Evet Sevgili Şehrin Yabancısı beynimizde kodlanmış o kadar çok şey var ki,bu sürec doğdumuz ilk andan başlıyor söylenenler ,söyletilenler ,etik kurallar, din anlayışları vs vs...bu kodlar sizinde dediğiniz gibi ancak sorgularla biraz kod olmaktan çıkar ama bu sorgudaki sorgular ne kadar kodsuz?İnsan ne kadar kendi olabiliyor?Biraz anne,biraz baba,biraz kardeş biraz amca.. biraz ondan biraz bundan.Bu durumda asıl sorgu önsel yargılardan temizlenmiş olandır.Duyu organlarımızın algıladığı ve bu aldığı materyalleri var olan bellekteki oluşuma uyarlayıp ortaya çıkan sorgulama veya yorumlamadır. Bizi çağıran sürekli eksik kalanın tamamlanmasıdır. Kötü olarak algılanan veya zamanla oluşan düşünceler yine aynı şekilde bize kötü diye yerleşmesidir. Onun kötü veya iyi olduğunu sorgulamayız. Çünkü yaşama yasaklar listesinde girmiştir. Kötü düşüncenin uygulanmasını içsel sorguda bir terazi gibi tartarız. Bu düşünceyi yaşama geçirirsek karşılığı bize ne tür bir bedel ödedir. Eğer göze alır ve uygularsak. Kötü anlamını kaybeder. Tabiî ki burada sizin, kötü derken nasıl bir açıdan baktığınız da önemli.
En çok düşünce uyandıran yaşamda yapmak isteyip ya yapamadıklarımız veya ertelediklerimizdir. Arzularımızın hazlarımızın ve egolarımızın isteklerimiz çerçevesinde atacağımız bir sonraki adım bizi her zaman her koşul ve şartlarda aynı noktaya getirir. Yaşamda temel kavram arayıştır. Ve her bulduğunda bir yenisi hiç bitmez tükenmez kan damarda durmadığı sürece. Sorun bunun farkında olmamak veya yaşam sebebimizi başka bir anlam çerçevesinde algılamaktır. Yine bu düşünceyi de Yaşadığımız koşul ve sosyal durum belirler. Her düşünce içinde bir yenisini barındırır. Düşlerimizde bir düşünce ürünü değimlidir Sevgili Aksiyon.ama tabiî ki kontörlümüz dışında.
Güzel yorumunuzu için öncelikle teşekkür ederim,iyi kötü silsilesi gerçekten uzun bir konu ama hala kendi içinde en uçları yaşayan bir dünyada evrensel kelimesi ne kadar evrensel ki?"DÜŞÜNMEK" eylemi varlıklar arasında sadece insana özgü bir yetenektir. Bu nedenle düşünce bizi çağırmaz,zaten bizde vardır,sahip olduğumuz beynin bir merkezi tarafından yönetilir. İnsanın aklından geçen,geçtiğini hissettiği her şey düşüncedir. Düşünceler bilgi birikimleri etkisiyle fikir'e dönüşür. "SENİ DÜŞÜNDÜM" deriz, aklımızdan geçirdim,hafızama aldım anlamındaır. "BU KONU HAKKINDA "ŞÖYLE" BİR FİKRİM VAR" deriz. Çünkü,düşüncemiz üzerinde kendimizle bir sohbet,bir değerlendir yapmışızdır. Sonuçta "bir şekil/bir olgu" yakalamışızdır. Bunlar; varlığına inandığımız soyut kavramlardır..
İyi veya kötü,akla gelen her şey düşüncedir. Düşünceyi şekillendirmek,fikir kıvamına getirmek sürecinde yaptıklarımız,iyi veya kötünün etkileşimindedir. Her düşünce iyi yada kötü olamaz. İyi düşüncelerimiz de,kötü düşüncelerimiz de olacaktır. Önemli olan "iyi" ve kötü" kavramlarını tanımak ve tanımlamak. Şimdi lütfen; neye göre iyi?neye göre kötü?ikilemine girmeyelimİyi ve kötü genel itibari ile evrenseldir.
En çok düşünce uyandıran nedir?demişsiniz,ben bunu " en çok neyi/neleri düşünürüz" olarak alıyorum; işte, bu, kişilere göre değişir. Bazen müşterektir düşündüklerimiz,kollektiftir,bazen çok özneldir düşündüğümüz konular. Bazen önce fiziksel gereksinimlerimizi karşılamayı düşünürken,bazen ruhumuzun ve yüreğimizin tatminini düşünürüz. Bazen önce kendimizi düşünürken,bazen başkalarını düşünürüz.
Düşünce ile irdelemek istediklerinizi biraz somutlaştırırsanız,sanırım biz de daha derin düşünür ve nitelikli fikirler sunarız.![]()
Demek istediğinizi biraz daha açarsanız çok sevinicem sevgili nejdet.düşünce düşünceyi çağırmaz; o, metayı zorlar; ve ötesini araştırır; metadan öğrenir/biriktirir ve onu değiştirir.