- Konbuyu başlatan
- #1
BAŞLIĞIN GEREKLİ OLDUĞUNU MU İDDİA EDİYORSUN
Hayatta hiç bir amacınızın olmadığı oldu mu ya da hiç bir bekletinizin? Her şeyin hiçlikten geldiğini ve yine bir hiç uğruna bir çok şey yaptığımızı düşündünüz mü peki? Dün başka şeyler beklerken, umarken bugün çok farklı şeyler olması... Mesela şu an ilk aklınıza gelen şeyin hiç bir zaman olmayacağı düşüncesi ne kadar üzüyor sizi? Ya da bir kaç sene sonra gerçekleşeceği düşüncesi? Sizce hangisi daha çok hüzün verici? Bir kaç sene acı çekerek beklemek mi yoksa ömür boyu giderek azalacak bir acı mı? Bence, eğer bir acıya sahipsek, bu acıyı unutmak için hiç bir şey yapmamalıyız. Hiç bir şey söylememeliyiz. Sadece her şeyin bir hiç uğruna olduğunu bilmek bile yeterince acı verirken, yapılacak, söylenecek ne var daha fazla?
Hayatta en önemli şey nedir? Dostluk? Aile? ya da Aşk mı? Peki ahlaka ne demeli? Yalnızlık kelimesini duydunuz mu hiç? Onun hakkında ne düşünüyorsunuz? En yalnız insan ile en ''yalnız olmayan insan'' arasında ne fark var? Ben söyleyeyim. Yalnız insan koca bir hiçtir. Hiçlikte uyanır ve hiçlikte uykuya dalar. Bir hiç uğruna aşık olur ve bir hiç uğruna acı çeker. Ve bunun koca bir sıfır olduğunu bilir. Ve bunu bile bile yapar. Çünkü gerçek dostun ''acı ve umutsuzluk'' olduğunu bilir.
Hayatta en büyük hatanız neydi? Yalan söylemek falan mı? Benim en büyük hatamı söyleyeyim. Yalnızlıktan kaçmaya çalışmaktı. Hani toplumda yalnızlar hep kaybeden olarak görülür ya o yüzden sanırım. Buradan yola çıkarak en büyük hatam topluma ayak uydurmaya çalışmaktı. Bir toplum içinde yer edinebilme çabası. Bu beni mutlu mu edecekti diye düşününce, hayır etmeyecekti. En son ne zaman mutlu olduğunuzu düşünün ve ne için olduğunu. Maddi bir şeye sahip olduğumuzda mutlu oluruz değil mi? Biri bize hediye alır mutlu oluruz. Ailemiz bilgisayar alır mutlu oluruz. Biri bizi över mutlu oluruz. Asıl mutluluğun -ki bu benim düşüncem.- bir sigara yakıp yatağa uzanmak ve hiç bir şey düşünmemek olduğunu keşfeden kaç kişi var ki.
Bir hiçlikten gelip, hiçliğe gittiğimizin farkında olan kaç insan var? Gerçekliğin, mutluluğun nerede olduğunu bulan kaç kişi var? Ya da acı çekmenin mutsuzluk olmadığını bilen?
Kaan Onur Kaftanoğlu
15.10.2012
Hayatta hiç bir amacınızın olmadığı oldu mu ya da hiç bir bekletinizin? Her şeyin hiçlikten geldiğini ve yine bir hiç uğruna bir çok şey yaptığımızı düşündünüz mü peki? Dün başka şeyler beklerken, umarken bugün çok farklı şeyler olması... Mesela şu an ilk aklınıza gelen şeyin hiç bir zaman olmayacağı düşüncesi ne kadar üzüyor sizi? Ya da bir kaç sene sonra gerçekleşeceği düşüncesi? Sizce hangisi daha çok hüzün verici? Bir kaç sene acı çekerek beklemek mi yoksa ömür boyu giderek azalacak bir acı mı? Bence, eğer bir acıya sahipsek, bu acıyı unutmak için hiç bir şey yapmamalıyız. Hiç bir şey söylememeliyiz. Sadece her şeyin bir hiç uğruna olduğunu bilmek bile yeterince acı verirken, yapılacak, söylenecek ne var daha fazla?
Hayatta en önemli şey nedir? Dostluk? Aile? ya da Aşk mı? Peki ahlaka ne demeli? Yalnızlık kelimesini duydunuz mu hiç? Onun hakkında ne düşünüyorsunuz? En yalnız insan ile en ''yalnız olmayan insan'' arasında ne fark var? Ben söyleyeyim. Yalnız insan koca bir hiçtir. Hiçlikte uyanır ve hiçlikte uykuya dalar. Bir hiç uğruna aşık olur ve bir hiç uğruna acı çeker. Ve bunun koca bir sıfır olduğunu bilir. Ve bunu bile bile yapar. Çünkü gerçek dostun ''acı ve umutsuzluk'' olduğunu bilir.
Hayatta en büyük hatanız neydi? Yalan söylemek falan mı? Benim en büyük hatamı söyleyeyim. Yalnızlıktan kaçmaya çalışmaktı. Hani toplumda yalnızlar hep kaybeden olarak görülür ya o yüzden sanırım. Buradan yola çıkarak en büyük hatam topluma ayak uydurmaya çalışmaktı. Bir toplum içinde yer edinebilme çabası. Bu beni mutlu mu edecekti diye düşününce, hayır etmeyecekti. En son ne zaman mutlu olduğunuzu düşünün ve ne için olduğunu. Maddi bir şeye sahip olduğumuzda mutlu oluruz değil mi? Biri bize hediye alır mutlu oluruz. Ailemiz bilgisayar alır mutlu oluruz. Biri bizi över mutlu oluruz. Asıl mutluluğun -ki bu benim düşüncem.- bir sigara yakıp yatağa uzanmak ve hiç bir şey düşünmemek olduğunu keşfeden kaç kişi var ki.
Bir hiçlikten gelip, hiçliğe gittiğimizin farkında olan kaç insan var? Gerçekliğin, mutluluğun nerede olduğunu bulan kaç kişi var? Ya da acı çekmenin mutsuzluk olmadığını bilen?
Kaan Onur Kaftanoğlu
15.10.2012