- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 13 Eki 2009
- Mesajlar
- 1
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 35
felsefe ne işe yarar?
sadece felsefe ile uğraşmak mantıklı gelmiyor bana. tabi tarihini öğrenip başkalarına öğretmek hariç, bu anlamda bir meslek ve amaç olarak düşünülebilir.
ancak herhangi bir meslek ile uğraşırken o mesleğin inceliklerini, sebebini anlamana yarar bence. sadece felsefe ile uğraşmak garip ve bi o kadar da gereksiz gibi geliyor bana. yanlış mı düşünüyorum bilmem ama anlamsız geliyor işte,,,,,,,
bu yüzden Einstein'e saygı duyarım ama Nietzsche'ye asla... filozofluk bir meslek ya da vasıf sayılamaz. çünkü her insanın olabileceği ya da olduğu bir şeydir zaten... önemli olan vasfın üzerinden yarattığın felsefedir bence.
Nietzsche'nin delirmesini çok normal görüyorum çünkü hayatı boyunca bir memurdan daha değerli olamadı bence
aydınlattığınız için teşekkürler sayın SENEXIRATVS.
tam aydınlandığımı söyleyemem bu konuda sebepleri ise açıktır sanırım. mesela biri eksik bilgimden kaynaklanıyordur .
felsefe kültürüm okul bilgisinden ve bir kaç kitaptan ibarettir diyebilirm ama bu az bilgiyle de edindiğim fikirlerim var.
mesela karadeniz bölgesine baktım. genel hayat yaşantısında derin bir felsefi anlayış yoktur, müzikleri, folkloru fevkalade güzeldir, eğlencelidir ama derin bir felsefi anlayışı yoktur. mimarisi oldukça ileridir (köy mimarisi neredeyse anadolu'daki bir çok kent mimarisinin önünde yer alır), türkiye'deki sanatçıların büyük çoğunluğu buradan çıkar. ama gelin görün ki felsefi anlayışı çok gelişmemiştir. ha damak zevki de gelişmemiştir, güzel bir mutfağı da yoktur mesela
Vasıf üzerinden yaratılan felsefe önemlidir diye düşünüyorum. mimari, iktisat, resim her ne ise işte. mesela ressamım resim yapmıyorum fakat felsefe ile uğraşıyorum diyerek filozof ünvanını alması onu değersizleştirir bence.
konfüçyüs'ü, Buddha'yı, Lao Tzu'yu, Zerdüşt'ü, Gılgameş, Yaradılış,Tufan yapıtlarını yazan Sümerleri, Akad'ları Babili, Hititleri Hammurabi'yi, Lagaş kralı Urukagina'yı ve daha neolitik kültürü Mısırı, İndia'yı ne yapacağız sayın senezxlratus..."Tarihte Neler oldu" Gordon Childe hepsini ayrıntısı ile açıklamaktadır.
ayrıca ilave etmeliyilm ki Ksenefon on-binlerin dönüşünü kendi coğrafyasından sürgün edildikten sonra yazabilmiştir.
Aleksander/İskender Aristo'nun öğrencisidir. Aristo site devleti dışındaki tüm toplumların doğal bir belirleme ile site devletinin hizmetinde olması gerektiğini formüle eden belki de ilk oryentalist olma özelliğine sahip bir düşünürdür
uygarlık tarihi bir bütündür ve diyalektik süreçlerle eklemlenir. "doguda da felsefe yok"
tanımı gerçekten düşündürücüdür. Aleksander İskenderiye Kiraplığını neden kurmuş dersiniz? ve yunan filozoflarının doğu felsefesini öğrendikten sonra yapıtlarını şekillendirklerine ne demeli? Yazının keşfi bile felsefenin temelidir. eğer imgesel düşünce olmasaydı değil insanlık ne insan ne de filozof olmayacaktı. Aleksander'in işgalinden sonra kültürlerin neolitik dönemden çıkıp kentsel birikimin yaşandığı döneme girmeleri Roma uygarlığında can bulmuştur. Mezopotamya, Mısır, Hindistan, Anadolu coğrafyalarında imgelerin bir gereksinime karşı uygulanmış ve çoğunlukla rahiplerce büyülü totemlere dönüştürülmüş olmalarından dolayı kısır döngüde kalırken,"doğa felsefesi" kurucuları miletos-lu Thales, Anaksimendros, Herakleitos gibi düşünürler ile düşünce özgür gelişme olanağı bulmuştur. neolitik toplumların matematik, astroloji, edebi, kimya, metluriji, botanik, zooloji, biyoloji vb. bilgi birikimleri ve keşifleri felsefenin kendisidir; bu kültürel gelişme olmasaydı felsefe olmayacaktı. bu diyalektik bir süreçtir. tarihi bir zaman diliminden kopartarak yorumlamak oryentalist bir yaklaşımdır.
pi sayısının felsefeyle ilgisi nedir?
üç aydın'lı bir araya gelse okeye dördüncüyü ararlar, üç denizli'li bir araya gelse iş kurmak için dördüncüyü ararlar
bir kaç yıldır ege'nin bazı illerine iş yapıyoruz ve ben hayatımda bu kadar rahat insanlar görmedim, denizli hariç. türküleri, mimarisi, yemekleri güzeldir fakat ben öyle abartı bir özellik göremedim (Manisa-Kula, İzmir-Birgi hariç, buralardaki mimari inanılmaz derecede iyidir ve türkiye de üzerine bir mimari yoktur diyebilirim ***fakat bilinmez*** )
anadolu'da alevi türküleri kadar anlamlı ve felsefe dolu türküler yoktur gibi geliyor bana. bana kalırsa en güçlü felsefe doğuda ve güneydoğu'da vardır. müzik ve felsefe bu kadar iyi birleştirilemez herhalde
Karadeniz insanı belki dediğiniz gibi iklim ve coğrafyası yüzünden biraz serttir ama ben bir trabzon'lu olarak felsefe ile horonu, felsefe ile mimariyi, felsefe ile hareketliliği ve heyecanı çok iyi birleştirdiğimizi görebiliyorum. Sanırım Ayder'i görmeden güzelliğin ne olduğunu tanımlamak hep eksik kalacaktır
anlatmak istediğim mimari zaten bir felsefedir, türkü bir felsefedir, yaşam tarzı bir felsefedir...
yapılan bina bir çeşit hayatı sorgulama değil midir? Yakılan bir türkü hayatı sorgulama değil midir? tepilen bir horon hayatı sorgulama değil midir?
söylediğiniz şeylerin çoğunu bilmiyordum(sayenizde öğrenmiş oldum teşekkürler sayın nejdet ve SenexIratus)
ama zoruma gidiyor kelime ile yapılan felsefenin bu kadar yüceltilişi,
o yüzden bu sabit fikrimde kalmayı devam ettireceğim,,,, vasıf üzerinden yapılan felsefe daha önemlidir.
senexlratus,
retorik değil. pi sayısının tesbiti başlı başına felsefedir ve mısır, sümer kökenlidir.
enkaz,
"mimari zaten bir felsefedir, türkü bir felsefedir, yaşam tarzı bir felsefedir...
yapılan bina bir çeşit hayatı sorgulama değil midir? Yakılan bir türkü hayatı sorgulama değil midir? tepilen bir horon hayatı sorgulama değil midir?"
şeklindeki belirlemenize aynen katılıyorum
yaşamak bir felsefedir.
katılıyorum size SenexIratus, mesela "yemek yapmak da bir sanattır", "futbol bir sanattır" .... gibi saçmalıklar da var buna benzer olarak. söylediğim bundan farklı; mimarlık, resim, şiir, müzik bir felsefe değildir, bunlar meslek, sanat, zanaat gibi uğraşlardır... ama biraz derinden bakılırsa tamamıyla hayatı sorgularlar, çözüm ararlar, sorun ararlar, sorunları çözmeye çalışırlar, anlatmaya çalışırlar... doğal olarak bir felsefe oluşturmazlar mı?
yani felsefe ille de kitapla-kelimelerle mi ifade edilir, tek dili bu mudur?
yani kendi felsefelerini müzikleriyle anlatan din adamları, şarkıcılar yok mudur?...
kendi felsefelerini tiyatro, sinema, şiir ile ifade eden yok mudur?
yani filozof ille de kitap mı yazar, insanlarla sadece konuşarak mı anlaşır?
bir yapı tasarlayarak, bir resim çizerek farklı bir dil yaratılamaz mı?
yani benim sorunum felsefenin tanımı değil bu sorduklarımda; heykel, resim, müzik, sinema, şiir, dans, edebiyat.... aklınıza her ne gelirse... bunları ""dil"" olarak düşünürsek eğer o zaman şöyle söyleyemez miyiz? felsefe her dilde icra edilebilir.