- Konbuyu başlatan
- #1
F
faust
Ziyaretçi
Akraba Seçilimi
Bu yazımızı tüm Evrim Mekanizmaları'nı bitirdikten sonra yazıyoruz, çünkü değeri sonradan anlaşılan ve üzerinde yeni yeni kapsamlı araştırmaların yapılmaya başlandığı, daha da ötesi, tıpkı Cinsel Seçilim gibi çok uzun zamanlar Doğal Seçilim'in bir alt başlığı olarak kabul edilmiş, ancak sonradan değerinin anlaşılmasıyla ayrı bir seçilim mekanizması olduğu anlaşılan Akraba Seçilimi'nden ve bu seçilim tipine bağlı olarak ortaya çıkan fedakarlık (atruizm) ve benzeri davranışlardan bahsedeceğiz. Böylece Evrim'in "Seçilim Mekanizmaları"nın sayısı 4'e çıkmış oluyor. Lafı uzatmadan hemen konumuza girelim:
Akraba Seçilimi, temel olarak birçok hayvan türünde görülmekte olan ve bireylerin özellikle kendilerine yakın akrabalığı bulunan bireylere ayrıcalık tanımaları sonucu oluşan seçilim tipidir. Bu konuda ilginç olan ve bir süre kafaları karıştırmış olan durum, kimi zaman türlerin kendi hayatları ya da uyum başarıları (fitness) pahasına, akrabalarını korumaları veya onlara destek olmalarıyla ilgilidir. Bu durum, günümüzde halen Evrim Karşıtları tarafından cahilce kullanılmakta ve sanki Evrimsel Biyoloji ile açıklanamıyormuş gibi bir izlenim uyandırmaktadır.
Akraba Seçilimi sayesinde bir türün sadece en güçlüleri, daha doğrusu ortama en adapte olanları değil, aynı zamanda akrabalarını en iyi koruyan ve kollayanları seçilmektedir. Çünkü eğer bir birey bir ortamda başarılı olacaksa, kendisini başarılı kılan bu genlerin bulunma ihtimalinin en yüksek olduğu bireyler, yakın akrabalarıdır (akrabalarda genetik yapı birbirine oldukça benzerdir). Dolayısıyla türün devamlılığı için, sadece bir bireyin değil, benzer genleri taşıyan tüm akrabalarının korunması gerekmektedir.
Akraba Seçilimi ile doğrudan ilişkili olarak doğan kavram, kuşkusuz ki fedakarlık (altruism) davranışıdır. Fedakarlık, ortak çalışma sonucunda doğar ve kimi zaman "aşırı"ya kaçarak türün kendi hayatı pahasına karşı tarafı koruması/kollamasıdır. Tanımından da görülebileceği gibi, Akraba Seçilimi ile doğrudan ilişkilidir.
Şimdi bu iki kavram üzerine yoğunlaşarak, yeni Seçilim Mekanizma'mızı daha yakından tanıyalım:
Akraba Seçilimi'nin kökenleri, büyük doğa bilgini ve Evrim Kuramı'nın Babası olarak anılan Charles Robert Darwin'e kadar gitmektedir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde konuyu şöyle ele almaktadır:
"Aşılamaz gibi görülen bu zorluk [akrabaların ve türlerin birbirlerine fedakarlıkta bulunması], seçilimin akrabalara ve bireylere uyarlanabileceğini düşündüğümüzde ve bu sayede istenen sonuca ulaşılabildiği düşünüldüğünde yok olmaktadır."
Akraba Seçilimi, günümüzde Evrimsel Biyoloji'nin istatistik ve matematik ile harmanlandığı Popülasyon Genetiği dalının vazgeçilmez unsurlarından biridir. 1930 yılında R.A. Fisher tarafından, akraba seçilimi ile ilgili ilk matematiksel modeller geliştirilmiştir. Daha sonra 1932 ve 1955 yıllarında J.B.S. Haldane daha kapsamlı modellerle akraba seçiliminin daha iyi tanınmasını sağlamıştır. 1963 ve 1964 yılları boyunca yaptığı çalışmalarla W.D. Hamilton ise Akraba Seçilimi'nin Babası olarak anılmaya başlanmış ve Hamilton yaptığı matematiksel çalışmalarla, tüm Dünya'daki bilim insanlarınca, Doğal Seçilim'den bağımsız bir seçilim türü olduğunun anlaşılmasını sağlamıştır. George Price ise modelleri daha da derinleştirerek, Hamilton'dan aldığı bilgileri zenginleştirmiştir. Ancak "akraba seçilimi" kalıbı ilk olarak 1964 senesinde John Maynard Smith tarafından ortaya atılmıştır.
Dolayısıyla Smith'in ağzından bu yeni seçilim tipini dinlememiz en doğrusu olacaktır:
"Bu süreçlere [türler içerisinde ve türler arasında meydana gelen seçilim süreçlerine] ben sırasıyla akraba seçilimi ve grup seçilimi diyorum. Akraba Seçilimi zaten Haldane ve Hamilton tarafından tartışılmıştır. (...) Akraba Seçilimi diyerek bahsettiğim, söz konusu bir bireyin yakın akrabalarını da etkileyen ve popülasyonun yetişme biçiminde herhangi bir kesintiye sebep olmayacak karakterlerin evrimidir."
Bunu biraz daha açacak olursak büyük Evrimsel Biyolog John Maynard Smith, akraba seçilimi kalıbını bir bireyin yakın akrabalarını da etkileyen karakterleri (özellikler) Evrimsel Süreç'te kazanması (ya da kaybetmesi) olarak kullanmaktadır.
Evrimsel Sosyoloji ve Popülasyon Genetiği açısından bakıldığında akraba seçilimi, bireyler arasındaki gen frekanslarının akrabalık ilişkilerine bağlı olarak değişimi olarak tanımlanmaktadır. Biyoloji açısından baktığımızda, bir canlının iki temel amacı vardır: hayatta kalmak ve üremek. Canlı, bu ikisini gerçekleştirmek zorundadır ve gerçekleştiremezse, soyu tükenir. Bu sebeple tüm canlılığı motive eden bu iki kavram çok büyük önem taşımaktadır. Ancak Akraba Seçilimi, temel olarak Doğal Seçilim (hayatta kalmak) ve Cinsel Seçilim (üremek) olarak kategorize edebileceğimiz bu iki doğa yasasına karşı bir konumda yer almaktadır ve onları dengelemektedir.
Akraba Seçilimi, diğer seçilim mekanizmalarından şu özelliği ile ayrılır: temel olarak bir doğa yasası değildir ve her canlı için geçerli olmak zorunda değildir (diğer seçilim ve çeşitlilik mekanizmaları istisnasız her canlı için az ya da çok geçerli olmak durumundadır). Aslında Akraba Seçilimi de her canlıda mutlaka bir miktar bulunmaktadır; ancak bu düzey kimi zaman diğer mekanizmalar tarafından baskılanır ve dışarıdan gözlenemez. İşte bu sebeple Akraba Seçilimi hem bir doğa yasası, hem de bir Evrim ürünüdür.
Temel olarak Akraba Seçilimi arkasında yatan mantık, günümüzde Richard Dawkins'in başını çektiği "Bencil Gen Kuramı"na dayanmaktadır ve bu kuram için önemli bir mihenk taşı görevi görmektedir. Bu kurama göre (bir diğer yazımızda açıkladığımız gibi) genler, bedenleri kullanan virüsler gibidir. Tek amaçları hayatta kalmak ve kendilerini çoğaltmaktır. Her gen (ya da genel olarak genom) arasında rekabet vardır ve dolayısıyla günümüzde gördüğümüz yaşam mücadelesi doğada bulunmaktadır. Ancak genler, kendilerine benzeyen gen yapılarını korumak isterler, buna meyillidirler. Dolayısıyla, yakın akrabalardaki benzerlikler, genlerin birbirlerini kollamasına sebep olmaktadır. Bu anlatımda genleri "düşünen mekanizmalar" gibi tanımlamaktayız; ancak bu elbette bir metafordur. Anlatılmak istenen, genlerdeki yapıların evrimsel süreçte birbirlerini kollayanların daha başarılı olabildiği şekilde evrimleştiğidir.
Bu konu, halen tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte, akrabalar arasında ayrı bir seçilim olduğu tartışılmaz bir gerçektir ve az sonra değineceğimiz ve çok daha fazlalaştırılabilecek olan örneklerle sergilenmektedir. Ancak bu örneklere geçmeden önce, Akraba Seçilimi'nin nasıl işlediğini ele almamız gerekir.
Akraba Seçilimi ile ilgili anlaşılması gereken ilk şey, Akraba Seçilimi'nin bir fedakarlık türü olduğudur ve her Akraba Seçilimi'nde mutlaka fedakarlık bulunması gerektiğidir (ancak her fedakarlıkta Akraba Seçilimi bulunmak zorunda değildir). Dolayısıyla, Akraba Seçilimi'nin işleyebilmesi için şu iki koşul gereklidir:
- Akrabanın Tanınması: Doğal olarak, tahmin edileceği üzere, Akraba Seçilimi'nin ilk adımı, bir diğer bireyin akrabalık miktarını algılamaktan geçmektedir. Yani sadece bir diğer bireyin sizin akrabanız olup olmadığını anlamak yetmez, aynı zamanda bu akrabalığın derecesini de bilmek gerekmektedir. Bunun için canlılar birçok mekanizma geliştirmişlerdir. Bu doğrudan beyin ile ilgilidir, çünkü beyin büyüdükçe duyu organlarından gelen bilgiler daha ayrıntılı analiz edilebilir ve bu sayede en ufak farklılıklar bile ayırt edilebilir. Bildiğimiz kadarıyla, protozoalar gibi daha ilkin canlı grupları da dahil olmak üzere hemen her canlıda akrabaları tanıyacak mekanizmalar evrimleşmiştir. Bunlar gerek hücrelerin üzerinde bulunan glikoproteinler gibi ayırt edici kimyasallar aracılığıyla, gerekse de duyu organlarına hitap eden sesler, kokular, görüntüler ve benzerleri ile olmaktadır.
- Akışkan Popülasyonlar: Popülasyonların "akışkanlığı", yani bir ortama ne kadar yayıldıkları ve ne kadar geniş alanlarda bulundukları, akraba seçilimini etkilemektedir. Örneğin sosyal hayvanlar, birbirlerine bütünleşik yapılarda bulunurlar ve akraba grupları sürekli bir aradadır. İşte bu durumlarda Akraba Seçilimi çok daha yoğun olarak işleyebilir. Ancak kimi bazı diğer canlılarda bu yayılım çok daha yaygındır, dolayısıyla akraba seçilimi, diğer seçilim ve çeşitlilik mekanizmalarınca baskılanır ve daha seyrek görülür, hatta kimi durumda hiç ayırt edilemez. Dolayısıyla sosyal yapıya sahip türler, kendi soylarının devamlılığı için akrabalarına küçük gruplar içerisinde ayrıcalıklar tanırlar ve onları kollarlar.
Tüm bu anlattıklarımız, en başta de belirttiğimiz gibi çok kapsamlı matematiksel modellere oturtulmuştur ve artık net bir şekilde doğada analiz edilebilmektedir. Bunlara burada girerek sizleri zorlamak istemiyoruz, ancak örnekler üzerinden giderek gerek genel olarak fedakarlık, gerekse de Akraba Seçilimi'nin daha iyi anlaşılmasını hedefleyeceğiz.
Akraba Seçilimi ve Benzer Fedakarlık Örnekleri
1) Güneş Kuyruklu Maymunlar'da Anneler Arası Dayanışma
Güneş Kuyruklu Maymunlar (Cercopithecus solatus), sosyal olarak yaşayan bir primat türüdür. Bu maymunlar, sürüler halinde yaşarlar. Gabon ülkesinin nemli ve yeşil ormanlarında yaşarlar. Yarı-karasal bir yaşam tipine sahiptirler, yani yaşamlarının yarısını ağaçlar üzerinde, yarısını ise yerde yaşarlar. Bu türü akraba seçilimi açısından ilginç kılan özellik, anne maymunlarda görülmektedir. Bir tehlike ya da risk karşısında, anne olan (yavrulara sahip olan) bireyler arasında sıkı bir dayanışma görülürken, anne olmayan bireyler dışlanır veya en azından aynı şekilde karşılanmaz. Üstelik bu önyargı tüm anneler arasında eşit değildir. Daha yakın akraba olanlara gidildikçe, dayanışmanın ve karşılıklı ayrıcalıkların arttığı görülmektedir. Daha uzak akrabalara doğru gidildikçe ise bu önyargı hızla azalır; ancak asla anne olmayanlara karşı olan düzeylere inmez. Bu, akraba seçiliminin ilginç bir örneğidir.
2) Sosyal Böceklerde Kısırlık
Akraba Seçilimi'nin en net olarak görüldüğü canlı grupları şüphesiz sosyal böceklerdir. Sosyal böcekleri incelemek hemen her açıdan ilginç olsa da Zar Kanatlılar'daki bir durum, Akraba Seçilimi'nin önemini vurgulamaktadır. Bu böcek grubundaki işçi böceklerin bir kısmı doğuştan kısırdır. Normalde, Doğal ve Cinsel Seçilimler buna asla izin vermezdi. Ancak böcekler, kısır olmayanların kendi genlerinin de devamlılığını sağlayacağına "güvenerek", Evrimsel Süreç'te üreme yetilerini yitirmişlerdir. Böylece kendileri toplayıcılığa ve yuva bakımına yönelik özelliklerine (güç, enerji, dayanıklılık, esneklik, vb.) çok daha fazla önem verebilmektedirler. Bu sayede hem bir grup aynı türe ait birey üremeyle ilgilenirken, bir diğer grup yuvanın ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu, büyüleyici bir Akraba Seçilimi örneğidir.
3) Sincaplardaki Alarm Çağrıları
Pekçok tür gibi sincaplar da birbirlerini avcılara karşı uyarmak için yüksek sesli alarm çağrıları yaparlar. Bu "cırlak" sesler, diğer bireyleri uyararak kaçmalarını sağlar. Ancak öte yandan çıkarılan bu yüksek ses, avcıların daha fazla dikkatini çekerek, alarm çağrısı yapan bireyin yerinin daha kolay tespit edilmesine sebep olur. Dolayısıyla bu, bireylerin kendileri pahasına gruplarının, türlerinin ve hatta civardaki diğer türlerin hayatını korumaya yönelik sergilenen ilginç bir davranıştır. Cornell Üniversitesi'nden Paul Sherman'ın bu hayvanlar üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre, bir birey, eğer etrafında daha fazla akrabası varsa, daha yüksek sesle uyarı vermektedir. Ancak etraftaki veya yakınlardaki akrabaların sayısı azaldıkça, bu alarm çağrılarının şiddeti azalmaktadır. Aynı davranış birçok kuş grubunda da görülmektedir.
4) Vahşi Hindilerde Cinselliğe Hazırlık
Bu örnek de oldukça ilginç bir Akraba Seçilimi örneğidir. Vahşi hindilerde erkekler dişilere kendilerini beğendirmek durumundadırlar. Bu yüzden oldukça parlak ve göz alıcı, devasa bir kuyruğa sahiptirler. Bu kuyruğun Cinsel Seçilim ve Doğal Seçilim açısından incelemesini diğer bir yazımızda yapmıştık. Ancak aynı hindilerde, bir diğer ilginç durum ise bu dişiyi etkileme davranışlarına hazırlanma aşamasında görülmektedir. Hindiler, ancak belirli bir yaşa geldikten sonra üremeye başlarlar. Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nden Alan Krakauer'in yaptığı bir araştırma, henüz üreme yaşına gelmemiş, genç hindilerin, üreme yaşına gelmiş erkeklerin dişileri etkileme hazırlıklarına yardım ettiklerini ortaya çıkarmıştır. Bu tıpkı mezuniyet balosuna hazırlanan bir insanın kardeşinin kendisine yardım etmesine benzemektedir.
5) Bitkilerdeki Akraba Seçilimi
Daha önce de belirttiğimiz gibi Akraba Seçilimi en ilkin canlılarda bile görülmektedir. Günümüzde oldukça gelişmiş yapılara ulaşabilen bitkilerde de akraba seçilimi görmek mümkündür. Kanada'daki McMaster Üniversitesi'nden Susan Dudley, yaptığı bir araştırma sonucunda Cakile cinsi deniz roketleri bitkilerinin akrabalarıyla olan ilişkilerini ortaya koymuştur. Araştırmaya göre, aynı toprakta yetiştirilen, akraba olmayan bitkiler daha fazla toprak için birbirleriyle sürekli ve vahşi bir rekabet içerisindeyken akraba olanlar aynı toprağa yerleştirildiğinde bu rekabeti neredeyse hiç göstermemişlerdir.
6) İnsan Spermindeki Akraba Seçilimi
Birçok canlı türünde olduğu gibi insan türünde de spermler mayoz bölünmeyle üretilmektedir ve eşeyli üreme mekanizmalarından ötürü her bir sperm birbirinden oldukça farklı bilgiler taşıyabilmektedirler. Yapılan bir araştırma, yumurtaya ulaşmak için birbiriyle yarışan spermlerin bazılarının, kendilerine genom açısından %50'den fazla benzeyen bireylere yakınlarsa, yumurta içerisine girebilmek amacıyla harcanan akrozom yapılarını çok daha hızlı harcayarak kendilerini feda ederler ve genetik benzerliği yüksek olan spermlerin daha kolay yumurta içerisine girebilmesini sağlarlar.
İnsanlarda da kendi akrabalarına karşı gösterilen, kimi zaman özellikle ülkemizdeki aşırı fedakarlık örnekleri, sıradan bir hayvan türü olan insanda da tüm doğa yasalarının aynen işlediğini bize hatırlatmaktadır. Yapılan psikolojik ve sosyolojik araştırmalar, bütün ülkelerdeki insanların kendi akrabalarına her zaman daha fazla önem verdiklerini ve onlar için daha fazla fedakarlık yapacaklarını göstermektedir.
Umuyoruz ki bu yazımız sizlere faydalı olabilmiştir.
En içten saygılarımızla.
ÇMB (Evrim Ağacı)
Bu yazımızı tüm Evrim Mekanizmaları'nı bitirdikten sonra yazıyoruz, çünkü değeri sonradan anlaşılan ve üzerinde yeni yeni kapsamlı araştırmaların yapılmaya başlandığı, daha da ötesi, tıpkı Cinsel Seçilim gibi çok uzun zamanlar Doğal Seçilim'in bir alt başlığı olarak kabul edilmiş, ancak sonradan değerinin anlaşılmasıyla ayrı bir seçilim mekanizması olduğu anlaşılan Akraba Seçilimi'nden ve bu seçilim tipine bağlı olarak ortaya çıkan fedakarlık (atruizm) ve benzeri davranışlardan bahsedeceğiz. Böylece Evrim'in "Seçilim Mekanizmaları"nın sayısı 4'e çıkmış oluyor. Lafı uzatmadan hemen konumuza girelim:
Akraba Seçilimi, temel olarak birçok hayvan türünde görülmekte olan ve bireylerin özellikle kendilerine yakın akrabalığı bulunan bireylere ayrıcalık tanımaları sonucu oluşan seçilim tipidir. Bu konuda ilginç olan ve bir süre kafaları karıştırmış olan durum, kimi zaman türlerin kendi hayatları ya da uyum başarıları (fitness) pahasına, akrabalarını korumaları veya onlara destek olmalarıyla ilgilidir. Bu durum, günümüzde halen Evrim Karşıtları tarafından cahilce kullanılmakta ve sanki Evrimsel Biyoloji ile açıklanamıyormuş gibi bir izlenim uyandırmaktadır.
Akraba Seçilimi sayesinde bir türün sadece en güçlüleri, daha doğrusu ortama en adapte olanları değil, aynı zamanda akrabalarını en iyi koruyan ve kollayanları seçilmektedir. Çünkü eğer bir birey bir ortamda başarılı olacaksa, kendisini başarılı kılan bu genlerin bulunma ihtimalinin en yüksek olduğu bireyler, yakın akrabalarıdır (akrabalarda genetik yapı birbirine oldukça benzerdir). Dolayısıyla türün devamlılığı için, sadece bir bireyin değil, benzer genleri taşıyan tüm akrabalarının korunması gerekmektedir.
Akraba Seçilimi ile doğrudan ilişkili olarak doğan kavram, kuşkusuz ki fedakarlık (altruism) davranışıdır. Fedakarlık, ortak çalışma sonucunda doğar ve kimi zaman "aşırı"ya kaçarak türün kendi hayatı pahasına karşı tarafı koruması/kollamasıdır. Tanımından da görülebileceği gibi, Akraba Seçilimi ile doğrudan ilişkilidir.
Şimdi bu iki kavram üzerine yoğunlaşarak, yeni Seçilim Mekanizma'mızı daha yakından tanıyalım:
Akraba Seçilimi'nin kökenleri, büyük doğa bilgini ve Evrim Kuramı'nın Babası olarak anılan Charles Robert Darwin'e kadar gitmektedir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde konuyu şöyle ele almaktadır:
"Aşılamaz gibi görülen bu zorluk [akrabaların ve türlerin birbirlerine fedakarlıkta bulunması], seçilimin akrabalara ve bireylere uyarlanabileceğini düşündüğümüzde ve bu sayede istenen sonuca ulaşılabildiği düşünüldüğünde yok olmaktadır."
Akraba Seçilimi, günümüzde Evrimsel Biyoloji'nin istatistik ve matematik ile harmanlandığı Popülasyon Genetiği dalının vazgeçilmez unsurlarından biridir. 1930 yılında R.A. Fisher tarafından, akraba seçilimi ile ilgili ilk matematiksel modeller geliştirilmiştir. Daha sonra 1932 ve 1955 yıllarında J.B.S. Haldane daha kapsamlı modellerle akraba seçiliminin daha iyi tanınmasını sağlamıştır. 1963 ve 1964 yılları boyunca yaptığı çalışmalarla W.D. Hamilton ise Akraba Seçilimi'nin Babası olarak anılmaya başlanmış ve Hamilton yaptığı matematiksel çalışmalarla, tüm Dünya'daki bilim insanlarınca, Doğal Seçilim'den bağımsız bir seçilim türü olduğunun anlaşılmasını sağlamıştır. George Price ise modelleri daha da derinleştirerek, Hamilton'dan aldığı bilgileri zenginleştirmiştir. Ancak "akraba seçilimi" kalıbı ilk olarak 1964 senesinde John Maynard Smith tarafından ortaya atılmıştır.
Dolayısıyla Smith'in ağzından bu yeni seçilim tipini dinlememiz en doğrusu olacaktır:
"Bu süreçlere [türler içerisinde ve türler arasında meydana gelen seçilim süreçlerine] ben sırasıyla akraba seçilimi ve grup seçilimi diyorum. Akraba Seçilimi zaten Haldane ve Hamilton tarafından tartışılmıştır. (...) Akraba Seçilimi diyerek bahsettiğim, söz konusu bir bireyin yakın akrabalarını da etkileyen ve popülasyonun yetişme biçiminde herhangi bir kesintiye sebep olmayacak karakterlerin evrimidir."
Bunu biraz daha açacak olursak büyük Evrimsel Biyolog John Maynard Smith, akraba seçilimi kalıbını bir bireyin yakın akrabalarını da etkileyen karakterleri (özellikler) Evrimsel Süreç'te kazanması (ya da kaybetmesi) olarak kullanmaktadır.
Evrimsel Sosyoloji ve Popülasyon Genetiği açısından bakıldığında akraba seçilimi, bireyler arasındaki gen frekanslarının akrabalık ilişkilerine bağlı olarak değişimi olarak tanımlanmaktadır. Biyoloji açısından baktığımızda, bir canlının iki temel amacı vardır: hayatta kalmak ve üremek. Canlı, bu ikisini gerçekleştirmek zorundadır ve gerçekleştiremezse, soyu tükenir. Bu sebeple tüm canlılığı motive eden bu iki kavram çok büyük önem taşımaktadır. Ancak Akraba Seçilimi, temel olarak Doğal Seçilim (hayatta kalmak) ve Cinsel Seçilim (üremek) olarak kategorize edebileceğimiz bu iki doğa yasasına karşı bir konumda yer almaktadır ve onları dengelemektedir.
Akraba Seçilimi, diğer seçilim mekanizmalarından şu özelliği ile ayrılır: temel olarak bir doğa yasası değildir ve her canlı için geçerli olmak zorunda değildir (diğer seçilim ve çeşitlilik mekanizmaları istisnasız her canlı için az ya da çok geçerli olmak durumundadır). Aslında Akraba Seçilimi de her canlıda mutlaka bir miktar bulunmaktadır; ancak bu düzey kimi zaman diğer mekanizmalar tarafından baskılanır ve dışarıdan gözlenemez. İşte bu sebeple Akraba Seçilimi hem bir doğa yasası, hem de bir Evrim ürünüdür.
Temel olarak Akraba Seçilimi arkasında yatan mantık, günümüzde Richard Dawkins'in başını çektiği "Bencil Gen Kuramı"na dayanmaktadır ve bu kuram için önemli bir mihenk taşı görevi görmektedir. Bu kurama göre (bir diğer yazımızda açıkladığımız gibi) genler, bedenleri kullanan virüsler gibidir. Tek amaçları hayatta kalmak ve kendilerini çoğaltmaktır. Her gen (ya da genel olarak genom) arasında rekabet vardır ve dolayısıyla günümüzde gördüğümüz yaşam mücadelesi doğada bulunmaktadır. Ancak genler, kendilerine benzeyen gen yapılarını korumak isterler, buna meyillidirler. Dolayısıyla, yakın akrabalardaki benzerlikler, genlerin birbirlerini kollamasına sebep olmaktadır. Bu anlatımda genleri "düşünen mekanizmalar" gibi tanımlamaktayız; ancak bu elbette bir metafordur. Anlatılmak istenen, genlerdeki yapıların evrimsel süreçte birbirlerini kollayanların daha başarılı olabildiği şekilde evrimleştiğidir.
Bu konu, halen tam olarak aydınlatılamamış olmakla birlikte, akrabalar arasında ayrı bir seçilim olduğu tartışılmaz bir gerçektir ve az sonra değineceğimiz ve çok daha fazlalaştırılabilecek olan örneklerle sergilenmektedir. Ancak bu örneklere geçmeden önce, Akraba Seçilimi'nin nasıl işlediğini ele almamız gerekir.
Akraba Seçilimi ile ilgili anlaşılması gereken ilk şey, Akraba Seçilimi'nin bir fedakarlık türü olduğudur ve her Akraba Seçilimi'nde mutlaka fedakarlık bulunması gerektiğidir (ancak her fedakarlıkta Akraba Seçilimi bulunmak zorunda değildir). Dolayısıyla, Akraba Seçilimi'nin işleyebilmesi için şu iki koşul gereklidir:
- Akrabanın Tanınması: Doğal olarak, tahmin edileceği üzere, Akraba Seçilimi'nin ilk adımı, bir diğer bireyin akrabalık miktarını algılamaktan geçmektedir. Yani sadece bir diğer bireyin sizin akrabanız olup olmadığını anlamak yetmez, aynı zamanda bu akrabalığın derecesini de bilmek gerekmektedir. Bunun için canlılar birçok mekanizma geliştirmişlerdir. Bu doğrudan beyin ile ilgilidir, çünkü beyin büyüdükçe duyu organlarından gelen bilgiler daha ayrıntılı analiz edilebilir ve bu sayede en ufak farklılıklar bile ayırt edilebilir. Bildiğimiz kadarıyla, protozoalar gibi daha ilkin canlı grupları da dahil olmak üzere hemen her canlıda akrabaları tanıyacak mekanizmalar evrimleşmiştir. Bunlar gerek hücrelerin üzerinde bulunan glikoproteinler gibi ayırt edici kimyasallar aracılığıyla, gerekse de duyu organlarına hitap eden sesler, kokular, görüntüler ve benzerleri ile olmaktadır.
- Akışkan Popülasyonlar: Popülasyonların "akışkanlığı", yani bir ortama ne kadar yayıldıkları ve ne kadar geniş alanlarda bulundukları, akraba seçilimini etkilemektedir. Örneğin sosyal hayvanlar, birbirlerine bütünleşik yapılarda bulunurlar ve akraba grupları sürekli bir aradadır. İşte bu durumlarda Akraba Seçilimi çok daha yoğun olarak işleyebilir. Ancak kimi bazı diğer canlılarda bu yayılım çok daha yaygındır, dolayısıyla akraba seçilimi, diğer seçilim ve çeşitlilik mekanizmalarınca baskılanır ve daha seyrek görülür, hatta kimi durumda hiç ayırt edilemez. Dolayısıyla sosyal yapıya sahip türler, kendi soylarının devamlılığı için akrabalarına küçük gruplar içerisinde ayrıcalıklar tanırlar ve onları kollarlar.
Tüm bu anlattıklarımız, en başta de belirttiğimiz gibi çok kapsamlı matematiksel modellere oturtulmuştur ve artık net bir şekilde doğada analiz edilebilmektedir. Bunlara burada girerek sizleri zorlamak istemiyoruz, ancak örnekler üzerinden giderek gerek genel olarak fedakarlık, gerekse de Akraba Seçilimi'nin daha iyi anlaşılmasını hedefleyeceğiz.
Akraba Seçilimi ve Benzer Fedakarlık Örnekleri
1) Güneş Kuyruklu Maymunlar'da Anneler Arası Dayanışma
Güneş Kuyruklu Maymunlar (Cercopithecus solatus), sosyal olarak yaşayan bir primat türüdür. Bu maymunlar, sürüler halinde yaşarlar. Gabon ülkesinin nemli ve yeşil ormanlarında yaşarlar. Yarı-karasal bir yaşam tipine sahiptirler, yani yaşamlarının yarısını ağaçlar üzerinde, yarısını ise yerde yaşarlar. Bu türü akraba seçilimi açısından ilginç kılan özellik, anne maymunlarda görülmektedir. Bir tehlike ya da risk karşısında, anne olan (yavrulara sahip olan) bireyler arasında sıkı bir dayanışma görülürken, anne olmayan bireyler dışlanır veya en azından aynı şekilde karşılanmaz. Üstelik bu önyargı tüm anneler arasında eşit değildir. Daha yakın akraba olanlara gidildikçe, dayanışmanın ve karşılıklı ayrıcalıkların arttığı görülmektedir. Daha uzak akrabalara doğru gidildikçe ise bu önyargı hızla azalır; ancak asla anne olmayanlara karşı olan düzeylere inmez. Bu, akraba seçiliminin ilginç bir örneğidir.
2) Sosyal Böceklerde Kısırlık
Akraba Seçilimi'nin en net olarak görüldüğü canlı grupları şüphesiz sosyal böceklerdir. Sosyal böcekleri incelemek hemen her açıdan ilginç olsa da Zar Kanatlılar'daki bir durum, Akraba Seçilimi'nin önemini vurgulamaktadır. Bu böcek grubundaki işçi böceklerin bir kısmı doğuştan kısırdır. Normalde, Doğal ve Cinsel Seçilimler buna asla izin vermezdi. Ancak böcekler, kısır olmayanların kendi genlerinin de devamlılığını sağlayacağına "güvenerek", Evrimsel Süreç'te üreme yetilerini yitirmişlerdir. Böylece kendileri toplayıcılığa ve yuva bakımına yönelik özelliklerine (güç, enerji, dayanıklılık, esneklik, vb.) çok daha fazla önem verebilmektedirler. Bu sayede hem bir grup aynı türe ait birey üremeyle ilgilenirken, bir diğer grup yuvanın ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu, büyüleyici bir Akraba Seçilimi örneğidir.
3) Sincaplardaki Alarm Çağrıları
Pekçok tür gibi sincaplar da birbirlerini avcılara karşı uyarmak için yüksek sesli alarm çağrıları yaparlar. Bu "cırlak" sesler, diğer bireyleri uyararak kaçmalarını sağlar. Ancak öte yandan çıkarılan bu yüksek ses, avcıların daha fazla dikkatini çekerek, alarm çağrısı yapan bireyin yerinin daha kolay tespit edilmesine sebep olur. Dolayısıyla bu, bireylerin kendileri pahasına gruplarının, türlerinin ve hatta civardaki diğer türlerin hayatını korumaya yönelik sergilenen ilginç bir davranıştır. Cornell Üniversitesi'nden Paul Sherman'ın bu hayvanlar üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre, bir birey, eğer etrafında daha fazla akrabası varsa, daha yüksek sesle uyarı vermektedir. Ancak etraftaki veya yakınlardaki akrabaların sayısı azaldıkça, bu alarm çağrılarının şiddeti azalmaktadır. Aynı davranış birçok kuş grubunda da görülmektedir.
4) Vahşi Hindilerde Cinselliğe Hazırlık
Bu örnek de oldukça ilginç bir Akraba Seçilimi örneğidir. Vahşi hindilerde erkekler dişilere kendilerini beğendirmek durumundadırlar. Bu yüzden oldukça parlak ve göz alıcı, devasa bir kuyruğa sahiptirler. Bu kuyruğun Cinsel Seçilim ve Doğal Seçilim açısından incelemesini diğer bir yazımızda yapmıştık. Ancak aynı hindilerde, bir diğer ilginç durum ise bu dişiyi etkileme davranışlarına hazırlanma aşamasında görülmektedir. Hindiler, ancak belirli bir yaşa geldikten sonra üremeye başlarlar. Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nden Alan Krakauer'in yaptığı bir araştırma, henüz üreme yaşına gelmemiş, genç hindilerin, üreme yaşına gelmiş erkeklerin dişileri etkileme hazırlıklarına yardım ettiklerini ortaya çıkarmıştır. Bu tıpkı mezuniyet balosuna hazırlanan bir insanın kardeşinin kendisine yardım etmesine benzemektedir.
5) Bitkilerdeki Akraba Seçilimi
Daha önce de belirttiğimiz gibi Akraba Seçilimi en ilkin canlılarda bile görülmektedir. Günümüzde oldukça gelişmiş yapılara ulaşabilen bitkilerde de akraba seçilimi görmek mümkündür. Kanada'daki McMaster Üniversitesi'nden Susan Dudley, yaptığı bir araştırma sonucunda Cakile cinsi deniz roketleri bitkilerinin akrabalarıyla olan ilişkilerini ortaya koymuştur. Araştırmaya göre, aynı toprakta yetiştirilen, akraba olmayan bitkiler daha fazla toprak için birbirleriyle sürekli ve vahşi bir rekabet içerisindeyken akraba olanlar aynı toprağa yerleştirildiğinde bu rekabeti neredeyse hiç göstermemişlerdir.
6) İnsan Spermindeki Akraba Seçilimi
Birçok canlı türünde olduğu gibi insan türünde de spermler mayoz bölünmeyle üretilmektedir ve eşeyli üreme mekanizmalarından ötürü her bir sperm birbirinden oldukça farklı bilgiler taşıyabilmektedirler. Yapılan bir araştırma, yumurtaya ulaşmak için birbiriyle yarışan spermlerin bazılarının, kendilerine genom açısından %50'den fazla benzeyen bireylere yakınlarsa, yumurta içerisine girebilmek amacıyla harcanan akrozom yapılarını çok daha hızlı harcayarak kendilerini feda ederler ve genetik benzerliği yüksek olan spermlerin daha kolay yumurta içerisine girebilmesini sağlarlar.
İnsanlarda da kendi akrabalarına karşı gösterilen, kimi zaman özellikle ülkemizdeki aşırı fedakarlık örnekleri, sıradan bir hayvan türü olan insanda da tüm doğa yasalarının aynen işlediğini bize hatırlatmaktadır. Yapılan psikolojik ve sosyolojik araştırmalar, bütün ülkelerdeki insanların kendi akrabalarına her zaman daha fazla önem verdiklerini ve onlar için daha fazla fedakarlık yapacaklarını göstermektedir.
Umuyoruz ki bu yazımız sizlere faydalı olabilmiştir.
En içten saygılarımızla.
ÇMB (Evrim Ağacı)