Erdal Eren'in Sucu Ne Idi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Gündem (Dünya\/Türkiye) kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Erdal Eren'in Sucu Ne Idi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,993 kez görüntülenmiş, 5 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Gündem (Dünya\/Türkiye)
Konu Başlığı Erdal Eren'in Sucu Ne Idi?
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bilindigi gibi 1980 her turlu terorunde ve terorun basinin "haksizlik yok, bir sagdan bir soldan asiyoruz" aciklamasinda, herkes terorun getirdigi her turlu yasam hak ve ozgurlugu katliami dahil bir suru insanlikdisi ve vicdandisi uygulamalarin en akilda kalani ve aci olani, YASI BUYULTULEREK ASILAN Erdal Eren'dir.

Bugun onun yasaminin katledilisinin 33. yili.

Konu ile ilgili asagidaki yaziyi paylasmak istiyorum.


Erdal'ın Son Bakışı

Tarih13.12.2013 16:40

Bugün 13 Aralık 2013.

Yurdun büyük bir bölümü kar altında.

Soğuk. Üşüyoruz.

13 Aralık 1980’de nasıldı acaba hava?

Büyük olasılıkla yine soğuktu.

Hele Ankara, hele sabaha karşı, çok daha büyük bir olasılık.

Ulucanlar Cezaevi avlusu karla kaplı mıydı?

Erdal Eren, karda mı attı son adımlarını?

Bilmiyorum.

Son bakışını biliyoruz oysa, 33 yıldır bakıyor yüzümüze.

13 Aralık 1980. Istanbul’da, lise sondayım. Korkunun derin suskunluğu var üzerimde. Sadece benim mi? Herkesin. Şaşkınım. Çocuğum. Daha hiçbir kız eli tutmamışım. Yanlışlıkla dokunsam kıpkırmızı kesiliyorum. Erdal benden 3 ay büyük, liseli o da. Aynı okulda olsak, arkadaşım olacak. O da tutmamıştır daha bir kız elini avuçlarında. Dedim ya çoçuğum daha, öyleyim ama, her sabah asker aramasıyla girip çıkıyoruz okula. Kendimizi bir şey sanıyoruz. Erdal benden 3 ay büyük, ama o, o...

O da çocuk aslında.

Askerler, 12 Eylül’de “ülke bütünlüğünü korumak, milli birlik ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek” için, ülke yönetimine el koymuşlar.

Bunu sağlamak için de, parlamentoyu, siyasi partileri kapatmışlar, siyeset yapmayı yasaklamışlar. Bütün yurtta sıkıyönetim ilan etmişler, akşam olunca herkes korkuyla evlerine kaçışmış, askerler de evleri basıp, bir bir avlamış “düşman”ları.

Bir de...

Bir de, bir sağdan bir soldan adam asmaya başlamışlar.

“Asmayalım da besleyelim mi?” demişler.

13 Aralık 1980’de,

17 yaşında olmasına rağmen,

suç delillerinin çok açık olmamasına rağmen,

Yargıtay'ın davayı iki kere bozmasına rağmen,

bütün dünyadan yükselen karşı seslere rağmen,

o son bakışa,

üstelik o “son bakış”a rağmen Erdal Eren adında, o liseli, benden sadece 3 ay büyük çocuğu alelacele yargılayıp astılar.

13 Aralık 1980. Soğuk. Kanımız donmuş.

Bir gün önce Savaş Ay’ın kamerasına son kez bakarken "avukatıyla görüştürülmediğini, 18 yaşının altında olmasına rağmen idam edilmek istendiğini, yaşının 18’den küçük olduğunu tespit edecek olan kemik testi yapılması talebinin kabul edilmediğini, vurduğu söylenen jandarma erine çok uzaktan ateş açtığını ama otopside yakın atışla öldüğünün kanıtlandığını, kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını" söyler Erdal Eren.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendisini “son yıllarda izlediğiniz gibi dış ve iç düşmanların tahriki ile, varlığına, rejimine ve bağımsızlığına yönelik fikri ve fiziki haince saldırılar”dan korumak için, bütün gücüyle üzerine çullanıp, öldürür 17 yaşındaki bu çocuğu.

“Asmayalım da besleyelim mi?” demiştir çünkü, bir kaç gün önce, “netekim”.

Bugün 13 Aralık 2013.

Soğuk aynı soğuk.

Suçlular belli, suç belli. Binlerce hayatı karartan, hayatlarımızı karartanlardan hesap sorabilmiş değiliz henüz.

Soğuk da aynı, Erdal’ın bakışı da.

Bu hesap tam olarak görülmedikçe, hiç birimiz güvende olmayacağız.

O çocuk, Erdal Eren bu yüzden bakmaya devam ediyor bize.

Edecek.

Twitter: @ymbymb
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Erdal Eren'in idam edilmesinin üzerinden 33 yıl geçti

Tarih13.12.2013 14:50


12 Eylül darbesinin ardından Cuntanın, öğrenci Erdal Eren'i idam edilmesinin ardından 33 yıl geçti

T24


12 Eylül 1980 darbesinden sonra 17 yaşındayken yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’in bugün ölümünün 33′üncü yıldönümü. Er Zekeriya Önge’yi öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi Erdal Eren sadece 16 yıl, 3 ay yaşadı. Ağabeyi Erkan Eren, Erdal’ın Mamak Askeri Cezaevi’nde tutuklu kaldığı dönemde gördüğü ağır işkencenin izlerine tanık olduğunu dile getirmiş, Erdal’ın idam edildiği tarihte yaşının 18′den küçük olduğunu belirtmişti.

12 Eylül darbesinin mimarı, dönemin Genelkurmay Başkanı olan 7′inci Cumhurbaşkanı Kenan Evren “asmayalım da besleyelim mi?” sözünü Erdal Eren için söylemişti ancak sonrasında bu söz binlerce insana mal edilmişti. 12 Eylül darbesine ilişkin süren yargılamada Evren’e davanın 22 Kasım 2012′deki duruşmasında Erdal Eren’in posteri gösterilerek “Tanıyor musunuz?” diye sorulmuştu. Evren “Tanımıyorum” der gibi başını sağa sola sallayınca, “Erdal Eren sizin ‘Asmayalım da besleyelim mi?’ dediğiniz devrimcilerden biriydi” denilmişti.

Ankara Yapı Meslek Lisesi öğrencisi ve Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi olan Eren, yine Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi ve ODTÜ öğrencisi Sinan Suner’in 30 Ocak 1980’de MHP’li Bakan Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir tarafından vurularak öldürülmesini protesto etmek için 2 Şubat 1980 günü düzenlenen gösteride gözaltına alınan 24 kişinin arasında yer almıştı.

Gösteri sırasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Erdal Eren, yargılanarak 19 Mart 1980 tarihinde idama mahkûm edilmiş, Milli Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan karar, 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nde infaz edilmişti.

 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Erdal Eren'in idamından önce ailesine yazdığı mektup

3 Aralık 1980 tarihinde idam edilen Erdal Eren'in ailesine yazdığı son mektup
Erdal Eren

Kaynak: Erbil Tuşalp, "Bin İnsan" - İnsan Hakları Dosyası, Tekin Yayınevi, Ankara, 1985.

Erdal, annesi, babası ve kardeşlerini yürekten sevgi ve saygı ile selamlayarak satırlarına şöyle devam etmiştir:

Sizlere bugüne kadar pek sağlıklı yazamadım. Ayrıca konuşma olanağımız da pek olmadı. Dışarıdayken de birbirimizi anlayabilecek şekilde konuşamadık. Bu konuda sizlere karşı büyük ölçüde hatalı davrandım. Ancak, bunu size saygı duymadığım şeklinde yorumlamamanızı isterim.

Sizlere anlatacağım, sizlerle konuşacağım çok şey var, ancak, olanak yok.

Şu anda ne durumda olacağınızı tahmin ediyorum. Ama çok açıkça söylüyorum ki, benim moralim çok iyi ve ölümden korkmuyorum.

Böyle düşünmem, böyle davranmam halka olan inancımdan ileri gelmektedir. Ölümden korkmadığımı söylemem, yaşamak istemediğim, yaşamaktan bıktığım şeklinde anlaşılmamalı. Elbette hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzulardım.

Biliyorsunuz bana bu ceza, işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan, böyle bir olayla gözdağı vermek ve engellemektir. Sizin de bildiğiniz gibi, hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler.

Cezaevinde yapılanları – neler olduğunu ileride ayrıntılı bir şekilde öğrenirsiniz sanırım – insanlık dışı zulümdü. O kadar aşağılık, o kadar acımasız şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda ölüm korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değil. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak, ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile. Sizlere bunları anlatmamın nedeni, yaşamaktan bıktığım ya da meselenin önemini, ciddiyetini kavrayamadığım gibi yanlış bir düşünceye kapılmamanız içindir. Bütün bu yapılanlar, başımdan geçenler kinimi bir kat daha arttırdı, azmimi bir kat daha körükledi. Mesele benim açımdan kısaca böyle, ancak sizin için daha zor olduğunu biliyorum.

Anne, baba ve evlat arasındaki sevgi çok güçlüdür, kolay kolay kaybolmaz. Evlat acısının da sizin için ne derece etkili olacağını biliyorum. Ama ne kadar zor olsa da bu tür duygusal yönleri bir tarafa bırakmanızı istiyorum. Sizin binlerce evladınız var.

Zavallı ve çaresiz biriymişim gibi ardımdan ağlamanız beni yaralar. Hepinize özgür ve mutlu bir yaşam diliyorum.

 

mavimor

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,456
Tepkime puanı
3
Puanları
38
Yaş
44
Bir zamanlar insanın kanını donduran olaylar olmuş malesef. Çocuğu asmak için yaşını büyütmek buna dahil..
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
şimdiki zamanlar da o ''bir zamanların'' koşullaması altında ortaya çıkar... tarih, olup bitmiş bir şey değil, devam eden bir süreçtir... başka türlü bir dünyanın mümkün olduğuna inanan ve bu inancından dönmediği için diktatör tarafından öldürülen, erdal eren' e selam olsun...
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
şimdiki zamanlar da o ''bir zamanların'' koşullaması altında ortaya çıkar... tarih, olup bitmiş bir şey değil, devam eden bir süreçtir... başka türlü bir dünyanın mümkün olduğuna inanan ve bu inancından dönmediği için diktatör tarafından öldürülen, erdal eren' e selam olsun...

Iste burda onemli olan en son gezideki gibi ya da dunyanin farkli cografyalarinda oldugu gibi tarihi insanlik adina katletmek degil; ondan ders cikarmaktir. Tabi bunun icin once insanlik aslgisi gerekir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst