- Konbuyu başlatan
- #1
İnsan denen varlığı elbette ilk kez burada tanımadım. İnsana dair ilk intibalarımı da burada edinmedim.
Akılcılığın, sağduyulu olmanın, doğruyu aramanın ve bulmanın önemini çok öncelerden beri biliyordum.
Bazı gözlemlerim, insana dair önemli veriler, bir takım bilgiler dağarcığımda az da olsa mevcuttu. İnsana dair bazı emin olmadığım, olamadığım ya da insana yakıştıramadığım vasıfların varlığı bilgisinden biraz da olsa arınmak ümidiyle, daha geniş bakış açılarına, daha nesnel ve tüm insanlık yararına fikirler içeren beyinler topluluğu olabileceği inancı ile bu siteye geldim.
Bana göre insanlar neyin peşinde olmalıydılar? ;
Gerçeğin. Doğru bilginin.
İnsan toplumunu kaosa değil, huzura, bir arada karşılıklı saygı içinde,ortak yaşam felsefesinin temellerinin atılmasına öncülük edebilecek kalitede doğru bilginin peşinde olmalıydılar. Bu nasıl sağlanabilirdi? Sağduyu ve gerçekçilikle.
Gerçek hayatta bilgiden uzak, diplomalı cahiller güruhunun içinden sıyrılıp, bilginin, bilge insanların topluluğu olarak addettiğim felsefe sitesine süzüldüğümde ise insana dair şaşkınlığım daha fazla arttı.
Neye inanıp neye inanmayacağını bilmemeyi geçtim, inandığını sandığı ideasının ardında bile samimice, dürüstçe duramayan, işine gelenin önünde twist kıvırtıp, arkasından nanik yapanları mı?
İnandığını sandığı ideasının gerçekleşmesi için doğru yanlış her yolu mubah sayanları mı?
80-100 promil alkol mü, bilmem kaç sarma esrar mı, eroin mi çektikten sonra klavye başına geçtiğini anlamakta güçlük çektiklerim mi?
Kendinde olan arızaları devamlı başkalarına yapıştırıp, yakıştıran, saygısızları mı?
Tarihi, insan psikolojisini, sosyolojiyi hiçe sayıp, (ya da bu bilgilerden noksanlıklarına tezahüren) olayları an itibari ile okuyup değerlendiren yüzeysel beyinleri mi?
Hangisini sayayım.
Ne çok zihniyet tanıdım burada.
Acı olan şu ki; doğru-dürüst, insani diyebileceğim zihniyetlerin tek elin parmak sayısından az oluşuna mı hayıflanmalıyım.
Şimdi; bu zihniyetleri seçim sonuçları ile eşleştirmeye çalışıyorum.
Acaba Türkiye nüfusunun kaçta kaçı akıllı, kaçta kaçı aptal?
Mezarından kalkıp gelme yeteneğine sahip olsa da, gelip şuracıkta o matematiğin mantığını anlatabilse Aziz Nesin.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 19:48 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 19:38 ----------
Bunlar benim kişisel düşüncelerim.
Bu başlığa yorum yapılmaması tercihimdir.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 19:55 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 19:48 ----------
Şunu belirtmenin gerekliliğini düşündüm; Tartışma adabını bilen, saygılı üyeleri hariç tutmak gerektiğini
Akılcılığın, sağduyulu olmanın, doğruyu aramanın ve bulmanın önemini çok öncelerden beri biliyordum.
Bazı gözlemlerim, insana dair önemli veriler, bir takım bilgiler dağarcığımda az da olsa mevcuttu. İnsana dair bazı emin olmadığım, olamadığım ya da insana yakıştıramadığım vasıfların varlığı bilgisinden biraz da olsa arınmak ümidiyle, daha geniş bakış açılarına, daha nesnel ve tüm insanlık yararına fikirler içeren beyinler topluluğu olabileceği inancı ile bu siteye geldim.
Bana göre insanlar neyin peşinde olmalıydılar? ;
Gerçeğin. Doğru bilginin.
İnsan toplumunu kaosa değil, huzura, bir arada karşılıklı saygı içinde,ortak yaşam felsefesinin temellerinin atılmasına öncülük edebilecek kalitede doğru bilginin peşinde olmalıydılar. Bu nasıl sağlanabilirdi? Sağduyu ve gerçekçilikle.
Gerçek hayatta bilgiden uzak, diplomalı cahiller güruhunun içinden sıyrılıp, bilginin, bilge insanların topluluğu olarak addettiğim felsefe sitesine süzüldüğümde ise insana dair şaşkınlığım daha fazla arttı.
Neye inanıp neye inanmayacağını bilmemeyi geçtim, inandığını sandığı ideasının ardında bile samimice, dürüstçe duramayan, işine gelenin önünde twist kıvırtıp, arkasından nanik yapanları mı?
İnandığını sandığı ideasının gerçekleşmesi için doğru yanlış her yolu mubah sayanları mı?
80-100 promil alkol mü, bilmem kaç sarma esrar mı, eroin mi çektikten sonra klavye başına geçtiğini anlamakta güçlük çektiklerim mi?
Kendinde olan arızaları devamlı başkalarına yapıştırıp, yakıştıran, saygısızları mı?
Tarihi, insan psikolojisini, sosyolojiyi hiçe sayıp, (ya da bu bilgilerden noksanlıklarına tezahüren) olayları an itibari ile okuyup değerlendiren yüzeysel beyinleri mi?
Hangisini sayayım.
Ne çok zihniyet tanıdım burada.
Acı olan şu ki; doğru-dürüst, insani diyebileceğim zihniyetlerin tek elin parmak sayısından az oluşuna mı hayıflanmalıyım.
Şimdi; bu zihniyetleri seçim sonuçları ile eşleştirmeye çalışıyorum.
Acaba Türkiye nüfusunun kaçta kaçı akıllı, kaçta kaçı aptal?
Mezarından kalkıp gelme yeteneğine sahip olsa da, gelip şuracıkta o matematiğin mantığını anlatabilse Aziz Nesin.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 19:48 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 19:38 ----------
Bunlar benim kişisel düşüncelerim.
Bu başlığa yorum yapılmaması tercihimdir.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 19:55 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 19:48 ----------
Şunu belirtmenin gerekliliğini düşündüm; Tartışma adabını bilen, saygılı üyeleri hariç tutmak gerektiğini