''bilet lütfen''

üç mühendis ve üç iş adamı iş seyehati için tren yolculuğu yapacaklardır.
yolculuk için iş adamları birertane bilet alırlar.mühendisler ise tek bir bilet alırlar.iş adamları şaşırırlar tabi
tek bir biletle üç kişi nasıl biniceksiniz diyede sorarlar,mühendisler ise sadece gülerler.
yolculuk başlar ve biletler toplanmaya başlar iş adamları biletlerini hazırlarken mühendisler ise üçüde aynı tuvalete girip beklemeye başlar.en son biletçi tuvaletin kapısını çalar ve ''bilet lütfen'' der içlerinden biri kapıyı açıp bileti uzatır.iş adamları bu yöntemi çok severler ve dönüşte aynı yöntemi biz yapalım diye karar alırlar.
dönüşte bu sefer iş adamları da tek bilet alır ama mühendisler hiç bilet almaz.iş adamları yine şaşkındır hiç bilet olmadan nasıl gidicekler diye düşüne dursunlar.yolculuk başlar ve biletler toplandığı anda iş adamları tuvalete girer,mühendisler ise onların girdiği tuvaletin karşısındaki tuvalete girerler.mühendislerden biri çıkıp karşı tuvaletin kapısını çalar ve ''bilet lütfen''der.iş adamları da bileti uzatır

teşekkürler efefel ağzına sağlık bizi gülümsettin..

İTÜ ve Boğaziçi mezunu Mühendislerin, kendilerine paye çıkartmak adına, okullarının adını vererek anlattıkları güzel bir fıkradır buHer dinlediğimde gülerim. Mühendis aklı işte,beleşçiler nolcek

yani gülümsedim ama bana uymadı...İnşaat mühendisleri ayrı olsa gerek...

Size uymadığından eminim turko29...Espriydi zaten..Çok Mühendis tanıdım,ama çok, çok azı beleşciydiYaşamda fazla genelleme olmamalı zaten..

Vallahi onu bunu bilmem de makine mühendisliğini, reel hayatımda 4 yılda bitirmiş hiç kimseyi tanımıyorum
Sahi popstar Ajdar'da makine mühendisiydi değil mi?

Belki de bu fıkradakiler Makine Mühendisleridir sevgili fidesAkılları böyle şeylere çalışmaktan okul askıda kalıyor bir süre

Bizim okul açıldığında iki bölümdü Makine ve İnşaat bitmez tükenmez bir savaş sürerdi, Pas kafalılarla, Beton kafalılar... Neyseki o dönemlerde okula pek uğramazım, 1981 e kadar sınıfımın hangi katta bile olduğunu öğrenemedim, 186-87 girişli olarak...

turko29, seni okuluna uğratmayanlar utansın!!!
"Asmayalım da besleyelim mi ?"diyenler utansın!!!

Eyvahhhh sevgili fides okuluma uğramadığım süreler içerisinde toplumsal zaaflar konusunda geniş bir araştırma içerisindeydim, bu süreçlerde dinleyici öğrenciiliklerim vardı İzmir ve Ankarada Psikoloji ve Sosyoloji bölümlerinde kendi tercihimle uzak kalmalarım oluyordu... yani boş zaman buldukça yaptığımız öğrencilik ihtiyacını o dönem çok duyduğum dallarda oluyordu.... 1984 ten sonra o ünlü TRT ekranları maceralar..)) 4 duvar arşınlamalar...fazla sıçrayan çekirgelerden olalaranım...

Mühendis fıkrası olunca dayanamadım;

Tanrı ne mühendisi ?

Bir makine, bir elektronik bir de inşaat mühendisi sohbet
ediyorlarmış.
Makineci, 'Bence tanrı kesinlikle makine mühendisi'
demiş.
'Neden' demiş diğerleri.
'Su vücuda, eklemlere, iskelet yapısına bakin.Ne kadar iyi tasarlanmış, mafsallar, kemik yapıları
falan. Tanrı kesinlikle makineci' demiş.


Elektronik mühendisi,
'hayır bence tanrı elektronik mühendisi' demiş.
'Neden' demişler.
'E baksanıza şu sinir sistemine, beyne. Muazzam bir elektronik yapı bu demiş. Yok yok, tanrı bir elektronikçi' demiş.

İnşaat mühendisi,' bence tanrı inşaat mühendisi' demiş.
'Ne alaka lan' demiş diğerleri.
Bizimki de;
'düşünsenize, sırf ekonomik olsun diye, zevk merkezinin ortasından atık su hattı geçirmek kimin aklına gelir' demiş, 'üstelik mimariyi de bozmadan..'


Betonculara kıyak geçeyim dedim.
Ne de olsa yuvamızı yapıyorlar

Sen inşaatcılara ne kadar torpil geçsende fiiliyatta uğraştığımız tiplemelerden örnek her seferinde yerlerde oluyorum, sonunu getiremiyorum fıkranın..)) benzerleri ile iç içe olduğumuz için...

İş kazası tutanağına planlama hatası diye yazmıştım. Bunu Yeterli görmiyerek, ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz. şu anda Hastanede yatmama neden olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur. Bildiginiz gibi ben bir duvarcı ustasıyım.inşaatın 6.katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı, yaklaşık 250 kg.kadar oldugunu tahmin ettigim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu. Aşağiya indim bir varil buldum, ona sağlam bir ip bağladım, 6. kata çıktım ipi bir çıkrıktan geçirip ucunu asağıya salladım. Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili 6. kata çıkardım. ipin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım. Bütün tuğlaları varile doldurdum. Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm. İpi çözmemle birlikte birden kendimi havada buldum. Nasil bulmuyayim ben yaklasık 70 kiloyum. 250kg lik varil suratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti. Heyecan ve şaşkınlıktan ipi birakmayi akil edemedim. Yolun yarisinda Dolu varille carpistik. Sag İki kaburgamin burada kirildigini saniyorum. Tam yukari cikinca 2 parmagim iple beraber cikriga sikisti. Parmaklarimda bu sirada kirildi.Bu esnada yere carpan varilin dibi cikti ve tuglalar etrefa sacildi. Varil hafifleyince bu sefer ben asagiya inmeye varil yukari cikmaya basladi ve yolun yarisinda yine varille carpistik.Sol bacağimin kaval kemigide bu sirada kirildi. Can havli ile ipi birakmayi akil ettim. Basimi yukari kaldirdigimda bos varilin suratle uzerime geldiğini gordum. Kafatasimin da boyle catladiğini saniyorum. Bayilmisim, gozumu hastanede actim. Cenab-i Hak'tan tum kullarini boyle gorunmez kazalardan korumasini diler, hurmetle ellerinizden operim.

tutamadım kendimi yine okudum....)))))))))))))

''tutamadım kendimi yine okudum....)))))))))))))''

Başka bir fıkra ile devam edelim .

Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog, antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şey ikram etmek için biraz ayrılır.

Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma baslar.

Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış."

Fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş."

Jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın tasların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış."

Matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış."

Antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş."

Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.

Adam cevap verir: "Boru yetmedi."

MÜHENDİSLER!!!
asma kat döşeme kalınlığı minumum ne olur, en ince ne yapabilirm. ? (çelik konstrüksiyon)
döşeme 2.50 ye 7 metre kadar olacak...

Haydi buyrunFelsefe sitesinde ticarete başladık..Nasıl olsa burası mizah köşesi,gülmek serbest değil mi?Kolay gelsin MÜHENDİSLER.SİZ MİSİNİZ GİDERKEN 3 KİŞİ TEK BİLETE,DÖNÜŞTE BEDAVA!!!

Vallahi Enkaz arkadaşım 32 yıl önce birlikte girdiğimiz mülakatta yine benim gibi (ozaman elbetteki gençlik) mülakatı yapan patron bana demir metrajı çıkarmam için bir proje verirken Odtülü olan gencede bu soruyu sormuştu tabi minimum diye değil ortalama diy onun cevabı basitti... bir süre düşündükten sonra 1,5 milim tabi bu arkadaşın sorusu ile ben odadan atılmıştım...)) gülmem kesildikten sonra...

Naylonnnnnnnnnnnnnn.......

Projede gerekmez.
Bak sayemde naylonkondun oldu..

okul isminin önemini o zaman kavramıştım...))
tabi her yerde ulu orta gülünmeyeceğini, ne kadat komik olsada konu,

Mahmut ile Nedim'in yaş toplamı 303'tür. Mahmut henüz ilkokula giden küçük bir çocuk, tosun bir yavrucak olduğuna göre Nedim'in kaplumbağa olma
olasılığı kaçtır.

a. 100 hektar
b. Bir miktar
c. Bilinmez
d. Yoktur
e. Hiç yoktan iyidir.