Forumda yaşadığım ve başka yerlerde de yaşadığım kişisel tartışmalardan sonra böyle bir başlık açmak istedim. En azından söyleyeceklerimi tamamen bu başlıkta söylerim.
Felsefe yapmanın (ya da forumların ya da hayatın) altın kuralı fikirleri tartışmaktır. Birşeyler anlatırsınız, belli bir temele dayandırırsınınz, sonra başkasını dinlersiniz, empati yaparsınız soru sorarsınız cevap alırsınız vs vs.
Benim bu konu hakkında rahatsız olduğum şey insanların birşeyler anlatırken kelimelere,cümlelere ve fikirlere kendilerini hiç bir şekilde katmayışlarıdır. Yani ben bir konuda birşeyler tartışacaksam, karşımda herşeyden önce canlı birilerinin olduğunu görmek isterim, her ne kadar fikir tartışacaksak da bir duygu kırıntısı görmek isterim.
Ama bunu sadece ben görmek isterim, çünkü bu duygu kırıntısı dediğim şey sadece felsefenin ya da forumların problemi değil, direk olarak hayatın en büyük problemidir.
İnsanların ruhlarında değişik katmanlar vardır, en dış katman daha günlük yaşama (iş yaşamına aittir), bir altı sevdiklerinize, en altı ise sadece size aittir. (Sadece örnek olsun diye verdim yoksa bu kadar basit değil)
İnsanlar kabul edebildikleri ölçüde ruhlarının derin bölümlerini yaşarlar. Çünkü bu derinlik çalkantılarla doludur ve aynı zamanda (burası önemli) diğer zihne de söyleyecek birşeyler barındırır. Yani bu öle bir bölümdür ki, direk olarak karşınızdakinin hayatı ve şahsı üzerine yorum yapmak ister. Bunu neden ister, çünkü insan kendi zihnine bunu yapar. Her dakika yapar. Acımasızca eleştirir, bu şekilde büyür.
Fazla uzatmadan sonuca gelmek istiyorum, ben forumda (ve hayatımda) söylediklerine ,yazdıklarına ve tartıştıklarına kendi duygularını katan birilerini görmek istiyorum. Bir insanın özeli demek, saklaması ve koruması gereken şey değildir, sizin özeliniz sizin ifade etmeye utanmadığınız şey olmalıdır.
Eğer fikirlere karşımdaki insanın duyguları yani kendisi yani canı karışmayacaksa, ben o canı o fikirlere karıştırmak için elimden geleni yapacağım. Malesef bunu yaptığım zaman, bu kişisel yargılama ya da eleştiri olarak algılanıyor. Kurallara aykırı olduğu düşünülüyor. Felsefi tartışmaya uymadığı söyleniyor, felsefe denilen şey aniden yüceltiliyor ve ortam geriliyor. (Önceden fazla gevşek olduğu için
Ben bu yazdığım yazıdan yola çıkarak direk şahsım üzerine birşeyler söyleyecek birilerine karşı neden sinirlenmeyeceğim ve neden daha çok haz alacağım, onun cevabını da siz verin.
Birşeyler söylemek isteyen herkesi ve daha önce de birşekilde tartıştığım kişileri görmek isterim.
Felsefe yapmanın (ya da forumların ya da hayatın) altın kuralı fikirleri tartışmaktır. Birşeyler anlatırsınız, belli bir temele dayandırırsınınz, sonra başkasını dinlersiniz, empati yaparsınız soru sorarsınız cevap alırsınız vs vs.
Benim bu konu hakkında rahatsız olduğum şey insanların birşeyler anlatırken kelimelere,cümlelere ve fikirlere kendilerini hiç bir şekilde katmayışlarıdır. Yani ben bir konuda birşeyler tartışacaksam, karşımda herşeyden önce canlı birilerinin olduğunu görmek isterim, her ne kadar fikir tartışacaksak da bir duygu kırıntısı görmek isterim.
Ama bunu sadece ben görmek isterim, çünkü bu duygu kırıntısı dediğim şey sadece felsefenin ya da forumların problemi değil, direk olarak hayatın en büyük problemidir.
İnsanların ruhlarında değişik katmanlar vardır, en dış katman daha günlük yaşama (iş yaşamına aittir), bir altı sevdiklerinize, en altı ise sadece size aittir. (Sadece örnek olsun diye verdim yoksa bu kadar basit değil)
İnsanlar kabul edebildikleri ölçüde ruhlarının derin bölümlerini yaşarlar. Çünkü bu derinlik çalkantılarla doludur ve aynı zamanda (burası önemli) diğer zihne de söyleyecek birşeyler barındırır. Yani bu öle bir bölümdür ki, direk olarak karşınızdakinin hayatı ve şahsı üzerine yorum yapmak ister. Bunu neden ister, çünkü insan kendi zihnine bunu yapar. Her dakika yapar. Acımasızca eleştirir, bu şekilde büyür.
Fazla uzatmadan sonuca gelmek istiyorum, ben forumda (ve hayatımda) söylediklerine ,yazdıklarına ve tartıştıklarına kendi duygularını katan birilerini görmek istiyorum. Bir insanın özeli demek, saklaması ve koruması gereken şey değildir, sizin özeliniz sizin ifade etmeye utanmadığınız şey olmalıdır.
Eğer fikirlere karşımdaki insanın duyguları yani kendisi yani canı karışmayacaksa, ben o canı o fikirlere karıştırmak için elimden geleni yapacağım. Malesef bunu yaptığım zaman, bu kişisel yargılama ya da eleştiri olarak algılanıyor. Kurallara aykırı olduğu düşünülüyor. Felsefi tartışmaya uymadığı söyleniyor, felsefe denilen şey aniden yüceltiliyor ve ortam geriliyor. (Önceden fazla gevşek olduğu için
Ben bu yazdığım yazıdan yola çıkarak direk şahsım üzerine birşeyler söyleyecek birilerine karşı neden sinirlenmeyeceğim ve neden daha çok haz alacağım, onun cevabını da siz verin.
Birşeyler söylemek isteyen herkesi ve daha önce de birşekilde tartıştığım kişileri görmek isterim.