Evlilik Olmasaydı?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Feylesof TeCe tarafından oluşturulan Evlilik Olmasaydı? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,875 kez görüntülenmiş, 14 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Evlilik Olmasaydı?
Konbuyu başlatan Feylesof TeCe
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan lamei

Feylesof TeCe

Filozof
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2010
Mesajlar
926
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
30
Evli olmasaydık, eşlerimize yine de sadık olur muyduk?

Evlilik diye bir kurum var. Bu kurum güveni mi simgeliyor, güvensizliği mi? Aşkı zirvede bırakmak adına hemen parmaklara halka geçirip, kağıt imzalamak aşkı ölümsüz mü kılar? Evlilik derin dondurucu gibi; gıda bozulmasın diye dondurucuya atılır, aşka ölmesin diye evleniliyor. Evliliğin ne olduğu ya da ne amaçla yapıldığı önemli ama asıl soru şu: Evlilik olmasaydı, eşlerimize yine de sadık olur muyduk?
 

Felsefiyen

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
27
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
28
Evlilik aşk ile olacak bir şey değil. Evlilik kişilerin kafa uyumu ile olmalıdır. Sözde birbirine aşık olan bir çift var.Evleniyorlar ve çocukları oluyor.Bir müddetten sonra aşk dedikleri şey (geçici heves) bitiyor gidiyor. İkisi de değişiyor.Kavgalar başlıyor bu da çocuğu etkiliyor.Eğer psikoloji bozuk bir çocuk yetiştirmek istemiyorsanız kafa yapısı uygun bir kişi ile evlenin.Aşk denilen şeye güvenilmez.

EDİT: Bu arada soruna cevap vermek istiyorum. Bence sadık kalınabilir.Nedenini açıklayacak cümle bulamıyorum ama kalabileceğine İNANIYORUM.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
bir ilişki.. aşkla,sevgi saygı ile başlasa da taraflara,
bir ömür boyu (temennisinde bulunsak da) şartı koyamıyoruz
çünkü hayat ne getirir-götürür ..öngörülür
ve/fakat -İnsan- bilinemez

her hangi bir çifti...kadın/erkeği: ne beraberliğe ne ayrılığa zorlayamayız
ancak ilişki varsa
biliriz ki 'ayrılıklar da sevdaya dahil' -ayrılık da olabilir-

'evlilik' de;
kişiler arası hukukta, medeniyet! adına (beraberlikte; öncelikle çocuğun ve paylaşımda ki tarafların) sorumluluklar ile hakları belirleyip-koruyan (güven güvenmeme mesel'i ni 'imzala/ma' romantizmini.....aşan / gerekli) bir kurum

soruya gelirsek :)

Sadakat, sevgi-saygı duyduğun kişiyle aranda ki -kutsadığın!- bağdır
salt 'evlilik/ kurumu' sadakati sağlamaz (evlilik; aşkla 'sevgi-saygı-vicdan sacayağı üzerine' kurulmuş ve bu temel karşılıklı fire vermeden kişilikde korunmuşsa ne âlâ)
'şiddetli geçimsizlik' başlığı altına saklı en önemli boşanma sebebi olsa gerek
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Sadakatın evlilikle ilgisi olduğunu düşünmüyorum..Gönülden gelen bir bağlılıktır, belediye güvencesinden kaynaklanmaz, ama evliliklerin bireyi sadakata zorlayan bir kurum olduğu da doğrudur...Toplumun aile kurumundan beklentileri, çocuklar vb..Ayrıca, bazılarının aldatacak ortam bulamadıklarından dolayı "zorunlu sadık" olarak yaşayıp öldükleri de gerçektir..Sadakat olmadan hiçbir ilişki (evlilik içi/dışı farketmez), saygın değildir bence..
 

Goethe

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Nis 2012
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Evliliğin tamamen sosyal çevre ile alakalı olduğunu düşünüyorum ve sadık olup olmamanın da evlilikle ilişkili olduğunu düşünmüyorum. Örneğin birbirini seven kişiler evlilik -birlikte yaşayacaklarını topluma duyurma olayı- yapmasalar da gayet tabii birlikte mutlu bir şekilde yaşayabilirler.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Evlilik, yaşadığın toprağın kültürel,sosyal,ekonomik... boyutuna göre farklı anlamlar taşıyabilir. Türkiye'de evlilik dışı bir çocuk ile Avrupa'daki evlilik dışı bir çocuğun sosyal ve ekonomik haklarını bir kıyaslayamazsınız. Türkiyede bu çocuğun adı "p*ç"tir.Hakları da aynen öyledir.( Bu adamı da sevmiyorum ama şiirlerini de inkar edemem) İsmet Özel diyor ki Senin Olan Yenilgi şiirinde : " ve piçler yani aşk çocukları.. "
Türkiye'de evlilik bazen kadını "fahişe" çocuğu da "p*ç" gibi etiketlerden korumanın(!) yoludur. Aynı zamanda alınan bir evin tapusu misali ne kadar şiddet uygulasanda kürkçü dükkanının adıdır. Ne kadar uygularsan uygula "gitmeyecek" olmanın garantisidir çoğu zamanda.
Gitmek kelimesine özellikle değineceğim. Evilik dışı yaşamlarda bilirsin tapulu malın olmadığını "gitmek kolaydır." Bir gün eve geldiğinde seni tek karşılayan duvarlar olabilir.Boşanma davası yok, avukat yok,nafaka yok,mal bölüşümü vs. yok yok yok... Bazen kadına "kadın" gibi davranmanın adıdır bazen de onu sömürmektir evlilik dışı birliktelik.
Sadakatin evlilikle ilgisi yok bence de. Onu bir nikah memuru ve 2 şaitle alamazsınız. İnsanların karakterine göre değişir. Ama açıkça söylemeliyim ki eşini hiç aldatmamış ve aldatmayacak bir erkek bulmak özellikle bu çağda nesli tükenmiş bir dinazoru bulmak gibi bir şey olsa gerek.Kadınlar da eskisine göre sadakatli değiller zaten. Malesef aldatmayı modernleşme olarak gören insanlarımız var. Dediğim gibi bu konu kişiden kişiye değişir ve resmi makamlarca da onanmaz!
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evlilik insanoglunun en kucuk ve bolunmez ilk ve temel birlikteligidir. Ailenin gereken temelidir. Evlilikte hem bireysel hak ve ozgurlukler hem de ortak karsilikli, anlayis, hosgoru, ozveri v.s. temelli iki kisinin tek bir vucut olarak birlikte yasam ve iliskisini her konuda ve yonde paylasacagi degerlerin algisi ve bilgisi gerekir.

Bu temelde evlilik, bencilligi, bireyciligi, bananeciligi kaldirmaz. Ayrica karsilikli kollama ve koruma, bir de karsilikli isbolumu ve karsilikli hizmetin gonullulugunu gerektirir.

Evlilik bir kisinin digerine her turlu durum, sart ve zamanda herturlu "iyi/kotu gunde" destegi demektir.

Evlilik karsilikli etkilesim, huy benzesimi, biribirine aliskanlik ve bunun zamanla yerlesmesi, alisilagelmisligi gerektirir.

Evliligin neden var oldugunun ise; toplumsal, dusunsel, etik bir suru nedenleri vardir. Bata cinsel birliktelik gelir. Bu her topluymda kolay yerine getirilemediginden evliligin bir nedeni olabilir.

Fakat evlilik aslinda bilinc ve farkindalik isteyen ve en basta ben torpusunun algisini gerektirir. Cunku birin yasami ikilenmistir.

Bundan yillar once Annem bir mecmuadaki bir anketi cozuyordu. Orada soyle bir soru vardi. "hayatinizda en cok sevdiginiz kisi kimdir?" ben o deli cagda ve genc ve bekar cagimda; annemin "ebeveyn" sikkini isaretleyecegini dusunurken, annam "esim/esiniz" sikkini isaretlemis ve beni hayrete ve sorulara yonlendirmisti. Bunun neden boyle oldugunu da aciklamisti.

Simdi ben bir kisinin neden yasam ve iliski de, eger secim gerekirse; en cok sevdiginin ebeveyni degil de; esi oldugunu cok iyi algiliyorum. Sonucta evlilik yeni bir farkli yuva getiriyor ve gerekirse bu farkli yuva kendisini koruyor ve ebeveyninden "uzaklasiyor" Bir zamanlar kisinin yasami ailesi ile birlesikken; bu birlesiklik evlilikte esi ileye degisiyor.

Evliligin meyvasi olan cocuk bu bagi daha da percinlestiriyor ve esler kendilerinden ve biribirlerinden cok; beraberce bu yeni ortak urune cocuklarina ve onun her turlu yetistirimine ve "en iyisini elde etmesi" adina, ellerinden gelen ve fazlasini yapmaya yoneliyorlar. Iste bu temelde numenal insanligin ilk adimi babalik ve annelik oluyor.

Evliligin olmamasini, aslinda bu dunyadan degerlendirebiliriz. Cunku dunya insanliginin bireysellesmesi ve bir suru etik degerlerin yikilmasi, belki evliligi en azindan bir resmi kagit parcasindan ve onun getirdigi kanuni sorumluluktan ve kendini seven iki kisinin rahat hareket etmesinden v.s. kurtulmasi, cocugun ailevi algisinin degismesi belki evliligi sadece "istendiginde birlikte yasamak" duzeyine ve karsilikli anlayis ile yine bu birlikteligin son verilmesine ya da ekonomik bagimsizliga ve dusunce davranis ve yasam iliski bagimsizligina yonlendiriyor.

Gunumuzde ise, evliligin olmamasinin sorununu en iyi sekilde esini yasamda kaybetmis ve cesitli nedenlerden bir daha evlenmemis erkek/kadin dullar yasiyor. Cunku bu durum onlari "kolu kanadi kirilmis sekilde" yalniz hissettiriyor. Birde buna fiziksel yasin verdigi her turlu vucut sorunu eklenince iste evliligin degeri, dayanismasi karsilikli yardimlasmasi v.s. cok daha iyi algilaniyor.

Evlilikte eger erkek ya da kadin tarafindan yasanacak bir sorun dogarsa (aldatma baska birinin hayata girmesi, biribirine eskisi kadar zaman ayiramama, gecimsizlik, ucuncu bir kisinin varligi v.s.) , en mantiksal olani; bu sorunu dile getirmek, ortak cozumunu evlilik ortakligi adina bulmaya calismak eger bunlar cozum getirmezse de hic bir girisimde bulunmadan, ne gibi bir girisimde bulunulacaginin bulunacak olanin digerine aciklamasi. Cozumsuzlukte de ortak karar ile eslerin kendi kisisel bagimsizliklarini biribirine tanimalari.

Tabi cocuk varsa; basta onun anne ve babaliginin devami, cocugu diger ese karsi kullanmama, duygu somurusu yapmama, karsi tarafi suclamama ve cocuga onun anne ve babaliginin omur boyu surecegini izah etme ve hissettirme.

Cunku genelde bencil nedenlerle sonlandirilan ya da dusmanca sonlandirilan evliliklerde, olan cocuga oluyor ve omur boyu bu onun psikolojisine ve yasamina yansiyor.

Esler kendilerine yeni bir es sectiklerinde bile anne babanin devamliligi ve yeni esin cocugun bir anne ya da babasi olmadigi, fakat cocuga bir anne baba sorumlulugu ve yukumlulugu ile bakacaklarini cocugun algilamasi ve yasamindaki bu iki erkek ve iki kadini farkli yerlerde gormesi ve degerlendirmesinin yetistirimi, egitimi ve ogretimi gerekiyor.
 

E32

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
22 Nis 2012
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Sadık olma meselesi kişinin karakteri ile ilgilidir.Zaten sevilerek, istenilerek bir evlilik yapılmışsa aldatma olmaz, kişiler birbirine sadık olabilir.
Her ne kafar birbirlerini sevselerde, taraflardan biri yanlış bir yola girebilir.
Evlilik; aşk, sevgi olmadan yapılmışsa da kişilere bağlıdır. Bir tarafta sevmediği için aldatabilir bir tarafta,artık evli olduğu için kendine yakıştıramaz ve aldatmaz.

Yani bütün olasılıklarsa sonuç; kişinin karakterinde, dünya görüşünde, hayatı algılama tarzında bitiyor.
 

Eğmeç

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
31 Ara 2011
Mesajlar
23
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Evlilik sanırım güvensizliği simgeliyor. "Evlenelim, kesin olsun artık aramızdaki şey." Arada sevgi varsa, zaten böyle bir işleme gerek kalmaz. Evli insanların çoğunda sadakat yok, çünkü evliliğin amacı kendilerini güvene almak. (İstediğim kadar erkekle/kadınla ilişki kurarım, yine de yalnız kalmam, sonuçta garantili bir ilişki elimin altında.) Evlilik olsa da olmasa da, insanın sevgisi bitebilir. Ve sevgi bitince beraber olmanın anlamı olmaz. Evlilik ayrılığı önlüyor, ama insanlar da mutsuz bir hayat sürüyor.

Evlilik olmasaydı, eşine sadık olan insanlar olurdu. Ve de şu yalandan sadık gözükenlerden kurtulurduk.
 

sheid

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Tem 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Evlilik güveni temsil eder bence sonuçta aşkın temelini güven oluşturur.Birine güvenmezsen onunla bi hayat kurmayada cesaret edemezsinki.
İnsanların sadık kalmak için birbirlerine belgeye ihtiyaçları yoktur ki, eğer her iki tarafta gerçekten seviyorsa sadakatsizlik hiç olmaz.
Bence evlilik kutsal bir bağ, bir yemin.Bu yemine ihtiyaç duydukları için değilde şöyle söyleyeyim birinin sizi sevdiğini bilirsiniz ama ondan duymak istersiniz bu hoşunuza gider işte bunun gibi bi şey anlatabildim umarım :)
Öte yandan siz her nekadar birbirize sadık olacağınızdan emin olsanızda çevreyede göstermelisiniz bunu.Siz çevrenizi görmezden gelsenizde o hayatınız hep bi parçası dolayısıyla evlillik şart bence.
Ayrıca o heyecanıda tatmak ayrı bi zevktir diye düşünüyorum gelinlik yüzük falan çok mu kızsal oldu ne :)
 

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
Evlilik sanıldığı kadar tekdüze bir kurum değildir dostlarım.

Evlilik sanıldığının aksine bunu özür dileyerek söylüyorum "senden başka kimseyle cinsel ilişki yaşamayacağım." gibi bir garantör de değildir.Zaten günümüzde yaşanan yasak aşklar bu durumu özetlemektedir.

Peki nedir evlilik?

1)Evlilik sınır ihlallerinin yasallaşmasıdır.

2)İlandır.

3)Herkesten birini seçerek biriyle herkesi yaşamaktır.

4)İşten eve gelince hanımının güler yüzüyle onun bir tas çorbasını içmektir.

5)Faturalarla boğuşurken sırta uzanan bir destek elidir.

6)Fazladan bir paket sigaradır.

7)Sıcaklıktır.Serinliktir.

8)Pazarları akraba gezmesidir.

9)Her sabahı aynı kişiyle karşılamandır.

10)Ateşe düşen körpe bir nektar damlasıdır.
 
L

lamei

Ziyaretçi
"Evli olmasaydık, eşlerimize yine de sadık olur muyduk?"

Sadakatimizin ölçüsü evlilik mi olacak yahu?
Tabi değil.
Evli olupta... Neyse.

Ne dicektim,
Sadakat için evli olmak şart değil,
Evliysen de bekarsan da sadık olacaksın.
Bu Allah'ın emri, ahlaki bi değer.

Sadık olmak,
Sadık kişi olmak,
Bekliyoz işte. İnanıyorum gelecek. Nasib.
 

kierkegaardsoren

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Ocak 2017
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Herşey kafadadır. Sadık insan evli olmasa da sevdiğine sadıktır. Sadık olmayan insan evliyse de eşine sadık kalmaz.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst