Akgün akova

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde A'dan Ç'ye kategorisinde Süreyya Önal tarafından oluşturulan Akgün akova başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,052 kez görüntülenmiş, 3 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı A'dan Ç'ye
Konu Başlığı Akgün akova
Konbuyu başlatan Süreyya Önal
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan glsezinrs

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
ZEYNEP

zeynep söylesene

neden açmayıp yaktın sevgilinin gönderdiği mektubu

oysa biliyordun
onat kutlar’ın “yanmış bir giysinin küllerinden bir ipekböceğine ulaşılamaz” dediğini

sırtımızı neden birbirimize değil de duvarlara dayıyoruz zeynep
kitap kurtlarımızı neden zehirliyorlar okullarda
ve sorularımıza neden doğru yanıt vermiyor öğretmenler

zeynep söylesene

neden yaralı kartalların düştüğü dağlara çıkıyoruz————————————kıyı kahveleri dururken
ve nasıl yitiriyoruz analarımızı babalarımızın hoyratlığında

zamanın kestiği geri dönüşsüz bir bilet mi gençliğimiz——————-ya da içimizde başka birileri mi var

niçin ağaç görünce kuşlardan utanıyoruz zeynep
“kafesin biri, bir kuş mu aramaya çıkmış”, kafka’nın dediği gibi
yoksa
“her öten kuş, yardımcı olmuyor mu gerçekten göğe”bunu sana değil, erich fried’e soruyorum

ve kimden söz ediyor nietzsche,
“uçurumu sevenin kanatları olmalı” derken

aşktan niçin korkuyoruz zeynep
aşık olduklarımıza hem tapıyor
hem boğmaya çalışıyoruz bir kaşık suda

paylaşılacak bir ekmeğin arasında yuva denen hapishaneye gizlice soktuğumuz bir törpü müdür aşk

bizi yakaladıkça hırpalayan bir yürek kabadayısı mıdır

geçmek için gölgesini arayan yaban atları mıdır aşıklar

yalnız sana değil kendime de soruyorum
soruyorum ve bellek evreninde başka soru yağmurlarıyla karşılaşıyorum

kim olduğumu anlamak için uçurumlara ve kanatlara bakıyorum

savaşlara ve barışlara
elmaslara ve buğdaylara
tekerleğe ve bilgisayara bakıyorum
anlamak için kim olduğumu

senin gözlerine bakıyorum zeynep
yanlış anlama ama
neden yakmayıp açtın sevgilinin gönderdiği mektubu


AKGÜN AKOVA
"Sevdiğim Kadın Adları Gibi"
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
LAN DİYO' FİN FİN

kar tanelerinden birini beğeniyorum ağzım tipide
gözümün akını takıyorum peşine işte kuşlara gökyüzü kondu
taze ot görmüş eşek gibi sırıtıyorum, iyiyim
buzlanmış beynim kendini Finlandiya'da sanıyor
omurilik soğanıma zincir takıyorum aklım kayıyor
eldivenimi teyzem ördü
Topkapı - Fatih hattında kızağım var kıyağım
her yerde kar var dün gece ablam kaçtı
azraille kaçtı bir daha gelmeyecek
geriye dönmeyecek, çıplak ayakla kaçtı
kapının önündeki ayakkabılar onun, 37 numara
uyarsa ayağınıza size vereyim siz giyin
çok üşüyorum çok üşüyorum cehennemin dibine gidin

diyerek camdan bakarken

düşlerimin kapısını dedemin oğlu kırıyor bir anahtar darbesi ile
babam diye söylemiyorum bak aslan gibi adamdır ha
ama bir sorunu var kralı olduğu orman yandı
" lan " diyo' " n'apıyo'sun orda fin fin "
geometri kitabının arasına
bir dilim kaşar peyniri gibi koyup
gizlice okuduğum saralı dostum Dostoyevski düşüyor yere
babam kulaklarımdan birini beğeniyor
öbürünün içinde ablamın sesi çınlıyor
kulak zarı örs üzengi salyangoz
ve cayır cayır yanıyor kulağım
kar yağmuru dansa kaldırmadan önce
yaramazof yaramazof sönüyor ateş özürlü sobamız
yoksulluk evimize kene gibi yapışmadan
annemin elleri soğuktan yarılmadan önce
küçük kardeşimle dünya atlasını yediğimiz gece
karnımda Stockholmlanmış Sofya
Tokyolanmış Londra
komşu duvar radyosundan Sibelius dinliyorum fin fin
ve kar tanesi gibi bakan Sibel'e rağmen
amazon ormanı gözlü Özlem'i seviyorum

(evet ablacım her şey Helsinki eskisi gibi

her şey gibi dünya gözümden Düştüyevski
her şey eskisi gibi
herkeste özlem var eskiye
şiirime burada son verirken
ben de gelirim belki bir ara gözlerinden öpmeye)

AKGÜN AKOVA
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
ASLI

karanlıktan korkan ay
sıyrılınca bulut ordusundan
gördüm gerçeğe düş dolduran yüzünü
yanan bir deve kervanı geçiyordu alnından
saçlarından bir adam düşüyordu
bir Doğu kentinin adını bağırarak : İsfahan!
gözlerin dağlardaki su söylenceleri
ki az sonra
martılar deniz sanıp inecekler
ve ezgiler başlayacak
kaçıp kovalamaları anlatan
tavşanlarla tazıları
hükmedenlerle köleleri anlatan
çatlayan atları
yakılan kapıları
köpeklerle efendilerini anlatan ezgiler
peşimdeydiler ve havlıyordu iz süren köpekleri
dünyanın kanadığını
otların kaçıştığını duyuyordum
dağıldığını duyuyordum sözcüklerdeki anlamın
ay ışığı gözümü biçiyordu
karanlıklar gölgemi
yeryüzünün canı acıyordu Aslı
peşimdeydiler
ve soluklarını duyuyordum köpeklerinin
bağırabilirdin sana rastladığımda
beni ele verebilirdin
söyleyebilirdin nasılsa bir gün
sözcüklerin ağzımdan göç edeceğini
ve diz çökeceğimi ölümün kalesi önünde
yenik bir şövalye gibi
peşimdeydiler
ve soluklarını duyuyordum köpeklerinin
birden elimi tuttun Aslı
bir uçurumun ucundan tuttun
sonra yükselmek için açarken kanatlarını
fısıldadın gecenin kulağına
duysun diye bütün avcılar

'ölüme yetişmiş olsa da birçok kurşun

hiçbir kurşun yetişememiştir aşka"

AKGÜN AKOVA

"Sevdiğim Kadın Adları Gibi"
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst