Başkaldırının Kitabı-Ayetleri ve Başkaldıran İnsan

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan Başkaldırının Kitabı-Ayetleri ve Başkaldıran İnsan başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,361 kez görüntülenmiş, 4 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe
Konu Başlığı Başkaldırının Kitabı-Ayetleri ve Başkaldıran İnsan
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan asil

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113

1. politik özgürlük kavramı; insanda, insan kavramının gelişmesini sağlar.


2. özgürlük olgusu, insanın özgürlük bilincine oranla gelişmemeştir. başkaldırı haklarının bilincine varmış kişinin işidir.

3. kutsal, dinsel yapı başkaldıran insanın önüne bir engel olarak çıkmıştır.

4. başkaldıran insan, kutsalın öncesinde yada sonrasında yer alan, bütün yanıtların insansal, yani akla uygun olarak belirlenmiş oldugu bir düzen isteyen insandır.

5. kutsalın ve salt degerlerin ötesinde bir davranış kuralı bulunabilir mi? başkaldırının getirdigi soru budur.

6. insanların birbirine baglılıgı başkaldırı edimine dayanır.

7. insan varolmak için başkaldırmak zorundadır ama başkaldırının kendi kendinde bulundugu, insanların üzerinde birleştikçe varolmaya başladıkları sınıra saygı göstermesi gerekir. öyleyse başkaldırmış düşünce belleksiz edemez: o sürekli bir gerilimdir.

8. başkaldırı anlayışında dünyanın uyumsuzlugu ve görünüşteki kısırlıgı vardır. uyumsuz deneyimde,acı çekme bireyseldir.

9. başkaldırıyoruz, öyleyse varız.

10. bazen insan kendi durumu içerisinde kendine biçilene karşı çıkarken bazı insanlar insan olarak kendisine verilene karşı çıkar yani ikincisinde insanı degersiz kılan herşeye başkaldırı sözkonusudur. birincisinde bireysellik, ikincisinde ise evrensellik söz konusudur.

11. insanlar, herkeste herkesce benimsenen ortak bir degere dayanamıyorsa, insan için insan anlaşılamaz kalıyor demektir. ayaklanmış insan, bu degerin açıkça benimsenmesini ister, çünkü sezer yada bilir ki, bu ilke olmazsa yeryüzünde karışıklık ve cinayet egemen olacaktır.

12. dogaya başkaldırmak,kendi kendimize başkaldırmakla birdir. başını duvarlara vurmaktır.

13. tutarlı olan biricik başkaldırı intihardır.

14. insanın karşı çıkışına anlam veren tek şey, her şeyin yaratıcısı, dolaysıyla herşeyden sorumlu olan kişisel tanrı kavramıdır. böylece çelişkiye düşülmeden başkaldırının tarihinin batı dünyasında, hristiyanlık tarihinden ayrılamayacagı söylenebilir. gerçektande başkaldırının geçiş düşünürlerinden, hepsinden daha derin bir biçimdede Epikuros ile Lukretius'ta dile gelmeye başladıgını görmek için ilk çag düşüncesinin son anlarını beklemek gerekir.

15. insanların bütün mutsuzluğu, kendilerini kalenin sessizliginden koparan, kurtuluş bekleyişi içinde surlara atan umuttan gelmektedir.

16. tanrıları unutalım, hiç düşünmeyelim onları, o zaman " ne günün düşünceleri, nede geceki düşleriniz sıkıntı verir size."

 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
1. en çok kuşkuyu duyan ruh, en büyük yazgıcılaga sarılacaktır.

2. tanrının bir insan olması için, umudunu kesmesi gerekir.

3. dinler tarihinde, öldürmenin bir tanrı ayrıcalıgı oldugu görülür.

4. doga,yaratmak için yoketmek gerekir ilkesine göre işler.

5. sınırsızca arzulamak, sınırsızca arzulanmayıda benimsemek demektir. yok etme serbestligi,yok edeninde yokedilebilmesini içerir. öyleyse çarpışmak ve buyruk altına almak gerekecektir. gücün yasasından başka bir şey degildir bu. dünyanın yasası, dünyayı güç istemi yönetir.

6. hiçbir şey yokedilemez, bir kalıntı mutlaka kalır.

7. cellatlar, gözleriyle birbirini tartarlar.

8. başkaldıran insan, kendini suçsuz buldugundan kötülükle savaşmak için iyilikten vazgeçer ve kötülügü yeniden yaratır.

9. romantikler,yanlızlıkta böyle güzel söz etmişlerse; yanlızlık gerçek acıları oldugu, katlanılamıyacak acı oldugu için sözetmişlerdir.

10. faşizm ile Rus komünizminin ereklerini özdeşleştirmek dogru olmaz. birincisi celladı celladın kendisinin göklere çıkarışını simgeler; ikincisi, daha acıklı bir biçimde celladı, kurbanların göklere çıkarışını. birincisi, bütün insanları kurtarmayı hiçbir zaman düşlememiş, ancak geri kalanları boyunduruk altına alarak birkaçını kurtarmayı düşünmüştür. ikinci, en derin ilkesiyle bütün insanları geçici olarak köleleştirerek hepsini kurtarma eregini güder. yönelimindeki büyüklügü kabul etmek gerekir. buna karşılık, ikisininde seçtigi yolları siyasal aldırmazlıkla özdeşleştirmek yerinde olur. her ikiside aynı kaynaktan aktöre yoksayıcılıgından çıkarmışlardır bu aldırmazlıgı.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
1. bugün yoksayıcılar tahtlarda, devrim adına dünyamızı yönetmeye kalkan düşünceler, boyun eğiş ülküleri oldu, başkaldırı düşüngüleri degil. işte bu nedenle çagımız, kişileri ve kitleleri yoketme tekniklerinin çagıdır.

2. devrim, yoksayıcılıga boyun eğerken, başkaldırı kaynaklarının karşısına geçti. ölümden ve ölüm tanrısından nefret eden kişi olarak, ölümden sonra yaşamdan umudunu kesen insan, insan türünün ölümsüzlügünde kurtuluşa ermek istedi. ama topluluk dünyaya egemen olmadıkça, yine ölmek gerekir.

3. yaşamın yüzü igrençse, ölümsüzlügün geregi ne?

4. yıldırı, kin dolu yanlızların insan kardeşligine sundukları saygıdır.

5. her devrimci ya ezen kişi yada sapkın olur sonunda. seçtikleri tümüyle tarihsel evrende, başkaldırıda, devrimde aynı ikileme çıkar; ya polislik ya çılgınlık.

6. başkaldırı ilk gerçekliginde,tümüyle tarihsel hiçbir düşünceyi dogrulamaz. başkaldırı birlik ister, tarihsel devrimde tümlük. birincisi bir "evete" dayanan "hayır"dan yola çıkar, ikincisi salt yoksamadan yola çıkarak çagların sonuna atılmış bir "evet"i yaratabilmek için bütün köleleikleri bagrına basar. biri yaratıcıdır, öteki yoksayıcı. birincisi gittikçe daha çok varolmak için yaratmaya adanmıştır, ikincisi daha iyi yoksaymak için üretmek zorundadır. tarihsel devrim durmamacasına yıkılan şu bir gün varolma umudu içinde eyleme yönelir.

7. bütün başkaldırmış düşünceler bir söz sanatı yada kapalı bir evren içinde belirlenir.

8. sanatçı kendi hesabına tekrar tekrar yeniden kurar dünyayı. sanatçı, doga kargaşalıgından kafa ve yürek için yeterli bir birlik çıkarır. her sanatçı bu dünya taslagını yeniden yapmaya eksigini tamamlayarak ona bir "biçem" katmaya çalışır.

9. sanat gerçege karşı çıkabilir ama gerçekten kaçamaz.

10. sanat tüm çagların sanatı olamaz, tam tersine çagıyla belirlenir o.

 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
1. tarih her türlü ilkenin dışında, devrimle-karşı devrim arasında bir savaştan başka bir şey degilse, bu iki degerden birsini benimsemekten başka çıkar yol yoktur, ölümde buradadır dirilişte.

2. adalet istegi yüzyıllar boyunca devrim tutkusunu haklı çıkaran tek istek degildir devrim aynı zamanda herkese karşı bir acılı dostlık geregine dayanır. adalet için ölenler, bütün çaglarda, birbirlerine "kardeş" demişlerdir. şiddet, hepsi için ezilmişler toplulugu adına, yararına, düşmana yöneltilir. ama devrim tek degerse, her şeyi ister, hatta hafiyeligi, dolaysıyla dostlugun kurban edilmesini bile. bundan böyle şiddet, soyut bir düşünce yararına, dost-düşman demeden herkese yönelecektir.

3. iki insan ırkı. biri yanlız öldürür ve bunu canıyla öder. öteki binlerce cinayeti dogrular, buna karşılık onurlandırılmayı benimser.

4. artık ne köleleik nede güç erişebilecek mutuluga, efendiler hırçın, köleler asık suratlı olacak.

5. eylem adamları inançsız olunca, eylem devinisinden başka hiçbir şeye inanmamışlardı Hitler'in savunulamaz çelişkiside sürekli bir devinim ve bir yadsıma üzerine degişmez bir düzen kurmak istemiş olmasıdır.

6. herşeyden umut kesmiş olanlara inanç verebilecek olan şey uslamlar degil, yanlız tutkudur.

7. tek deger devrim oldumu hak yoktur, görevler vardır yanlız.

8. gelecek, ateistlerin biricik aşkınlıgıdır.

9. çagdaş nihilizmin iki ayrı yüzü; biri burjuva, biri devrimci.

10. yirminci yüzyılın gerçek tutkusu köleliktir.

Başkaldıran İnsan | Albert Camus​


 

asil

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
9 Nis 2015
Mesajlar
522
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İşin kolayına kaçmak en kolayıdır.

Neden zoru seçip de başarılı olmak ki?

Hem,zoru kim bilir, kolayı kim

Zoru ben başarırım, kolayı sen

Belki zoru sen, kolayı ben.

(Tam da şimdi kola içiyordum)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst