Acının türleri

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde darkcity tarafından oluşturulan Acının türleri başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,005 kez görüntülenmiş, 26 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Acının türleri
Konbuyu başlatan darkcity
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

darkcity

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2008
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Yaş
46
Ben hiç acının mutlluluğa dönüştüğünü duymadım yada yaşamadım...Ama mutlulukların çoğu ilerde acıya dönüşüyo...Hayat toz pembedir ama gerçekler acıdır...Peki dünya yalansa ki bu doğru..Çünkü ölümlü bi yer o zaman yalan dünyada gerçek olan nedir...Bize bardağın dolu kısmını görmemiz sölenir her zaman ama aslında bardak hep boştur ve içi ancak parayla dolar özellikle günümüzde bu böyle...Bu durumda acılar bedava yaşanır ama artık mutluluklar parayla satılmaktadır...Acının türleri vardır...Okulda, evde, ilişkilerde,ayrılıklarda yaşanır ama mutluluk tekdir ve onada ulaşmak ancak parayla mümkündür...
 

cadetyilmaz

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
22 Ara 2008
Mesajlar
22
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

''oldurmeyen aci guclendirir'' gercekten cok onemli bi soz. Cogu zaman insanların acılarıyla beraber ortak yasaması ve hatta acılarını sevmesi gerek.. bazen acılar sırf bu yuzden sevilmelidir..
 

dionysos

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Ara 2008
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

Mutluluğun parayla geleceğine yönelik inancın bu halk içinde nasıl yayıldığını bilmiyorum. Ama eğitimli insanlar bile bunu bilmiyorsa çok yazık. Hiç değilse, eğitimleri sırasında çektikleri acıların bilgi gibi bir mutluluk kaynağına dönüştüğünü görmeyecek kadar körelmiş mi akılları?
Mutluluğu parayla satın alınabilecek hazla özdeşleştirmek, gerek bireysel gerekse toplumsal açıdan oldukça olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Öyle acılar ki, düşünmek bile istemiyorum.
Bunun yerine önerim; mutluluğun erdemli yaşayışta, erdemli yaşamın da ancak bilgiyle olabileceği gerçeği.
 

MolocH

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ara 2008
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

İnsanın bu mutlu olma takıntısı...Mutluluk bir gül gibi solmaya mahkum.Oysa size bildiğiniz herşeyi öğreten,olgunlaşmanızın nedeni olan acıya bu kadar yadsıyarak bakıyorsunuz.
Söylenildiği gibi : Öldürmeyen acı güçlendirir.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Ynt: Acının türleri

Acının benim için güzel olduğu zamanlarda vardır ki bu benim kişisel görüşüm ve acıya ne yönden baktığına bağlı olan bir görüş.Meselâ tıraş olduktan sonra kolanyanın yakması bana büyük mutluluk verir ki sebebini bende bilmiyorum veya soğugun verdiği acı, bana aklıma gelmeyen çözümleri ,unuttugun hatıraları ,söylemekten kurmaktan kortuğum ,cümleleri kurdurur.Yada başka yönden baktığımızda aşk acısı bana büyük bir zevk verir, yada başıma gelen kötü bir olayın acısı bana öykülerimi yazmak için bir sebep verir, buda beni mutlu yapar.
yani kısacası insan mutlu olabilmek için veya acı çekebilmek için paraya ve akla ihtiyaç duymaz.Bir delide mutlu olabilir.
mutluluk veya acının türleri insandan insana değişir kısacası bu.
 

dionysos

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Ara 2008
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Haz ve acı

Mutluluğu, haz gibi geçici bir durumla özdeşleştirme bir kavram karmaşasından başka bir bir sonuç doğurmaz. Mutluluk değişmez bir durumdur. Mutluluğa ulaşan kimse için haz ya da acı kalmamıştır. Bir anlamda mutluluk hazzın ve acının ötesindedir. Bu bakımdan mutlu insan ölümü de gülerek karşılar, kanseri de, aşkı da. Ona acı verecek hiç bir durum yoktur artık.
Ancak böylesi bir insanlık durumuna ulaşmak, hazzı ve acıyı mutluluğun ölçütü olarak gören bir zihinsel tavır için olanaksızdır.
Acı haz veriyor olsa bile bu haz da geçicidir. Oysa mutluluk yolunda çekilen acı, sırf mutluluğa ulaştırması bakımından değerlidir. Bu yüzden erdemsizlik yolu rahattır, hoştur ve çoğu zaman haz verir; vardığı yer mutsuzluktur. Oysa erdemin yolu dikenlidir ve çoğu zaman acı verir. Oysa vardığı yer mutluluktur.
 

MolocH

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
26 Ara 2008
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

Aslında durum kişisel bir görüş.Birimiz acıyı mutluluğa çıkan kapı olarak görmüş bir diğerimiz acıyı ilk ilke saymış mutluluğu yadsımışız.Birimiz acıyı kötülemiş mutluluğa ve devamlılığına bel bağlamışız.Neticede hepsi kavramsal çıkarımlar ve büyük resim daha da olgunlaşıp durumları değerlendirip istediğimiz gibi yorumlayabilme gücünü istememiz.Us'umuzun dış etkenler tarafından tıkanmasını önlemek istiyoruz.Ha acı diyelim yol açan buna ha mutluluk.İstediğimiz daha üst bir bilinç noktası.
 

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Ynt: Acının türleri

Mutluluk ve acı birbirini anlamlandırır... Bu nedenle ikisini de aynı hoşgörüyle karşılamak gerekiyor belki de... Mutluluk paylaşıldıkça çoğalır...Acıyı ise; çoğu kez bir başına yaşarız... Önemli olan yalnızlığımıza eklenmiş acılarımızı yaratıcılığın yöntemleriyle anlamlandırabilmektir... Anıtlaştırabildiğimiz acılara estetik unsurları eklemek ve belki de bu şekilde kabullenmek bana daha kolay geliyor...İçimizde büyüyen anıtları değil, dışarıya çıkarabildiklerimizi yıkmak daha kolaydır diye düşünüyorum...
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Ynt: Haz ve acı

dionysos ' Alıntı:
Mutluluğu, haz gibi geçici bir durumla özdeşleştirme bir kavram karmaşasından başka bir bir sonuç doğurmaz. Mutluluk değişmez bir durumdur. Mutluluğa ulaşan kimse için haz ya da acı kalmamıştır. Bir anlamda mutluluk hazzın ve acının ötesindedir. Bu bakımdan mutlu insan ölümü de gülerek karşılar, kanseri de, aşkı da. Ona acı verecek hiç bir durum yoktur artık.
Ancak böylesi bir insanlık durumuna ulaşmak, hazzı ve acıyı mutluluğun ölçütü olarak gören bir zihinsel tavır için olanaksızdır.
Acı haz veriyor olsa bile bu haz da geçicidir. Oysa mutluluk yolunda çekilen acı, sırf mutluluğa ulaştırması bakımından değerlidir. Bu yüzden erdemsizlik yolu rahattır, hoştur ve çoğu zaman haz verir; vardığı yer mutsuzluktur. Oysa erdemin yolu dikenlidir ve çoğu zaman acı verir. Oysa vardığı yer mutluluktur.


Mutluluğu hayat boyu devam eden bir olgu gibi anlatmışsın sence öyle mi?
Öyle ise bana hayatı boyunca mutlu olan bir isim söyle,bende gerçekten mutlu olayım.
Bu arada hazlar veya zekler bizi en kısa yoldan mutlu eden şeylerdir.
 

dionysos

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Ara 2008
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

Başlangıcından sonuna değin yaşamı süresince mutlu olan birisini bilmiyorum sevgili Laetne. Bana göre mutluluk, bir amaçtır. Bütün eylemlerimizin kendisine yöneldiği en üstün amaç. Bu amaca ulaşmak için çaba sarfeden bilgeleri biliyorum ama. Sokrates, Platon, Aristoteles, Spinoza, Kant, Hegel, Bergson, Kierkegaard, G. Marcel, Nietzsche, Sartre, Camus, Heidegger bunlardan birkaçı sadece.
Haz duyduğum durumların peşisıra gelen acıları da biliyorum. Bunun yanısıra acıyla, sıkıntıyla ve dirençle yaptığım eylemlerin ardından gelen hazları da biliyorum.
Heideggerin öğretisinde de görüleceği gibi sıkıntı varoluşa katılmaktır bir anlamda; varolmak, ama gerçekten varolmak, varolduğunun bilincinde olarak varolmak işte budur mutlu kılan insanı. Varlığını acıdan, bir anlamda da varoluştan kaçarak, sürekli daha fazla hazzın peşinde koşmak ise mutlu kılmıyor, tam tersine varolduğunu unutturuyor insana. Varoluş unutulduğu için de sanki mutlu olmuş duygusunu uyandırıyor o an için. Oysa geçici olan bu durum ortadan kalkıp gerçekle yüzleştiğinde insan haz alarak yaşadığı o anlık durumların pişmanlığını duyuyor çoğu zaman. Çünkü gerçekten varoluşa hiçbir katılımı yoktu bu sırada. Nitekim yaşamda aşk, hastalık ve ölüm gibi gerçekten varoluşumuza dokunan ve hazza aykırı olan durumlardan kurtulmak olanaksız. Önemli olan kişinin, hiç kimsenin kaçamadığı bu durumlarla karşılaşıldığında sağlam bir varoluş bilincini taşımasıdır tüm benliğiyle.
 

ruhumun_dilencisi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
1 Ocak 2009
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri-el cevap

her acıda tadılmadık bir zevk var o zevki tadın.öyle acılar vardırki desmemek gerek yiğidim

acılar kolay anlatılıyor kolay yazılıyor oysa kolay yaşanmıyor da
neyse yiğidim
acınla kal kalacağın yerde
 

dionysos

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Ara 2008
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

dionysos ' Alıntı:
Ne yazık ki çok geçti: O duygulara elverişli ne yüzü ne de vücudu kalmıştı, neşe içinde neşeli olması da mümkün değildi. Şu anda içeri gelen herkese -kim olursa olsun bunun önemi yoktu, zaman daralıyordu- kapalı gözleri ve ısırdığı dudaklarıyla, asla hissedilmemiş en büyük tutkuyu gösterdi. Ve oradaki herkese, kendilerini ne kadar çok sevdiğini söyleyebilmek için sevgiyi de yeterli bulmadığından, ruhunun en katı ve en soğuk hareketlerine başvurdu. Ondaki herşeyin katılaştığı doğruydu. o ana kadar elinde kalan şey acıydı. Gözlerini açmak için, en tatlı sözleri işitmek için acı çekiyordu. Onun için tek heyecanlanma biçimi buydu ve bedelini dayanılmaz, korkunç acılarla ödeyerek görme zevkini, tek bu zevki satın alan bu bakıştan başka hiç bir yerde bu kadar fazla duyarlık asla olmamıştı.Ama artık neredeyse hiç acı çekmiyordu...
Maurice Blanchot, Karanlık Thomas adlı yapıtından
Acı, varoluşa dokunan ve varoluşa katılımı sağlayan biricik yoldur.
 

kalliope

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
727
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Ynt: Acının türleri

"Acı ve sevinç yalnızca renktir bizi seyreden yabancıya. Bu yüzden anlamı büyüktür bizim için,
seyredeni bulmanın, bizi görüp bakışında yoğuşturup özetleyeni ve basitten şöyle diyeni: ben şunu görüyorum, başkaları yalnızca tahmin edip yalan söylerken." Rainer Maria Rilke

Başkalarının acılarını farkettiğimizde, kendi acılarımızın ne oranda büyük(!) olduğunu anlarız...
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Ynt: Acının türleri

Mutluluk değişmez bir durumdur. Mutluluğa ulaşan kimse için haz ya da acı kalmamıştır.

dionysos


Sana katılmadığım tek konu bu sanada bunu cevabını vermek istedim.
 

dionysos

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Ara 2008
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

Öncelikle bana katılmadığın için teşekkür ederim sevgili Laetna. Çünkü düşüncenin ancak eleştiri ve sorgulama ile yetkinleşebileceğini düşünüyorum. En üstün amaç olarak mutluluğun, mutluluğa ulaşılmasını sağlayan araçlardan daha yetkin ve sürekli olması gerekir. Ekonomik durum, sağlık, onur, haz gibi koşullar ve araçlar ancak mutluluğa ulaştırması bakımından istenen durumlardır ve çoğu zaman yanıltıcıdır. Öyle ki, bu durumların yaşam sürecindeki değişkenliği düşünülecek olursa, hiç kimsenin mutlu olmasının düşünülemeyeceği gibi değişken koşullara karşı sağlam bir duruş da olanaklı olmayacaktır. Sağlam duruş, tüm bu koşulların ötesinde erdemli yaşamanın aracılığıyla gerçekleşebilecek bir mutluluğu amaçlamakla olanaklıdır.
 

Nelchael

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
24 Ocak 2009
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

Kişiliğin sorunlarından kaçmasıdır ruhun daralması. Ruhun daralmasıysa acı olarak adlandırdığımız tabulaşmış histir. Kaçmayı seven vardır, kaçar ve "mutluluk" olarak adlandırıp yarattığı hisle kendini avutur. Acıyla yüzleşen vardır, kimi zaman bu yüzleşmelerde kişilik güçsüz olduğu için yenilir ve solar. Sönükleşir. Kazanıldığında ise bu kavga, onunla beraber yaşamayı öğrenme fırsatına sahip olunulur. Döngü gibidir ya da bir nevi çelişki. İnsanlık kavramlarla kendini kısıtladığı sürece de tüm bu çelişkiler devam edecektir.
 

laberesa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

Acı çektiğinizi anlayınca bir an kendinizden uzaklaşın ve halinize gülün gayet zevkli.Deneyin pişman olmazsınız ;)
 

berzax

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2009
Mesajlar
15
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

laberesa ' Alıntı:
Acı çektiğinizi anlayınca bir an kendinizden uzaklaşın ve halinize gülün gayet zevkli.Deneyin pişman olmazsınız ;)

"Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma" sözünün tam tersi bir mantık taşıyor bu sözün. İnsan başkasına yapıldığında güleceği bir şey kendisine yapıldığında gülebiliyorsa, acısıyla dalga geçebiliyorsa o zaman diğer insanların çektiği acıları da fazla önemsemez.

Ve evet, acıyı azaltmasa da,hatta bilinciniz yerine geldiğinde acıyı artırsa da gayet zevkli olduğu bir gerçek.
 

laberesa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

Acılar paylaşılamaz zaten ancak sevinçler paylaşılabilir.O yüzden başkasının acıları önemsizdir.Ayrıca acılarınıza gülebilmeyi öğrendiğinizde artık acılar size zarar veremez(aslen hiç bir zaman zarar vermez fakat bunun anlaşılması bir süreçtir).
 

dionysos

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Ara 2008
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
Ynt: Acının türleri

Acıya gülmek mi? Acı çekmeyen birinin söyleyebileceği bir söz olabilir ancak? Acı çekip de buna gülen insan görmediğim gibi hiç bir acının gülerek karşılandığını da düşünemiyorum? Eğer yanılıyorsam düşünme yetersizliğimden dolayı özür dilerim. Gerçek bir acı güldürmez, acı verir; acı verdiği için de varolduğumuzu anlarız. Yaşadığımızı ve acı çektiğimizi görürüz. Bakışlarımızı dış dünyadan içimizdeki dünyaya çeviririz. Acının paha biçilemez değeri de buradan gelir. Evet, acı değrlidir; ama neşe verdiği için değil, acı verdiği için değerlidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst