Constructivist Epistemoloji-Yapilandirmaci Bilgi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Bilimsel Makaleler kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Constructivist Epistemoloji-Yapilandirmaci Bilgi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 10,166 kez görüntülenmiş, 41 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Bilimsel Makaleler
Konu Başlığı Constructivist Epistemoloji-Yapilandirmaci Bilgi
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
"Türkçe kaynaklara baktığımızda constructivism kavramıyla ilgili bir uzlaşmanın
henüz gerçekleşmemiş olduğunu görmekteyiz. Kimi araştırmacılar constructivism kavramına karşılık oluşturmacılık (Kara ve Özgün-Koca, 2004; Baki ve Bell, 1997; Gürol ve Tezci, 2001; Asan ve Güneş, 2000; Kılıç, 2001; Yıldırım ve Akar, 2004; Kabapınar, 2004; Gürol ve Atıcı, 2001; Semerci, 2003; Yanpar-Şahin, 2003) terimini kullanırken kimileri de yapılandırmacılık (Köseoğlu, Budak ve Kavak, 2002; Yurdakul ve Demirel, 2004; Şaşan, 2002) ve hatta yapısalcılık (Aşkar Aktamış,Ergin ve Akpınar, 2003), yapıcılık (Alkan ve a., 1995; Deryakulu, 2001), inşacılık (Muğaloğlu-Aktürk, 2001), kurgulamacılık (çevrimiçi ) ve hatta birden fazla terimi bir arada yapısalcı(oluşturmacılık) (Koçoğlu ve Köymen, 2002; Turan, 2001) önermektedir.-Alinti-

)

Bu nedenden dolayi, yukaridaki numarasi verilen mesajlarin ve "yapisal" in "olusturmacilik-constructivism" olarak alinmasini oneriyorum.

Cunku bu konuda yapilacak her hangi bir Turkce kaynak basvurusunda, yapisal yerine olusturmacilik netice verecektir. Ayrica "yapilandirmacilik olarak ta henuz Turkce'de gecerli olmaktadir.konstrüktivizm'de kullanilmaktadir.

Yalniz, constructivism, constructionism, yani kurmacilik ile karistirilmamalidir.

Daha once bu baslikta aciklamaya calistigim, constructive epistemoloji, yani yapilandirmaci epistemoloji ile ilgili, internetten buldugum bir link, ana hatlari ile konu ile ilgili tarihi ve kavramsal bilgi iceriyor.

Buradan bir pasaj alintilayacagim. Eger konu ilginizi ceker ise, ve konunun daha bir netlige kavusmasi istenirse, o zaman gelen sorulara gore, yanitlar verebilirim.

Yapılandırmacılık (constructivism), Bruner (1990), Kelly (1950), Piaget
(1969), Von Glassersfeld (1993) ve Vygotsky (1978) gibi arastırmacılar tarafından etraflıca ele alınan (aktaran Young ve Collin, 2004), anlama ve bilgi konularına odaklanan epistemolojik (bilgi kuramsal) bir yaklasımdır (Savery ve Duffy, 1995).

Bilgi felsefesi olarak da adlandırılan epistemoloji, bilginin olanaklı olmasına,
dogruluguna, geçerligine, kaynagına, dogasına iliskin arastırmayı kendisine konu
edinen bir felsefe disiplinidir (Çüçen, 2001). Dolayısıyla yapılandırmacılık, tek bir
gerçeklik oldugunu ve bu gerçeklige ulasılabilecegini savunan indirgemeci
(reductionist) ve belirlenimci (deterministic) nesnelci (objectivist) paradigmadan farklı bir biçimde (Stead, 2004), mutlak gerçekligin, varsa bile, bilgisine ulasılamayacagını ve her bireyin yasantısal dünyasını bilissel süreçleri aracılıgıyla olusturdugunu öne süren bir epistemoloji olarak tanımlanabilir (Young ve Collin, 2004).

Yapılandırmacı görüsün ilk temellerinin, Socrates öncesi (Pre-Socratic)
filozofların “bilginin bilen tarafından olusturuldugu” fikriyle ve Socrates’in “Bilgi
Algılamadır” ifadesiyle, Demokritos, Anaksimenes, Anaksimandros ve Thales gibi
erken dönem Yunan filozoflarından dıs dünyanın bilgisinin mutlak oldugu,devinimle açıklanabilecegi (Thomson, 1997) ve bu bilgiye ancak deney yoluyla ulasılabilecegini savunan maddeci görüslerden belirgin biçimde ayrılmasıyla atıldıgı söylenebilir.

Bununla birlikte, bir bilgi felsefesi olarak yapılandırmacılık 18. yüzyılda yasamıs olan Napoliten felsefeci Giambattista Vico (1688-1744)’nun çalısmalarında belirginlesmektedir. Vico, Eski Italyan Bilgeligi (De Antiquissima
Italorum Sapienta, 1710, aktaran Copleston, 1996:162) baslıklı çalısmasında,
Descartes’in felsefesini elestirerek, “gerçekligin kuralı ve ölçütü onu yapmıs
olmaktır” ifadesine yer vermis ve bilmeyle yapmayı özdeslestirerek bilginin
dogasındaki öznellige isaret etmistir.

Diger taraftan, söz konusu temel önermeler, literatürde sosyal (social constructivism), bireysel (individual constructivism) ve radikal (radical constructivism) yapılandırmacılık gibi farklı bakıs açılarıyla ele alınan yaklasımların da temelinde yer alan önermelerdir (Brooks ve Brooks, 1999; Yurdakul, 2005).

Esasen, bu bakıs açıları yapılandırmacılık ekseninde yer almakla birlikte, farklı noktalara vurgu yapmaktadırlar. Örnegin, Piaget (1999)’nin ismiyle özdeslesen bilissel yapılandırmacılıkta (cognitive constructivism) bireylerin bilgiyi, deneyimlerini, bir bilissel analiz ve açıklama isleminden geçirdikten sonra yapılandırdıgı vurgulanarak, bilissel süreçler ön plana alınırken, Vygotsky’nin görüsleri etrafında biçimlenen sosyal yapılandırmacılıkta (social constructivism) bilginin sosyal uygulamaların ya da sosyal gruplar arasındaki etkilesimlerin bir ürünü oldugunu kabul edilmektedir.(Young ve Collin, 2004).

Ancak ne bireysel yapılandırmacılık ne de sosyal yapılandırmacılık birbirlerini dıslamamakta, aksine tamamlamaktadırlar (Nuthall, 1999; Kitchener, 2004). Nitekim ne Vygotsky bilginin yapılandırılması sürecinde bilissel süreçlerin önemini yadsımıstır (Nuthall, 1999); ne de Piaget bilginin yapılandırılmasında sosyal etkilesimi dısarıda tutmustur (Kitchener, 2004).-Alinti-

 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Epistemoloji Hakkinda Bilgi

Epistemoloji de, felsefenin diger dallari gibi bir suru teorilere ve felsefi baglantilara acilir.

Theories of Truth -Gercegin Teorileri

Absolute Truth · Coherence · Consensus · Constructivist · Correspondence · Deflationary · Epistemic · Indefinability · Pragmatic · Redundancy · Semantic

Bu konuda evrensel-insan zihniyetini dile getiren bir birey olarak, dusuncem; yukarida koyulastirilmis olan, constructivist, yani yapisalci temeldedir.

Epistemological theories -Epistemolojik Teoriler

Coherentism · Constructivist epistemology · Contextualism · Determinism · Empiricism · Fallibilism · Foundationalism · Holism · Infinitism · Innatism · Internalism and externalism · Naïve realism · Naturalized epistemology · Objectivist epistemology · Phenomenalism · Positivism · Reductionism · Reliabilism · Representative realism · Rationalism · Skepticism · Theory of Forms · Transcendental idealism · Uniformitarianism

Bir birey olarak, benim dusuncem; epistemolojik teoriler arasinda, constructivist epistemology, yani; yapilandirmaci epistemolojidir.

Yapilandirmaci epistemoloji;



Yapilandirmaci epistemoloji, bilimsel bilginin tabiati hakkinda felsefedeki epistemolojik bakis acisidir.

Bilimsel bilginin, dunyada bulundugunu degil; bilim kisileri tarafindan yapilandirildigini ortaya koyar.

Yapisalcilar, her turlu algi deneyimimizi ortaya koyabilmek icin, bilimin kavramlarinin zihinsel yapilandirma oldugunu one surerler.

Sosyal konularda ise, konuyu sosyolojik degil; psikolojik kavram olarak ele alirlar. Cunku bir bireyin, bilgiyi anlamlandirmasi, sosyal conteks bunyesindedir. bu temelde de constructionist, yani kurmacilardan farklilasirlar.

Yapisalci bilgi, genetik epistemolojinin bir koludur.



Bilmenin yapiandirmacilik teorisini ve genetik epistemolojiyi ortaya atan, Jean Piaget'tir.



Hem episteolojiye, hem de psikolojiye yapisalciligi kazandiran bilim kisisidir. Kendisi ayni zamanda, notr algili ve disaridan bakis acili bir gozlemcidir ve teorisini cocuklari bilimsel gozlemleyerek ortaya koymustur. Piaget'e gore uc turlu bilgi vardir. Fiziksel, mantiksal/matematiksel ve sosyal.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Natüralizm iki farklı felsefik görüşte incelenir:

Yöntemsel natüralizm (veya bilimsel natüralizm) ki bu epistemoloji üzerine yoğunlaşır: "Dünya üzerinde güvenilir bilgiyi edinmenin yöntemleri nelerdir?". Metafizik ve dini inançtan bağımsız, özellikle "bilgi" edinmenin pratik yöntemleriyle ilgili epistemolojik bir bakış açısıdır. Buna göre varsayımların doğal neden ve olaylara göre açıklanıp test edilmesi gerekir.[1] Gözlemlenebilir eylemlerin açıklamaları yalnızca doğal nedenlerle ilişkilendirildikleri sürece pratik ve faydalı olur (mesela "kesin işleyişler" buna örnektir, ama "şüpheli mucizeler" değil). Yöntemsel natüralizm modern bilimin temel prensibidir. Bazı filozoflar bu düşünceyi daha da genişleterek yöntemsel natüralizmin felsefenin de temel prensibi olduğunu söylemişlerdir. Bu bakış açısına göre bilim ve felsefe bir bütündür. W.V. Quine, George Santayana ve diğer bazı filozoflar da bu düşünceyi desteklemişlerdir.

Metafizik natüralizm, (veya ontolojik natüralizm veya felsefik natüralizm) ontoloji üzerine yoğunlaşır: Bu bakış açısı daha çok varoluş ile alakalıdır: var olan nedir ve var olmayan nedir? Natüralizm "tabiat vardır ve bütün temel doğrular tabiatın doğrularıdır."[2] metafiziki pozisyonuna sahiptir.-Alinti-

)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bilimsel Felsefenin Doğuşu

Bilim felsefesinin temel taşı sayılan bu kitap, felsefenin, birbiriyle bağdaşmaz birtakım düşüncelerin bir çatışma alanı deği, bilimsel bir araştırma ve bilgi edinme yöntemi olduğunu vurgulamaktadır. Geçmişte ortaya atılan metafizik çözümlerin aldatıcı olmaktan ileri geçmediğini, felsefede ilerlemenin ancak bilimsel yöntemle sağlanabileceği tezini savunan yazar, bir yandan klasik felsefe öğretilerini acımasız eleştirirken, öte yandan uzay, zaman, nedensellik, evrim, atom gibi temel kavramları çözümlemekte, fizik geometri ve mantık alanlarındaki çağdaş gelişme ve anlayışlara ışık tutmaktadır. Okuyucu, bilimsel felsefeye giriş niteliği taşıyan bu kitapta bilimsel düşünme yönteminin en canlı ve sağlam örneklerini bulmakla kalmayacak, bilimin kavramsal yapısı yönünden genel kültür içindeki anlam ve değerini de görecektir. Reichenbach bu kitabı ile felsefenin spekülasyondan çıkıp bilime geçtiğini kanıtladığı savındadır. (Arka Kapak) -Alinti-



bilim felsefesi ile karıştırılmamalıdır. bilimsel felsefe metafiziğe karşı bir tavır olarak gelişmiş Viyana Çevresi felsefe anlayışının felsefeye biçtiği yeni bir kıyafet ve çizilmiş yeni sınırlardan başka birşey değildir. bilimsel felsefe, felsefenin bilimsel olması , yöntem ve alan olarak bilime ayak uydurması gerektiğini savunur.

Constructivist epistemology is an epistemological perspective in philosophy about the nature of scientific knowledge[1

Yapilandirmaci epistemoloji, felsefedeki,bilimsel bilginin tabiati hakkinda epistemolojik perspektiftir.

Constructivists maintain that scientific knowledge is constructed by scientists and not discovered from the world.

Yapilandirmacilar, bilimsel bilginin, bilim kisileri tarafindan yapilandirildigini ve bilimsel bilginin dunyadan elde edilmedigini soylerler.

they do not focus on an ontological reality, but instead on a constructed reality.

Yapilandirmacilar, ontolojik gerceklige degil; onun yerine yapilandirilmis gerceklige odaklanirlar.

Iste benim her seye bakis acim, gercegin yapilandirilmis oldugudur. Bu da insanoglu yapilandirilmisligidir.

Ontolojik bakis acisi, hangi ideolojisi olursa olsun, hem bilimsel degildir, hem de felsefeye bilimsel bakis acisini vermez.

Yapilandirmaci epistemoloji; empiricism, yani deneycilikten, objektivizm, yani nesnellikten, pozitivizm, yani olguculuktan, reductionism, yani indirgemecilikten, rationalism, yani akilciliktan farklidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Felsefeye/Bilime Felsefi/Bilimsel Yanasim Farki

Konumuz, ister varlik, ister varligin gercekligi, ister varligin mustakilligi olsun. Bu temelde de, ister, nesnel, maddesel, gorunussel, fiziksel, kimyasal ve bunlarin epistemolojik belirtilen en kucugu, yada en buyugu olsun; felsefeye yanasim, monizm ve dualizm ile sinirlidir.

Yani, dogal zihniyetin; felsefeye felsefi yanasimi, ya monist, ya da dualisttir.

Bu temelde zaten;

Birincisi, monist bakisacilarindan; ideolik inacsal temelli dogru rehberliginde one
cikan monist yanasimlar; kendi icinde dogruluk mcadelesi vermektedirler. Bu da monizmin, mono olarak hangi felsefi temeli alirsa alsin, hem diger monist temellere, hem de dualist temele karsi bir uyumu soz konusu degildir.

Ayni sey dualizm icinde gecerlidir. Cunku dualizmin temeli diyalektige(idealist ve materyalist) dayanir ve bu diyalektigin, dualitik birlesiminden, bilhassa kulak ve ses dilinin noktalama icerikli yapilanis ve isleyisinden dolayi, bir diyalektik monizm soz konusudur. Yani, dualizm kabullenilir, fakat bu dualitik birlesim temellerinden birinin digerine zamansal ilk ve/veya oncelik kosuluyla.

Iste felsefenin, felsefi yanasiminin bu zamansal alisilagelmisligi, dusunceyi; mutlaka bir ilke, onceye yonelmeye zorlar.

Dolayisiyle, varlik tartismasi; ister mustakillik, ister gercek temelinde olsun "varlik nedir?" den ziyade "benim inandigim ideolojinin ilkledigi, onceledigi varlik dogrudur/vardir" tartismasina doner.

Iste bu nedenden, felsefe; bilimsel ve ortaya koyucu, tum resmi verici, disaridan bakis acili ve notr algili degildir ve dogal zihniyet bunyesinde de olamaz. Cunku dogal zihniyetin ufku, diyalektikle son bulur. Onun vereni ve otesi ortaya konan felsefenin felsefi yanassimi ile mumkun degildir.

Bu temelde de felsefi yanasim ve bakis acisi; ideoloji ve inancsallik ile sinirlidir. Tabi ki ideoloji, inanc ve dogru farkliliklarindan dolayi da, tartismasi; kesinlikci, mutlakci, ispatci, determinist icerikte ve anlamdadir.

Bu da zihniyet ve onun dusuncesi ufkunun acikligini sinirlamak ve kapatmak anlamina gelir.

Halbuki felsefeye, bilimsel yanasim; herseyden once insanoglu turu ve biri faktorunu, onun nesnelliginden ziyade;oznelligini, ozelligini, soyutlamasini ve ortaya koymasini one cikarir.

Bu da otomatikman; epistemolojinin degiskenlik, yanlislanabilirlik, yenilenebilirlik ve qua iceriklilik temelinde; diyalektik tikanikligin tikanikligini acmak ve felsefeyi, felsefi degilde; bildirilen, belirtilen ve ortaya konan, ortaya koyan ve ortaya konum temelinde ve tum ideolojik, inancsal, dogrusal resmin goruntusunu vererek ve bu verimin faktoru insanoglu turu ve birinin faktor olarak alternatifsizligini ve one cikisini algilayarak ve farkina vararak degerlendirmek anlamini tasir.

Burada, her zaman belirtildigi gibi; insanoglu turu ve birinin; diger her fiziksel, nesnel, maddesel, gorunussel, somut varlik gibi bir icerigi oldugu, zaten insanoglunu,m hem mustakillik, hem de gercek temelde felsefi bakis acisindan maddesel, nesnel, somut v.s. yapar.

Iste burada felsefi bakis acisinin, algilayamadigi, farkina varamadigi, bilincine cikaramadigi; insanoglu turu ve birinde olupta, diger mustakil ve gercek olarak felsefi nitelendirilen varliklarda olmayandiyalektik monizmin diger ucu olan; dusunsellik, oznellik, ozellik, soyutluktur.

Yani felsefeye gore; madde nasil maddesel, soyut nasil inancsal sa ve biribiriyle karsitsa; insanoglu bu karsitligi bunyesinde tasiyan; hem maddesel, hem de inancsal olmasidir.

Iste insanoglunun, felsefenin; felsefi tarihler boyu tartismasini, insanoglu kendi varlik bunyesinde duality olarak barindirir.

Iste asil, ufuk ise bundan sonra gelir. Bu ufukta, insanoglu turu ve birinin, diger mustakil ve gercek varliklarda olmayan bu duality yapisinin isleyisini ve diyalektigini veren, ucuncu bir nokta olan kavramdir.

Iste bu kavram sayesinde; insanoglu, hem kendi dualitisini, hem de felsefi monizmi ortaya koyabilir.

Bu da insanoglu turu ve birini, bir ust asamaya, duality otesi bir ucleme tasir. Iste bu uclemin, algisi, farkindaligi ve bilinci, ancak neyin ne oldugunu, ne olarak nasil oldugunu ve neden oyle oldugunu bilimsel olarak ortaya koyabilir.

Iste epistemolojik gerceklik, Insanoglunun bu mustakil ve gercek varlik temelli dualitisine; epistemolojinin temeli kavrami hem yanlislanabilirlik, hem de degisebilirlik temelinde katarak; zihniyetin her konudaki her turlu ufkunun onunu engel olmayan bir sekilde acmaktadir ve ozgur birakmaktadir.

Iste insanoglu turunun dogumdan beri aldigi ve kendisine verilen tum sinirlar, kesinlikler, mutlaklar, tabular, degerler, teslimiyetler, tikanikliklar, noktalar, kaliplar, yasalar, kurallar v.s. kisaca; olgu ve kurgular; bulgu, bilgi temelinde ozgur kalmakta; hic bir kisitlama, herhangibir konu icerik ve anlam icin bir sinir teskil edememektedir.

Iste bilimin ve bilimselligin onunu acik tutacak olan da, insanoglunun bu acik ve serbest ufkudur.

Tabi bu ufuk ortada yok ise; felsefenin felsefi temelli ideolojik, inancsal, dogrusal tarismalari; hem bir yarar saglamadigi gibi; insanoglunun her turlu mustakil ve gercek varlik algisini, farkindaligini ve bilince cikmasini da erteleyecek ve gundeme getirmeyecektir.

Zaten emperyalist zihniyetin; dogal zihniyet ve dogal ego temelli her turlu soyutlama da, dilde, felsefe de, bilimde kalici ve mutlak kilmak istedigi de, bu determinizmdir.

Cunku emperyalist zihniyet; insanoglunun dualist yapisini algilamis ve bu dualist yapilanisin monist isleyisinin her turlu monist ayrimciligini ve birbirleriyle savastirimini ustlenmistir.

Ama; maalesef; emperyalist zihniyet kendini algilayamamis ve kendi zihniyetini vereni ortaya koyamamistir. Iste bu uclem olarak ortaya koyum, insanoglunun emperyalist zihniyet ve onun ayrimci, cikarci v.s. dogal zihniyet ve dogal egosundan ozgurluk anlamini ve insansal zihniyet anlamini tasir.

Aksi, felsefenin felsefi bakis acisinin, dilde, bilimde ve felsefe de emperyalist zihniyet ile sinirliligi ve insanoglu turunun kendi bunyesindeki her turlu ayrimciligi, kisaca gunumuzun tarihler boyu devam eden insanoglu turu arasi ustunluk, hakimiyet ve teslimiyet yarisidir.

Su anki, bilimde de, felsefede de olan budur.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bilimin Felsefesi ve Bilmsel felsefe Nedir?, Farki Nedir?

Genelde felsefenin algisi, "dunyaya bakis acisi" ya da " dusuncenin dile gelimi" olarak algilanir. Gerci insanoglu turu ve birinin, soyutlama olarak ortaya attigi, hic bir kavramin; evrensel bir ortaklik temelinde, bir tanimi, tarifi, algisi, icerigi anlami v.s. yoktur.

Sonucta butun bu tanimlar ve verilen icerik; o kavrama bakis acisinin temelindedir.

Iste bu temelde de, bilime felsefe olarak bakis acisinin, iki farkli icerik ve anlami vardir.

Birincisi "bilimin felsefesi-philosophy of science" digeri, bilimsel felsefe-scientific philosophy"

Iste bu iki temel farliliktan, birincisi felsefi metod, mantik, yol, yon ve yontemi; ikincisi ise, epistemolojik method, mantik, yol, yon ve yontemi icerir.

Felsefi method, akilciligin dogruluguna, soyuta, inanca, ideolojiye, teoriye, spekulasyona, hipoteze v.s. dayanan temelli epistemoloji ustu ortaya atilan ve bilimsel metoda dayanmayan bir ortaya koyumdur.

Tartismali, savunulu, karsi cikisli, sabitli, mutlakli, kesinlikli, ispatli v.s. temelli noktalamadir.

Ikincisi ise, bilimsel metoda, yani somuta, gozleme, deneye, arastirmaya, sorgulamaya, incelemeye, nedensellige epistemolojik gerceklige, yanlislamaya, cikarsamaya, curutmeye, dayanan temelli epistemolojik ve bilissel, bilimsel metoda dayanan bir ortaya koyumdur.

Kullanimli, paylasimli, algilamali, gelismeli, ilerlemeli v.s. temelli surekli suregelen surectir. Tamamen, insanoglu turu ve birinin bir urunudur ve onun kendi adina, ait, icin, eliyle monologudur. Ne ortaya koydugunun bir ozelligi ve oznelligi, ne de onun bir anlam ve icerigidir.

Iste bu temelde, bilim ve bilimselligin konusu olan ve bilimin her dalinda islenen ve bulundukca, deneye ve gozleme tabi tutuldukca dile gelen, her olgu (evren, evrim, dunya, insanoglu, diger canli/cansiz algilananlar v.s.) nun bunyesinde, o olgunun dile gelisi olarak; ne kadar bilimin akilci, dogrulu felsefesi, ne kadar epistemolojik gercekci felsefesi oldugunu algilamak, farkina varmak ve bilincine varmak; konunun ortaya kondugu sekliyle, bir akilciligin dogruluk urunumu, yoksa epistemolojinin gereklik urunu mu, oldugunun da algilanmasi ve farkinin ortaya konmassidir.

Bu ortaya koyusta, akilciligin dogruluguna, ideoloji, teori, inanc olarak degil; disardan bakis acisi ve notr alginin ortaya koyulanin koyan ve koyus temelinde tum resminin verilmesidir. Iste sorunda bu resmin tum goruntusu ile ortaya ciktigi zaman algilanabilir.

Bilim felsefesinde, agirlikli ve belirleyici olan akilci dogrulu felsefe; bilimsel felsefe de, agirlikli ve belirleyici olan, epistemolojik gercekliktir. Ustelik ilki, sabit, sahipli v.s. iken; digeri yanlislanabilir, degisebir ve degistirilebilir olarak ortaya konur. Birincisi tartisma yaratir, ikincisi alinip kullanilir ve paylasilir.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
vay vay vay:) üstadım; verdiğiniz linke buraya geldim Doğal zihniyet türünün/tanımının /tepitinin bilimsel olup olmadığına cevap bulacam diye geldimdi ama bulduğumu pek sölemeyeceğim bazı linkler çalışmıyor belkide ondandır:) baştan sona okudum.... bu metod/felsefe çok yaman maşallah:) ne var ne yoksa hepsine sallıyor onun hatası bu şunun hatası bu :)doğal zihniyetide sömüren bir emperyalizm:) olabillir bakın buna bişi diyemicem:) ama şunu diyyecm soruyorum ;

işte diyorsunuzki öbürleri hep gerçeği yapılandırdı ama biz dışardan nötr bakış açısı ile gözlemleriz gerçeği yapılandırmayız özetle ; epistemoloji+ qua gözlem= Alem buysa yöntem budur kral biziz :) bu fenomeni anlamlandırmaz artı insanı nesnelleyen değil öznelleyen bir metoddur.. insanı böle bilinç farkındalığa varır.. ya üstad biz böyle neyin farkındalığına varıyoruz ya? bune kısıtlı aciz bir yöntem ya..yanlış yapmayım derken boşlukta asılı kalmak gibi bişey:) böle insan türü ve biri farkındalığına varınca ne olacak???? ne olacak çok merak ettim doğrusu??? yani ben doğaya doğa dışında etki kabul etmem/aramam diyen bir naturalist bakış açısı ile doğaüstü bir güç varsa bulunabilir mi? bu sizin yöntemde bunun gibi bir sabitleme kısıtlama değil mi? yani oncaa yöntem felsefe yanlış bu doğru?? bunun doğru olduğu nerden belli ben bu yazılardan bir delil bulamadım?? kendi kendini doğruluyor habire:)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
vay vay vay:) üstadım; verdiğiniz linke buraya geldim Doğal zihniyet türünün/tanımının /tepitinin bilimsel olup olmadığına cevap bulacam diye geldimdi ama bulduğumu pek sölemeyeceğim bazı linkler çalışmıyor belkide ondandır:) baştan sona okudum.... bu metod/felsefe çok yaman maşallah:) ne var ne yoksa hepsine sallıyor onun hatası bu şunun hatası bu :)doğal zihniyetide sömüren bir emperyalizm:) olabillir bakın buna bişi diyemicem:) ama şunu diyyecm soruyorum ;

işte diyorsunuzki öbürleri hep gerçeği yapılandırdı ama biz dışardan nötr bakış açısı ile gözlemleriz gerçeği yapılandırmayız özetle ; epistemoloji+ qua gözlem= Alem buysa yöntem budur kral biziz :) bu fenomeni anlamlandırmaz artı insanı nesnelleyen değil öznelleyen bir metoddur.. insanı böle bilinç farkındalığa varır.. ya üstad biz böyle neyin farkındalığına varıyoruz ya? bune kısıtlı aciz bir yöntem ya..yanlış yapmayım derken boşlukta asılı kalmak gibi bişey:) böle insan türü ve biri farkındalığına varınca ne olacak???? ne olacak çok merak ettim doğrusu??? yani ben doğaya doğa dışında etki kabul etmem/aramam diyen bir naturalist bakış açısı ile doğaüstü bir güç varsa bulunabilir mi? bu sizin yöntemde bunun gibi bir sabitleme kısıtlama değil mi? yani oncaa yöntem felsefe yanlış bu doğru?? bunun doğru olduğu nerden belli ben bu yazılardan bir delil bulamadım?? kendi kendini doğruluyor habire:)

Hangi linkler "calismiyor?" Gozlemlenen gercek degil, fenomendir. Fenomenin ne oldugu tartismasi da epistemolojinin, bilimin tartismasi degil, bilimsel degil; metafizigin varlik temelli tartismasidir, ideolojik inancsal ve dogrusaldir. Bilimselligin verisi gercek degil, olgudur. Ortada bir "kral" yok. Sadece yapilandirmaci bakis acisi var.

Birincisi varliginin hem bir tur hem de bir bir olarak farkina variyorsun. Ikincisi butun tartisilan her turlu varlik kavraminin bir insanoglu bilgisi ve algisi oldugunun farkina variyorsun. Insanoglu disinda ortaya koyan ve anlam ve icerik veren baska bir gucun ve varligin epistemolojik olarak var olmadiginin farkina variyorsun. Bilimsel olarak insanoglunun dogum ve olum yerine sadece ve sadece bir yasami oldugunun ve bu yasami kendi yasamasi gerektiginin farkina variyorsun. Kendi beyninin onun numenal yetisinin ve bunun senin kontrolunde ve yonlendiriminde oldugunun farkina variyorsun.

Yasamini feda ettigin her turlu etik degerin, aslinda birer insanoglu ortaya koyumu oldugunun farkina variyorsun.

Insanoglu disinda kalan gercegin ne oldugunun sadece insanoglu yapilandirmisligi oldugunun farkina variyorsun.

Aklin sinirinin ve bu siniri cizenin sen oldugunun farkina vasriyorsun.

Bu sinirlari sorgulayabilmenin ve asabilme olanaginin oldugunun farkina variyorsun.

Senden baska senden sorumlu/yukumlu olmadiginin "kendin edip kendin buldugunun/kendin ekip kendin bictiginin, kendi kendine gelin guvey oldugunun" farkina variyorsun.

Yaraticinin da, akilli tasarimcinin da, teleolojik tum amaclarinda nesneye ozne icerigi vereninde ona akil ve yaraticilik yukleyeninde sen ve turun insanoglu oldugunun farkina variyorsun.

Burda kesiyorum, cunku bunlarin farkina ben dersem degil; sen bilinclenir bilgilenir ve algilarsan varirsin. Kimse kimsenin demesiyle bir seyin farkina varmaz. Ancak kendi kendini sorgular ve degerlendirirse farkina varir.

Once bir farkina var, sonra ne olacagini da yasar gorursun.

Sen hala doga ustu bir guc aramaktasin. Once neden boyle bir arama icinde oldugunu kendine sorman ve cevaplaman llazim. Sonucta kendi varliginin bilinc ve farkina varsan, zaten boyle bir guc aramaz ve ustelik bu gucu sana aratanin senin aklin ve onun inanci ve dogrulamasi oldugunu algilarsin.

Ortada "yanlislik/dogruluk" degil; bilimsel olgu ve bilimsel bilgi ve algi var. Yani akilci,ideolojik, inancsal ve dogrusal aklin yarattigi bir sey olmasi yerine.

Bir sen dogru oldugu ile degil,olgu oldugu gozlem verdigi ve teorisinin test edilebildigi ile belirlenir.

Aklinin once kendi disinda bir sey aramaktan, dogrudan,kesinlikten, ideolojiden ve inanctan kurtulmasi ve bunlarin birer insanoglu urunu oldugunu algilamasi gerekir.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Hangi linkler "calismiyor?" Gozlemlenen gercek degil, fenomendir. Fenomenin ne oldugu tartismasi da epistemolojinin, bilimin tartismasi degil, bilimsel degil; metafizigin varlik temelli tartismasidir, ideolojik inancsal ve dogrusaldir. Bilimselligin verisi gercek degil, olgudur. Ortada bir "kral" yok. Sadece yapilandirmaci bakis acisi var.

Birincisi varliginin hem bir tur hem de bir bir olarak farkina variyorsun. Ikincisi butun tartisilan her turlu varlik kavraminin bir insanoglu bilgisi ve algisi oldugunun farkina variyorsun. Insanoglu disinda ortaya koyan ve anlam ve icerik veren baska bir gucun ve varligin epistemolojik olarak var olmadiginin farkina variyorsun. Bilimsel olarak insanoglunun dogum ve olum yerine sadece ve sadece bir yasami oldugunun ve bu yasami kendi yasamasi gerektiginin farkina variyorsun. Kendi beyninin onun numenal yetisinin ve bunun senin kontrolunde ve yonlendiriminde oldugunun farkina variyorsun.

Yasamini feda ettigin her turlu etik degerin, aslinda birer insanoglu ortaya koyumu oldugunun farkina variyorsun.

Insanoglu disinda kalan gercegin ne oldugunun sadece insanoglu yapilandirmisligi oldugunun farkina variyorsun.

Aklin sinirinin ve bu siniri cizenin sen oldugunun farkina vasriyorsun.

Bu sinirlari sorgulayabilmenin ve asabilme olanaginin oldugunun farkina variyorsun.

Senden baska senden sorumlu/yukumlu olmadiginin "kendin edip kendin buldugunun/kendin ekip kendin bictiginin, kendi kendine gelin guvey oldugunun" farkina variyorsun.

Yaraticinin da, akilli tasarimcinin da, teleolojik tum amaclarinda nesneye ozne icerigi vereninde ona akil ve yaraticilik yukleyeninde sen ve turun insanoglu oldugunun farkina variyorsun.

Burda kesiyorum, cunku bunlarin farkina ben dersem degil; sen bilinclenir bilgilenir ve algilarsan varirsin. Kimse kimsenin demesiyle bir seyin farkina varmaz. Ancak kendi kendini sorgular ve degerlendirirse farkina varir.

Once bir farkina var, sonra ne olacagini da yasar gorursun.

Sen hala doga ustu bir guc aramaktasin. Once neden boyle bir arama icinde oldugunu kendine sorman ve cevaplaman llazim. Sonucta kendi varliginin bilinc ve farkina varsan, zaten boyle bir guc aramaz ve ustelik bu gucu sana aratanin senin aklin ve onun inanci ve dogrulamasi oldugunu algilarsin.

Ortada "yanlislik/dogruluk" degil; bilimsel olgu ve bilimsel bilgi ve algi var. Yani akilci,ideolojik, inancsal ve dogrusal aklin yarattigi bir sey olmasi yerine.

Bir sen dogru oldugu ile degil,olgu oldugu gozlem verdigi ve teorisinin test edilebildigi ile belirlenir.

Aklinin once kendi disinda bir sey aramaktan, dogrudan,kesinlikten, ideolojiden ve inanctan kurtulmasi ve bunlarin birer insanoglu urunu oldugunu algilamasi gerekir.


ilk mesajdaki 2 linkte açılmıyor üstad.. ben bu saydığınız farkındalıkların hepsinin farkındayım üstad:) ben tee gücüklükten beri bana verilen ve algıladığım tüm bilgilerin kaynagının/özelliğinin farkındayım...annemin annnelik duyguları ile verdiği bilgilerin farkındayım, dedemin aneneleri töresi, aldığı kültürle ile verdiği bilgilerin farkındayım, ortaokul hocamın müfredatla verdiği bilgilerin farkındayım, arkadaşımın kendi inancıyla ideolojisiyle verdiği bilginin farkındayım,dinin,bilimin,felsefenin, verdiği bilginin farkındayım... bakın işte sizinle aramızdaki farklardan biride bu... bana göre bu bilgilerin hepsi DEĞERLİ..ama size göre numende numen bilim qua:) bilimsel olgu ve bilimsel bilgi ile sınırlama derken kastım buydu... bilim adamlarının hakikatle yapamadıkların, insanların inançla yaptıkları tarihsel ve güncel bir gerçektir ve hep öyle olacaktır.. sizin gerçek yok ,kesinlik yok,mutlak yok v.b söylemleriniz algıladığımız evren ve insan karşısında oldukça aciz ve açıkçası komik kalıyor.. ben bilim karşıtı değilim aksine bilimin insanlığı yükselten ,yücelten bir alan olduğunun çok çok ama çook farkındayım..ama sizinle bilimsel verileri algılayışmız oldukça farklı..bu bilime bakarak bu evrenin ve insanın; üstün ve benzersiz bir bilgi ve ustalıkla inşa edilmediğini düşünmek bana göre im-kan-sız..gene bana göre rasgelelliğe yada öylesineciliğe inanmak aklı inkar etmektir....ayrı yetten numenal yetiyide inkar etmektir:))) bir gerçek mi var? neyi inkar ediyorlar,aklın tatmini bunlar,emperyalist oyunlar bunlar :) dediğinizi duyar gibiyim:)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
ilk mesajdaki 2 linkte açılmıyor üstad.. ben bu saydığınız farkındalıkların hepsinin farkındayım üstad:) ben tee gücüklükten beri bana verilen ve algıladığım tüm bilgilerin kaynagının/özelliğinin farkındayım...annemin annnelik duyguları ile verdiği bilgilerin farkındayım, dedemin aneneleri töresi, aldığı kültürle ile verdiği bilgilerin farkındayım, ortaokul hocamın müfredatla verdiği bilgilerin farkındayım, arkadaşımın kendi inancıyla ideolojisiyle verdiği bilginin farkındayım,dinin,bilimin,felsefenin, verdiği bilginin farkındayım... bakın işte sizinle aramızdaki farklardan biride bu... bana göre bu bilgilerin hepsi DEĞERLİ..ama size göre numende numen bilim qua:) bilimsel olgu ve bilimsel bilgi ile sınırlama derken kastım buydu... bilim adamlarının hakikatle yapamadıkların, insanların inançla yaptıkları tarihsel ve güncel bir gerçektir ve hep öyle olacaktır.. sizin gerçek yok ,kesinlik yok,mutlak yok v.b söylemleriniz algıladığımız evren ve insan karşısında oldukça aciz ve açıkçası komik kalıyor.. ben bilim karşıtı değilim aksine bilimin insanlığı yükselten ,yücelten bir alan olduğunun çok çok ama çook farkındayım..ama sizinle bilimsel verileri algılayışmız oldukça farklı..bu bilime bakarak bu evrenin ve insanın; üstün ve benzersiz bir bilgi ve ustalıkla inşa edilmediğini düşünmek bana göre im-kan-sız..gene bana göre rasgelelliğe yada öylesineciliğe inanmak aklı inkar etmektir....ayrı yetten numenal yetiyide inkar etmektir:))) bir gerçek mi var? neyi inkar ediyorlar,aklın tatmini bunlar,emperyalist oyunlar bunlar :) dediğinizi duyar gibiyim:)

Tamam, goruslerin icin tesekkurler. Eger konu ile ilgili sorularin olursa belirtirsin, bende elimden geldigince yanitlarim. Ayricaemperyalist zihniyetin felsefi, inancsal, ideolojik, etik olarak ne oldugunu algilamak ile bunun bilimsel ayagini algilamak, farkli bilinc ve farkindalik gerektirir.

Cikmayan linki bir daha veriyorum. Diger link onun icinde zaten.

)



Turkiye, yukarda aciklandigi gibi, henuz constructive kelimesinin ne oldugunda karar kilamadigi icin hem yapilandirmacilik hem de olusturmacilik hem de konstruktivizmin (bir cesit constructive'in yazilis ve soylenis algisi) kullanimini iceriyor.

Bu linkten cikan sayfadan ustten ikinci linke ordan da olusturmacilik yazan yazinin ustunu tiklayacaksin.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
teşekkürler üstad.. En değerli kişiler alçakgönüllü olanlardır...Einstein'ın bu sözü size gelsin:)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
teşekkürler üstad.. En değerli kişiler alçakgönüllü olanlardır...Einstein'ın bu sözü size gelsin:)

Rica ederim. Birey olarak insanlik gorevimiz gozlemin sorunsal ve tum resimsel algi ve bilgisini dile getirmek, bu dile getirim ile ilgili olarak ta yanitlara, sorulara v.s. aciklik getirmek. Butun bunlari yaparken de, kimsenin dusuncesine, inancina, ideolojisine v.s. mudahele etmemek. Sonucta kim kendini nasil neden ve ne ile gelistirecek, yenileyecek, ilerletecek ve beyninde yer alanlari sorgulayacak sa bunu kendi istemi ve bilinci ile yapacak.

Kisaca yol gostermek bizden, o yolu gormek istemek, o yolda yurumek istemek, o yolu algilamak ve bilmek istemek okurdan.

Cunku kimseyi kendi istemi disinda kucaklayip, gosterdigimiz yola alacak ve yolumuza kisilerin gelmesi icin politik ve cikarci davranacak degiliz. :)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bak soyle dusun;

Kimi Allah'in yolunu gosteriyor.

Kimi etigin yolunu gosteriyor.

Kimi varligin yolunu gosteriyor.

Kimi politikanin yolunu gosteriyor.

Kimi milliyetin, baska dinlerin, dinsizligin, inancin, inancsizligin, birin, aklin, cesitli ideolojilerin v.s. yolunu gosteriyor.

Ben ise birey olarak numenal yeti kullanim ve paylasiminin insan ve insanliginin yolunu gosteriyorum ve buna da yukarida bunun disinda kalan her bir ve herturlu yolun sorunsal gozlemini qua felsefesinin notr algisi ve disaridan bakis acisi ile yapiyorum.

Yukaridaki yol gostericilerin hepsi her yol gosterdigini kendi yoluna cekmeye ve diger yollar ile kendi inandigi yolun dogrulugunun mucadelesini savunarak sahiplenerek, sabitleyerek ve diger yollara karsi cikarak onlari distalayarak, karsisina alarak otekilestirerek v.s. yapiyor.

Ben ise birey olarak o yollarin her birinin numenal insan ve insanligi icermedigini ve insanoglunun yasam iliski duzen ve sistem sorunu oldugunu gozlemin bilimselligi, bilisselligi ve insanoglu temelinde kavramsal olarak dile getiriyorum.

Bunu yaparkende insan ve insanlikdisinda kalan ve insanoglunun ortaya koydugu ve kendi arasinda dogruluk mucadelesi verdigi herbir yolun bilgisini, bilincini, birikimini ve farkindaligini algilayarak yapiyorum.

Umarim bu aciklamalardan sonra benim ne yaptigim, daha bir net algilanir.

Iste kisaca hepsi bu.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Yukaridaki yol gostericilerin hepsi her yol gosterdigini kendi yoluna cekmeye ve diger yollar ile kendi inandigi yolun dogrulugunun mucadelesini savunarak sahiplenerek, sabitleyerek ve diger yollara karsi cikarak onlari distalayarak, karsisina alarak otekilestirerek v.s. yapiyor.

Ben ise birey olarak o yollarin her birinin numenal insan ve insanligi icermedigini ve insanoglunun yasam iliski duzen ve sistem sorunu oldugunu gozlemin bilimselligi, bilisselligi ve insanoglu temelinde kavramsal olarak dile getiriyorum.

anlıyorum ve birçok noktada size katılıyorum üstad.. katılmadığım noktaları yada aklımda oluşan soruları bazen sert/aşırı ifadelerlede olsa zaman zaman dile getiriyorum bildiniz üzere:) sizi kızdırmayı henüz başaramadım:) ama yok yok tarzım böyle kasten yapmıyorum inanın ki..

şimdi üstadım sizin yol ve önerileriniz ile diğerleri arasında algımı şöle anlatayım size; İnançlar,ideolojiler,her türlü ayrımcılık v.b yerzüyüzünde savaşlara,yoksulluğa,yoksunluğa,açlığa,şiddete ,anlayışsızlığa,vicdan çarpıtımına,düşünce kısıtlamasına, adaletsizlige,sömürüye v.b neden oluyor/görünüyor...pekiii...kısaca tüm inanç,ideoloji,ayrımcılık v.b bunların hepsini yeryüzünden silsek...insanlık barışa, huzura insanlık bilincine, bir olmaya v.b kavuşur mu? bence KAVUŞAMAZ.. çünkü dünyayı ve insanı kötü yapan bunlar değil insanın kendisidir yani başta merhametsiz egosu,çıkarcılığı,bencilliği,güç, ihtiras, zevk düşkünlüğü, vicdansızlığı,gaddarlığı zalimliği vs vs.. saymakla bitmez yani bence temel sorun bu ve insanlık türü ve birinden kaynaklı :) hepsi sizin dediğiniz bilince ulaşsa bile dünyanın durumu insan böyleyken değişmez..insanı temelde kötü yapan kendi yapılandırdıkları değil kendinde olanlardır..kendimizde olanları elbet çözebiilriz ama şu dünya şartlarında hayalcilik olur biraz....yani sizin temelde gösterdinizi yolda ( yaşam ötesi hariç) güzel yollardan biri ..tıpkı diğerleri gibi bir yol..ama bakın insanlar o yolları ne hale getirdiler...emperyalistler artık demokrasi insanlık v.s adı altında sömürgecilik yapıyor....değişen ne ki? modern insanın barbar dedimiz insandan şekil haricinde ne farkı var? insanlık değerleri olmayınca..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
pekiii...kısaca tüm inanç,ideoloji,ayrımcılık v.b bunların hepsini yeryüzünden silsek...insanlık barışa, huzura insanlık bilincine, bir olmaya v.b kavuşur mu? bence KAVUŞAMAZ.. çünkü dünyayı ve insanı kötü yapan bunlar değil insanın kendisidir yani başta merhametsiz egosu,çıkarcılığı,bencilliği,güç, ihtiras, zevk düşkünlüğü, vicdansızlığı,gaddarlığı zalimliği vs vs.. saymakla bitmez yani bence temel sorun bu ve insanlık türü ve birinden kaynaklı :) hepsi sizin dediğiniz bilince ulaşsa bile dünyanın durumu insan böyleyken değişmez..insanı temelde kötü yapan kendi yapılandırdıkları değil kendinde olanlardır..kendimizde olanları elbet çözebiilriz ama şu dünya şartlarında hayalcilik olur biraz.yani sizin temelde gösterdinizi yolda ( yaşam ötesi hariç) güzel yollardan biri ..tıpkı diğerleri gibi bir yol..ama bakın insanlar o yolları ne hale getirdiler...emperyalistler artık demokrasi insanlık v.s adı altında sömürgecilik yapıyor....değişen ne ki? modern insanın barbar dedimiz insandan şekil haricinde ne farkı var? insanlık değerleri olmayınca..

Yukaridaki alintida bazi dusuncelerini koyulastirdim. Bunun nedeni bence senin beynindeki celiskinin gayet acik ve net dile getirdiklerine yansimasidir. En azindan bunlari dile getirebilmek ve yansitabilmek, sorgusuz, kesin ve degismez bir temelde olsa da celiskinin kisi elince dile getirilebilmersi gayet onemlidir.

Buyuk olarak yazdigin "kavusmaz" in altinda yatan akil algisi cumlen aynen su "dunyayi ve insani kotu yapan bunlar degil, insanin kendisidir"

Peki insanin kendisini "kendi" yapan nedir? ve "bunlar" nedir? arada "bunlar" ile "kendi" arasinda bir bag var midir?, varsa bu bag nedir?

Sonra "saymakla bitmez" olarak siraladigin "bunlar" mi yoksa "kendi" midir?

Yine aynen su cumle "insani temelde kotu yapan kendi yapilandirdiklari degil, kendinde olandir." Burada insanoglunun "yapilandirdiklari" ve "kendinde olan" farki nedir ve bu farki ortaya koyan nedir? Bu fark yukaridaki "bunlar" ile "yapilandirdiklari" arasinda da var mi?

"kendinde olan" insanogluna nerden ve nasil gelmistir? Kim/ne bunu insanogluna vermistir?

Su cumle ise, dusuncelerine "farkli bir boyut" katiyor. "kendimizde olanlari elbet cozebiliriz, ama su dunya sartlarinda hayalcilik olur biraz" bu cumledeki "dunya sartlari" kimin/neyin eseridir?, burada insanoglu disinda olan faktorler nelerdir?

"modern/barbar" farkini kim/ne ortaya koyar ve bu farkin temeli ve kokeni neye dayanir?, burada sence ve varsa insanoglunun "kendinde olan" inin rolu nedir?

"insanlik degerleri" nedir, insanoglunun "kendinde olan" mi "kendinde olmayan" midir? Eger insanlik degerleri "bunlar" ve "kendi yapilandirdiklari" ni icermiyorsa, kaynagi nedir?

Kisaca insanoglunun "bunlari/yapilandirdiklari" ve kendi/kendinde olani" farki nedir? bu fark kaynagini nereden alir ve bu farkin olmasinda kimin/neyin rolu vardir? Butun bunlarin "dunya/dunya sartlari" ile iliskisi nedir. Dunya sartlari/kendinde olan/yapilandirilmislik" farklarini insanoglu disinda baska hangi guclere v.s. bagliyorsun, nasil ve neden?

Eger bu sorulari net algilar ve kendince yanitlarsan, konu cok daha aydinliga kavusacak. Cunku beynin her turlu celiskisi, cikmazi, teslimiyeti, caresizligi v.s. bu sorular ve cevaplarinda yatiyor.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Kisaca insanoglunun "bunlari/yapilandirdiklari" ve kendi/kendinde olani" farki nedir? bu fark kaynagini nereden alir ve bu farkin olmasinda kimin/neyin rolu vardir? Butun bunlarin "dunya/dunya sartlari" ile iliskisi nedir. Dunya sartlari/kendinde olan/yapilandirilmislik" farklarini insanoglu disinda baska hangi guclere v.s. bagliyorsun, nasil ve neden?

Eger bu sorulari net algilar ve kendince yanitlarsan, konu cok daha aydinliga kavusacak. Cunku beynin her turlu celiskisi, cikmazi, teslimiyeti, caresizligi v.s. bu sorular ve cevaplarinda yatiyor.

Hımm güzel sorular üstad.... bu düşüncelerimin temelini şöyle açayım; sizin insansı yapılandırma olarak ifade ettiğiniz durumları insandan sökmek için insanı yalınlaştırmak gerekiyor..evet başlayalım..yalınlaştıralım yalınlaştıralım....insanın en duru hali nedir? en son ''sıfır'' noktasına inebiliyor muyuz? hayırrr:) numenal yetimiz ve duygularımız var..bunları biz yapılandırmadık..ama öyle yada böyle, işte herşeyi bunların üzerine yapılandırdık.(doğru-yanlış) .herşeyi biz yaptık nasıl diyeceğiz..bi kere en baştan özgür değiliz..numenal yetimiz ve duygularımızı en yalın hali ile kendimizce belirleme şansımız yok..bu da bize tam bağımsızlık şansı tanımaz... tüm sorularınıza verilecek ana cevabım budur..

bu anlamda kimin/neyin rolu var? sorusunun cevabını verebilecek kimse var mı? ortada kabaca kurgu diyebileceğimiz bir durum var..bu kurgudan belli bir sınırdan sonra çıkamıyoruz.. insan kendi Tanrısı olamaz kısaca..
ben bu sebeblerden ötürü insanın bu yapısının ve mekanı olan evrenin bir Yaratıcı tarafından tasarlandığına inanıyorum.. geri kalan tüm versiyonlar aciz kalıyor saçma7uyumsuz modunun ötesine geçemiyor..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Hımm güzel sorular üstad.... bu düşüncelerimin temelini şöyle açayım; sizin insansı yapılandırma olarak ifade ettiğiniz durumları insandan sökmek için insanı yalınlaştırmak gerekiyor..evet başlayalım..yalınlaştıralım yalınlaştıralım....insanın en duru hali nedir? en son ''sıfır'' noktasına inebiliyor muyuz? hayırrr:) numenal yetimiz ve duygularımız var..bunları biz yapılandırmadık..ama öyle yada böyle, işte herşeyi bunların üzerine yapılandırdık.(doğru-yanlış) .herşeyi biz yaptık nasıl diyeceğiz..bi kere en baştan özgür değiliz..numenal yetimiz ve duygularımızı en yalın hali ile kendimizce belirleme şansımız yok..bu da bize tam bağımsızlık şansı tanımaz... tüm sorularınıza verilecek ana cevabım budur..

bu anlamda kimin/neyin rolu var? sorusunun cevabını verebilecek kimse var mı? ortada kabaca kurgu diyebileceğimiz bir durum var insan kendi Tanrısı olamaz kısaca..
ben bu sebeblerden ötürü insanın bu yapısının ve mekanı olan evrenin bir Yaratıcı tarafından tasarlandığına inanıyorum.. geri kalan tüm versiyonlar aciz kalıyor saçma7uyumsuz modunun ötesine geçemiyor..

Neden inemiyoruz/inemiyorsun?

Bir seyin olmasi baska, onun yapilandirilmasi baskadir. Insanoglu tabulu rasa dogar bu insanoglunun numenal yeti ile dogdugunu ama herhasngibir numenal yeti kavramsal degeri tasimadigini gosterir. Yetini tabiki belirleyemezsin ama onun icerigini anlamini ve kullanim/paylasimini belirlersin.

Insan neden illa tanrilastirsin ya da tanrilassin?, numenal yeti olarak insanlassin yeter.

"Tasarlamak" bir fiildir ve bunun icin bir is, hareket ve olus gerekir. Bu da sadece canli turune ve bu turun beyni ve numenal yetisi olanina ait bir yetidir. Bu yetisi olarak en gelismis ve epistemolojik olarak belirleyici ve belirtici tek faktor ise insanogludur.

Ayrica unutmaki yaraticinin yaratilis kisir dongusu var. Algiladigim kadariyla sen aklini bir ilk bulma anlaminda tatmin etmek istiyorsun. Peki neden orda duruyorsun, yaraticinin da yaratanini neden aramiyorsun?

Tabi bu bir inanctir ve bilimsel bilissel hic bir tarafi yoktur.

Peki sence yaratici=evren mi (panteizm) yoksa yaratici evren ic ice mi? (panenteizm)

Ayrica bu yaraticinin senin uzerinde bir yaptirimi etkisi, rolu v.s. var mi? (teizm) senin de buna karsi gorevlerin var mi (din)

Tek bir yaratici vardir, o da kavramin ve dilin yaraticisi insanogludur. Tasarliyan da odur.

http://www.felsefe.net/felsefeye-giris/5215-yaratilis-ve-yaratis-farki-etken-ve-edilgenlik.html

http://www.felsefe.net/felsefeye-gi...celismez-yaratilis-algisi-ve-alternatifi.html

Yaratilis konusunu istersen yukaridaki basliklardan devam edebiliriz. Bu baslik yeri degil.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Neden inemiyoruz/inemiyorsun?

Bir seyin olmasi baska, onun yapilandirilmasi baskadir. Insanoglu tabulu rasa dogar bu insanoglunun numenal yeti ile dogdugunu ama herhasngibir numenal yeti kavramsal degeri tasimadigini gosterir. Yetini tabiki belirleyemezsin ama onun icerigini anlamini ve kullanim/paylasimini belirlersin.

Insan neden illa tanrilastirsin ya da tanrilassin?, numenal yeti olarak insanlassin yeter.

"Tasarlamak" bir fiildir ve bunun icin bir is, hareket ve olus gerekir. Bu da sadece canli turune ve bu turun beyni ve numenal yetisi olanina ait bir yetidir. Bu yetisi olarak en gelismis ve epistemolojik olarak belirleyici ve belirtici tek faktor ise insanogludur.

Ayrica unutmaki yaraticinin yaratilis kisir dongusu var. Algiladigim kadariyla sen aklini bir ilk bulma anlaminda tatmin etmek istiyorsun. Peki neden orda duruyorsun, yaraticinin da yaratanini neden aramiyorsun?

Tabi bu bir inanctir ve bilimsel bilissel hic bir tarafi yoktur.

Peki sence yaratici=evren mi (panteizm) yoksa yaratici evren ic ice mi? (panenteizm)

Ayrica bu yaraticinin senin uzerinde bir yaptirimi etkisi, rolu v.s. var mi? (teizm) senin de buna karsi gorevlerin var mi (din)

Tek bir yaratici vardir, o da kavramin ve dilin yaraticisi insanogludur. Tasarliyan da odur.

http://www.felsefe.net/felsefeye-giris/5215-yaratilis-ve-yaratis-farki-etken-ve-edilgenlik.html

http://www.felsefe.net/felsefeye-gi...celismez-yaratilis-algisi-ve-alternatifi.html

Yaratilis konusunu istersen yukaridaki basliklardan devam edebiliriz. Bu baslik yeri degil.

sıfır noktasına inebilmemiz için kendimize ait herşeyi mutlak bir hakimiyetle yönetebilmemiz gerekli.. sizce mümkün mü? bu bedenlerle,duygularla ve numenal yetimizin sınırları ile imkansızı istiyorsun üstad.)

Bir yaratıcıya inanma sebebim sadece bunlar değil birçok şey var..

gene zorlu sorular sormuşsunuz.) madem öyle özellikle şu ilk bulma mevzunda size korkunç sorularım olcek:) ilk fırsatta o konuları okuyup oraya geleceğim:) To Be Continued..:)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
sıfır noktasına inebilmemiz için kendimize ait herşeyi mutlak bir hakimiyetle yönetebilmemiz gerekli.. sizce mümkün mü? bu bedenlerle,duygularla ve numenal yetimizin sınırları ile imkansızı istiyorsun üstad.)

Bir yaratıcıya inanma sebebim sadece bunlar değil birçok şey var..

gene zorlu sorular sormuşsunuz.) madem öyle özellikle şu ilk bulma mevzunda size korkunç sorularım olcek:) ilk fırsatta o konuları okuyup oraya geleceğim:) To Be Continued..:)

Buyur, beklerim. Insanoglunun ortaya koyma acisindan imkansiz yoktur. Imkansiz olan insanoglunun yapilandirilmis yapi ve isleyisinin algi ve bilgi degerlendirmesidir. Dolayisiyle imkansizi imkanli kilacak olan da yapilandirilmis yapi ve isleyisin evrensel ayniliktaki temel ve kokenine erismektir. (Bkz-evrensel-insan zihniyeti)
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Buyur, beklerim. Insanoglunun ortaya koyma acisindan imkansiz yoktur. Imkansiz olan insanoglunun yapilandirilmis yapi ve isleyisinin algi ve bilgi degerlendirmesidir. Dolayisiyle imkansizi imkanli kilacak olan da yapilandirilmis yapi ve isleyisin evrensel ayniliktaki temel ve kokenine erismektir. (Bkz-evrensel-insan zihniyeti)
wow:) Che:) tamam üstad görüşmek üzere..şimdilik iyi günler,iyi akşamlar:)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst