- Konbuyu başlatan
- #1
Marx'ta felsefe pek yoktur ama örneğin Althusser'de bu daha fazladır. Bilim ise son kertede belirleyicidir. Bunun sebebi ise Althusser'de egemen olan üst yapı, alt yapıya evrilir yine "sosyal" özne, "eylem" halindeki doğaya dönüşür. Aktif olan pasif ve barışçı olan halini alır. Dolayısıyla Althusser felsefeyi ön plana çıkarsa da bilime, epistemolojik kopma süreci olan teorik-ampirizme döner. Unutmayalım dünyayı değiştiren kişi veya özne "sosyal" olandan "eylem"e geçer. Ama birinci adamdan ikinci adama geçmez bu yüzden zaten son kertede felsefe değil bilim belirleyicidir. Bu süreç gerçeğin bükülmesi evresidir. Biliyorsunuz Einstein ile birlikte Marksizm'e öznede (kurucu) "sapma" ve nesnede (ikincil) ise "gerçeğin bükülmesi" kavramları girmiştir. Şu sıralar dünyadaki hastalıklar ve ölümler bu sapmadan gelir. Çünkü kapitalizm çok kötü köşeye sıkışmış durumda bu yüzden "Foucault'taki Hegel Felsefesi" başlıklı yazımdaki süreç uygulanıyor yani bir hile ile Marksizm doğrudan babası olan Hegel'e geri çevriliyor. Kısa süreli olan "yeni kurucu" süreç bittiğinde bu tarz sapmalara evrilir sistem, işte biz şu an bunu yaşıyoruz. Sistem köşeye sıkıştığı için "faşist" türde Marx'ın bir "revizyonizmidir" bu aşama. Ama kısmi, yarım bir revizyonizmdir. Diğer yarısı Marx'ı yalancı çıkarmak içindir.
Son düzenleme: