Bilgen: Cumhurbaşkanı kendisini Zıllullah-ı fi'l-âlem olarak görüyor

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Gündem (Dünya\/Türkiye) kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Bilgen: Cumhurbaşkanı kendisini Zıllullah-ı fi'l-âlem olarak görüyor başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 796 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Gündem (Dünya\/Türkiye)
Konu Başlığı Bilgen: Cumhurbaşkanı kendisini Zıllullah-ı fi'l-âlem olarak görüyor
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
ANKARA (DİHA) - HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "utanmadan barış istiyorlar" sözlerine, "Barış istemek utanılacak bir şey değil. Utanç duyulması gereken şey bunca ölümler olurken Meclis'i tatile göndermek ve bir komisyon kurulmasını çok görmektir" dedi. Bilgen, Erdoğan'ın başkanlığa karşı çıktığı için HDP'yi düşmanlaştırmasını da, "Her halde bunu Allah'ın lütfü olarak görüyor. Kendisini de Allah'ın yer yüzündeki temsilcisi olan Zıllullah-ı fi'l-âlem olarak görüyor" dedi. Bilgen, cenazelerin verilmemesi ve yaralı YPG'lilerin teslim edilmesinin savaş suçu olduğunu belirterek, yetkililere general Beşir hatırlatmasında bulundu.

HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, güncel gelişmelere ve erken seçim tartışmalarına ilişkin HDP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.

Hükümete yakın gazetelerden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Siyasi ahlakım gereği en fazla oyu olan partiyi görevlendiririm, o kuramaz ise yine siyasi ahlakım gereği en fazla oyu olmuş ikinci partinin genel başkanını görevlendiririm" sözlerini hatırlatan Bilgen, bir padişahın "Eşeğine okuma yazma öğretilmesini istediği" fıkrasını anlattı. Padişahın bu isteğine talip olan bir kişinin çıktığını ve diğer insanların bunun gerçekleşmeyeceğini belirterek buna itiraz ettiğini vurgulayan Ayhan, talebi kabul eden kişinin, "Eşeğin okuma yazma öğrenmeyeceğini bende bilmiyorum.Ama bu bir yıl içinde padişah ölebilir, eşeği ölebilir ben ölebilirim" sözlerini hatırlatarak, Erdoğan'ın benzer bir şekilde söylediklerinden vazgeçtiğini söyledi.

Kimin hain olduğunu muhtarlar tespit edemez'

Başbakan'ın 35 günlük süre içinde sadece keşif çalışmaları yaparak, "savaş destekli seçim arayışlarına zaman kazandırdığını" ifade eden Bilgen, süreci daha "sivil darbe, saray darbesi" olarak nitelendirdiklerini ve bunların böyle olduğunun kanıtlandığını kaydetti. "Siyasete, demokratik kurallara dönüş" çağrısı yapan Bilgen, Cumhurbaşkanı'nı kast ederek, "HDP'ye hakaret etmeden önce sırça köşklerde oturanlar cümlesini kurarken herhalde şaka yapıyor" diye konuştu. Bilgen, Erdoğan'ın muhtarlarla yaptığı toplantıda muhtarlara "Muhbirlik yüklenmesini" de kendilerine kötü şeyler hatırladığını belirterek, "Bu söylem tıpkı çok partili hayata geçildiğinde vatan cephesi kurmak ve bu isimleri radyodan okutmak gibi bir şey. Kimin düşman olduğu, kimin hain mezhepten olduğu tespit görevi muhtarların değildir" sözleriyle eleştirdi.

Unutulması gereken şey

Cumhurbaşkanı'nın HDP'yi kastederek, "Utanmadan barış istiyorlar" sözlerini hatırlatan ve "Evet barış hiç utanmadan ısrarla istenilmesi gerekenler bir şeydir" diyen Bilgen, "Utanılması gereken şey bunca çatışma ve ölüm varken Meclis'in tatil edilmesini tercih edenler ve komisyon kurulmasını engelleyenler" diye konuştu.

"Kendisini Zıllullah-ı fi'l-âlem sanıyor"

Cumhurbaşkanı'nın "Arkasında Allah olduğunu" düşündüğünü belirten Bilgen, "Başkanlığını Allah'ın lütfü sanıyor ve böylece herhalde kendisini de Zıllullah-ı fi'l-âlem arz sanıyor, yani arzın Allah'ın yer yüzündeki temsilcisi olarak görüyor kendisini. Eleştirilemez ve karşı çıkılamaz bir durumda sanıyor kendisini" dedi.

'Pusulalara mühürleri kendisi bassın'

Erken seçim tartışmalarına de değinen Bilgen, "Bence Erdoğan şimdiden pusulaları bastırsın, çünkü etrafında güveneceği kimse kalmadı korumaları ajan çıktı, en yakınındakiler hain çıktı. O zaman şimdiden pusulalara bassın kendisini, bassın mühürleri ve ne zaman kazandığına inanırsa o zaman ülkenin yeniden seçim yapmasına ihtiyaç kalmayacak" diye belirtti.

'HDP'yi dışlayarak seçime gitmek istiyorlar'

"Başbakan'ın hükümeti kurma yetkisi olmadığı gibi görevi iade etme yetkisinin olmadığını da çok net görüyoruz. Siyasi ahlakın gereği bu işi ben yapamadım diyerek görevi iade etmesi gerekiyordu ama oyuncağını kaybedip bir daha bulamayacağını düşünen çocuk pozisyonunda" diyen Bilgen, önümüzdeki dönemde yaşanacak olanlara ilişkin de şunları ifade etti:
"Ayın 21'inde (Ağustos) Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırıp, MHP'nin yandan çalkı desteğini alıp HDP'siz bir hükümet kurabilirlerse, HDP'nin dışlandığı bir hükümetle seçime götürmeyi deneyecekler. Eğer koalisyon kurulursa, eğer 18 MHP milletvekili söyledikleri gibi o gün hastalanıp Meclis'e gelmezse HDP'siz seçenek devreye sokulmuş olur. Bizim plaka gibi bir derdimiz yok. 7 Haziranda oylarımızın kaybedilmemesi için nasıl bir hassasiyet gösterdiysek seçmenlerin iradesini temsil etmek için üzerimize düşeni kararlılıkla yerine getireceğiz."

'Tek hakimi Erdoğan olan hükümete partner aranıyor'

Önümüzdeki günlerin HDP'nin dışlanması HDP'li seçmenin başka bir muameleye tabi tutulması geçeceğinin altını çizen Bilgen., "HDP'li 4 ismin bakanlık yapıp yapmamasıyla ilgili bir plan yapıyorlar. Eğer ülke bu noktaya gelmişse oturup düşünmemiz lazım. Önümüzdeki bir haftayı bir hülleli evlilik arayışı ile geçiren bir siyasi iktidar ile karşı karşıyayız. Büyük ortağı olarak Cumhurbaşkanı'nın olduğu hükümete bir partner aranıyor. Gerçek egemen gerçek güç kendisi olan bu hükümete bir başka partner bulunacak mı onu göreceğiz?" dedi.

Yaşananları "HDP'nin daha büyük oy patlamasını engellemeye dönük" olduğunu belirten Bilgen, son günlerde yaşanan sivil infazlara da dikkat çekerek, şunları aktardı: "15 yaşındaki Muhammed imam hatip lisesi öğrencisiydi. Mısıra gösterilen duyarlılık gösterilmesi mümkün olmayacaksa, çocuk olması genç olması bir anlam ifade etmiyorsa hiç değilse okuduğu okul bir anlam taşır diye düşünüyoruz." Bilgen, Ağrı Valisi'nin de özel bir yetki kullandığını söyledi. Ayrıca Bilgen, çatışmada hayatını kaybeden Alevi askere gösterilen ayrımcılığı da eleştirerek, "Cenaze töreni Cemevi'nde yapıldığı için devletin oraya katılmaması utanç vericidir" şeklinde kaydetti.

Erdoğan'ın her şeyi tartışmalı hale gelir

Açıklamanın ardından soruları yanıtlayan Bilgen, Erdoğan'ın "Rejim değişmiştir" sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Rejim değişikliği kavramının ne anlama geldiğini umarım Cumhurbaşkanı bilerek söylüyor. Kastı yönetim değişikliği ise o zaman başka tartışmalar başlar. Kendisini bu anayasa ile sınırlı görmeyen bir Cumhurbaşkanı'n her şeyi tartışmalı hale gelir" dedi.

Ayrıca olası bir erkken seçimde Demirtaş'ın aday olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine de Bilgen., 23 Ağustostan itibaren bu durumu tartışmaya başlayacaklarını belirterek, "AKP açısından 3 dönemlikleri, CHP ön seçimi tartışıyor bizde bunları tartışacağız" diye kaydetti.

Seçim güvenliği dedikleri şey oylarımızı almaktır

Bilgen, bir başka soru üzerine de önerilen reform paketinin seçim barajının düşürülmesi, taşımalı oy milletvekillerinin özlük haklarının iyileştirilmesiyle sınırlı olduğunu ifade ederek, "Biz barajsız bir seçimden yanayız. Seçim güvenliği diye kast edilen şey alamadıkları oyları almaya yönelik tehdit politikalarının uygulanması ise, HDP'ye oy vermiş köylere hizmet verilmiyor" dedi.

'İttifakları iki parti arasındaki ittifak olarak değerlendirmiyoruz'

Barış Bloku üzerinden seçim ittifakı tartışmalarının da hatırlatılmasıyla Bilgen, seçimlere bir yandan barıştan demokrasiden yana olanlar öte yandan kamplaştıranların çatıştıranların seçimi olacağını aktararak, ittifak görüşmelerini de "İki parti arasında bir ittifak" tartışması olarak ele almadıklarını söyledi.

'General Beşir uygulamaları savaş suçudur'

Bilgen, bir başka soru üzerine muhtarlarla yapılmak istenen işin yeni olmadığını daha önce de İstanbul Valisi'nin talimatları olduğunu anımsatarak, "Bu isimlerin davalarda geçtiğini bütün Türkiye biliyor. Bunlar yeni yaklaşımlar değil, hem sorumsuz hem de insan güvenliğinden uzak yaklaşımlardır" şeklinde konuştu. Bilgen, cenazelerin teslim edilmemesi ve yaralı YPG'lilerin teslim edilmesine yönelik bir soruya da şu şekilde cevap verdi:

"Cenazelerin teslim edilmemesi insanlaşmaktan uzaklaşmaktır. Bütün inanların kazanımlarını yok sayarak kendi bildiği ezberlerde ısrar etmektir. İnsancıl hukuk çok net şekilde insancıl yaklaşımı ortaya koyuyor. Kimin nasıl kime iade edileceğine ilişkin net düzenlemeler var. Türkiye savaş suçu işliyor. General Beşir'in pozisyonuna baksınlar o da bir devlet başkanı darbe ile geldi. Canının istediğini yapabileceğini düşünüyor. Ama istediği ülkeye gidemiyor. Devlet başkanın kendi alışkanlıklarının devam ettirilmesinin sorgulanmasını istiyoruz. Bütün Türkiye toplumu bu tercihi doğru okuması gerekiyor."
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst