Aklın oluş zamanı gerçekten var mıdır?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Aksiyom tarafından oluşturulan Aklın oluş zamanı gerçekten var mıdır? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,062 kez görüntülenmiş, 10 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Aklın oluş zamanı gerçekten var mıdır?
Konbuyu başlatan Aksiyom
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan AndroNova

Aksiyom

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Tem 2009
Mesajlar
569
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
32
Tüm insanlar vaktinden erken doğar.Tam bir motor denetim sağlamaları ve başarıyla istemli hareketlerde bulunması uzun zaman alır.Bunu biliriz ,ama aklın da varolması için ölüme kadar zaman aldığını bilmeyiz ve bu nedenle beni bu otomat duygu davranışlarımıza bağımlı kılarız ,aklın sonsuz varoluşunu farketmeyerek!
Aklın oluş zamanı gerçekten var mıdır ? Tıpkı bir çocuğun oluşu gibi ve bu zaman geçerse ne olur?
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"Tüm insanlar vaktinden erken doğar." derken neyi kast ettiğini açıklar mısın? neye göre bir erkenlikten söz ettiğini bilmek isterim.
 

Aksiyom

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Tem 2009
Mesajlar
569
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
32
Vaktinden erken doğardaki kastım sonrasındada söylediğim gibi tam bir motor denetim sağlamaları zaman alır bu denetim sağlanmadan doğduğumuz için bunu vakitten erken olarak diye nitelendirdim.
"Tüm insanlar vaktinden erken doğar." derken neyi kast ettiğini açıklar mısın? neye göre bir erkenlikten söz ettiğini bilmek isterim.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60

Algılama/öğrenme/bellekte biriktirme/ortaya çıkarma/yorumlama/dil döngü-selinde tanımlanan akıl/düşünce kendi kimliğini kazanmak için bir zaman sürecinden geçmek durumundadır; bu zaman dilimini evrensel bir öçlüyle sabitlemek olanaksızdır. İnsan bebeği tarihsel bellek dediğim bilgi birikimi ile dünyaya gelirler, “tabula rasa”/boş levha değildirler. Tarihsel belleğin kişilik kazanması içinde yaşadığı toplumsal doku ile sıkı ilişkilidir. İmgesel düşünce özünde sonsuzluğu taşıdığı için bundan dolayı bir zamana bağlı değildir; yalnızca onu biçimlendirmesi için bir birikim yapmaya gereksinim duyacaktır. Bu süreç devinim sürdükçe hiçbir zaman sonlanmayacağından “bu zaman geçerse ne olur?” sorusu soru olmaktan çıkacaktır.
 

köle

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2009
Mesajlar
146
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Çocuğun denetimsiz ve başarıyla istemli hareketlerde bulunamaması olarak gördüğünüz şey, aslında en büyük kontrol ve en başarılı istemli harekettir. Aklın oluşması için bir süre geçmesini ve aklın tam olarak gelişeceği bir noktaya geleceğini hayal ediyorsunuz, ama bu nokta da yine bir zamanlar kaybetmiş ve uzaklaşmış olduğunuz çocukluğunuz-bebekliğinizdir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
düşünce bebeklik döneminden sonra çökmeye mi başlıyor? "..en büyük kontrol ve en başarılı istemli haraket..."lerini yitiriyor mu? Ve bunu nasıl bilebiliyorsunuz?
 

köle

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2009
Mesajlar
146
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Akılı ,kontrolü ve başarıyı çok önemli şeyler sayan insanlardan kendimi daha üstün hissettiğim için yazıyorum bunları. Kendi bebekliğime daha çok yaklaşabildiğim için yazıyorum. Kendi hislerime daha çok güvenebildiğim ve hislerimin beni yanıltmadığını bildiğim için. Yani bir bebek gibi.
 

Aksiyom

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Tem 2009
Mesajlar
569
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
32
Aklın başarıyla istemli hareketlerde bulunduğu dönemin çocukluk olmadığını hepimiz yaşadığımız için biliyoruz bu yüzden bu görüşünüze katılmıyorum.Aksine çocukluk döneminin istem dışı tamamen duygusal nedenlerden ötürü hareketlerde bulunduğunu düşünüyorum.Sizinde bildiğiniz gibi çocukluk döneminde gelişim önceliği talamustadır zaman geçtikçe kişi de ön beyin öncelikli hareketlerde bulunuyor.Hayal ettiğim bölüme gelince kodlanmış beyinler değil, tıpkı bir çocuğun eline bardağı aldığında hemen kırıcaksın diye elinden almak çocuk daha onun bardak olduğunu dahi bilmeden hemen kodlamak bardak kırılır!..
Saygılarımla.
Çocuğun denetimsiz ve başarıyla istemli hareketlerde bulunamaması olarak gördüğünüz şey, aslında en büyük kontrol ve en başarılı istemli harekettir. Aklın oluşması için bir süre geçmesini ve aklın tam olarak gelişeceği bir noktaya geleceğini hayal ediyorsunuz, ama bu nokta da yine bir zamanlar kaybetmiş ve uzaklaşmış olduğunuz çocukluğunuz-bebekliğinizdir.
 

AndroNova

Üye
Yeni Üye
Katılım
17 Ara 2009
Mesajlar
245
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Aklın başarıyla istemli hareketlerde bulunduğu dönemin çocukluk olmadığını hepimiz yaşadığımız için biliyoruz bu yüzden bu görüşünüze katılmıyorum.Aksine çocukluk döneminin istem dışı tamamen duygusal nedenlerden ötürü hareketlerde bulunduğunu düşünüyorum.Sizinde bildiğiniz gibi çocukluk döneminde gelişim önceliği talamustadır zaman geçtikçe kişi de ön beyin öncelikli hareketlerde bulunuyor.Hayal ettiğim bölüme gelince kodlanmış beyinler değil, tıpkı bir çocuğun eline bardağı aldığında hemen kırıcaksın diye elinden almak çocuk daha onun bardak olduğunu dahi bilmeden hemen kodlamak bardak kırılır!..
Saygılarımla.

Kimi filozof daima çocuk olmayı, dünyaya çocuk gibi hayranlıkla bakmayı arzulamışlar. Yaşlandıkça bu duygunun kaybolduğunu anlamışlar.
Evrendeki bu mükemmelliklerden zevk almaya çalışmışlardır. Bir çocuğun tavandaki lambaya nasıl hayran kaldığı gibi, lambaya dokunmak istedikleri gibi olmak istemişler...
 

Aksiyom

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Tem 2009
Mesajlar
569
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
32
Kimi filozof daima çocuk olmayı, dünyaya çocuk gibi hayranlıkla bakmayı arzulamışlar. Yaşlandıkça bu duygunun kaybolduğunu anlamışlar.
Evrendeki bu mükemmelliklerden zevk almaya çalışmışlardır. Bir çocuğun tavandaki lambaya nasıl hayran kaldığı gibi, lambaya dokunmak istedikleri gibi olmak istemişler...
Realist olup çocukluk/bebeklik dönemine dönersek bu dönemde çocuğun lambaya veya başka birşeye duyduğu şey merak/tanıma isteğidir.Dediğiniz kimi filozofların çocukluğun merak yanını aldığı düşüncesindeyim.Çünkü sizinde bildiğiniz gibi o(çocukluk) dönemde durmadan bir dayatma ve bu dayatmaya boyun eyme vardır.Filozoflar görüş beyan ederler ve bu görüşe tüm dayatmalara karşı yanıtlar üretirler çocuğun aksine.
 

AndroNova

Üye
Yeni Üye
Katılım
17 Ara 2009
Mesajlar
245
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Realist olup çocukluk/bebeklik dönemine dönersek bu dönemde çocuğun lambaya veya başka birşeye duyduğu şey merak/tanıma isteğidir.Dediğiniz kimi filozofların çocukluğun merak yanını aldığı düşüncesindeyim.Çünkü sizinde bildiğiniz gibi o(çocukluk) dönemde durmadan bir dayatma ve bu dayatmaya boyun eyme vardır.Filozoflar görüş beyan ederler ve bu görüşe tüm dayatmalara karşı yanıtlar üretirler çocuğun aksine.

Zaten anlatmak istediğimde buydu. :)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst