D.Channel | Evrenin Sırları: Biz Nasıl Olduk?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Belgesel kategorisinde fides tarafından oluşturulan D.Channel | Evrenin Sırları: Biz Nasıl Olduk? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,906 kez görüntülenmiş, 9 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Belgesel
Konu Başlığı D.Channel | Evrenin Sırları: Biz Nasıl Olduk?
Konbuyu başlatan fides
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Kartal

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
[video=dailymotion;xnelg0]http://www.dailymotion.com/video/xnelg0_d-channel-evrenin-syrlary-biz-nasyl-olduk_tech[/video]
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Umarım bazıları dizi vb. izlemek yerine bunlara bir göz atar.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
[video]www.youtube.com/watch?v=a_pzxz71jDM[/video]
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Öncelik ile fides arkadaşımıza bu açıklayıcı belgeseli paylaştığı için çok teşekkür ederim.

Umarım bazıları dizi vb. izlemek yerine bunlara bir göz atar.

Evet bu konuda size katılıyorum. Keşke insanlar onlara yararlı olabilecek şeyleri izleseler öyle değil mi? Mesela ben belgesel seyretmeyi çok severim. Ama sizin gibi evrime kesin olmadığı halde kesin gözü ile bakan birinin bu belgeseli izlediğini sanmıyorum. Çünkü eğer izleseydiniz bu belgeselde kesin olmadığını anlardınız. O yüzden size bu belgeseli izlemenizi öneririm.

Açıkcası belgeseli izlerken dakikaları ile bazı yerlerini not aldım, ve sonra farkettim ki aslında belgeselin sonuna kadar hiçbir kesinlikten bahsedilmiyor. O nedenle bu belgeselin sadece yapılan bilimsel çalışmalar hakkında bilgi niteliğin de olduğunu bilmemiz gerekir. Notlarda sadece tek bir paraf olan kırmızı yazı haricinde bana ait hiçbir yazı yoktur, hepsi belgeselden olduğu gibi yazılmıştır. Koyu olarak belirttiğim yerlere dikkat edin.

--------
Notlar:


(02:30)"Yaşamın gelişimi ile ilgili çok iyi bir teorimiz var, ama yaşamın kökeni ile ilgili bir teoride anlaşamıyoruz. Cansız kimyasalların karışımlarının kendilerini nasıl yaşayan birşeye çevirdiklerini bilmiyoruz. Çünkü kimse cansız birşeyi, canlı birşeye çevirme deneyi yapmadı. Tam olarak neye ihtiyacımız olduğunu bilmiyoruz"

Bu asla cevap bulamayacak bir soru olabilir.


--------

(07:35) "Stephan ilkel yaşam formunun göstergesi olan işaretin neye benzediğini söyleyemiyor, ama çok acımasız yaşam koşullarından kurtulmayı başarmış olmalı".

"Bombardıman dönemi bitinceye tek uzaydan yağan döküntülerden sağ çıkabilmek için barınak bulan organizmaları kaydırdı. Biz dünyada 3.8 milyar yıl önce bombardıman durduğunda bunu başardıklarını düşünüyoruz".

Stephanın keşfi yaşamın kökeni için bir yer ve zaman belirlemiş olabilir, ama bize hayatın aslında nasıl başladığı ile ilgili hiçbirşey söylemiyor.

--------

(10:55) 1953 yılında Stanley Miller ve Harold Urey gezegenimizin doğumundan hemen sonrasını içeren bir smilasyon deneyi tasarlamışlar. Bu deneyin sonrasında proteinin oluşturan temellerden biri olan aminoasitlerin oluştuğunu farketmişler. Fakat protein yapacak birbirine bağlanmış aminoasit bulunamadı.

"Burada elde edilen monomer denilen basit moleküller. Yaşam ise bilinen polimerlerden oluşur. Lakin monomer molekülleri birleştirerek, biyolojik işlevi olan karışık moleküllere dönüştürmeyi nasıl sağlanacağı hala soru işareti".

--------

(20:25) Yaşam ağacının uzun bir dalının ucundayız. Köklerin en dibinde tek hücreli mikroplar var. Ama her mikrobun biyolojisi tıpkı bizim gibi. Ne kadar farklı gözükürse gözüksün, kimliği DNA'nın bir kıyısında bulunmakta. Bildiğimiz her canlı organizma bu ağacın bir yerinde. Ama yaşam ağacı nerden çıktı? Bu muammayı çözmek için tohumunu bulmalıyız. Bilim insanları bu tohum hakkında pek bir şey bilmiyor.

--------

(26:46) "Eğer kalıtım yoksa, gerçekten yaşayamazsınız. Yani bir molekülün içine konmuş bir bilgiyi, kalıtımla alacağınız birşey olmalı".

DNA kadar karmaşık bir molekül, ilkel bir gölün içinde asla kendi kendine şekil alamazdı. Ama daha kolay bir yolu vardı. Ribonükleik asit denilen tek sarmallı bilgi molekülü yada RNA. Yaşamın kökenlerini araştıran bilim insanları uzun süre RNA'nın, DNA'nın öncüsü olabileceğine inandılar. Yaşamın genetik kodunu taşıyan daha basit bir yapı.

"Oyunun adı RNA yapmak. İlkel dünyada hüküm süren koşullar altında, basit organik kimya kullanarak, basit öncül kimyasallar yapmak".

RNA dört ana yapıdan oluşan devasa moleküler bir bağ. Bu blokların oluşturdukları düzen genetik kodu şekillendiriyor.

"RNA ya baktığımız zaman bir kimyager olarak ne kadar muhteşem bir molekül olduğu konusunda şaşkınlık içindesiniz. Gerçekten karmaşık, gerçekten güzel bir yapı. Ve kaçınılmaz olarak nasıl ortaya çıktığını merak ediyorsunuz. Kimya bunu nasıl üretti?".

RNA'nın yapısı basit görünüyor ama görüntü yanıltıcı olabilir. Her blok aslında iki bölümden oluşuyor. Glikoz ve nükleer baz.

"Kimyagerler bir nükleer baz yapabildiklerini gördüler ve o zaman farkettiler ki, aslında glikozda yapabilirler. Sonra bunları birleştirmeliyiz diye düşündüler ve böylece yıllarca denediler. Ama sorun şuydu ki kimyasal olarak onları birleştiremiyorsunuz".

Daha sonra geliştirilen deneyler ile dört esas bloğun ikisi yapıldı ama diğer ikisi yapılamadı. Yapılsa bile daha bir polimer DNA molekülü yapmak için bunların bağlanma aşamaları var.

Ve bence en büyük muamma bir deney masasında bile yüzlerce beyin tarafından henüz daha yapılamayacak kadar zor olan şey, zamanın dünyasında kendi kendine nasıl oldu.

--------

(30:50) "Cansız kimyasalların birleşimini kendilerini nasıl bir canlı birşeye dönüştürdüklerini bilmiyoruz. Bunun olabilecek bir olay zinciri olup olmadığını bile bilmiyoruz. Ama olabileceğini varsayalım. Ama o zaman dünyada çok önceden oluşmuş olması gerekmez miydi?".

--------

(43:20) "Sizler ve ben, milyarlarca yıldır süregelen bir hikayenin son bölümleriyiz. Hikayenin nasıl başladığı hala bilinmiyor".
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Siz kendinizi ''Teoride kalmış'' demekle yeterince belirttiğinize inanıyorum. Size defalarca açıklama yaptım. Olayları ya kişiselleştirdiniz, ya da ilginç açıklamalarda bulundunuz - öyle ki cevap vermekte zorlandım mantık dışılığından dolayı-.

Komünist olduğum dönemde, bir komünist partisindeyken, bana çok güzel bir ağabeyimi hatırlattınız. Ne zaman soru sorsam, sorunun kaynağına odaklanmaz, 100metre çevresinden dolaşıp insanların kafasını allak bullak ederdi, sorunuza cevap vermezdi ama verirdide. En azından insanlar öyle algılardı.

Siyasette müthiş bir yöntem, bu seçeneği düşünmelisiniz. Türkiye'de ki var olan mevcut siyasette...

Eğer kişiselleştirmeye devam edecekseniz, öncedende dediğim gibi Özel Mesaj Kutusu sayfanın üst kısmındadır. Kirliliğe gerek yok.

ve bunu devam ettirmeye niyetliyseniz şunu demekten başka çare kalmıyor, çünkü yıldım : ''Tamam şampiyon, sakin ol''
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Koyu olarak yazdığınız şeyler üzerine :

Anlaşılıyor ki koyu olanların devamınıda okumamışsınız : ''DNA kadar karmaşık bir molekül, ilkel bir gölün içinde asla kendi kendine şekil alamazdı. Ama daha kolay bir yolu vardı. Ribonükleik asit denilen tek sarmallı bilgi molekülü yada RNA. Yaşamın kökenlerini araştıran bilim insanları uzun süre RNA'nın, DNA'nın öncüsü olabileceğine inandılar. Yaşamın genetik kodunu taşıyan daha basit bir yapı.''

Sürekli bilinemeyenlerden bahsettiniz. Anlaşılıyor ki Aristo'nun açıklamasıyla yola çıkışımı unutmuşa benziyorsunuz. Kısaca : İlinti keşfetme ve başa dönüp bakış açısını değiştirme

"Sizler ve ben, milyarlarca yıldır süregelen bir hikayenin son bölümleriyiz. Hikayenin nasıl başladığı hala bilinmiyor".

İnsanlar CERN'de boşa kürek çekmiyorlar :

Tabi tek savunma, yanlışlanabilirlik olacak. Burada ki bilim adamları yanlışlanabilir birşey için niye uğraşıyor değilmi? Mutlak ve gerçek güç varken!. Tanrı yaptı, oldu deyiverin. Bitsin gitsin.
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Siz kendinizi ''Teoride kalmış'' demekle yeterince belirttiğinize inanıyorum. Size defalarca açıklama yaptım. Olayları ya kişiselleştirdiniz, ya da ilginç açıklamalarda bulundunuz - öyle ki cevap vermekte zorlandım mantık dışılığından dolayı-.

Yorumlama şekliniz gerçekten çok farklı. Ben sadece sizin açıklamalarınız hakkında bir eleştiri yaptım. Bütün yaptığım eleştirilerden nasıl bir kişiselleştirme çıkardığınızı anlamış değilim. Ve yaptığım açıklamaların neresinde mantık dışı bir yer olduğunu da belirtmenizi isterim.

Komünist olduğum dönemde, bir komünist partisindeyken, bana çok güzel bir ağabeyimi hatırlattınız. Ne zaman soru sorsam, sorunun kaynağına odaklanmaz, 100metre çevresinden dolaşıp insanların kafasını allak bullak ederdi, sorunuza cevap vermezdi ama verirdide. En azından insanlar öyle algılardı.

Siyasette müthiş bir yöntem, bu seçeneği düşünmelisiniz. Türkiye'de ki var olan mevcut siyasette...

Dikkat ederseniz ben kaynağını sorgularım. Bir sorunun çözmek için kaynağına inmek gerekmez mi? Kaldı ki lafı dolandırmayıp sizin yazdıklarınız ile bir tartışma yaptım. Ve benim burdaki maksadım herhangi birşeye cevap vermek değil, bir cevap bulabilmek için tartışmak. Bahsettiğiniz ağabeyiniz ile aramda herhangi bir bağ kuramadım.

Eğer kişiselleştirmeye devam edecekseniz, öncedende dediğim gibi Özel Mesaj Kutusu sayfanın üst kısmındadır. Kirliliğe gerek yok.

Burada yapılan yorum yada yorumlar size yada başkalarına karşı kişiselleşmiş yorumlar değil. Ben sadece paylaşılan bir belgesel için, belgeselden notlar ile bir yorum da bulundum. Yazdığım yorum tabiki de eleştiriye açıktır, lakin kişisel değildir. Mantık dışı hiçbir yanı da yoktur. Peki sizin kirlilikten bahsettiğiniz nedir? Benim sizin ile ilgili bir sorunum olsaydı şayet "özel mesaj kutusu" nun nerde ve ne işleve yaradığını bende biliyorum. Ama sizinle ilgili bir sorunum yok, neden olsun?

ve bunu devam ettirmeye niyetliyseniz şunu demekten başka çare kalmıyor, çünkü yıldım : ''Tamam şampiyon, sakin ol''

Özellik ile bu son yorumunuza bir mana veremedim. Biz burada bir şampiyon mu arıyoruz, yada yıldırmaya mı çalışıyoruz? Benim tek yaptığım tartışmak. Burada da video hakkında ki birkaç görüşümü belirttiğim gibi. Bence asıl siz bu durumu oldukça kişiselleştirmişsiniz yada benim kişiselleştirdiğime dair bir önyargı koymuşsunuz.



Koyu olarak yazdığınız şeyler üzerine :

Anlaşılıyor ki koyu olanların devamınıda okumamışsınız : ''DNA kadar karmaşık bir molekül, ilkel bir gölün içinde asla kendi kendine şekil alamazdı. Ama daha kolay bir yolu vardı. Ribonükleik asit denilen tek sarmallı bilgi molekülü yada RNA. Yaşamın kökenlerini araştıran bilim insanları uzun süre RNA'nın, DNA'nın öncüsü olabileceğine inandılar. Yaşamın genetik kodunu taşıyan daha basit bir yapı.''

"Sizler ve ben, milyarlarca yıldır süregelen bir hikayenin son bölümleriyiz. Hikayenin nasıl başladığı hala bilinmiyor".

Eğer ki okumasaydım yazmış olmazdım. Hatta özellikle onları da ekledim ki, çelişkinin farkında olabilesiniz diye. Onları yazmasaydım şayet o zaman da magazinciler gibi sadece işime yarayanı yazmak ile kalırdım. Bu da pek uygun olmazdı. Ben ise tamamını yazıp çelişkiyi ortaya çıkaranı koyu olarak belirttim.



İnsanlar CERN'de boşa kürek çekmiyorlar :

Tabi tek savunma, yanlışlanabilirlik olacak. Burada ki bilim adamları yanlışlanabilir birşey için niye uğraşıyor değilmi? Mutlak ve gerçek güç varken!. Tanrı yaptı, oldu deyiverin. Bitsin gitsin.

CERN deki veya herhangi bir yerdeki bilimsel çalışmalar ne güzel değil mi? Bilimin sürekli gelişmesi ve yeni şeyler bulması. Lakin bulunan şeyin ne olduğunu bilmeden ona bir anlam yüklemek ne denli doğru? Umarım yakın bir zamanda CERN de atomaltı parçacığının ne olduğu hakkında bilgi edinilir. Tabiki de bu insanlar boşa kürek çekmiyorlar. Bulunan şey belkide çığır açacak nitelikde birşey olacak.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Hadi bakalım şimdi de aşağıdaki videoyu izleyin.Belki bir şeyler çıkartırız kendimize...

[video=youtube;fjzbZQmo2EI]http://www.youtube.com/watch?v=fjzbZQmo2EI[/video]
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Sanırım kendi düşüncelerimizin bir muhasebesini yapmamız gerekiyor.Aslında pekte işimize gelmedi bu videoyu yayınlamanız,neden derseniz biz toplum olarak yeni fikirlere yeni düşüncelere açık bir toplum değiliz,genelde kavga ve tartışmalar daha çok pirim yapar vede yandaş toplar.Şimdi neyi tartışacağız bundan sonra bilemiyorum.hepimize ayna tutan bir filim.
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Ama sizin gibi evrime kesin olmadığı halde kesin gözü ile bakan birinin bu belgeseli izlediğini sanmıyorum.
Yorumlama şekliniz gerçekten çok farklı. Ben sadece sizin açıklamalarınız hakkında bir eleştiri yaptım. Bütün yaptığım eleştirilerden nasıl bir kişiselleştirme çıkardığınızı anlamış değilim. Ve yaptığım açıklamaların neresinde mantık dışı bir yer olduğunu da belirtmenizi isterim.
Kendin sor, kendin cevapla misali. Selametle...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst