Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Ahmet Haşim

mavimor

Yeni Üye
15 Şub 2008
1,456
3
38
46
Ahmet Haşim

1844 yılında Bağdat'ta doğmuştur. Fizan Mutasarrıfı Arif Hikmet Bey'in oğludur. 12 yaşlarındayken annesinin ölümü üzerine babasıyla İstanbul'a gelmiştir (1891). Bir yıl kadra Nümune-i Terakki Mektebi'nde okumuş sonra Mekteb-i Sultani'ye (Galatasaray) geçmiştir (1897). Galatasaray'ı bitirdikten (1906) sonra Reji İdaresi'ne girmiş, aynı zamanda Hukuk Mektebi'ne kaydolmuştur. Haşim, İzmir Sultanisi'nde Fransızca öğretmenliği yapmış (1098-1910), Maliye Nezareti'nde, Düyun-u Umumiye'de çalışmıştır. Birinci Dünya Savaşı boyunca yedeksubay olarak orduda bulunmuş, savaşın bitiminde İstanbul'a yerleşmiş, İaşe Müfettişliği'nde bulunmuş ve Osmanlı Bankası'nda çalışmıştır.

Ahmet Haşim, Cumhuriytein ilânından sonra Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik, Mülkiye Mektebi'nde de Fransızca dersleri vermiştir. Uzun süre Akşam gazetesinde fıkralar yazmıştır. 1932 yılında böbrek rahatsızlığı nedeniyle Frankfurt'a giderek tedavi görmüş, 4 Haziran 1933 tarihinde ölmüştür.

Yazın Yaşamı

Haşim şiirle ilgilenmeye Galatasaray'da okurken başlamıştır. Okuldaki öğretmenleri arasında Tevfik Fikret ve Ahmet Hikmet vardır. Abdülhak Şinasi Hisar, Galatasaray'da Haşim'in Ahmet Samim, Orhan Şemsettin, Hamdullah Suphi, Emin Bülend, İzzet Melih, Ahmet Bedî gibi edebiyatsever gençlerle bir grup oluşturduğunu yazmaktadır. Ahmet Haşim, Abdülhak Hamit ve Tevfik Fikret etkileri taşıyan ilk şiirlerini 1900-1912 yılları arasında Mecmua-i Edebiye (burada çıkan ilk şiiri "Hayali Aşkım"dır (1900) Aşiyan, Musavver Muhit dergilerinde yayımlamıştır. Yetiştiği yıllarda Fecr-i Ati topluluğuna katılmış, Servet-i Fünun, Resimli Kitap, Rebap gibi dergilerde yazmıştır. Daha sonra Dergâh dergisinde toplanan sanatçılar arasına katılmıştır. Dergâh'da yayımlanan ilk şiiri "Bir Günün Sonunda Arzu"dur (1921). Aynı yıl ilk kitabını çıkarmıştır: Göl Saatleri.

Haşim'in gençlik döneminin önemli bir şiiri olan "Şiir-i Kamer" i değerlendirirken Hisar şunları yazmaktadır: "Haşim'in bütün hayatı boyunca devam eden kafiye yanlışları da bu tarihte başlar. 'Şiir-i Kamer' o zamanki dilimizde kullanılan eski farîsî ve arabî kelimelerle doludur. Edebiyat-ı Cedide şairlerimizin yazdıklarından daha eski bir zamana uyarak, daha eski bir edâya dalar ve daha şahsî bir hususiyetle çağıldar".

Tanpınar, Haşim'in gerek şair gerekse estet olarak genç kuşak üzerinde geniş etkisi olduğunu belirtmekte ve şöyle demektedir: "Biz, bugünkü nesil, fikir ve sanat hayatına, Haşim'in yıldızı altında girdik. Tefekkür ve tahassüsüsmüzde 'Piyale' ve 'Şi'r-i Kamer' şairinin büyük tesirleri oldu. İlk yazılarımızı onun etrafında yazdık."

Yapıtları

Şiir:

Göl Saatleri (1921), Piyâle (1926)

Öteki yapıtları:

Bize Göre (1928), Gurebâhâne-i Laklakan (1928), Frankfurt Seyahatnamesi (1933)
 

fides

Yeni Üye
15 Şub 2008
1,694
5
38
Ynt: Ahmet Haşim

41_04_11.jpg

Ahmet Haşim denilince akla mutlaka geceler gelmeli. Çirkin olduğundan geceleri çok sever ve karanlıkta dışarı çıkar.Şiirlerinde de "gece,akşam" ögesi sıkça kullanılır.Ahmet Haşim denilince aklıma ilk gelen şiir: "merdiven"


MERDİVEN

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...



Ahmet HAŞİM



www.resimmax.com_merdiven_resimleri_1.jpg
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Üst