- 15 Şub 2008
- 1,456
- 3
- 38
- 46
Fıtnat Hanım
? İstanbul - 1780 İstanbul
Doğum tarihi ve yaşamına ilişkin fazla bilgi yoktur. Şair ve Şeyhülislâm Ebu İshakzâde Mehmed Esad Efendi'nin kızı olan Fıtnat Hanım'ın asıl adı Zübeyde olup amcası, dedesi ve kardeşi de şairdir, ilk edebî bilgileri, bu sanatçı aile ortamında edinmiştir. Rumeli kazaskeri ve sanatla ilgisi bulunmayan Mehmed Efendiyle olan mutsuz evliliğinin etkilerini şiirlerinde hayal kırıklığı olarak dışa vurur. Öldüğünde Eyüp Sultan Türbesi haziresine defnedilmiştir. Dîvân Edebiyatı anlayışı ile yazdığı şiirlerinde herhangi bir orijinallik yoktur. Şiirlerinde Nâbî etkisi görülür. Âşıkane şiirlerinde, kadından
ziyade erkek edası eğemendir. Geleneksel şiir biçimlerini kullanarak iyi örnekler veren Fıtnat Hanım, kadın dîvân sairleri içinde, şiirleri ve zekâsı ile en dikkat çekici olanıdır. Gazellerinde Nedim'i hatırlatan şuh ve şen söyleyişler de bulunur. Halk deyimlerini kullanarak üslûbuna canlılık kattığı olmuştur. Dili sade ve ahenklidir. 1747'den sonra yazdığı şiirleri daha iyidir. Divânındaki örneklerde nazirelere de yer vermiştir. Koca Râgıb Paşa ile aralarında bir gönül bağı olduğu iddia edilir. Koca Râgıb Paşa ve Haşmet ile ilgili konuşma ve latifeleri, oldukça ünlüdür, İstanbul kütüphanelerinde 20'den fazla nüshası bulunan "Dîvân"ı, iyi düzenlenmemiş olup 1848'de "Dîvân-ı Fıtnat" adıyla İstanbul'da yayımlanmıştır.
Kaynak : Abdullah Özkan
Başlangıçtan Cumhuriyete Türk Şiiri Antolojisi
I
Güller kızarır şerm ile ol gonca gülünce
Sünbül ham olur reşk ile kâkül bükülünce
Anka dahi olursa düşer pençe-i aşka
Sayd-ı dile sehbâz-ı nigâhın süzülünce
Ol gonca-i nâ-şükûfte olur gül gibi handân
Şebnem gibi eşk-i dil-i şeydâ dökülünce
Her târı birer mâr oluyor gene-i hüsnünde
Ruhsârına zülf-i siyehin şâne bulunca
Can virmek ise kasdın eğer aşk ile Fıtnat
Hâk-ı der-i dildârdan ayrılma ölünce
Güller utanıp kızarır, o gonca gibi güzel gülünce.
Sünbül kıskançlıktan eğilir o saç bükülünce.
Ankâ bile olsa askın pençesine düşer.
Bakışın doğanı gönlü avlamak için süzülünce.
O açılmamış gonca gül gibi güler açılır;
Çılgın gönlün gözyaşı, çiy gibi dökülünce.
Her bir teli yılan gibi oluyor güzellik hazinenin,
Siyah saçın, taranmaya başlayıp yanağına dokununca.
Ey Fıtnat, amacın aşk ile can vermekse,
Sevgilinin kapısı önündeki topraktan ayrılma ölünce.
? İstanbul - 1780 İstanbul
Doğum tarihi ve yaşamına ilişkin fazla bilgi yoktur. Şair ve Şeyhülislâm Ebu İshakzâde Mehmed Esad Efendi'nin kızı olan Fıtnat Hanım'ın asıl adı Zübeyde olup amcası, dedesi ve kardeşi de şairdir, ilk edebî bilgileri, bu sanatçı aile ortamında edinmiştir. Rumeli kazaskeri ve sanatla ilgisi bulunmayan Mehmed Efendiyle olan mutsuz evliliğinin etkilerini şiirlerinde hayal kırıklığı olarak dışa vurur. Öldüğünde Eyüp Sultan Türbesi haziresine defnedilmiştir. Dîvân Edebiyatı anlayışı ile yazdığı şiirlerinde herhangi bir orijinallik yoktur. Şiirlerinde Nâbî etkisi görülür. Âşıkane şiirlerinde, kadından
ziyade erkek edası eğemendir. Geleneksel şiir biçimlerini kullanarak iyi örnekler veren Fıtnat Hanım, kadın dîvân sairleri içinde, şiirleri ve zekâsı ile en dikkat çekici olanıdır. Gazellerinde Nedim'i hatırlatan şuh ve şen söyleyişler de bulunur. Halk deyimlerini kullanarak üslûbuna canlılık kattığı olmuştur. Dili sade ve ahenklidir. 1747'den sonra yazdığı şiirleri daha iyidir. Divânındaki örneklerde nazirelere de yer vermiştir. Koca Râgıb Paşa ile aralarında bir gönül bağı olduğu iddia edilir. Koca Râgıb Paşa ve Haşmet ile ilgili konuşma ve latifeleri, oldukça ünlüdür, İstanbul kütüphanelerinde 20'den fazla nüshası bulunan "Dîvân"ı, iyi düzenlenmemiş olup 1848'de "Dîvân-ı Fıtnat" adıyla İstanbul'da yayımlanmıştır.
Kaynak : Abdullah Özkan
Başlangıçtan Cumhuriyete Türk Şiiri Antolojisi
I
Güller kızarır şerm ile ol gonca gülünce
Sünbül ham olur reşk ile kâkül bükülünce
Anka dahi olursa düşer pençe-i aşka
Sayd-ı dile sehbâz-ı nigâhın süzülünce
Ol gonca-i nâ-şükûfte olur gül gibi handân
Şebnem gibi eşk-i dil-i şeydâ dökülünce
Her târı birer mâr oluyor gene-i hüsnünde
Ruhsârına zülf-i siyehin şâne bulunca
Can virmek ise kasdın eğer aşk ile Fıtnat
Hâk-ı der-i dildârdan ayrılma ölünce
Güller utanıp kızarır, o gonca gibi güzel gülünce.
Sünbül kıskançlıktan eğilir o saç bükülünce.
Ankâ bile olsa askın pençesine düşer.
Bakışın doğanı gönlü avlamak için süzülünce.
O açılmamış gonca gül gibi güler açılır;
Çılgın gönlün gözyaşı, çiy gibi dökülünce.
Her bir teli yılan gibi oluyor güzellik hazinenin,
Siyah saçın, taranmaya başlayıp yanağına dokununca.
Ey Fıtnat, amacın aşk ile can vermekse,
Sevgilinin kapısı önündeki topraktan ayrılma ölünce.