- Konbuyu başlatan
- #1
Acı beden, çoğu insanın içinde yaşayan yarı otonom bir enerji biçimidir ve
duygulardan oluşan bir varlıktır. acıktığında ve kendini yenileme zamanı
geldiğinde, uykusundan uyanır. Buna ek olarak, herhangi bir zamanda herhangi
bir olayla tetiklenerek de harekete geçebilir. En önemsiz olayı, birinin
söylediği ya da yaptığı bir şeyi ve hatta bir düşünceyi tetik olarak
kullanabilir. Eğer yalnız yaşıyorsanız ya da o sırada yakınınızda kimse
yoksa, acı beden sizin düşüncelerinizle beslenir. Aniden, düşünce sisteminiz
belirgin bir şekilde olumsuz hale gelir. Genellikle, bu olumsuz düşünce
krizi başlamadan önce zihninize olumsuz bir duygu dalgasının girdiğini fark
etmezsiniz; endişe ya da öfke gibi. Bütün düşünceler enerjidir ve acı beden
şimdi düşüncelerinizin enerjisiyle besleniyordur. Olumlu -olumsuz
düşünceler; aynı enerjidir ama farklı bir frekansa sahiptir. Acı beden,
mutlu ve olumlu bir düşünceyi hazmedemez.
Her şey, sürekli hareket halinde olan enerji alanlarıyla titreşirler...
Düşüncelerin kendilerine ait bir frekans alanı vardır ve olumsuz düşünceler
daha alt seviyelerde kalırken, olumlu düşünceler daha üst seviyelere çıkar.
Acı bedenin titreşim hızı, olumsuz düşüncelerin titreşim hızıyla aynıdır ve
acı bedenin sadece olumsuz düşüncelerle ve duygularla beslenebilmesinin
nedeni de budur.
Acı bedenden yayılan duygu, kısa süre içinde düşünce sisteminizi etkisi
altına alır ve zihniniz acı bedenin kontrolü altına geçtiğinde, düşünce
sisteminiz de olumsuz hale gelir. Kendinizi tamamen o sesin söyledikleriyle
tanımlar, bütün bozuk düşüncelerine inanırsınız. O noktada, mutsuzluk
bağımlılığı yerleşir.
Sorun olumsuz düşünce trenini durduramamanız değildir; durdurmak
istememenizdir. Acı beden için, acı zevktir. Bütün olumsuz düşünceleri
iştahla yutar. Aslında, şimdi zihninizdeki ses, acı bedenin sesidir. Acı
beden ve düşünce sisteminiz arasında kötücül bir döngü oluşur. Birkaç saat
ya da birkaç gün sonra,kendini tazeleyip beslenmesini tamamlayarak uykusuna
geri döner ve arkasında enerjisi tükenmiş bir organizma ve hastalıklara
karşı daha açık bir fiziksel beden bırakır. Eğer bu size psişik bir asalak
gibi göründüyse, haklısınız, çünkü gerçekten öyledir...
Bu alıntı: ECKHART TOLLE-Var Olmanın Gücü adlı eserinden yapılmıştır..
duygulardan oluşan bir varlıktır. acıktığında ve kendini yenileme zamanı
geldiğinde, uykusundan uyanır. Buna ek olarak, herhangi bir zamanda herhangi
bir olayla tetiklenerek de harekete geçebilir. En önemsiz olayı, birinin
söylediği ya da yaptığı bir şeyi ve hatta bir düşünceyi tetik olarak
kullanabilir. Eğer yalnız yaşıyorsanız ya da o sırada yakınınızda kimse
yoksa, acı beden sizin düşüncelerinizle beslenir. Aniden, düşünce sisteminiz
belirgin bir şekilde olumsuz hale gelir. Genellikle, bu olumsuz düşünce
krizi başlamadan önce zihninize olumsuz bir duygu dalgasının girdiğini fark
etmezsiniz; endişe ya da öfke gibi. Bütün düşünceler enerjidir ve acı beden
şimdi düşüncelerinizin enerjisiyle besleniyordur. Olumlu -olumsuz
düşünceler; aynı enerjidir ama farklı bir frekansa sahiptir. Acı beden,
mutlu ve olumlu bir düşünceyi hazmedemez.
Her şey, sürekli hareket halinde olan enerji alanlarıyla titreşirler...
Düşüncelerin kendilerine ait bir frekans alanı vardır ve olumsuz düşünceler
daha alt seviyelerde kalırken, olumlu düşünceler daha üst seviyelere çıkar.
Acı bedenin titreşim hızı, olumsuz düşüncelerin titreşim hızıyla aynıdır ve
acı bedenin sadece olumsuz düşüncelerle ve duygularla beslenebilmesinin
nedeni de budur.
Acı bedenden yayılan duygu, kısa süre içinde düşünce sisteminizi etkisi
altına alır ve zihniniz acı bedenin kontrolü altına geçtiğinde, düşünce
sisteminiz de olumsuz hale gelir. Kendinizi tamamen o sesin söyledikleriyle
tanımlar, bütün bozuk düşüncelerine inanırsınız. O noktada, mutsuzluk
bağımlılığı yerleşir.
Sorun olumsuz düşünce trenini durduramamanız değildir; durdurmak
istememenizdir. Acı beden için, acı zevktir. Bütün olumsuz düşünceleri
iştahla yutar. Aslında, şimdi zihninizdeki ses, acı bedenin sesidir. Acı
beden ve düşünce sisteminiz arasında kötücül bir döngü oluşur. Birkaç saat
ya da birkaç gün sonra,kendini tazeleyip beslenmesini tamamlayarak uykusuna
geri döner ve arkasında enerjisi tükenmiş bir organizma ve hastalıklara
karşı daha açık bir fiziksel beden bırakır. Eğer bu size psişik bir asalak
gibi göründüyse, haklısınız, çünkü gerçekten öyledir...
Bu alıntı: ECKHART TOLLE-Var Olmanın Gücü adlı eserinden yapılmıştır..