- Konbuyu başlatan
- #1
F
faust
Ziyaretçi
Etkin atom teorisi, koordinasyon bileşiklerinin özelliklerinin açıklayabilmek için ortaya atılmış bir teoridir. Sidgwick tarafından ortaya atılan bu teori başlıca iki varsayıma dayanmaktadır.
1)Denel sonuçları hata sınırları içinde açıklayabilmeli
2)Yeni deneylerin ve bileşiklerin elde edilmesiyle yol gösterici olmalıdır.
Dolayısıyla bir koordinasyon kimyasında geliştirilen teoriden şunlar beklenmelidir.
1)Kompleksin meydana gelişini ve bağların özelliklerini
2)merkez atom ve ligandın çeşitli özelliklerini
3)Kompleksin magnetik özelliklerini
4)Kompleksin spektral özelliklerini
5)Kompleksin termodinamik özelliklerini
6)Kompleksin stereokimyasını
açıklayabilmelidir. Ancak henüz bütün özellikleri açıklayabilen bir teori henüz geliştirilmemiştir. Dolayısıyla bir teoriyi açıklayabilmek için ayrı ayrı teoriler geliştirmek gerekir.
Bu teoriye göre katyon veya bir atom, koordinasyon bileşiği verirken kendisinde bulunan elektronlara, ligandlardan da belirli sayıda elektron katarak asal gazların elektron dizilimine ulaştırır. Bilindiği gibi bu yapı 8 elektron içerip bir oktet kuralıdır. Etkin atom teorisinin diğer bir yararı ise Werner komplekslerinin açıklanması olmuştur. Fakat asıl başarısı karbonil, nitrozil, olefin ve kısmen de metallosen bileşiklerinin açıklanmasıdır. Şimdide bu komplekslerin nasıl oluştuğuyla ilgili biraz bilgi verelim.
Werner Kompleksleri
Bu teoriye göre bir katyon ve bir kaçta ligandtan elde edilen bileşiklerin oluşmasıyla ilgilidir. Şöyle ki, örneğin Fe(II) katyonu 24 elektron ihtiva eder. Bunlara 12 elektron daha eklenirse durum kripton sistemine varır. Yine aynı şekilde 24 elektron ihtiva eden Co^+3 katyonu 12 elektron daha katarak kripton seviyesine varır. Buna son örnek ise 76 elektron ihtiva eden Pt^+4 katyonu 12 elektron daha kazanarak 86 elektronlu radon seviyesine yükselir. Fakat bazı bileşikler vardır ki bu duruma göre açıklanamaz. Örneğin [FeCI4]- ve [CoCI4]^-2 gibi, bu bileşiklerin merkez atomlarında elektron sayıları 31 ve 33 dür. Her teoride olduğu gibi bu teorinin de bazı durumları açıklayamaması bilimin bir sürecidir.
Karbonil kompleksleri
Yapılarında CO ligandı bulunan metal bileşiklerine ‘karbonil’ denir. Geçiş elementlerinin tamamı neredeyse karbonil bileşikleri oluşturur. Bu bileşiklerin ise en önemli özelliği, merkez atomların asal gaz yapısında olmalarıdır. Fakat atom numarası tek olan metaller bu duruma uymazlar. Etkin atom teorisine uymayan bileşiklerde vardır. Örneğin V(CO)6 . Bu bileşiğin paramagnetik olduğu ve dimerlerinin de bulunmadığı bilinir.
Nitrozil kompleksleri
Karbonil grubundaki COligandı yerine NO ligandının gelmesidir kısaca, bunlara nitrozil bileşikleri denir. NO molekülü nitrozil iyonu verebilir. Bu iyon CO ile izoelektroniktir ve NO bir radikal olup çok zehirli bir bileşiktir.
Olefin kompleksleri
Etilen, bütadien gibi olefinler CO’in yerini alır, böyle bileşiklere ’olefin kompleksleri’ denir. Olefinler karışık ligandlar oluşturabildikleri gibi, tekli ligandlarda oluşturabilirler. Örneğin Cr(C6H6)2 Her benzen molekülü 6 elektron verir ve kromun elektron durumu 36 elektron sistemine sahip kripton sistemine ulaşır. Olefin bileşiklerine aynı zamanda ‘π kompleksleri’ de denir.
Metallosen kompleksleri
BileşiklerindeM(C5H5)2 bişeşikleri barındıran komplekslerdir. Bunlardan ferrosen hariç hiçbiri etkin atom teorisine uymazlar, buna rağmen dayanıklı bileşiklerdir. Örneğin kaboltosen bir elektron vererek CO(C5H5)+2 kompleksine dönüşür, ki bu da ferrosen gibi yüksek sıcaklara (450-500®) çıkabilir.
İsmail Çelik
Kaynak:
[1]. Prof.Dr.Turgut Gündüz – Koordinasyon Kimyası (Gazi Kitabevi Yayınları-2005
1)Denel sonuçları hata sınırları içinde açıklayabilmeli
2)Yeni deneylerin ve bileşiklerin elde edilmesiyle yol gösterici olmalıdır.
Dolayısıyla bir koordinasyon kimyasında geliştirilen teoriden şunlar beklenmelidir.
1)Kompleksin meydana gelişini ve bağların özelliklerini
2)merkez atom ve ligandın çeşitli özelliklerini
3)Kompleksin magnetik özelliklerini
4)Kompleksin spektral özelliklerini
5)Kompleksin termodinamik özelliklerini
6)Kompleksin stereokimyasını
açıklayabilmelidir. Ancak henüz bütün özellikleri açıklayabilen bir teori henüz geliştirilmemiştir. Dolayısıyla bir teoriyi açıklayabilmek için ayrı ayrı teoriler geliştirmek gerekir.
Bu teoriye göre katyon veya bir atom, koordinasyon bileşiği verirken kendisinde bulunan elektronlara, ligandlardan da belirli sayıda elektron katarak asal gazların elektron dizilimine ulaştırır. Bilindiği gibi bu yapı 8 elektron içerip bir oktet kuralıdır. Etkin atom teorisinin diğer bir yararı ise Werner komplekslerinin açıklanması olmuştur. Fakat asıl başarısı karbonil, nitrozil, olefin ve kısmen de metallosen bileşiklerinin açıklanmasıdır. Şimdide bu komplekslerin nasıl oluştuğuyla ilgili biraz bilgi verelim.
Werner Kompleksleri
Bu teoriye göre bir katyon ve bir kaçta ligandtan elde edilen bileşiklerin oluşmasıyla ilgilidir. Şöyle ki, örneğin Fe(II) katyonu 24 elektron ihtiva eder. Bunlara 12 elektron daha eklenirse durum kripton sistemine varır. Yine aynı şekilde 24 elektron ihtiva eden Co^+3 katyonu 12 elektron daha katarak kripton seviyesine varır. Buna son örnek ise 76 elektron ihtiva eden Pt^+4 katyonu 12 elektron daha kazanarak 86 elektronlu radon seviyesine yükselir. Fakat bazı bileşikler vardır ki bu duruma göre açıklanamaz. Örneğin [FeCI4]- ve [CoCI4]^-2 gibi, bu bileşiklerin merkez atomlarında elektron sayıları 31 ve 33 dür. Her teoride olduğu gibi bu teorinin de bazı durumları açıklayamaması bilimin bir sürecidir.
Karbonil kompleksleri
Yapılarında CO ligandı bulunan metal bileşiklerine ‘karbonil’ denir. Geçiş elementlerinin tamamı neredeyse karbonil bileşikleri oluşturur. Bu bileşiklerin ise en önemli özelliği, merkez atomların asal gaz yapısında olmalarıdır. Fakat atom numarası tek olan metaller bu duruma uymazlar. Etkin atom teorisine uymayan bileşiklerde vardır. Örneğin V(CO)6 . Bu bileşiğin paramagnetik olduğu ve dimerlerinin de bulunmadığı bilinir.
Nitrozil kompleksleri
Karbonil grubundaki COligandı yerine NO ligandının gelmesidir kısaca, bunlara nitrozil bileşikleri denir. NO molekülü nitrozil iyonu verebilir. Bu iyon CO ile izoelektroniktir ve NO bir radikal olup çok zehirli bir bileşiktir.
Olefin kompleksleri
Etilen, bütadien gibi olefinler CO’in yerini alır, böyle bileşiklere ’olefin kompleksleri’ denir. Olefinler karışık ligandlar oluşturabildikleri gibi, tekli ligandlarda oluşturabilirler. Örneğin Cr(C6H6)2 Her benzen molekülü 6 elektron verir ve kromun elektron durumu 36 elektron sistemine sahip kripton sistemine ulaşır. Olefin bileşiklerine aynı zamanda ‘π kompleksleri’ de denir.
Metallosen kompleksleri
BileşiklerindeM(C5H5)2 bişeşikleri barındıran komplekslerdir. Bunlardan ferrosen hariç hiçbiri etkin atom teorisine uymazlar, buna rağmen dayanıklı bileşiklerdir. Örneğin kaboltosen bir elektron vererek CO(C5H5)+2 kompleksine dönüşür, ki bu da ferrosen gibi yüksek sıcaklara (450-500®) çıkabilir.
İsmail Çelik
Kaynak:
[1]. Prof.Dr.Turgut Gündüz – Koordinasyon Kimyası (Gazi Kitabevi Yayınları-2005