- Konbuyu başlatan
- Yöneticiler
- #1
- Katılım
- 7 Ara 2013
- Mesajlar
- 6,615
- Tepkime puanı
- 504
- Puanları
- 113
Gılgamış bir daha anasına dedi:
"Bu, bana büyük bir pay olarak düşsün! Bir arkadaş kazanmak isterim, bir yoldaş!"
(Bir satır eksik.)
Ve Gılgamış düşleri yordu.
"Gel bakalım, yaş yerden kalk!"
Fahişe böylece Enkidu'ya anlattı. Hayvanların su içtikleri yerde ikisi yalnız kalmışlardı.
Enkidu fahişenin karşısına oturdu. O, onun sözcüklerini dinledi ve anlattıklarına kulak verdi. Kadının öğüdü yüreğine işledi. Kadın bir giysi çıkardı:
Birini ona giydirdi, öbürünü kendisine alıkoydu; kadın onu bir ana gibi elinden tutup çobanların sofrasına, hayvanların ağılına götürdü. Onun, yurdu dağlar olan Enkidu'nun, önceleri ceylânlarla ot yiyen adamın, kalabalığın sütünü emenin, şimdi önüne yemek koydular. O, utanarak gözünü dikiyor, bakıyordu. Enkidu ekmek yemesini bilmiyor, içki içmesini anlamıyor! Fahişe ağzını açıp Enkidu'ya dedi:
"Enkidu, ekmek ye! Bu, yaşamın koşuludur! İçki iç! Bu, ülkenin göreneğidir!"
Enkidu, doyuncaya dek ekmek yedi. Yedi küp içki içti. İçi açıldı, neşe buldu.
Yüreğine açıklık geldi, yüzü parladı. Kıllı, pis gövdesini sıvadı, kendi kendini yağladı (29), insana döndü. Sonra bir giysi giydi, artık adam oldu.
devamı ya da tamamı için;
içeriğin izinsiz kopyalanamaması nedeniyle paylaşamadığımız başka bi yazı;
Bu da farklı bir yorum;
Her coğrafyada üretim, eğitim, bilim (ve tabi din/büyü) merkezi olan, kadınlar tarafından yönetilen atölyelere sahip bulunan tapınakların git gide yozlaştıklarını, rahibelerin fahişeye, aşk ve bereket tanrıçasının ise evrensel anadan evrensel fahişeye dönüştürüldüğünü görüyoruz. Bu dönüşüm aynı zamanda anaerkil zihinden ataerkil zihne geçişin de göstergesi olur.
Bu konuyla ilgili olarak anımsamamız gereken iki belge daha var: Birinde Gılgamış'ın bir kadın tarafından uygarlaştırılması söz konusu. Kadın ona sevişmeyi öğreterek başlıyor uygarlaştırma işine. Bu nedenle fahişe diye nitelendiriliyor. Gılgamış ataerkil dönemin kahramanı. Buradaki anlatım bilinen Gılgamış destanlarının en eskisi, İ.Ö. on yedinci ve on sekizinci yüzyıla ait. Öyküye göre ana tanrıça Aruru, rakibi Gılgamış'ın uslanması için ona denk güçte çamurdan bir erkek yaratır: Adı Enkidu'dur:
devamı için;
(aslında tartışmak isteyen olursa bu başlık üzerinden tüm bu içeriği ve çağrıştırdığı olgu ve kavramları da tartışmaya açmak istiyoruz; Eğer bu sayfa ile buluşursanız lütfen özgürce düşüncelerinizi yazınız ve paylaşınız
diğer linkler
bknz, yanlış bi yorum ve biraz daha özenli ve düşünceli yazılsa gerçeğe yakın bile olabilirdi;
"Bu, bana büyük bir pay olarak düşsün! Bir arkadaş kazanmak isterim, bir yoldaş!"
(Bir satır eksik.)
Ve Gılgamış düşleri yordu.
"Gel bakalım, yaş yerden kalk!"
Fahişe böylece Enkidu'ya anlattı. Hayvanların su içtikleri yerde ikisi yalnız kalmışlardı.
Enkidu fahişenin karşısına oturdu. O, onun sözcüklerini dinledi ve anlattıklarına kulak verdi. Kadının öğüdü yüreğine işledi. Kadın bir giysi çıkardı:
Birini ona giydirdi, öbürünü kendisine alıkoydu; kadın onu bir ana gibi elinden tutup çobanların sofrasına, hayvanların ağılına götürdü. Onun, yurdu dağlar olan Enkidu'nun, önceleri ceylânlarla ot yiyen adamın, kalabalığın sütünü emenin, şimdi önüne yemek koydular. O, utanarak gözünü dikiyor, bakıyordu. Enkidu ekmek yemesini bilmiyor, içki içmesini anlamıyor! Fahişe ağzını açıp Enkidu'ya dedi:
"Enkidu, ekmek ye! Bu, yaşamın koşuludur! İçki iç! Bu, ülkenin göreneğidir!"
Enkidu, doyuncaya dek ekmek yedi. Yedi küp içki içti. İçi açıldı, neşe buldu.
Yüreğine açıklık geldi, yüzü parladı. Kıllı, pis gövdesini sıvadı, kendi kendini yağladı (29), insana döndü. Sonra bir giysi giydi, artık adam oldu.
devamı ya da tamamı için;
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
içeriğin izinsiz kopyalanamaması nedeniyle paylaşamadığımız başka bi yazı;
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Bu da farklı bir yorum;
Her coğrafyada üretim, eğitim, bilim (ve tabi din/büyü) merkezi olan, kadınlar tarafından yönetilen atölyelere sahip bulunan tapınakların git gide yozlaştıklarını, rahibelerin fahişeye, aşk ve bereket tanrıçasının ise evrensel anadan evrensel fahişeye dönüştürüldüğünü görüyoruz. Bu dönüşüm aynı zamanda anaerkil zihinden ataerkil zihne geçişin de göstergesi olur.
Bu konuyla ilgili olarak anımsamamız gereken iki belge daha var: Birinde Gılgamış'ın bir kadın tarafından uygarlaştırılması söz konusu. Kadın ona sevişmeyi öğreterek başlıyor uygarlaştırma işine. Bu nedenle fahişe diye nitelendiriliyor. Gılgamış ataerkil dönemin kahramanı. Buradaki anlatım bilinen Gılgamış destanlarının en eskisi, İ.Ö. on yedinci ve on sekizinci yüzyıla ait. Öyküye göre ana tanrıça Aruru, rakibi Gılgamış'ın uslanması için ona denk güçte çamurdan bir erkek yaratır: Adı Enkidu'dur:
devamı için;
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
(aslında tartışmak isteyen olursa bu başlık üzerinden tüm bu içeriği ve çağrıştırdığı olgu ve kavramları da tartışmaya açmak istiyoruz; Eğer bu sayfa ile buluşursanız lütfen özgürce düşüncelerinizi yazınız ve paylaşınız
diğer linkler
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
bknz, yanlış bi yorum ve biraz daha özenli ve düşünceli yazılsa gerçeğe yakın bile olabilirdi;
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.