Allah'ın hiç canı sıkılmamış mı ?

Allah sonsuz ya hiç kimse yaratmamış onu yaratılmamış yokluktan var olmamış peki SONSUZ zaman diliminde nasıl hiç canı sıkılmamış SONSUZ sonuçta bu ne demek uzunluğu belirsiz bir doğru... Tamam bir sürü işi vardı onlarla uğraşıyor sonuçta bütün evreni yönetiyor ama konuşma hissi duymamış mı ? Biz insanlar hani onun ruhundan bir parçayız peki biz bunu -yalnız kalma hissini- yaşıyorken yaratıcımız niye yaşamamış ? Tamam melekleri var ama bir öğretmen öğrencileriyle ne kadar samimi olabilir ki ? Lütfen cevaplarınızı bekliyorum çevremde ki herkes günlük yaşantısına girmiş bu tür şeyleri çoktan düşünmeyi unutmuş durumda artık tavşanın derisine inmişler . BU SORU TAVŞANIN TÜYLERİNİN ÜSTÜNDE KALABİLENLERE

Bu soruya cevap vermeden önce bazı sınırları belirlemek lazım.Nedir? o sınırlar. Allahı Allah olarak bilmek, kulu kul olarak bilmek,Allahın sınırları kulun bakış açısıyla değerlendireceğimiz sınırlardır ki bu aynı zamanda kulun kendi sınırlarını bilmesi demektir.Nedir Allahın sınırları? Ezeli olması,yaratılmamış olması ve hiç bir şeye benzememesi ve insan aklının çizeceği her türlü vasıftan uzak olması bu onun sınırlarımıdır?Hayır.Dediğim gibi bizim ona bakış açımızın sınırlarıdır. Onu başka türlü bir şekilde değerlendiremeyiz. Mesela,Allahın yiyip içtiğini uyuduğunu düşünemeyiz.Onun sınırları yoktur.Kul ise yaratılmışlığı gereği muhtaçtır ve Allaha ait olan her türlü ilahi vasıftan uzaktır.Allah kuluna benzemek zorunda değildir. Nitekim insanın icad ettiği bir çok şeye benzemediğ gibi.Bir bilgisarayın insanlar gibi evlenebileceğini veya tuvalete çıkma ihtiyacı hissedebileceğini düşünebilirmisin.Allah insanın kulluk vasfıyla çevrelendiği her türlü vasıftan uzaktır.Doğmamıştır.Doğurulmamıştır.İnsan Allahın bir parçası değildir.Allahın,Ademe ruhundan üflemesi kulun ona benzeyeceği anlamına gelmez.Allah Allahtır kul kuldur.Şu yer yüzünde yaratılmış olupta insan gibi bir dosta ihtiyaç hissetmeyen,konuşmayan bir sürü canlı var.Kuzey kutbunda bir buz katmanının içinde asırlarca bekleyen bir bakteriyi düşün.Bizim canımızın sıkılması,sohbet etme ihtiyacımız veya bir takım ihtiyaçlarımız genel değildir.Çoğu canlıyı bile bağlamaz.Ve sadece bize ait olan şeylerdir.Birde bunlar yukarda söylediğin''Allah sonsuz ya'' sözündeki hafiflikle ifade edilecek şeyler değildir.Ortada eğer bir sorun varsa bu inanıp inanmama sorunudur.Bu tür sorular çağımızda artık bir ilkokul çocuğunun sorucağı soru mesabesine düşmüştür.Allah birdir doğmamıştır.Doğurulmamıştır.Ve hiç bir şeye muhtaç değildir.Gerisi boş teferruattır.

can sıkıntısı dediğimiz şey, bir gereksinimin belirtisi olduğuna göre, 'mutlak varlık' olarak tanrı da hiçbir nedenle, hiçbir gereksinim duymayacağına göre ( ki bu durum onun mutlaklığının dolaysız bir sonucudur); eksikli (nispi, rölatif, ya da var olabilmek için kendi dışında başka varlıklara gereksinim duyan, yani 'töz' niteliği olmayan, yani ikincil) varlığa ait bir eksiklilik belirtisini, mutlak varlık için de geçerliymiş gibi kabul edip problem üretmek doğru olmasa gerek... eğer siz, - 'tanrısal varoluş' ile 'insani varoluş' arasında hiçbir fark yoktur - diyebilirseniz, ortaya koyduğunuz problem, hiç olmazsa 'bu bakımdan' tartışmaya değer bir karakter kazanabilir... ama o zaman da, 'varoluşu' sonuçta tanrıyı dışlayacak, tek bir biçime indirgemiş olursunuz...

Tanrı, değişecek,gelişecek,evrilecek,dönüşecek, tecrübe kazanacak,ilerleyecek vs varlık değilidir. Tanrı mutlak mükemmel varlıktır.Onun aşkın ,sınırsız,gizemli karakterini bağlayabilecek hiçbir akılsal ve mantıksal bağ ve sınır yoktur.

armina kaç yaşındasın? Alay ediyormuşum hissi verebilirim ama öyle bir amacım yok ama senin sorduğun bu soruları beş yaşındaki çocuklar bile artık sormuyor.
İşte işte işte sorun hep burada. Bütün bu ateistler, şüpheciler, inançsızlar hep bu yüzden doğuyor.
Siz Allah'ın kim olduğunu bilmiyorsunuz. O hristiyanların bahsettiği ak sakallı dede değil. O mayaların kendilerini affettirmeye çalıştıkları yaşlı amca değil.
armeda, o insan değil. İnsan dünyaya gelirken beş duyu organına bağlı olarak doğar. Büyüdükçe de bu beş duyuya bağlı büyüdüğü için beş duyunun algılayamadıklarını hissedemez. Hep maddi olanları hissedebilir oysa manevi olan soyut olan bir çok şey vardır şuan hissedemediğimiz ama bilimin kanıtladığı.
Şuan seni ve senin gibileri görünce sanki birisi gelipte göğsüme paslı bir mızrak saplıyormuş gibi oluyorum. Şu düştüğümüz hal de nedir böyle.
Hangi deccal düşürdü bizi bu hallere. Ya sorsam bir sürü yabancı şarkıcının adını bilirsin ama daha yaratıcını tanımıyorsun Tamam suçun büyük kısmı sende değil ama sende araştıramaz mısın? Türk gençleri daha Allah'ı tanımıyor. Arkadaşıma sence Allah kim diyorum. Allah'a inanıyorum ama bence hayal ürünüdür diyor. Adamlar haftanın her günü pop müzik dinliyorlar ya bir kerede açın ilahi dinleyelim diyorum. O burda dinlenmez diyorlar. İslam artık türkiyede sıfır konumuna geldi. Yav adam islamı Kur'an ayetleriyle suçlamaya çalışıyor, bak islam kadına hak vermiyor diyor. Sen ne zaman tefsirci oldun da bu konuda araştırmalar yaptında şimdi ayetleri yorumluyorsun. Kur'an türkçe kitabı değildir okuyup yorum yapasın.
Ben geleceğimizi pek hayırlı göremiyorum. Eğer bu gençlik böyle cahil yetişmeye Avrupanın köpeği gibi yetişmeye devam ederse ben geleceğimizi hayırlı göremiyorum. Komünistlerde evrim geçirmiş. Daha bir islam düşmanı olup çıkmışlar. Oysa amaçları neymiş. Herkesin eşit olduğu bir yönetim şekli. Kimse ezilmesin, insanlar hür yaşasın, her şey güzel olsun. Tamam sizin bu isteklerinizin hepsi İslamda da var. Günümüzde İslam ile yönetilen devletlerde nerde bunlar var diyebilirsiniz. Onlar artık hep çıkar peşinde kimse gerçek İslamı yaşatamıyorki.

armina kardeşim, özür dilerim senin açtığın konuyu görünce yine patladım. Bir insan ki yaratıcısını tanımıyorsa ben daha ona ne diyeyim...

Allah, (Haşa) insan değildir armina, insanlar yalnız yaşayamaz. Allah doğmadı doğurmadı. Onun için zaman ve mekana ihtiyaç yoktur. O insani bir ruh taşımıyor ki sıkılsın. Zaten sıkılma eyleminide o yaratmadı mı? O bize kendi ruhundan üfledi ama bize kendi gücünü vermedi. Biz onu tam olarak betimleyemeyiz. Anca Kur'an ayetleriyle yorum yapabiliriz. Biz ki daha elektriği bile göremezken, Allah şöyledir şöyldir diyemeyiz. İnsan çok aciz varlıktır. Herşeyi algılayamaz. Dünyada görmediği bir şey hakkında yorum yapamaz. Allah şuan çok uzaklarda oturup bizi izleyen, yanında iki tane emrinde melek bulunduran, canı ne isterse anında oluşturuveren yaşlı bir amca değildir. Sen tahtadan bir adam yapsan ve ona hiç görünmesen. Ve o tahta adamın görüntüsü senden çok farklı olsa. O tahta adam senin hakkında yorum yapabilir mi? (Tahtanın konuştuğunu farz et) Yapamaz. Çünkü o senden çok aciz ve onu sen yaptın. İşte biz de Allah hakkında yorum yapamayız. Çünkü insanoğlu çok aciz armina.

Birde mantıksal açıdan şöyle düşünün; sonsuzu neresinden keserseniz kesin, öncesi ve sonrasın da yine sonsuz kalır. yani sonsuz üzerinde bir nokta, bir yer,bir an, bir başlangıç, bir bitiş vb. belirleyemezsiniz. öyleyse Tanrının canı nereden itibaren sıkılmaya başlamıştır? sorusuna bir başlangıç belirleyemez ve değerlendiremezsiniz. bu değerlendirme/önerme zamansal açıdan olduğu gibi mantıksal açıdan da geçersizdir. Tanrıyı şimdiki zamanla eş zamanlı düşünmek en klasik mantık hatalarından biridir. Tanrı ilahi adaletini kurmak için gökyüzünden bakıp kıyamet zamanının gelmesini ve ahiretin kurulmasını beklemiyor.

E soruyu yanlış yerden soruyorsun ilk soru allah var mı Var diyorsan ki sana bunu dedirten sebebler olmalı bu sebeblerden bahset biraz belki o sebebler içinde bir yanıt bulabiliriz

Güzel bir soru. Farklı düşüncesi olan?