Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Fanus

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
13 May 2008
1,906
174
63
Her gün daha çok herkes gibi olmak için çabalıyoruz. Dereden vazgeçip, Fanusa girmek için, Japon Balığı olmak için, her gün aynı yemleri yemek, her gün aynı suda yüzmek, sadece diğer Japon Balıklarıyla konuşabilmek, sadece diğer Japon Balıklarını sevip onunla aynı fanusa çıkabilmek, hayatımız boyunca suni, renkli çakıl taşlarını görebilmek için tüm bu telaşımız. Attığımız her adım, oraya ait olmak için. Belki egomuz için belki çevremize bir şeyleri kanıtlamak için, belki gösteriş merakından, belki aşırı güvenlik isteğinden, belki sadece stereotip ama gösterişli bir hayat arzuladığımızdan, Hayallerimiz fanusun kalın camlarıyla sınırlı. Dere bize bunları sağlayamaz. Dere, egomuzu tatmin etmez. Dere, tehlikelidir, duş dünyaya karşı kalın camı yoktur seni koruyan; dış dünyanın kendisidir. Derede yüzlerce hayat kombinasyonları, sonu nereye çıkacağı belli olmayan, derinliği, yapısı, genişliği sürekli değişen bir yoldur. Derede sahte ve endüstriyel güzelliklere yer yoktur. Olduğu gibidir dere, doğaya ait olmayan renklerle süslenmiş bir su birikintisi değildir burası. Sürekli değişen, sürekli akan, işte bu yüzdende güzel olan dürüst sudur. Çünkü güzellik; herhangi bir barajdan, binlerce borudan geçip, gri bir musluktan doldurulan küçük bir cam kaseye sığamayacak kadar büyüktür. Ne o barajlara, ne o paslı borulara ne suyu istediğin zaman sıcak, istediğin zaman soğuk yapan musluklara, ne de camların içine sığamaz güzellik. Binlerce farklı taşın, binlerce farklı canlının, sürekli değişen derinliğin ve genişliğin, seni nereye sürüklediğini göremediğin, ama gerçeğin dışındaki yerlere götürmeyeceğini bildiğin yere aittir güzellik. Yazılmış hikayeleri oynamaktansa kendin yazmandır. Çünkü fanusun içinde ne kadar ve nasıl yaşarsan yaşa, o aynı hikayenin sonu hep varlıklı bir ailenin mutfağındaki çöp tenekesidir.
Radikal
 

karamel

Yeni Üye
21 Tem 2013
307
0
0
japan balıkları zaten derede yaşayamaz, onlara fanus suyu iyi gelir.Artık nüvelerine işlemiştir fanus. Nesilden nesile aktarım yoluyla burda mutlu olmayı öğrenmişlerdir.Yani işte japonu bir kenara koyarsak, insanda böyledir bence.Özgürlüğü bilmediği için, nasıl kendini özgürleştirsin. Nasıl bu benim özgürlüğüm desin.Birde yaşanan şartlarda kime ve ne kadarına izin veriliyor.
Bir memuru düşünün evinden işine, işinden evine.Mutluysa onun çerçevesinde onun gözünde mutluluk.Ya da şartları muhteşem olan bir insan.Kim kimin gözünde daha özgür..
Kendini özgürleştiren demek çok sığ olur, kendini özgürleştirmek bile kendine yapacağın yatırımla, kendini geliştirmekle ilgili ,düşünen bir özgürlük insan için en güzeli.Belki bir gün artık bizi bile düşündürtmeyecekler...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Üst