Felsefe ne işe yarar?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde kemalerdur tarafından oluşturulan Felsefe ne işe yarar? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 8,447 kez görüntülenmiş, 39 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Felsefe ne işe yarar?
Konbuyu başlatan kemalerdur
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Cry

nilüfer

Üye
Yeni Üye
Katılım
29 Kas 2008
Mesajlar
246
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Sofi’nin Dünyası’nda okuduğum bir bölümü aklıma geldi. Tüm evreni sihirbazın şapkasından çıkan beyaz tavşanla karşılaştırmıştı. Tavşanın ince tüylerinin en tepesinde çocuklar dünyaya geliyor. Bu yüzden çocuklar bu müthiş sihirbazlığın nasıl yapıldığına şaşabilecek konuma sahipler. Ama büyüdükçe tavşan kürkünün diplerine doğru sokulurlar ve orada kalırlar. Filozoflar ise tavşanın ince tüylerine tırmanarak tepeye çıkıp sihirbazın gözlerinin içine bakmaya çalışırlar. Yalnızca filozoflar bu tehlikeli yola çıkmaya cesaret ederler ve tavşanın yumuşak derisine yayılmış yiyip içerek yan gelip yatanlara seslenirler: Baylar, Bayanlar derler. Boş bir evrende dönüp duruyoruz! Ama kürkün dibindekiler filozofun dedikleriyle ilgilenmezler…
Felsefe de tavşanın kürkünün diplerine sokulmamak için, sihirbazın gözlerinin içine bakmaya çalışmak için, farkındalık için var olduğunu düşünüyorum.
 

meraklı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Eki 2009
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
felsefe bir işe yaramaz

felsefenin ne işi yaradığını bilmiyorum. ama felsefeyle uğraşanların ne işe yaradığını iyi biliyorum. felsefe seni doyurmaz, felsefe sana para kazandırmaz, felsefe yaşadığın dünyada yanlızlaşmana neden olur, felsefe güzel bir kadınla birlikte olmana yaramaz, felsefe sistem ve koruyucularıyla arandan güçlü bir antipati yaratır, felsefe kitlelerle arandaki ilişkiyi köreltir, felsefe sıradanlaşan toplum yapısında sana tepki oluşturur, felsefe gerçek yaşamda hiçbir işine yaramaz anlayacağın.

felsefeyle uğraşanlar bunların bilincinde olarak felsefeyle uğraşır. yani felsefe yapmak yanlızlığın yüceliğinde kendi acılarınla yaşamanın zevkini yaşatır. farklı olmanın ve bu farklılığınla var olmanın zevkini yaşatır. sokakta yürüdüğünde etrafındaki insanların bu dünyayı aslında tanımadıklarını ve bunu bilmediklerini öğretir. seni tüm insanlardan farklı kılarak hem övünülecek bir duygu yaratır hem de bu duygu yüzünden seni üzer. neden herkes uğraşmıyor bu güzel dünyayla diye hayıflanırsın. ayrıca kitlelerin daha iyi yaşamasının nedeninin felsefeyle uğraşanların pratiklerinin sonucunda geliştiğini bildiğinden kendinle haklı bir gurur duyarsın. ama hiçbir zaman senin farkında olmayacaklarını bildiğinden yanlızlığına yanarsın. ama yine de memnunsundur. çünkü farklısındır ve farklılığın tekdüze toplumda gerçekten ne anlama geldiğini bilirsin.

nietzche gibi günün birinde seni delirtebilir de, deliliğini yenersen en büyük üretici konumuna da ulaşabilirsin. felsefe delirtir, felsefe yanlızlaştırır, felsefe meraklandırır, felsefe öfkelendirir, felsefe sevgini büyütür, felsefe senin ne olduğunu istemesende sana söyler, felsefe kendini bilmene yol açar.

kendini bilmeye başlamışsan felsefenin ne anlama geldiğini iyi anlarsın

ama unutma dostum felsefe her şeyden daha çok görev ve sorumluluklarının ne anlama geldiğini anlatır sana. eğer yapmak istiyor ve anlamın yüklediği sorumluluğu kaldırabileceğini düşünüyorsan devam et. dünyanın en güzel uğraşı çünkü...
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
sadece felsefe ile uğraşmak mantıklı gelmiyor bana. tabi tarihini öğrenip başkalarına öğretmek hariç, bu anlamda bir meslek ve amaç olarak düşünülebilir.
ancak herhangi bir meslek ile uğraşırken o mesleğin inceliklerini, sebebini anlamana yarar bence. sadece felsefe ile uğraşmak garip ve bi o kadar da gereksiz gibi geliyor bana. yanlış mı düşünüyorum bilmem ama anlamsız geliyor işte,,,,,,,
bu yüzden Einstein'e saygı duyarım ama Nietzsche'ye asla... filozofluk bir meslek ya da vasıf sayılamaz. çünkü her insanın olabileceği ya da olduğu bir şeydir zaten... önemli olan vasfın üzerinden yarattığın felsefedir bence.
Nietzsche'nin delirmesini çok normal görüyorum çünkü hayatı boyunca bir memurdan daha değerli olamadı bence
 

SenexIratus

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Kas 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
77
sadece felsefe ile uğraşmak mantıklı gelmiyor bana. tabi tarihini öğrenip başkalarına öğretmek hariç, bu anlamda bir meslek ve amaç olarak düşünülebilir.
ancak herhangi bir meslek ile uğraşırken o mesleğin inceliklerini, sebebini anlamana yarar bence. sadece felsefe ile uğraşmak garip ve bi o kadar da gereksiz gibi geliyor bana. yanlış mı düşünüyorum bilmem ama anlamsız geliyor işte,,,,,,,
bu yüzden Einstein'e saygı duyarım ama Nietzsche'ye asla... filozofluk bir meslek ya da vasıf sayılamaz. çünkü her insanın olabileceği ya da olduğu bir şeydir zaten... önemli olan vasfın üzerinden yarattığın felsefedir bence.
Nietzsche'nin delirmesini çok normal görüyorum çünkü hayatı boyunca bir memurdan daha değerli olamadı bence

Kafandaki soru isaretlerini teker teker ele almaya calisacagim ve mumkun oldugunca sade konusmaya calisacagim sayin enkaz:

NIETZSCHE KIMDIR?
Oncelikle Nietzsche aslen bir filozof degil, filologtur. Geleneksel felsefeden de nefret eder. Dolayisiyla Nietzsche bir filozof ornegi degildir. Filozof ile filolog arasinda kalmis bir dusunurdur. meselelere ne tam bir filolog gozu ile bakar ne de filozof gozuyle bakar. Onun ifadeleri genellikle, onerme bile degildir. Dogruluklari yanlisliklari uzerine konusulamaz. Onun konusmalari genelde sanat eseri mahiyetindedir.

FELSEFENIN GOREVI NEDIR?
Ya da "Toplum icinde felsefenin rolu nedir?"
Toplumlarin entellektuel ust seviye dusunurleri urettikleriyle toplumdaki bosluklari doldurmaya calisirlar. Toplumda ortaya cikan bosluklar, surekli olarak toplumlarin entellektuelleri tarafindan doldurulmaya calisilir. Eger bu bosluklar giderilemezlerse bu yasantida baska bir boyut haline gelirse, toplum dagilir, yeni yapilanmalar ortaya cikar.

Filozoflar uzun vadede dunyaya yon veren insanlardir. Gunumuzde gecmisteki filozoflarin belirledikleri hayatlari yasamaktayiz. Bu hayatin her alaninda boyledir (devlet ahlak ekonomi vs.). En basit ornegi bugun arti deger terimi iktisatta onemli bir yer tutuyorsa Karl Marxin burada hakkini vermek gerekir. Bugunku iktisadi anlamak icin Karl Marxi anlamak zorundayiz. Cunku ne oldugunu ortaya koyup, temellerini atip, yon veren sahislardandir(her ne kadar amaci baska olsa da). Bir diger onemli isim bkz. Adam Smith.

HERKES FILOZOF MUDUR?
Bu soruya su sorularla ile karsilik vermek isterim;
"Her dusunce felsefe midir?"
"Felsefi dusuncelerle, felsefi olmayan dusunceleri nasil ayiracagiz?"
Zaten bu sorular bizi felsefeden ne anladigimiz, felsefenin hangi tur problemlerle ugrastigi sorunuyla yuzlestirir bizi. Yani siz aslinda felsefenin ne oldugundan pek emin degilsiniz.

Dusunce: sorunlar hakkinda gorus bildirmedir.

Felsefenin diger dusunme bicimlerinden farki sudur: Felsefe suphe ile baslayan sorgulamanin elestiri suzgecinden gecirilerek tutarli bir sekilde denetlenmesini gerektirir.

Bu baglamda; evet her insan dusunur. Ama her insanin dusunuyor olmasi onlari birer filozof kilmaz. Felsefi dusuncenin tanimi bellidir. Yani konustuklarimizin felsefe olup olmadigini nasil anlayacagiz diye merak ediyorsaniz, Felsefe tarihinde Aristotelesle baslayan surecte bu soruya cevap vermis onlarca filozof bulabilirsiniz.
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
aydınlattığınız için teşekkürler sayın SENEXIRATVS.
tam aydınlandığımı söyleyemem bu konuda sebepleri ise açıktır sanırım. mesela biri eksik bilgimden kaynaklanıyordur :) .
felsefe kültürüm okul bilgisinden ve bir kaç kitaptan ibarettir diyebilirm ama bu az bilgiyle de edindiğim fikirlerim var.
mesela karadeniz bölgesine baktım. genel hayat yaşantısında derin bir felsefi anlayış yoktur, müzikleri, folkloru fevkalade güzeldir, eğlencelidir ama derin bir felsefi anlayışı yoktur. mimarisi oldukça ileridir (köy mimarisi neredeyse anadolu'daki bir çok kent mimarisinin önünde yer alır), türkiye'deki sanatçıların büyük çoğunluğu buradan çıkar. ama gelin görün ki felsefi anlayışı çok gelişmemiştir. ha damak zevki de gelişmemiştir, güzel bir mutfağı da yoktur mesela :)

Vasıf üzerinden yaratılan felsefe önemlidir diye düşünüyorum. mimari, iktisat, resim her ne ise işte. mesela ressamım resim yapmıyorum fakat felsefe ile uğraşıyorum diyerek filozof ünvanını alması onu değersizleştirir bence.
 

SenexIratus

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Kas 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
77
aydınlattığınız için teşekkürler sayın SENEXIRATVS.
tam aydınlandığımı söyleyemem bu konuda sebepleri ise açıktır sanırım. mesela biri eksik bilgimden kaynaklanıyordur :) .
felsefe kültürüm okul bilgisinden ve bir kaç kitaptan ibarettir diyebilirm ama bu az bilgiyle de edindiğim fikirlerim var.
mesela karadeniz bölgesine baktım. genel hayat yaşantısında derin bir felsefi anlayış yoktur, müzikleri, folkloru fevkalade güzeldir, eğlencelidir ama derin bir felsefi anlayışı yoktur. mimarisi oldukça ileridir (köy mimarisi neredeyse anadolu'daki bir çok kent mimarisinin önünde yer alır), türkiye'deki sanatçıların büyük çoğunluğu buradan çıkar. ama gelin görün ki felsefi anlayışı çok gelişmemiştir. ha damak zevki de gelişmemiştir, güzel bir mutfağı da yoktur mesela :)

Vasıf üzerinden yaratılan felsefe önemlidir diye düşünüyorum. mimari, iktisat, resim her ne ise işte. mesela ressamım resim yapmıyorum fakat felsefe ile uğraşıyorum diyerek filozof ünvanını alması onu değersizleştirir bence.

Sizin bahsettiginiz mesele daha cok da Albert Camus un su sozunu getirdi aklima;

"En buyuk adaletsizlik, iklim adaletsizligidir." Burada bahsedilen kultur iklimidir. Felsefe neden Ege bolgesinde dogdu da Corum da dogmadi? Birkac Antik filozof Karadenize surgune yollanirlar da solup giderler, felsefi tutumlarindan eser kalmaz. Bu nedendir? Buradaki anahtar kelime iklimdir. Fakat iklim kelimesi genis manada anlasilmali.

Yani vurgulamak istedigim sey, aslinda kultur iklimidir. Felsefenin dogdugu yer Miletos bugunku Aydin dolaylari. Bir Kiyi kenti, deniz ticareti var, ticaret olunca pek cok farkli insani tanima var; sicak bir iklim var dolayisiyla insanlar da sicak, birbirleriyle kaynasiyorlar, konusuyorlar, diyalog var diyalektik var. Tam tarsine dag insani ise soguktur sert tavirlidir. Felsefe buradan dogmaz cunku burada farkliliklari anlamaya calisma yoktur. Musammanin olmadigi yerde felsefe dogmuyor. Bu Karadenizde niye genelde felsefe olmadigini aciklamaya yardimci oldu ise diger konuya gelebiliriz.

Filozof hersey hakkinda gorus sahibi olmak zorundadir. Hayatin tum kulvarlarinda soz sahibi olmak durumundadir. Edebiyat bilmeyen, resim, siir bilmeyen, gokyuzunu bilmeyen adam kisir bir tartismacidir, zaten filozof da degildir. Filozof pek cok ugrasi alaniyla ayni anda ilgidir. Boyle adamlara antik donemde polymathes denmis yani cok yonlu insan. Bu baglamda ayni zamanda baska seyle ilgilenince degersizlesiyor dediginizde felsefe tarihindeki tum filozoflari degersiz kilmis oluyorsunuz. Karl Marx iktisat ornegi olmakla birlikte Albert Camus Jean Paul Sartre roman yazmislardir, Bertrand Russell, Whitehead principia mathematica gibi bir felsefe basyapitindan sonra mistisizmle ilgili eserler vermislerdir. Pyhtagoras ogrencilerine muzigi zorunlu kilmistir ve felsefesinde muzik ickindir onemli pay sahibidir ve her sabah ogrencilerine toplu olarak muzik caldirir. Thales filozof olmasinin yani sira tuccar kopru muhendisi matematikcidir. Bunun gibi daha yuzlerce ornek verebilirim. Simdi bunlar degersiz filozoflar midir?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
konfüçyüs'ü, Buddha'yı, Lao Tzu'yu, Zerdüşt'ü, Gılgameş, Yaradılış,Tufan yapıtlarını yazan Sümerleri, Akad'ları Babili, Hititleri Hammurabi'yi, Lagaş kralı Urukagina'yı ve daha neolitik kültürü Mısırı, İndia'yı ne yapacağız sayın senezxlratus..."Tarihte Neler oldu" Gordon Childe hepsini ayrıntısı ile açıklamaktadır.


ayrıca ilave etmeliyilm ki Ksenefon on-binlerin dönüşünü kendi coğrafyasından sürgün edildikten sonra yazabilmiştir.

Aleksander/İskender Aristo'nun öğrencisidir. Aristo site devleti dışındaki tüm toplumların doğal bir belirleme ile site devletinin hizmetinde olması gerektiğini formüle eden belki de ilk oryentalist olma özelliğine sahip bir düşünürdür
 

SenexIratus

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Kas 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
77
konfüçyüs'ü, Buddha'yı, Lao Tzu'yu, Zerdüşt'ü, Gılgameş, Yaradılış,Tufan yapıtlarını yazan Sümerleri, Akad'ları Babili, Hititleri Hammurabi'yi, Lagaş kralı Urukagina'yı ve daha neolitik kültürü Mısırı, İndia'yı ne yapacağız sayın senezxlratus..."Tarihte Neler oldu" Gordon Childe hepsini ayrıntısı ile açıklamaktadır.


ayrıca ilave etmeliyilm ki Ksenefon on-binlerin dönüşünü kendi coğrafyasından sürgün edildikten sonra yazabilmiştir.

Aleksander/İskender Aristo'nun öğrencisidir. Aristo site devleti dışındaki tüm toplumların doğal bir belirleme ile site devletinin hizmetinde olması gerektiğini formüle eden belki de ilk oryentalist olma özelliğine sahip bir düşünürdür

salt Felsefe bu bahsettiklerinizde ortaya cikmadi. Antik Egenin belirli bir doneminde ortaya cikti. bunun nedenlerini baska basliklar altindaki yazilarda zaten aktardim. Bu baglamda gercek anlamiyla felsefe ile Konfucyus cok ayri yerlerdedir. Eger felsefenin ilk Antik Egede baslamadigini baska bir yerde basladigini dusunuyorsaniz onu ayrica tartismamiz gerekecek.

Bir diger konu, Surgun edildiginde felsefesini yitiriyor demedigimi, Karadenize surgun edilenlerin felsefesini yitirip sila hasretine odaklandiklarini yanlis anlasmalara sebep olmamasi acisindan tekrar hatirlatmaliyim.


Aristo hakkinda da eger, oryantalizm bu turden birsey ise Ilk oryantalistligi Platona vermemiz gerekmez mi? Platonun butun derdi Atinayi kurtarmakti fakat dogu uygarliginin, Spartanin Atinadan ustun oldugunu savunur durur. Problem surada: Platon Spartayi Atinadan daha ustun goruyor fakat Spartada felsefe yok. Ayni sekilde doguda da felsefe yok. Felsefe yapan kisi; problematigi ortaya koyan, devletini kurtarmaya calisirken sistemli bir felsefi yontem izleyerek felsefe yapan Platonun kendisidir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
uygarlık tarihi bir bütündür ve diyalektik süreçlerle eklemlenir. "doguda da felsefe yok"
tanımı gerçekten düşündürücüdür. Aleksander İskenderiye Kiraplığını neden kurmuş dersiniz? ve yunan filozoflarının doğu felsefesini öğrendikten sonra yapıtlarını şekillendirklerine ne demeli? Yazının keşfi bile felsefenin temelidir. eğer imgesel düşünce olmasaydı değil insanlık ne insan ne de filozof olmayacaktı. Aleksander'in işgalinden sonra kültürlerin neolitik dönemden çıkıp kentsel birikimin yaşandığı döneme girmeleri Roma uygarlığında can bulmuştur. Mezopotamya, Mısır, Hindistan, Anadolu coğrafyalarında imgelerin bir gereksinime karşı uygulanmış ve çoğunlukla rahiplerce büyülü totemlere dönüştürülmüş olmalarından dolayı kısır döngüde kalırken,"doğa felsefesi" kurucuları miletos-lu Thales, Anaksimendros, Herakleitos gibi düşünürler ile düşünce özgür gelişme olanağı bulmuştur. neolitik toplumların matematik, astroloji, edebi, kimya, metluriji, botanik, zooloji, biyoloji vb. bilgi birikimleri ve keşifleri felsefenin kendisidir; bu kültürel gelişme olmasaydı felsefe olmayacaktı. bu diyalektik bir süreçtir. tarihi bir zaman diliminden kopartarak yorumlamak oryentalist bir yaklaşımdır.
 

SenexIratus

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Kas 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
77
uygarlık tarihi bir bütündür ve diyalektik süreçlerle eklemlenir. "doguda da felsefe yok"
tanımı gerçekten düşündürücüdür. Aleksander İskenderiye Kiraplığını neden kurmuş dersiniz? ve yunan filozoflarının doğu felsefesini öğrendikten sonra yapıtlarını şekillendirklerine ne demeli? Yazının keşfi bile felsefenin temelidir. eğer imgesel düşünce olmasaydı değil insanlık ne insan ne de filozof olmayacaktı. Aleksander'in işgalinden sonra kültürlerin neolitik dönemden çıkıp kentsel birikimin yaşandığı döneme girmeleri Roma uygarlığında can bulmuştur. Mezopotamya, Mısır, Hindistan, Anadolu coğrafyalarında imgelerin bir gereksinime karşı uygulanmış ve çoğunlukla rahiplerce büyülü totemlere dönüştürülmüş olmalarından dolayı kısır döngüde kalırken,"doğa felsefesi" kurucuları miletos-lu Thales, Anaksimendros, Herakleitos gibi düşünürler ile düşünce özgür gelişme olanağı bulmuştur. neolitik toplumların matematik, astroloji, edebi, kimya, metluriji, botanik, zooloji, biyoloji vb. bilgi birikimleri ve keşifleri felsefenin kendisidir; bu kültürel gelişme olmasaydı felsefe olmayacaktı. bu diyalektik bir süreçtir. tarihi bir zaman diliminden kopartarak yorumlamak oryentalist bir yaklaşımdır.

Felsefenin tanimini bildiginizden emin misiniz? Felsefe denildiginde ne anliyorsunuz? Sanirim felsefe dendiginde sadece teorik dusunme yi anliyorsunuz? Yoksa felsefe matematik; astroloji; kimya midir?

Cevabinizi merak ediyorum cunku tartismanin dugumlendigi nokta burasi. Yoksa ben de biliyorum ki tum kulturler birbirlerinden etkilenmistir. Hatta daha da ileri giderek diyorum ki Bati medeniyetinin temeli dogu medeniyetidir. Ama mevzu bu degil.

Felsefenin doguda basladigini soylemek suna benziyor; Neil Armstrongun Ayda yurumesinde Turklerin rolu cok buyuktur?! Bence birakalim da her meyva kendi vataninda yetissin. Uzumun temelini Kuzey kutbunda aramaya luzum yok, uzumun Akdenizli oldugu asikardir.

Felsefe tum bilgilerin ustunde bir bilgi turu uretir, uretmek icin de tum bilgi turlerini (bilim de dahil olmak uzere) kullanir. Felsefe bu baglamda bilimin kendisi degildir. Yani Misirlilar Astronomide iyi olduklari icin Felsefede iyi sayilamazlar. Bunlar farkli mevzulardir.
 

SenexIratus

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Kas 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
77
pi sayısının felsefeyle ilgisi nedir?

Bu retorik bir soru ise lutfen devam edin tartisma bolunmesin. Cunku zaten siz de felsefenin insanla uzaktan yakindan bir sekilde alakasi olan her konuyu icerdigini biliyorsunuzdur. Dolayisiyla tek tek seyleri birer birer sormaya kalkarsaniz isin icinden cikamayiz.

Ben onceki yazimdaki sorularima cevap alamamistim, Felsefe nedir? Her dusunce felsefe midir? Bu soru onemli cunku bize belirli bir tartisma zemini saglayacak olan konu bu.
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
üç aydın'lı bir araya gelse okeye dördüncüyü ararlar, üç denizli'li bir araya gelse iş kurmak için dördüncüyü ararlar :)
bir kaç yıldır ege'nin bazı illerine iş yapıyoruz ve ben hayatımda bu kadar rahat insanlar görmedim, denizli hariç. türküleri, mimarisi, yemekleri güzeldir fakat ben öyle abartı bir özellik göremedim (Manisa-Kula, İzmir-Birgi hariç, buralardaki mimari inanılmaz derecede iyidir ve türkiye de üzerine bir mimari yoktur diyebilirim ***fakat bilinmez*** )

anadolu'da alevi türküleri kadar anlamlı ve felsefe dolu türküler yoktur gibi geliyor bana. bana kalırsa en güçlü felsefe doğuda ve güneydoğu'da vardır. müzik ve felsefe bu kadar iyi birleştirilemez herhalde :)

Karadeniz insanı belki dediğiniz gibi iklim ve coğrafyası yüzünden biraz serttir ama ben bir trabzon'lu olarak felsefe ile horonu, felsefe ile mimariyi, felsefe ile hareketliliği ve heyecanı çok iyi birleştirdiğimizi görebiliyorum. Sanırım Ayder'i görmeden güzelliğin ne olduğunu tanımlamak hep eksik kalacaktır :)

anlatmak istediğim mimari zaten bir felsefedir, türkü bir felsefedir, yaşam tarzı bir felsefedir...
yapılan bina bir çeşit hayatı sorgulama değil midir? Yakılan bir türkü hayatı sorgulama değil midir? tepilen bir horon hayatı sorgulama değil midir?


söylediğiniz şeylerin çoğunu bilmiyordum(sayenizde öğrenmiş oldum teşekkürler sayın nejdet ve SenexIratus)
ama zoruma gidiyor kelime ile yapılan felsefenin bu kadar yüceltilişi,
o yüzden bu sabit fikrimde kalmayı devam ettireceğim,,,, vasıf üzerinden yapılan felsefe daha önemlidir.
 

Merope`

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2009
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
120
Felsefi sorular üretebilmek / Felsefi yaklaşıma uygun cevaplar verebilmek için öncelikle zihnimizde oluşturdugumuz şemalarla çelişmeliyiz diye düşünüyorum. Amiyane tabirle, bir şeyler çıkarlarımıza ya da mantıgımıza ters düşmeli ki nedenini merak edelim, çözüm yolları arayalım, "kendimizce iyi olana" ulaşalım ve hayatımızı bu ritimle idame ettirebilelim..

Sorgulama aşamasında da elbette felsefe devreye girer (Siz o anda felsefi sorgulamalar yaptıgınızı farketmiyor ve dillendirmiyorsunuz diye, hayatınıza adapte etmediginizi ve felsefenin insanlığa bir şey kazandırmayacağını savunamazsınız fikrimce.)

İnsan kendini geliştirmek istiyorsa önce sıkça kullandıgı bazı kavramları iyi yerleştirebilmeli zihnine. Ancak daha sonra "kendi iyilerini/güzellerini/doğrularını/yanlışlarını" yorumlayabilir ve kendince dogru bilgiye ulaşır ;)

Ben ;
her ne kadar "felsefe nesneldir" desem de bireysel boyutta öznelligini yadsıyamıyorum..

 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
senexlratus,
retorik değil. pi sayısının tesbiti başlı başına felsefedir ve mısır, sümer kökenlidir.

enkaz,
"mimari zaten bir felsefedir, türkü bir felsefedir, yaşam tarzı bir felsefedir...
yapılan bina bir çeşit hayatı sorgulama değil midir? Yakılan bir türkü hayatı sorgulama değil midir? tepilen bir horon hayatı sorgulama değil midir?"
şeklindeki belirlemenize aynen katılıyorum

yaşamak bir felsefedir.
 

SenexIratus

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Kas 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
77
üç aydın'lı bir araya gelse okeye dördüncüyü ararlar, üç denizli'li bir araya gelse iş kurmak için dördüncüyü ararlar :)
bir kaç yıldır ege'nin bazı illerine iş yapıyoruz ve ben hayatımda bu kadar rahat insanlar görmedim, denizli hariç. türküleri, mimarisi, yemekleri güzeldir fakat ben öyle abartı bir özellik göremedim (Manisa-Kula, İzmir-Birgi hariç, buralardaki mimari inanılmaz derecede iyidir ve türkiye de üzerine bir mimari yoktur diyebilirim ***fakat bilinmez*** )

anadolu'da alevi türküleri kadar anlamlı ve felsefe dolu türküler yoktur gibi geliyor bana. bana kalırsa en güçlü felsefe doğuda ve güneydoğu'da vardır. müzik ve felsefe bu kadar iyi birleştirilemez herhalde :)

Karadeniz insanı belki dediğiniz gibi iklim ve coğrafyası yüzünden biraz serttir ama ben bir trabzon'lu olarak felsefe ile horonu, felsefe ile mimariyi, felsefe ile hareketliliği ve heyecanı çok iyi birleştirdiğimizi görebiliyorum. Sanırım Ayder'i görmeden güzelliğin ne olduğunu tanımlamak hep eksik kalacaktır :)

anlatmak istediğim mimari zaten bir felsefedir, türkü bir felsefedir, yaşam tarzı bir felsefedir...
yapılan bina bir çeşit hayatı sorgulama değil midir? Yakılan bir türkü hayatı sorgulama değil midir? tepilen bir horon hayatı sorgulama değil midir?


söylediğiniz şeylerin çoğunu bilmiyordum(sayenizde öğrenmiş oldum teşekkürler sayın nejdet ve SenexIratus)
ama zoruma gidiyor kelime ile yapılan felsefenin bu kadar yüceltilişi,
o yüzden bu sabit fikrimde kalmayı devam ettireceğim,,,, vasıf üzerinden yapılan felsefe daha önemlidir.

Sayin enkaz hayati sorgulamak, hayati sorgulamaktir; felsefe degildir. Ornegin bir Aristotelese baktigimizda felsefenin ne turden bir eylem oldugunu daha iyi anliyoruz. Gunumuzde felsefe anlamca kaypaklasmis bir kelime haline gelmistir. Yasam stiline; bakis acisina; ogretilere felsefe der olduk. Bu turden yapilanmalarla felsefeyi karistirmasak daha iyi olur diye dusunuyorum, ozellikle de felsefe forumlarinda tartisan bireyler olarak. Yani kavramlari zihnimizde iyi oturtacaksak, ilk oturtacagimiz sey felsefenin ne oldugu ve ne olmadigidir. Bunun uzerinde neden bu kadar onemle durdugumu belki anlamiyor olabilirsiniz. Ama bir bilimadami bir esnaf bir sanatci ile felsefeciyi ayiran sey nedir, bunu bilmek; uzerinde konustugumuz seyin ne oldugunu bilmek acisindan onemlidir. Uzerinde konustugu seyin ne oldugunu bilmeyen bir topluluk olmak istemeyiz sanirim?
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
katılıyorum size SenexIratus, mesela "yemek yapmak da bir sanattır", "futbol bir sanattır" .... gibi saçmalıklar da var buna benzer olarak. söylediğim bundan farklı; mimarlık, resim, şiir, müzik bir felsefe değildir, bunlar meslek, sanat, zanaat gibi uğraşlardır... ama biraz derinden bakılırsa tamamıyla hayatı sorgularlar, çözüm ararlar, sorun ararlar, sorunları çözmeye çalışırlar, anlatmaya çalışırlar... doğal olarak bir felsefe oluşturmazlar mı?
yani felsefe ille de kitapla-kelimelerle mi ifade edilir, tek dili bu mudur?
yani kendi felsefelerini müzikleriyle anlatan din adamları, şarkıcılar yok mudur?...
kendi felsefelerini tiyatro, sinema, şiir ile ifade eden yok mudur?
yani filozof ille de kitap mı yazar, insanlarla sadece konuşarak mı anlaşır?
bir yapı tasarlayarak, bir resim çizerek farklı bir dil yaratılamaz mı?
yani benim sorunum felsefenin tanımı değil bu sorduklarımda; heykel, resim, müzik, sinema, şiir, dans, edebiyat.... aklınıza her ne gelirse... bunları ""dil"" olarak düşünürsek eğer o zaman şöyle söyleyemez miyiz? felsefe her dilde icra edilebilir.
 

SenexIratus

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Kas 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
77
senexlratus,
retorik değil. pi sayısının tesbiti başlı başına felsefedir ve mısır, sümer kökenlidir.

enkaz,
"mimari zaten bir felsefedir, türkü bir felsefedir, yaşam tarzı bir felsefedir...
yapılan bina bir çeşit hayatı sorgulama değil midir? Yakılan bir türkü hayatı sorgulama değil midir? tepilen bir horon hayatı sorgulama değil midir?"
şeklindeki belirlemenize aynen katılıyorum

yaşamak bir felsefedir.

Sanirim asagidaki paylasimim sizin konusmaniza da cevap niteligindedir sayin nejdet, bir de felsefenin ne oldugu ve ne olmadigi hakkinda oncelikle Aristotelesi daha sonra da Wittgensteini mumkunse Almanca aslindan tekrar tekrar okumanizi oneririm. Felsefenin ne turden problemlerle ugrastigini ve bu problemlerle ugrasirken nasil bir yontem izledigini anlamamiz, sadece felsefeyi taniyip anlamlandirmamizi ve yerli yerine koymamizi degil, diger bilgi turleri olan sanat din bilim gibi bilgi turlerini de temize cikarmamizi saglayacaktir. Yani felsefe ile dinin alanini birbirine karistirdigimizda buradan felsefeden cok din zarar gorur, sanat ile felsefeyi karistirdigimizda buradan sanat en zararli cikar. Hersey yerli yerinde ele alinmalidir.


Bunlari birbirine karistirdigimizda ifadelerimiz genelde sacmalamalara donusmektedir. Isterseniz orneklerle aciklayayim;

matematik-din ifadesi karistirma hatasi ornegi:
'ucgenin alani ruhunun yuceligi kadardir.'

bilim-sanat ifadesi karistirma hatasi ornegi:
'Gezegenler birer birer carpiyordu bedenime..'

felsefe-din ifadesi karistirma hatasi ornegi:
'Semavi dinlerin kitaplari ayni zamanda metafiziktir.'

goruldugu uzere felsefe dilinin hatalarini gorebilmek icin felsefenin temel terimlerinin tanimlarini cok iyi bilmek gerekiyor. Cunku felsefe dilde ortaya cikar, somutluklarda aranmaz, soyut kavramlar felsefenin malzemesidir. Dolayisiyla bu da felsefeyi kavramayi guclestirir. Bu yuzden terimlerin tanimlarini cok iyi bilmemiz gerekiyor. Ornekte de belirttigim gibi Metafizik kavrami sadece felsefeye aittir. Baska hicbir dala uygulanmasi da tanimi geregi mumkun degildir. Fakat "metafizik" masa sandalye gibi somut birsey degil; bu baglamda tabiri caizse felsefenin dili bir meta-dildir. Yani gundelik dildeki "varlik" ile felsefi "varlik" farklidir. Gundelik dil burada zenginlige vurgu yaparken felsefedeki varligin altina kategorik olarak ya hicbirsey koyamiyoruz, ya da herseyi koyabiliyoruz. Hicbirsey koyamamizin sebebi de onun meta-dilin bir malzemesi olmasindan kaynaklanir. Felsefe bu turden kilavuz kavramlarla is yapar. Yani bunlar varmis gibi kabul ettigimiz, tasarim, tasim, kurgu kavramlardir. Bu konuda daha fazla bilgi icin temel mantik kitaplarini onerebilirim.

sevgiler
 

SenexIratus

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Kas 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Yaş
77
katılıyorum size SenexIratus, mesela "yemek yapmak da bir sanattır", "futbol bir sanattır" .... gibi saçmalıklar da var buna benzer olarak. söylediğim bundan farklı; mimarlık, resim, şiir, müzik bir felsefe değildir, bunlar meslek, sanat, zanaat gibi uğraşlardır... ama biraz derinden bakılırsa tamamıyla hayatı sorgularlar, çözüm ararlar, sorun ararlar, sorunları çözmeye çalışırlar, anlatmaya çalışırlar... doğal olarak bir felsefe oluşturmazlar mı?
yani felsefe ille de kitapla-kelimelerle mi ifade edilir, tek dili bu mudur?
yani kendi felsefelerini müzikleriyle anlatan din adamları, şarkıcılar yok mudur?...
kendi felsefelerini tiyatro, sinema, şiir ile ifade eden yok mudur?
yani filozof ille de kitap mı yazar, insanlarla sadece konuşarak mı anlaşır?
bir yapı tasarlayarak, bir resim çizerek farklı bir dil yaratılamaz mı?
yani benim sorunum felsefenin tanımı değil bu sorduklarımda; heykel, resim, müzik, sinema, şiir, dans, edebiyat.... aklınıza her ne gelirse... bunları ""dil"" olarak düşünürsek eğer o zaman şöyle söyleyemez miyiz? felsefe her dilde icra edilebilir.

Felsefe ele aldigi sorunlarla bu dallardan ayrildigi gibi, sorunlari ele alis yontemi ile de diger dallardan ayrilir. 'Problemi ele alis yontemi'ne vurgu yapmak istiyorum. Evet felsefe ille de kelimelerle is gorur. Oyle olmak zorundadir, felsefenin malzemesi kavramlardir, Sanatcinin malzemesinin muzik enstrumani, ustanin malzemesinin tugla olmasi gibi. felsefeyi ne oldugundan daha fazla buyutelim, ne de kucultelim, yeri neyse orada dursun. Filozof baska islerle de ugrasabilir, ugrasmak zorundadir da fakat heykeli muzigi resimi sinemayi siiri dansi birer dil olarak kabul etsek bile bunlarin ifade zenginligi ve yontemleri felsefenin bekledigi kosullari yaratmayacaktir. Ornegin heykeli dil olarak kabul ettik diyelim. Yaptiginiz heykel ile Immanuel Kantin ifade ettigi gibi bir bilgi problemini aciklayabilecek misiniz? Ya da resimle? Ya da siirle? Felsefe yontemi geregi en basit sozcugun bile ne oldugunu ve ne olmadigini en derin detayina kadar anlatmasi gereken bir daldir. Sizin dediginiz seyi yapan dusunurler olmus ornegin Antik Romada Lucretius siirle Epikuros felsefesini aciklamaya calismis vs. Fakat siir yapisi geregi vezinlidir. Belirli olculere oturtularak olusturulur, bu kisitlamalarda felsefi anlatim gucunu zayiflatacaktir. Lutfen benim icin bugun Kantin bilgi problemini anlatis sekli ile Ozdemir Asafin Bilmek adli siirini karsilastiriniz. Ayni konunun yontemsel acidan ne kadar farkli ele alinabilecegini gorunce saniyorum bana da hak vereceksiniz.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst