktimizi sosyal çevremizi genişletmek ve kişisel özelliklerimizi geliştirmek için kullanmalı (sörf, chat, oyun rekorları, dvd gibi), tamamlamamız gereken işleri ise son gün hatta son saatlerde yapmalıyız. Eğer işlerimizi yetiştiremezsek nasılsa mazeretimiz de hazırdır: “Bilgisayarım Çöktü”, “Bilgisayarıma Virüs Bulaştı” vs vs…
Artık öğrenciler bilgisayar oyunlarında elde ettiği başarılardan o kadar etkilenmiştir ki sınava çalışmadığı halde bir şekilde sınavda başarılı olacağına gerçekten inanmaktadır, bu sınavda olmazsa telafisinde başarılı olacağına inanmaktadır, sanki sınavlar bir bilgisayar oyunudur ve kendilerine sınırsız hak verilecektir. Üniversitedeki araştırma görevlisi; hocasının verdiği bilimsel yazı/rapor hazırlama işini son güne bırakıp, Google’dan bulacağı yazılara ümit bağlayabilmektedir.
Üniversitelerin öğretim görevlileri bilimsel yayınlarda –hazırlayan kişi/kurumun veya yazının hazırlanma tarihinin dahi belli olmadığı – internet kaynaklarını yazılı kaynaklardan daha çok kullanabilmekte, oralardan kesip kopyaladıkları metinlerle bilim yaptıkları hissine kapılmaktadırlar. Oysa bilimsel bir yazıyı hazırlamadaki en önemli kazançlardan birisinin o yazıyı hazırlayan kişinin konu hakkında çok sayıda kitap-makale vb okuması ve konuyu özümsemesi olduğu gözardı edilmekte, bilimsel yazı hazırlamaktan amaç dosya kabartmakla sınırlı kalmaktadır.
Çok acıdır ama günümüzde bir çok insan Google’da bulamadığı şeyin dünyada olmadığını sanıyor. Dünyadaki bilgi birikimine hiçbir katkı yapmadan her tür bilginin veya ihtiyaç duyduğu dokümanın birilerince kendisi için hazırlanmasını bekliyor.
Birisine posta veya kargoyla gönderdiğiniz kitapta yer alan bilgilerin postacının veya kargo şirketinin kültürel birikimine bir katkısı olmayacağı ne kadar açıksa, bilgiyi internetten alıp bizden isteyene ulaştırmanın bize bir şey kazandırmayacağı da o kadar açıktır.
Hayatımızda meydana gelen bu temel değişikliklerin nasıl bir sonuç doğuracağı ortada ama tahmin edemeyenler için ipucu vereyim: her işi savsaklayan, yeni bir şey üretemeyen, hayatlarında değişmesini istedikleri her şeyin kendi dışındaki insanlar tarafından yapılacak girişimlerle değişeceğine inanmış zavallılar topluluğu …
Bir zamanlar; kültürel birikimini gazete okumaya borçlu olan kişiler vardı, bu şahıslar hiç kitap okumadan gazetelerde okudukları ile tüm konular hakkında fikir yürüterek hayatlarını devam ettirirler ve toplam bilgiyi bundan ibaret sanırlardı; meğerse onlar ne kültürlü insanlarmış…Günümüzde ise kültürel birikimi kendisine gönderilen e-postalardaki yazıları okumaktan – daha doğrusu power point şeklinde hazırlanmış yazısı az, resmi çok dokümanlara bakmaktan – ve internette yaptığı sörflerden oluşmuş bir neslin yetişme riski ile karşı karşıyayız.
hekim.org