Beklemek mi zor, bekletilmek mi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Sokrats tarafından oluşturulan Beklemek mi zor, bekletilmek mi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,800 kez görüntülenmiş, 10 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Beklemek mi zor, bekletilmek mi?
Konbuyu başlatan Sokrats
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan serdar53

Sokrats

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
12 Nis 2012
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Beklemek mi zor, bekletilmek mi?


Bekletilmek... Sana umut veren, hayaller kurduran, anılarınızı bir bir eline bırakıp giden ve ardından "bekle" diyen aile,sevgili, dost...

Fütursuzca çekip gideni beklemek zordur. Hemde fazlasıyla zor. Çünkü yaşanmışlıklar vardır ve onunla geçirilen bir dakika bile bine katlanarak büyür. Her şey size en alakasız biçmiyle bile o kişiyi hatırlatır. O ise, umut vadeddiği halde hiç gelmez. Kendinizi aptal yerine konmuş hissetmenize rağmen sevginiz her şeyin üstünden gelir ve genede/her şeye rağmen beklersiniz. Etrafınızın ne dediği ya da onun gelip gelmeyeceğini, geleceği zamanki sevincinizden düşünmeye fırsat bulamayacak kadar, onu beklersiniz.

Beklemek... Birisi gittiğinde beklenir, bir de hiç gelmediğinde; Gelmesi için...

Peki ne kadar anlamlıdır hiç gelmeyeni beklemek? Ne bir anı ne de "ondan" bir umut varken.
Tamamiyle hayalleriniz ve boş umutlarınız vardır. Öylesine beklersiniz. Gelirde, her anımı onunla gülerek geçiririm diye. Belki gelir sonradan gitse bile, belki...
Öylesine beklersiniz ki, kendinizden geçersiniz: Bekletilmeyi bile göze alacak kadar.


Beklemek daha zordur. Ufak umutlarla, olmasını dilediğiniz anılarla, gözyaşlarıyla kendinizi yok sayıp beklemek.
Beklemek, bekletilmeyi bile bekleyecek kadar beklemek... Zordur, en zoru.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
bekle dedi gitti
ben beklemedim, o da gelmedi...
ölüm gibi bir şey oldu
ama kimse ölmedi...

Özdemir Asaf
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
İlişki bağı kopmuş ise

Beklemek -bekletilmek değil de durumu kabullenemeyen tarafların kendi kuruntusu-BEKLENTİsi olabilir!
-
Ayrılığın travması ağırken.. severek ayrılmak zorunda kalan taraf için iki kere ağırdır yaşananlar.
Ne yaparsanız yapın rayından çıkıyorken yaşamınız süreçle birlikte; öncesinde süren; rüyanız / mutlu dünyanız,
hayalleriniz, birlikteliğinize dair ne varsa altüst olmuş, yarım kalmış..adeta sihir bozulmuştur!

Sonrasında beraber kurduğunuz yaşamı (içine koyduklarınız!! ile) geride bırakıp gelen zamana uyumlanmak, kabullenmek..hemen! mümkün değildir uzunca bir süre ağrılı / sancılı geçer, içiniz taşar.. acınız zamanla azalacaksa da buruk bir tad ile kırgınlığı kalır.
-
işte bu ve bu gibi yaşananları (zamanın ister istemez sizinle sizde yazıp /aldığı hafıza kaydını) yok saymak olmaz!
ki- ya hayal'i ya da iyi niyeti abartmaktır ötesi...(boyu geçecek özveriye?! gerektiğinde -çoğu zaman- iki kişi yerine olgunluk!? göstermeye hazırım diyene de değil sözümüz tabi)

ilişkinin koptuğu (kaldığınız) yerden, hiç bir şey olmamış gibi devam edilemezken bir daha..yine! bir araya gelip denemek
daha çok... uzatmaları yaşamaktır. (bilmem zedeli ego mu sağaltılır / ilişki mi daha bi soğutulur)
-
tüm bu sebeplerle...
(düşüncem) beklenti içinde olmamalı, kopan bağı!! sündürüp-süründürmemeli
bir neden, yürümemiş ilişkiyi, sonrasında mümkün olmayan beklentilerle besleyip, birbirini - maziyi yine maziyle tüketmektense,
bu çabanızı: arada kalan olası bağları!? - hatırı korumaya alıp durumu daha fazla orlayıp incitmemek adına arkadaş dost kalabilmeye yönlendirmeli

-tabi arkadaş-dostluğun birbirinden sevgili beklentisi taşımadığını söylememe gerek yok... sanıyorum : )
 

Sokrats

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
12 Nis 2012
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Birisi size "bekle" deyip terkediyorsa ve siz beklememeyi tercih ediyorsanız; sorun, ortada acı çekip/zorlaşacak bir durum, yok demektir. Kişinin bekleyip beklememeye karşı kendi kararı.
fides, Özdemir Asaf ile bunu diyorsun anlaşılan. En iyisi :)

Süreyya, çok güzel açıklamışın ilişkileri, kopan bağları ve kopmanın ne olduğunu, ardından olunması gerekenleri ve olunmaması gerekenleri. Fakat bir ilişki koptuysa dediğin gibi yeniden bağlanmasının mümkün olmamasının yanı sıra, senin aksine dost kalınabilceğine inanmıyorum. Genelde bu gibi durumlarda ilk birkaç ay görüşmez, konuşmazken ardından kısa süreliğine sıradan arkadaşlıklar devam eder. Fakat "kısa süreliğine"... Etrafımda da çok örneğini gördüm. Her ne olursa olsun her şeyi unutup "Nasılsın?" demek zordur birlikte zaman geçirdiğin, bir olduğun kişiye... Ne kadar kavgasız gürültüsüz bitse de ilişki, insanoğlu "en yakınım" dediğine uzak kalmaya alışamaz. Yediremez kendine bence.

yeni_id, sorunun neresi net değil? Beklemek ve bekletilmek arasındaki farkı anlayamadıysan, (ki konuyu açarken kendi düşüncelerimi katarak her iki kelimeyi de açıkladım) soruya "netlikten uzak" demen kaçınılmaz. Başka bir nedeni var ise bunu demenin merak ettim, ne? Öyle ki, iki tane yorum geldiğine göre kimilerince anlaşılmış. Anlamadığın noktaları yeniden yazılanları okuyarak anlamaya çalışmanı öneririm.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
[@Sokrats... açıklamışın ilişkileri, kopan bağları ve kopmanın ne olduğunu, ardından olunması gerekenleri ve olunmaması gerekenleri. Fakat bir ilişki koptuysa dediğin gibi yeniden bağlanmasının mümkün olmamasının yanı sıra, senin aksine dost kalınabilceğine inanmıyorum. Genelde bu gibi durumlarda ilk birkaç ay görüşmez, konuşmazken ardından kısa süreliğine sıradan arkadaşlıklar devam eder. Fakat "kısa süreliğine"... Etrafımda da çok örneğini gördüm. Her ne olursa olsun her şeyi unutup "Nasılsın?" demek zordur birlikte zaman geçirdiğin, bir olduğun kişiye... Ne kadar kavgasız gürültüsüz bitse de ilişki, insanoğlu "en yakınım" dediğine uzak kalmaya alışamaz. Yediremez kendine bence ]
- -

Merhaba Sokrats

Soru - mesajının, bütünündeki dramatik kurgu.. okura, daha çok kadın/erkek (sevgili) bağını veriyorsa da

aile, dostluk - arkadaşlıkta aynı örüntüde kullanılmış / verilmiş...kaldı ki sevgili de geniş çerçeveli (sevdiğiniz / sevgili: sade gönül bağı değil aynı zamanda aile kurumu- bağı kurduğunuz kişide) olabiliyor :)

önceki mesajımda da, bu doğrultuda düşünüldüğünden @ ..arada kalan olası bağlar..dolayısıyla dost kalınabilir denmiştir ki

derin, köklü, aile ilişkileri geliştirmiş.. sevgili /eşlerin arasında ki bağlar, sade gönül bağı ile sınırlı olmayabilir..
(çogunlukla) ayrılık olsada kopmaz bağları / çocukları vardır ki bu durumda 'ayrıldık bitti sen yoluna ben yoluma
'yüzünü ...kim görürse... görsün' deme lüksüne! sahip değillerdir...ebeveynler! kısaca ''yeme-yememe'' meselesini aşan ,
sade iki insanın insanlığından (çocuklarını da düşüneceklerini varsaydığımızdan dolayı ) daha fazlası İnsanlık ..bu bağlamda da dostluk bahsettiğim.
 

Sokrats

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
12 Nis 2012
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Evet, aile bağlarını düşündüğümüzde oluşan, sorun bildiren unsurların hiçbirisi ailemizle tamamen kopmamıza neden olamaz. Dostlukta ve 'yalnızca sevgililik'te (karşı cinslerin birbirine duyduğu sevgi, belirli bir dönemde kurdukları ilişkiden söz ediyorum) pekçok kişi, onun en yakınıyken uzağında olmayı kabullenemez. Kurulan bir tam anlamıyla "dostluk" olamaz. Fakat kişilere ve ilişkinin bitiş nedenlerine/dostların dostluğunu bitiren nedenlere göre "arkadaşlığa"; gördüğünde selamlaşıp, bayramdan bayrama birbirlerine güzel dileklerini sunduğu mesajlar atan bir ilişkiye dönüşebilir.
Bir aile söz konusuysa tamamen kopmak mümkün değildir, dediğim gibi. Bu ailede karı/koca rolünden bir başkası iseniz, gene hep kötü günlerde beraber olursunuz. Fakat karı ya da kocanın boşanması söz konusu ise, yalnızca kötü gün ile sınırlı kalan bir beraberlik olamaz; ortada çocuk varsa. Çocukların doğum günleri, veli toplantıları, mezuniyetleri, iş hayatından evlenip çoluk çocuk sahibi olmasına kadar her an ve her yerde eskide olsa, eşinizle "eş" olmak mecburiyetindesinizdir. Eh, doğal olarak bu konumda düşman olmak olmaz.
Bazı çiftler boşandıktan belli bir süre sonra yakın iki arkadaş olabiliyor. Bunu başarabilenlere ne mutlu. Fakat bazılarının tebessümleri ve yakınlıkları, yaşanan her şeyi karşı karşıya geldiklerinde yaşanmamışcasına unutmaya çalışmaları çocuklarının hayatı ve mutluluğundan öteye geçemiyor.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bekleten zaten bekleyendir.

Bekleten bence bekleyen değil kurnaz taraftır:) Bekle beni bir gün gelirim belki, sen de bu esnada bir köşede dur daha iyi bir alternatif çıkmazsa döneceğim şeklinde bir kurnazlıktır bence.

Ailede ve dostluklarda beklemek-bekletmek asla problem olmayacaktır. Aileden birini ya da çok sevdiğin bir dostunu beklersin ki bu beklemek de sayılmaz zaten arada sonsuz tolerans vardır.

Sevgili-eş ise; gitmişse beklemek boşa zaman kaybıdır. Giden gitmiştir kararına saygı duymak gerekir. Şayet bir gün dönerse de geç kalmıştır.

Kısacası bekleyemem de bekletmem de herşey zamanında güzel, koşullar oluşmuyorsa yapacak birşey yoktur.

Bekletmek daha zor bana göre çünkü karşı tarafa bir vaat veriyorsun ve bu sorumluluğu yerine getirmek zorundasın. Getiremediğin takdirde içine düşeceğin mahcubiyeti kaldırabilecek kişilikte biriysen birilerini bekletir durursun...

Beklemek de karşı tarafa verilmiş bir sözdür fakat bana göre bekletmek kadar zor değil.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Bekle Beni

bekle beni, döneceğim
bütün gücünle bekle.
bekle, sarı yağmurlar
hüzün getirdiğinde....
bekle karda, tipide
bekle, bunaltırken sıcak
bekle, kimseler beklemezken
geçmişi unutarak.
bekle uzak yerlerden
mektup gelmez olduğunda.
bekle, birlikte bekleyenler
beklemekten usandığında.

döneceğim, bekle beni
ve iyilik dileme
artık unutmak gerektiğini
söyleyenlere.
varsın oğlum ve anam
yok olduğuma inansınlar,
varsın, yorulup beklemekten
otursun ateşin başına dostlar
içsinler o acı şaraptan
rahmet dileyerek yitene
bekle. o şaraptan
içmekte acele etme.

bekle beni, döneceğim
tüm ölümlerin inadına.
varsın, beklemeyenler
yorsunlar bunu şansa.
anlamayacak onlar
nasıl ortasında ateşin
kurtardı beni
senin bekleyişin.
nasıl sağ kaldığımı
ikimiz bileceğiz sadece:
başardın beklemeyi sen
kimsenin bekleyemediğince. (k. simonov... ) (çev. a. behramoğlu)... ... savaşa gideni beklemek gibi pasif ve etkisiz bir süreç, nasıl büyük bir mücadeleye dönüştürülebilir ve cehennemin içindeki savaşçı, nasıl çok uzaklardaki bekleyişin ateşiyle korunabilir... işte örneği...
 

serdar53

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
2 Mar 2013
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
33
Baban yada annen seni bekletiyorsa pek zor degildir sanırım. Hatta duruma göre mutluluk bile verebilir. Ama beklemek bir diger deyimle sabretmeye benzer umudunu yitrmezsen mutlu olabilirsin. en kötüsü sudur umudunu yitirdigin andan itibaren beklemek (zorunda) kalmak. Dustugun adanın ıssız olması gibi.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst