Atatürk

Sizlere ulu önder Atatürk'ün bir anısından bahsetmek istiyorum.
"Birgün sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekteydi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara döküldü. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral'a eğilerek 'Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim!' der. O an bütün sofradakiler Atatürk'ün eşsiz zekasına hayran oldular."

Atatürk'le doğduk,
Atatürk'le büyüdük,
Atatürk'le yaşıyoruz,
Atatürk'le yaşayacağız.

**

Ya istiklal ya ölüm!

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.

ls2' Alıntı:

Atatürk'le doğduk,
Atatürk'le büyüdük,
Atatürk'le yaşıyoruz,
Atatürk'le yaşayacağız.

**

Ya istiklal ya ölüm!

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.

Genişletmek için tıkla ...

Özgür olmayı istemeyenler var. Kul, köle olmayı erdemlik olarak görenler var. Şeyhin, hacının, hocanın peşinden gitmekte ısrar edenler var. Çaĝın gerisinde kalmış binlerce sene evvelki kuralların uygulanmasını isteyenler var.

Atatürk sayesinde gelen bireysel ve toplumsal kazanımlar, bu tür insanlara 2 gömlek büyük geliyor. Cahillik harbiden başa bela.

odun' Alıntı:

Özgür olmayı istemeyenler var. Kul, köle olmayı erdemlik olarak görenler var. Şeyhin, hacının, hocanın peşinden gitmekte ısrar edenler var. Çaĝın gerisinde kalmış binlerce sene evvelki kuralların uygulanmasını isteyenler var.

Atatürk sayesinde gelen bireysel ve toplumsal kazanımlar, bu tür insanlara 2 gömlek büyük geliyor. Cahillik harbiden başa bela.

Genişletmek için tıkla ...

Bazen kendi kendime şöyle diyorum; müminlik,müridlik veya sofilikte bir varoluş şekli. ve çoğu insan bu şekilde mutlu mesut yaşayıp gidebilir. sonuçta bizim kültürümüzden taliban,vahabi,işid vb katı bağnaz ve yobazlar çıkmaz.

İnsanlarla islam inancı üzerine konuşuyorum ama biliyorum ki bu inanç onlar için hem bir iç denge,hem kimlik hemde bir varoluş şekli. o yüzden fazla ileri gidemiyorum. inancı bırakmak için bu 3 unsurunda kişinin ''kendisi'' tarafından dönüştürülmesi lazım. bu dönüşüm içinde öncelikte arzu,irade sonrada bilgi lazım. hatta bunlarda yetmez kişinin kendi düşüncelerine güvenebilmesi için ''doğru düşündüğüne'' emin olacak şekilde '' tartışmasız gerçeklere'' dayalı mantalite geliştirmesi lazım. çünkü sonuçta bizden çok büyük bir varlık olan tanrı ve onun cehennemi ile karşı karşıyadır insan.. (küçüklükte bu verilmişse eğer tabiki, bunu küçükken almayanlar için işler çok daha kolay)

Böyle düşünmeme rağmen islama inanmadığımı ve nedenlerini konuşuyorum (kardeşlerimle bile konuştum. anne babamla ise konuşmam mümkün değil,üzmeye gerek yok)

İslamı halkın lehine kullansalardı ve Cumhuriyete, karşı devrim için araç yapmasalardı muhtemelen ne ailemle ne çevremle bu kadar konuşmazdım.. hele hele Atatürke islam inancı üzerinden hakaret edilmesi duygusal tepki vermeme yol açmaktadır..

ls2' Alıntı:

Bazen kendi kendime şöyle diyorum; müminlik,müridlik veya sofilikte bir varoluş şekli. ve çoğu insan bu şekilde mutlu mesut yaşayıp gidebilir.

Genişletmek için tıkla ...

Herkesin inancı elbette herkesin kendine olmalı. Halinden hoşnutsa ve inancını kendinden olmayanlara dayatmıyorsa sıkıntı yok.

ls2' Alıntı:

sonuçta bizim kültürümüzden taliban,vahabi,işid vb katı bağnaz ve yobazlar çıkmaz.

Genişletmek için tıkla ...

Ben o kadar emin deĝilim bu mevzuda. Eĝer halk yukarıdan gelen her eylemi kayıtsız şârtsız ve tepkisiz kabulleniyorsa, hesap sormuyorsa, eninde sonunda halkın çoĝunluĝunu aynı hizaya getirmek mümkün.

ls2' Alıntı:

İnsanlarla islam inancı üzerine konuşuyorum ama biliyorum ki bu inanç onlar için hem bir iç denge,hem kimlik hemde bir varoluş şekli. o yüzden fazla ileri gidemiyorum. inancı bırakmak için bu 3 unsurunda kişinin ''kendisi'' tarafından dönüştürülmesi lazım. bu dönüşüm içinde öncelikte arzu,irade sonrada bilgi lazım. hatta bunlarda yetmez kişinin kendi düşüncelerine güvenebilmesi için ''doğru düşündüğüne'' emin olacak şekilde '' tartışmasız gerçeklere'' dayalı mantalite geliştirmesi lazım. çünkü sonuçta bizden çok büyük bir varlık olan tanrı ve onun cehennemi ile karşı karşıyadır insan.. (küçüklükte bu verilmişse eğer tabiki, bunu küçükken almayanlar için işler çok daha kolay)

Böyle düşünmeme rağmen islama inanmadığımı ve nedenlerini konuşuyorum (kardeşlerimle bile konuştum. anne babamla ise konuşmam mümkün değil,üzmeye gerek yok)

Genişletmek için tıkla ...

Hepimizin kişiliĝi içine doĝduĝumuz dinin, kültürün ve dilin senelerce etkisinde gelişiyor. Haliyle bundan sıyrılmak pek o kadar kolay deĝil. Benim avantajım 10 yaşımdan itibaren çok farklı ülkeleri gezip görme olanaĝına sahip olmam. Bu nedenle dinlerin etkisinden sıyrılmam pek zor olmadı.

ls2' Alıntı:

İslamı halkın lehine kullansalardı ve Cumhuriyete, karşı devrim için araç yapmasalardı muhtemelen ne ailemle ne çevremle bu kadar konuşmazdım.. hele hele Atatürke islam inancı üzerinden hakaret edilmesi duygusal tepki vermeme yol açmaktadır..

Genişletmek için tıkla ...

Halkı düşünen mi var?

odun' Alıntı:

Ben o kadar emin deĝilim bu mevzuda. Eĝer halk yukarıdan gelen her eylemi kayıtsız şârtsız ve tepkisiz kabulleniyorsa, hesap sormuyorsa, eninde sonunda halkın çoĝunluĝunu aynı hizaya getirmek mümkün.

Genişletmek için tıkla ...

Cumhuriyetin büyük katkısı ile en azından bu kültür yıkıldı bence. eğitimin ellerinden alınması en büyük darbe tabiki, artık bu saatten sonra çoğunluğa geçemezler diye düşünüyorum...

odun' Alıntı:

Halkı düşünen mi var?

Genişletmek için tıkla ...

Bir ben varım bırakabilsem bende bırakacam valla

ls2' Alıntı:

Cumhuriyetin büyük katkısı ile en azından bu kültür yıkıldı bence. eğitimin ellerinden alınması en büyük darbe tabiki, artık bu saatten sonra çoğunluğa geçemezler diye düşünüyorum...

Genişletmek için tıkla ...

Keşke diyorum, keşke senin düşündüĝün gibi olsa. Ancak kazın bacaĝı öyle deĝil. Muhalif kanadın son 20 senedeki hatalarını bir kenara bırakırsak, ki bir hayli hatalar yapılmadı deĝil. Bunların en başında art arda siyasi yenilgi alınmasına raĝmen, parti liderlerinin sorumluluĝu aldıĝı pek gözlemlenmedi. Hatırlarsın; zamanında Baykal´ı koltuĝundan etmek için, kasetler piyasaya sürüldü. Demek ki muhalefet, yenilginin sorumluluĝunu üstlenmemiş bir türlü.

Bir diĝer husus ise her şeyin faturasının, hiç ilgisi olmasa dahi, CHP´ye yoltulmaya çalışılması. CHP, her sıkıntıda günah keçisi muamelesi görüyor. Halbuki 20 seneden beri AKP bu ülkeyi yönetmektedir ve şekillendirmektedir. Bu partiye hesap soran pek yok nedense. Haliyle günümüzdeki sorunların baş sorumlusu bizzat AKP´dir, tersini iddia eden dürüst deĝildir.

Aslında benim deĝinmek istediĝim nokta başka. Türkiye halkının çoĝunluĝu, kim ne derse desin, muzafakar aĝırlıklı. Hem de dindar muzafakarlardan. Hal böyle olunca, iktidardaki mâlum parti sürekli dini siyasete alet etmektedir. Hatta seçim meydanlarına ellerinde kutsal kitapla çıkmalarının yegane nedeni budur. Camilerde siyasi söylemleri dile getirmeleri bundandır. Çünkü mevcut halk, dindar siyasetçilerin dürüst olduĝunu zannediyor.