- Konbuyu başlatan
- #1
E
evrensel-insan
Ziyaretçi
"Bikkinlik" kavrami, insanoglunun zaman zaman dusuncesinde yasadigi ve elinden gelen yontem ne ise onu kullanarak "bertaraf ettigini" dusundugu bir terimdir.
Isin ilginci genelde bikkinlik, birey bilincine ulasamamis kisilerin baskalari dusunceleri uzerine hissettikleri bir duyumdur.
Eger bir kisi, kendi algisiyla bazi konu ve bilgileri kafasina takar ve bu konu ve bilgilerle yasamda karsilastiginda da bu takinti one cikarsa, bikkinlik yasar.
Halbuki dogal dusuncenin dogumdan itibaren verdigi herturlu ideolojik inancsal tabu ve degerleri, bir kisi; ya omur boyu bilincine ve farkina varmadan dusuncesinde tasir ve bu tabu veya ideolojik inancsal temelinde mucadele verir ve bunun farkina ve bilincine varamadigi ve bunun sabitliginin ve sahipliginin de bilincine ve farkina varamadigi icin, bu tasidigi tabu ve ideolojik inancsaldan bikmaz.
Buradaki sabitlik ve sahiplik, hem kisiyi kendi dusunce degerlerini sorgulamaktan ali koyar, hem de bikkinlik sadece bu tabu ve ideolojik inanca karsi bir dusunce belirirse ona gore gelir.
Bu bir cesit caresizliktir ve caresizlik iki yonludur. Birincisi kendi sabitledigi ve sahiplendigi tabu veya ideolojik inancsalin farkinda ve bilincinde degildir, bunun yanlislanabilecegini ve kendisinin caga uyarak bu tabu ve inancsali degistirebilecegini goremez, hem de kendisine bikkinlik veren ve kendi ideolojik inancsal veya tabusuna ters gelen ve caga uyumlu dusunceye, kendi dusuncesi ile karsilik verecek bilgi ve birikime sahip olmadigindan da, onunla mucadele yerine onu yasamindan kendince silmeye calisir.
Bu hem dusunceden hem de kendi degerlerini sorgulamaktan bir kacistir. Cunku kisi istese de istemesede yasam ve gercekleri onundedir. Bundan bikmak veya kacmak, sadece duyumsal bir caresizligin tezahurudur. Ayni icki veya bir uyusturucu da aranan gecici rahatlik gibi.
Oyuzden baskasinin dusunce ve davranislarini degerlendirip, onlarla ugrasmak ve onlara karsi bikkinlik duymak yerine; once herkes kendi dusuncesini sorgulamali ve sabitledigi ve sahiplendigi tabu ve ideolojik inancsallarini gozden gecirmeli ve bunlarin ne kadar evrensel/insansal oldugunu olcup, bicmelidir.
Bir kisi eger bunun bilinci ya da farkinda degilse; o kisinin ne ilerlemesi, ne de degisen dunya ve dusunce sartlarina ayak uydurmasi mumkun degildir.
O yuzden baskalarinin dusuncesinden bikmak yerine, once kendi dusuncemizi kendi akil sagligimiz, mantigimiz ve insanligimizin dusunce ve davranisa ne kadar yansidigini sorgulayarak degerlendirelim.
Bakarsiniz, bu degerlendirme, size; once kendi dusunce ve davranislarinizdan bikkinlik vererek, caga ve insanin insanligina uygun bir degistirmeye zorlar, tabi once butun bunlar icin birey bilinci ve farkindaligi gerekir.
Isin ilginci genelde bikkinlik, birey bilincine ulasamamis kisilerin baskalari dusunceleri uzerine hissettikleri bir duyumdur.
Eger bir kisi, kendi algisiyla bazi konu ve bilgileri kafasina takar ve bu konu ve bilgilerle yasamda karsilastiginda da bu takinti one cikarsa, bikkinlik yasar.
Halbuki dogal dusuncenin dogumdan itibaren verdigi herturlu ideolojik inancsal tabu ve degerleri, bir kisi; ya omur boyu bilincine ve farkina varmadan dusuncesinde tasir ve bu tabu veya ideolojik inancsal temelinde mucadele verir ve bunun farkina ve bilincine varamadigi ve bunun sabitliginin ve sahipliginin de bilincine ve farkina varamadigi icin, bu tasidigi tabu ve ideolojik inancsaldan bikmaz.
Buradaki sabitlik ve sahiplik, hem kisiyi kendi dusunce degerlerini sorgulamaktan ali koyar, hem de bikkinlik sadece bu tabu ve ideolojik inanca karsi bir dusunce belirirse ona gore gelir.
Bu bir cesit caresizliktir ve caresizlik iki yonludur. Birincisi kendi sabitledigi ve sahiplendigi tabu veya ideolojik inancsalin farkinda ve bilincinde degildir, bunun yanlislanabilecegini ve kendisinin caga uyarak bu tabu ve inancsali degistirebilecegini goremez, hem de kendisine bikkinlik veren ve kendi ideolojik inancsal veya tabusuna ters gelen ve caga uyumlu dusunceye, kendi dusuncesi ile karsilik verecek bilgi ve birikime sahip olmadigindan da, onunla mucadele yerine onu yasamindan kendince silmeye calisir.
Bu hem dusunceden hem de kendi degerlerini sorgulamaktan bir kacistir. Cunku kisi istese de istemesede yasam ve gercekleri onundedir. Bundan bikmak veya kacmak, sadece duyumsal bir caresizligin tezahurudur. Ayni icki veya bir uyusturucu da aranan gecici rahatlik gibi.
Oyuzden baskasinin dusunce ve davranislarini degerlendirip, onlarla ugrasmak ve onlara karsi bikkinlik duymak yerine; once herkes kendi dusuncesini sorgulamali ve sabitledigi ve sahiplendigi tabu ve ideolojik inancsallarini gozden gecirmeli ve bunlarin ne kadar evrensel/insansal oldugunu olcup, bicmelidir.
Bir kisi eger bunun bilinci ya da farkinda degilse; o kisinin ne ilerlemesi, ne de degisen dunya ve dusunce sartlarina ayak uydurmasi mumkun degildir.
O yuzden baskalarinin dusuncesinden bikmak yerine, once kendi dusuncemizi kendi akil sagligimiz, mantigimiz ve insanligimizin dusunce ve davranisa ne kadar yansidigini sorgulayarak degerlendirelim.
Bakarsiniz, bu degerlendirme, size; once kendi dusunce ve davranislarinizdan bikkinlik vererek, caga ve insanin insanligina uygun bir degistirmeye zorlar, tabi once butun bunlar icin birey bilinci ve farkindaligi gerekir.