Bertolt Brecht

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde A'dan Ç'ye kategorisinde fides tarafından oluşturulan Bertolt Brecht başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 7,203 kez görüntülenmiş, 14 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı A'dan Ç'ye
Konu Başlığı Bertolt Brecht
Konbuyu başlatan fides
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Süreyya Önal

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
19 NOLU SONNET
Yalnızca benden kaçma yeter
Boş sözler de etsen duymak istiyorum seni
Sağır olsan gönlüm sözlerini ister
Dilsiz olsan gördüğünü.

Kör olsam, seni görmek isterdim
Sen yanımda yol gösterici oldun
Uzun yolun daha yarısı bile aşılmadı
Bir düşün içinde yaşadığımız karanlığı

'Bırak beni yaralıyım' desen de boşa
Görevden dönülmez, yalnızca ertelenir
Başka bir yerde değil, yalnızca burda

Bilirsin özgür değildir gereksinilen kimse
Gönlüm herşeyden önce seni ister
Biz de diyebilirim, ben yerine.

BERTOLT BRECHT

brecht.jpg
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
BEKLEYECEĞİM SENİ

Savaşa gitmek mi istersin, git asker,
Gidenin bir daha gelmediği
Kanlı, kuduran savaşa.
Burda olacağım geri dönersen,
Yeşeren karaağaçlar altında bekleyeceğim seni,
Bekleyeceğim çıplak ağaclar altında,
Dönünceye dek en son asker,
Bekleyeceğim seni daha da çok.

Sen geri gelince savaştan
Göremeyeceksin kapıda başka bir çizme.
Yanımdaki yastık hep boş kalacak.
Dokunmamış olacak dudağıma başka dudak.
Bıraktığım gibi diyeceksin her şey,
Sen geri gelince savaştan,
Sen geri gelince.

BERTOLT BRECHT


lambayw8.jpg
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
BİR YAPRAK GÖNDER

Bir yaprak gönder bana,
bir koruluktan koparılmış olsun,
hiç değilse evinden yarım saat öteden.
Sen oraya dek yürür güçlenirsin,
bense kalkar teşekkür ederim sana
o güzel yaprak için.

BERTOLT BRECHT

biryaprakmisali_y.jpg
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
DÖRT AŞK ŞARKISI

-I-
Senden ayrılıp sonra
Kavuşunca bu büyük güne
Gördüm, görmeye başlayınca
Herkesi neşe içinde.
Ve o akşam vaktinden beri
Bilirsin ya, hangisi
Dudaklarım daha bir güzel
Ve ayaklarım daha bir çevik şimdi.
Daha yeşil ağaçlar dallar ve çimen,
Duyumsayınca böyle
Ve su daha hoş serin
Üstüme dökününce.

-II-
Bana neşe verince sen
Düşünüyorum da bazen:
Şimdi ölebilirim diyorum işte
Ve hep mutlu kalırım böylece
Ta sonsuza dek.
Sen yaşlanınca sonra
Ve hatırlarsan beni
Görünürüm yine bugünkü gibi
Ve bir sevgilin olur senin de
Hala gencecik biri.

-III-
Yedi gülü var dalın
Altısını yel alır
Biri kalır geriye
O da bana adanır.
Yedi kez çağırırım seni
Altısında gelme kal
Ama yedincisinde söz ver
Tek bir sözcükle gel.

-IV-
Bir dal verdi sevdiğim
Üstünde sarı yapraklar.
Yıl desen,geçer gider
Sevdaysa yeni başlar.

BERTOLT BRECHT



gothic91pm5lomp5.jpg
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
HALKIN EKMEĞİ

Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.
bakarsınız bol olur bu ekmek,
bakarsınız kıt,
bakarsınız doyum olmaz tadına,
bakarsınız berbat.
Azaldı mı ekmek,başlar açlık,
bozuldumu tadı,başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.

Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerle yuğurulan,iyi pişirilmemiş adalet yeter!
Yeter katıksız,kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!

Bolsa insanın önünde ekmek,lezzetliyse,
gözler öbür yiyeceklere yumulsada olur.
Ama her şey bollaşmaz ki birdenbire...
Bilirsiniz,nasıl bolluk doğurur ekmek:
Adaletin ekmeğiyle beslene beslene.

Ekmek her gün nasıl gerekliyse nasıl,
adalet de gerekli her gün,
hem o,günde bir çok kez gerekli.

Sabahtan akşama dek,iş yerinde,eğlencede,
hele çalışırken canla başla,
kederliyken, sevinçliyken,
halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe,
günlük, has ekmeğine adaletin.

madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,
onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?

Öteki ekmeği kim pişiren?

Adaletin ekmeğini de
kendisi pişirmeli halkın,
gündelik ekmek gibi.

Bol,pişkin,verimli.

BERTOLT BRECHT



adalet.jpg
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
SONE

Eskiden beri alışkınım pencerede
Suyun ya da ormanın uğultusuna
Çabucak uyudum böylece
Yatıp kaldım onun uzun saçlarında

O acılı geceden çok şey kalmadı aklımda
Biraz dizinden, azıcık boynundan
Sabun kokusu siyah saçlarında
Ve onun için kulaktan duyduklarım

Yüzü çabuk unutulur demişlerdi
İnce bir şey olduğundan üstünde
Yazılmamış boş bir kağıt gibi

Yüzü pek gülmez demişlerdi
Çabuk unutulacağını bilir kendisi de
Anımsamaz kim olduğunu belki, okusa bu şiiri


BERTOLT BRECHT




dali-rostropovich.jpg
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
ZAVALLI B.B.

Ben Bertolt Brecht kara ormanlardan geliyorum
Anamın karnındaydım daha
Kentlere taşıdığında beni
Ölünceye dek kalacak bende ormanların soğuğu

Asfalt kentte evimdeyim der demez
Son gereçler elimin altında
Gazeteler tütün içki
Çekingen tembel her neyse memnun

İyi geçinirim insanlarla başımda
Töreleri gereğince melon bir şapka
Tuhaf bir kokuları var bu hayvanların derim
Aldırma derim ben de onlardanım

Sabahleyin yanımda birkaç kadın
Sallantılı-koltuklarımda otururum
Bakarım onlara kuşkusuz derim ki
Bayanlar güvenmeyin bana sakın

Geceleyin erkekleri toplarım çevreme
Nasılsınız beyefendi teşekkür ederim beyefendi
beyefendi aşağı beyefendi yukarı
Ayaklarını uzatırlar masalarımın üstüne
İyi olacak işler derler bense
Sormam onlara ne zaman

Tan ağarırken çamlar işler ortalığa
Başlar cıvıldamağa kuşlar pireler içinde
İşte o zaman boşaltırım kadehimi kentte atarım
İzmaritimi uyurum kaygılı boğunlutu

Biz soysuzlar kapandık kaldık
Yıkılmaz sandığımız evlere
(Manhattan adasında yüksek yapıları da bu amaçla kurduk
Kurduk Atlantık üzerinde söyleşen ince antenleri de)

Yel üfürüp su götürecek bu kentleri
Seviçli kılıyor ev yiyiciyi yiyici boşaltmak
istiyor onu
Biliyorum biz geçici olduğumuzu
Adam sen de sözümüz bile edilmeğe değmez

Yer salsıldığı gün
Virjinya'larını bırakmıyacağımı onları acı
bulamayacağımı umarım
Ben Bertolt Brecht asfalt kentlerde çuvallamış
Eskiden kara ormanlardan gelmişim anamın
karnında

BERTOLT BRECHT

Brecht.jpg
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Bertolt Brecht: Korsan Jenny



Hey ahali! Görürdünüz ya beni
Yerleri ovup silerken hani
Bu rezil kasabada Güney’de
Bu köhnemiş cenabet otelde
Bakardınız aval aval ve bir teklik atardınız
Havanız artsın diye –ne kadar da cömertsiniz!-
Ama bilmezdiniz hiç kim’le dans edersiniz
Hayır. Karşınızda kim var bilemezdiniz

Ama durun bakalım karanlık basınca bir gün
Bir çığlık duyacaksınız geceyi yırtan
Kim acaba diyerek fırlıycaksınız yataktan
Ben hınzır bi tebessümle yerleri silerken hâlâ
“Ne sırıtır bu ya?” diye sorucaksınız
Anlatayım da öğrenin o zaman

Bir korsan gemisi açıkta
Adı Kara Kadırga
Ve bir kuru kafa pruva direğinde
Buraya gelmek üzere

Siz cici beyler, tersleneceksiniz hâlâ:
“Hey sürtük, elini çabuk tut, yerleri bitir ve çık hemen üst kata
Derdin ne senin ya? Ekmek kapın burası!”
Toslarsınız bahşişi
Ve gözlersiniz gemileri
Ama ben sayıyorum şimdiden kellelerinizi
Bir yandan da yatakları yapıyorum sessizce
Bu rahat döşeklerde kimse uyuyamıycak, tatlım
KİMSE!
HİÇ KİMSE!

Sonunda bir gece çığlığı duyunca
Diyceksiniz: “Ne bu gürültü ya?”
Görceksiniz beni orda pencereden bakarken
Ve diyceksiniz: “Nere bakar bu ya?”
Anlatayım da öğrenin o zaman

Bir gemi var biliyorum
Kara Kadırga
Limanı dönmek üzere
Ve topları dizilmiş güvertesinde


Şimdi beyler!
Yüzünüzden o rahat gülüşü silseniz iyi olur
Kasabanın tüm evleri yerle bir oluyor
Bu cenabet kasabada taş üstünde taş kalmayacak
Bir tek bu ucuz otel dimdik ve ayakta
Bağırcaksınız, “Neden ona bir şey yok?” diye
Evet.
Diyceğiniz bu olacak sadece:
“Neden dokunmadılar ona?”

Bütün gece gürültü-patırtı arasında
Düşünceksiniz kim yaşar orda yukarda
Ve sabah görceksiniz beni otelden çıkarken
İki dirhem bir çekirdek saçımda bir kurdela

Ve malûm gemi
Kara Kadırga
Bir bayrak çekecek direğine
Bir alkış tufanı yeri göğü inletecek

Tam öğleyin rıhtımda
İğne atsan yere düşmez kalabalıktan
Hayalet gemiden süzülenler
Gölgeler gibi dolaşacak ortalıkta
Ama kimse göremiycek onları
Ve zincire vuracaklar tekmil ahaliyi
Getirip karşıma dikecekler
Ve soracaklar bana:
“ŞİMDİ mi gebertelim bunları, yoksa SONRA mı?”
BANA soracaklar:
“ŞİMDİ mi bitirelim işlerini, SONRA mı?”

Tam öğleyin oracıkta
Yaprak kımıldamazken rıhtımda
Bir canavar düdüğü duyulacak uzaklardan
Ve o ölüm sessizliğinde:
“Tam zamanı.” diyeceğim onlara
“İşte şimdi tam zamanı.”

Yığacaklar cesetleri üst üste sonra
Ve ben bakıp diyeceğim ki:
“Öğrendiniz mi şimdi?”

Ve gemi
Kara Kadırga
Açık denizde kaybolup gidecek
Güvertesinde
onun
bir
tek
ben.


Çeviren : Mehmet Aslan


Dvme_resimleri_dvmeler_ejderha_akrep_kaplan_eytan_kurt_kafatas_korsan_dvmeleri_6.jpg

 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Bertolt Brecht: Birleşik Cephe Türküsü



1.
Ve insan insan olduğu için
yemek isteyecektir, buyrun hadi.
Oysa sözcükler ne etin yerini tutar,
ne de doldurur boş mideyi.

Haydi sola, bir kii!
Haydi sola, bir kii!
Yer var, yoldaş, sana da,
al Birleşik Cephe'de yerini,
çünkü bir işçisin sen de.




2.
Ve insan insan olduğu için
hoş görmez suratına inecek çizmeyi.
Ne kendi altında köleler ister,
ne de üstünde ister bir efendi.

Haydi sola, bir kii!
Haydi sola, bir kii!
Yer var, yoldaş, sana da,
al Birleşik Cephe'de yerini,
çünkü bir işçisin sen de.


3.
Ve işçi işçi olduğu için
ona başkası vermez özgürlüğü.
Onu kurtaracak başkaları değil,
bu iş işçinin kendi işi.

Haydi sola, bir kii!
Haydi sola, bir kii!
Yer var, yoldaş, sana da,
al Birleşik Cephe'de yerini,
çünkü bir işçisin sen de.



Çeviri : A. Kadir - Gülen Aktaş



levar.JPG
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Bertolt Brecht: Ozanların Göçü



Yeri yurdu yoktu Homer'in
Ve Dante terketmek zorunda kaldı kendininkini.
Li-Po ile Tu-Fu yollarını şaşırdılar
30 milyon insan yutan iç savaşlar arasından .
Euripides'i yargıyla tehdit ettiler
Ve ölürken ağzını kapadılar Shakespeare'in.


Yalnız esin değildi François Villon'u arayan
Polis de aradı.
"Sevgili" denen
Lukrez de sürgüne gönderildi
Böyle Heine ve böyle kaçtı
Brecht de Danimarka'daki sazlı dama.



Türkçesi: Yüksel Pazarkaya



1177527246ozgurluk.jpg
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot]MADEM İYİSİN

[/FONT]
[FONT=&quot]
Anladık iyisin,
Ama neye yarıyor iyiliğin.

Seni kimse satın alamaz,
Eve düşen yıldırım da
Satın alınmaz
Anladık dediğin dedik,
Ama dediğin ne?
Doğrusun, söylersin düşündüğünü,
Ama düşündüğün ne?
Yüreklisin,
Kime karşı?
Akıllısın,
Yararı kime?
Gözetmezsin kendi çıkarını,
Peki gözettiğin kimin ki?
Dostluğuna diyecek yok ya,
Dostların kimler?

Şimdi bizi iyi dinle:
Düşmanımızsın sen bizim
Dikeceğiz seni bir duvarın dibine
Ama madem bir sürü iyi yönün var
Dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
İyi tüfeklerden çıkan
İyi kurşunlarla vuracağız seni
Sonra da gömeceğiz
İyi bir kürekle
İyi bir toprağa.

B.Brecht [/FONT]
 

nilüfer

Üye
Yeni Üye
Katılım
29 Kas 2008
Mesajlar
246
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
1.
İyilik neye yarar,
öldürülürse iyiler çarçabuk,
ya da iyilik görenler?
Özgürlük neye yarar,
yaşarsa bir arada
özgürlerle tutsaklar?

Akılsız olmak madem ekmek sağlar herkese,
akıl neye yarar?

2.
İyi insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
iyilik beklenmesin!

Özgür insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
kavuşsun özgürlüğe herkes,
özgürlük sevgisi geçersiz olsun!

Akıllı insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
akılsızlık zararlı olsun!

Bertolt Brecht
 

seyduna

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2010
Mesajlar
88
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
[SIZE=+1]ZULÜMLER YAĞMUR GİBİ[/SIZE]
[SIZE=+1]YAĞMAYA BAŞLAYINCA[/SIZE]

Paydostan sonra gişeye önemli bir mektup getiren biri gibi:
Gişe çoktan kapalıdır.
Yaklaşan bir sel felaketi karşısında kenti uyarmak
isteyen biri gibi:
Ama başka bir dilde konuşan. Kimse anlamayacaktır onu.
Dört kez kendisine bir şey verilen bir kapıyı
beşinci kez çalan bir dilenci gibi:
Beşinci kez aç kalır.
Yarasından kan boşanan ve doktoru bekleyen biri gibi:
Kan durmaz, hep boşanır.

Biz de ortaya çıkıyor ve bize yapılan zulümleri haber
veriyoruz.

İlk kez arkadaşlarımızın yavaş yavaş katledildiğini
bildirdiğimizde
çığlıklar göklere ağdı.
Yüz kişiydi katledilen. Ama bin kişi katledildiğinde
ve ölümlerin sonu gelmediğinde bir sessizlik
kapladı ortalığı

Zulümler yağmur gibi yağmaya başlayınca
"dur!" diyen olmaz artık,

Cinayetler üst üste yığılmaya başlayınca görülmez
oluverirler.
Çekilen acılar dayanılmaz olunca duyulmaz artık
hiçbir çığlık.
Çığlıklar da yaz yağmuru gibi yağar.



Bertolt BRECHT

Çeviri : A. KADİR - Gülen AKTAŞ

 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Yalnız Analar Ağlar


Akşam yeli eserken
savaş alanında,
düşman yenilmişti.
Telgraf telleri çınlaya titreye,
iletti haberi uzaklara.

Bir ucunda dünyanın,
yükseliverdi bir acı uluma.

Çılgın bir çığlık koptu
kızgın ağızlarda gök boşluğunda.
İlenmekten soldu binlerce dudak.
Binlerce dudak sıkıldı kudurmuş bir hınçla.

Öbür yanında dünyanın,
bir sevinç çığlığı ağdı gökyüzüne,

sarıldılar birbirlerine, tepindiler delirmiş gibi.
Ciğerler şişti, göğüsler kabardı.
Binlerce dudak mırıldandı eski duaları.
Kaskatı olmuş binlerce dindar el,
kenetlendi o saat birbirine.

Gece yarısına doğru,
telgraf telleri hâlâ sayıyordu,
savaş alanındaki ölüleri.

Sonra, dost düşman
bütün insanlar birden sustu.

Yalnız analar ağladı,
dünyanın iki ucunda.

Bertolt Brecht
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst