- Konbuyu başlatan
- #1
Öncelikle merhaba arkadaşlar.
Bulut Atlası'nda (Cloud Atlas 2013) Sonmi isimli klonun ilk başta gözden kaçabilecek önemli bir düşüncesi var. Ben kendi anladığım kadarıyla anlatmak istiyorum.
İnsanı hafıza ve bilinç olarak iki parça olarak düşündüğümüzü varsayın. Buradaki hafızadan kasıt sadece kişinin kendi hafızası değil, yazılı görsel materyaller ve her çeşit bilgi saklayabilen eşya. Daha derin düşündüğümüzde aslında etkileşim kurabildiğimiz bütün dünya hafızamızdır. Bizden izler taşır. Bilinç ise basitçe bu veriyi işleyen, kendinin farkında olan bir şey.
Sonmi'nin ilgimi çeken düşüncesi ise burada başlıyor. Öldüğümüzde, yani bilinç sona erdiğinde bizden geriye kalan tek şey hafızamız oluyor. Kendimize sakladığımız bilgiler değil tabii ki ama yazdığımız herşey, kaydettiğimiz herşey ve daha ilginci yaptığımız bütün değişikliklerle, bütün katkılarımızla birlikte bütün dünya varolmaya devam ediyor. Ve bütün dünya bizden bir parça taşıyor. Ve bir birey öldükten sonra diğerleri aynı hafızayı işlemeye ve kullanmaya devam ediyor.
Düşündüğümüzde aslında biz de bizden öncekilerin hafızasını kullanıyoruz, geliştiriyoruz. Filmde Sonmi 451'in "ölümsüz varlığımız" diyerek kastettiği şey bence bu. Sorum ise bu düşünceyi ilk ortaya atan kim biliyor musunuz? Filmde Aleksandr Soljenitsin ismi telafuz ediliyor ama emin olamadım.
Bulut Atlası'nda (Cloud Atlas 2013) Sonmi isimli klonun ilk başta gözden kaçabilecek önemli bir düşüncesi var. Ben kendi anladığım kadarıyla anlatmak istiyorum.
İnsanı hafıza ve bilinç olarak iki parça olarak düşündüğümüzü varsayın. Buradaki hafızadan kasıt sadece kişinin kendi hafızası değil, yazılı görsel materyaller ve her çeşit bilgi saklayabilen eşya. Daha derin düşündüğümüzde aslında etkileşim kurabildiğimiz bütün dünya hafızamızdır. Bizden izler taşır. Bilinç ise basitçe bu veriyi işleyen, kendinin farkında olan bir şey.
Sonmi'nin ilgimi çeken düşüncesi ise burada başlıyor. Öldüğümüzde, yani bilinç sona erdiğinde bizden geriye kalan tek şey hafızamız oluyor. Kendimize sakladığımız bilgiler değil tabii ki ama yazdığımız herşey, kaydettiğimiz herşey ve daha ilginci yaptığımız bütün değişikliklerle, bütün katkılarımızla birlikte bütün dünya varolmaya devam ediyor. Ve bütün dünya bizden bir parça taşıyor. Ve bir birey öldükten sonra diğerleri aynı hafızayı işlemeye ve kullanmaya devam ediyor.
Düşündüğümüzde aslında biz de bizden öncekilerin hafızasını kullanıyoruz, geliştiriyoruz. Filmde Sonmi 451'in "ölümsüz varlığımız" diyerek kastettiği şey bence bu. Sorum ise bu düşünceyi ilk ortaya atan kim biliyor musunuz? Filmde Aleksandr Soljenitsin ismi telafuz ediliyor ama emin olamadım.